Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/800 E. 2020/714 K. 01.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/800
KARAR NO : 2020/714
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2020
NUMARASI : 2020/381 Esas-2020/133 Karar
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/09/2020
İlk derece mahkemesince verilen davanın usulden reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ile akdedilen sözleşmelere, davalıların aykırı hareket etmeleri neticesinde, telafisi imkansız ve hatalı imalat nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararların, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, zararın miktarının yargılama aşamasında tespit edilecek olması ve delillerin sunulması ve ispatlamak suretiyle, bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak, belirsiz alacak davası olarak şimdilik, 100.000,-TL maddi tazminat ile davalıların eylemleri nedeniyle müvekkilinin büyük bir özveri ve çabayla elde ettiği kazancının yatırıma dönüştürme amacını kötü bir şekilde bertaraf ettiklerinden davalıların eylemlerinin, müvekkilinin itibar, şeref, haysiyet ve onuruna yönelik, tahkir ve tezyif edici fevkalade ağır, katlanılması ve tahammülü gayri kabil olması nedeniyle, müvekkilinin kişilik haklarının ağır zedelenmesi sonucu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak, 100.000-TL manevi tazminatın en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı tarafın ayıba dayalı asılsız iddiaları kanunda belirtilen hak düşümü ve zamanaşımı süreleri içerisinde olmadığından iş bu davanın zamanışımı ve hak düşümü süreler yönünden reddine karar verilmesini, aradan geçen zaman göz önüne alındığında Medeni kanunun 2. maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırı şekilde ileri sürülen iddialar bakımından da haksız ve hukuka aykırı tüm davacı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava açılmadan önce hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk yoluna gidilmediği gerekçesiyle TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi ve HMK’nin 114/(2) ve 115. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; arabuluculuk tutanağının incelenmiş olmasına rağmen hatalı bir şekilde ret kararı verildiğini, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmadan arabulucuya başvurunun dava şartı olmadığını, TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinde “Bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” denildiğini, ancak ne TTK’nda ne de Arabuluculuk Kanunu’nda görevsizlik kararıyla gelen dosyalarda uygulanacak usule ilişkin açık bir hüküm bulunmadığını, kanunun amacı ile birlikte taraf menfaatleri gözetilerek bir yorum yapıldığında, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmeden önce arabulucuya başvurma dava şartının giderilmesinin mümkün olduğunun kabulü gerektiğini belirterek, hukuka ve hakkaniyete aykırı kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Elde ki dava; ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, davacının da tacir kaydı olduğunun tesbit edilmesi üzerine Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilerek dosyanın görevli bulunan Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince başlangıçta davanın ticari dava olduğu tesbit edilemediğinden Arabuluculuk Kanunu kapsamında bir inceleme yapılamamıştır. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi üzerine davacı tarafça arabulucuya başvurulmuş, bu aşamada 04/02/2020 tarihli anlaşamama tutanağı dosyaya ibraz edilmiş, 25/02/2020 tarihi itibariyle karar kesinleşip dosya görevli mahkemeye intikal ettiğinde ilk derece mahkemesince dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Arabuluculuk Kanunu’na göre; arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın ve dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. Burada dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. Maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir. Bununla birlikte aynı kanunun 115. maddesinin 3. fıkrasının uygulama alanı bulmasına engel yoktur. Bu bağlamda, dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez. Anlatılanlara göre ticari dava niteliğindeki eldeki dava da; dava tarihi itibariyle arabulucuya başvuru zorunlu bir dava şartıdır. Ancak dava dilekçesi üzerine arabulucuya başvurulmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmediği, davalı tarafça davanın ticari dava olduğu ileri sürülmekle birlikte, eksiklik nedeniyle itiraz yapılmadığı anlaşılmakla HMK 115/3 maddesi gereği davaya bakılmak gerekirken usulden red kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün kaldırılarak davanın yeniden görülmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/381 Esas-2020/133 Karar sayılı ve 02/03/2020 tarihli hükmünün HMK 353(1)a-4-6 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye İADESİNE”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan 54,40- TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 01/09/2020