Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/802 E. 2020/1409 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/802
KARAR NO: 2020/1409
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2019 (Ek Karar)
NUMARASI: 2019/463 D.İş 2019/521 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2020
İhtiyati tedbire itirazların reddine ilişkin ek kararın itiraz eden … ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili, müvekkilinin tekstil sektöründe kullanılan boya ve yıkama makinelerinin imalatını yaptığını, karşı taraf …’ın makineler ve yurt dışı müşterilerinin bilgisine sahip olduğunu; …’in müvekkili şirketin çalışanı olup yıllık izne ayrıldığını akabinde istifa ettiğini, …’in ise müvekkili şirkette 1.3.2014’den itibaren teknik ressam olarak çalıştığını, … Ltd. Şti. ünvanlı şirket kurarak müvekkilinin makinelerini, müşterilerini ve her türlü ticari sırrını kullanarak makine satmaya başladıklarını, haksız rekabet fiilinin müvekkili şirkete verdiği zararın durdurulması amacıyla haksız rekabetin işlenmesinde etkili araçlara, mallara fiili olarak ihtiyati tedbir uygulanmasına ve aleyhine tedbir istenilenlerin kullandığı internet hesaplarına erişimi engellemesi yönünde ihtiyati bir karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile; Talep edenin haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan mallara fiili olarak ihtiyati tedbir uygulanmasına yönelik tedbir talebinin TTK’nun 61 ve HMK’nun 389 vd. maddeleri uyarınca takdiren 100.000-TL teminat mukabilinde kabulü ile; sunulan 31/10/2019 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılarak, … firmasına ait katalogda yer alan …, …, … kodlu yıkama makineleri; … kodlu ozon makinesi ve …, …, … kodlu sıkma makinelerine el konularak masrafı tedbir isteyen tarafından karşılanmak suretiyle güvenilir lisanslı bir yediemin deposuna konularak muhafaza altına alınmasına,diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
İTİRAZ: İtiraz eden … ve … vekili; müvekkillerine savunma hakkı verilmeden hatalı bilirkişi raporuna göre dosyada taraf sıfatı olmayan … Makine tarafından uygulanmak üzere verilmesi sebebiyle tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu,davanın esasını çözer şekilde karar verildiğini, makine bedelleri ve teminat arasındaki fark incelendiğinde ölçüsüz olduğunu belirterek tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. İtiraz eden …; davanın kendisi ile ilgisi olmadığını, davalılar ve şirketi tanımadığını, kimseyle bir bilgi paylaşmadığını ileri sürerek tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. İtiraz eden … vekili;tedbir kararından sonra süresinde arabuluculuğa başvurulmadığını, davanın kendisine yöneltilmediğini fakat mallarına el konulduğunu, tedbir kararının esasa ilişkin karar verir nitelikte olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.
EK KARAR: Mahkemece; ihtiyati tedbiri tamamlayan merasimin yerine getirilerek arabulucuya süresinde başvurulduğu,ihtiyati tedbir talebinde hasmın yanlış veya eksik gösterilmesinin ihtiyati tedbir kararı verilmesine engel olmayacağı ve mülkiyet itirazlarının esas hakkındaki yargılama sırasında esas mahkemesindeki dava aşamasında tartışılması gerektiği,3.kişi firmanın ihtiyati tedbir kararına itiraz etmiş olması nedeniyle hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği,TTK’nun 61.maddesinde yer alan özel mahiyetteki ihtiyati tedbir hükümleri karşısında hukuki dayanaktan yoksun olduğu, mahkemece alınan teminat miktarının yeterli olduğu gerekçesiyle itirazların reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden … ve … vekili; ihtiyati haciz kararının hatalı ve taraflı bilirkişi raporuna istinaden müvekkili …’ın yetkilisi dahi olmadığı dava dışı … Ltd. Şti. aleyhine uygulanmak üzere verildiğini, …’ın husumet ehliyetinin bulunmadığını, davada taraf sıfatını haiz olmayan şirket açısından hak kaybına neden olacağını, tedbir kararının davanın esasını çözer nitelikte olduğunu,talebe konu makine bedelleri ile teminat bedeli arasındaki fark incelendiğinde görüleceği üzere; verilen tedbir kararının ölçüsüz olduğunu, bilirkişilerin makinalar arasındaki farkların nasıl incelenmesi gerektiği noktasında dahi yetkinliğe sahip olmadıklarını, teknik zorunluluk sebebi ile mevcut olan benzemelerin haksız rekabeti oluşturmayacağını,kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir talebinin reddini, … hakkında husumet ehliyetinin bulunmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: TTK’nun 61/1 maddesi: “Dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, HUMK.nun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir.”hükmünü haizdir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Mahkemece, talep üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda ihtiyati tedbir talebine konu olan bir kısım makinaların ihtiyati tedbir talep eden firmaya ait makinalardan haksız rekabet oluşturacak şekilde taklit durumu bulunduğu tespit edilmiştir. HMK 390(2) madde; “Talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde ,hakim karşı tarafı dinlemeden de ihtiyati tedbire karar verebilir”hükmünü haizdir. İhtiyati tedbir talebinde, karşı tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi ihtiyati tedbir kararı verilmesine engel olmamaktadır.HMK 394(3).maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati ihlal edilen kişilere itiraz hakkı tanınmış olup ,somut olayda da ,3.kişi itiraz hakkını kullanmıştır. Gerekli ve yeterli teminatında alındığı anlaşılmakla, TTK’nun 61.maddesi gereği haksız rekabet teşkil eden ürünlere el konulması mümkün olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunduğu kanaatine varıldığından ,husumet yönündeki itiraz ve istinaf nedenleri yargılamanın esasında tartışılacağından itiraz edenler vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbire itiraz eden … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, ek karardan sonra ihtiyati tedbir talep eden gider avansından karşılanan 68,50-TL posta masrafının itiraz eden … ve …’den alınarak ihtiyati tedbir talep edene ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/12/2020