Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/792 E. 2023/389 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/792
KARAR NO: 2023/389
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2020
NUMARASI: 2018/1264 Esas 2020/237 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının emtia nakliyat sigortası poliçesi ile sigortalısı … ltd.şti tarafından Güney Afrika’da kurulu … firmasına işyerinde teslim edilmek üzere satılan plastik torba kesim makinası ve aksesuarlarını İspanya’dan Güney Afrika’ya yapılacak olan taşımasına ilişkin rizikolara karşı sigorta teminatı verdiğini, sigortalı emtianın İspanya’da fuarda sergilendikten sonra Barcelona’dan alınıp Güney Afrika’daki alıcının adresine taşınmasının davalı tarafından üstlenildiğini, davalı ile taşımanın bütününü kapsayan taşıma sözleşmesi yapıldığını ve navlun ödendiğini, yükün davalı tarafından 18/10/2017 tarihinde taşınmak üzere teslim alınarak İspanya’daki depo alanında iki adet konteynere konulduğunu, sigorta konusu yükün içinde bulunduğu iki adet konteynerin gemiden tahliyesi sonrasında Güney Afrika’nın Durban Limanında bekledikten sonra davalı tarafça tayin edilen firma tarafından kara yolu ile taşınıp alıcısına teslim edilmek üzere alındığını, alıcının tesislerine varıldığında sürücünün malın üzerinde bulunduğu dorsenin ayağı ile yola koyduğu tuğlanın kırılması nedeniyle konteynerin devrildiğini, malda ağır hasar meydana geldiğini, hasarın müvekkiline bildirilmesi üzerine makinanın onarımı ve geri getirme masrafları dahil 291.347,40- Euro’nun sigortalıya ödendiğini, TTK’nun 1472.maddesi gereğince haklarının halefi olduğunu, davalının TTK’nun 875.maddesi gereğince zarardan sorumlu olduğunu, belirterek şimdilik 462.993,06 -TL tazminatın ödeme tarihi olan 18/07/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, görevli mahkemenin uyuşmazlığın deniz taşımasından kaynaklanması nedeniyle İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, sunulan konşimentonun arka yüzünde ihtilaf halinde Hong Kong Mahkemelerinin yetkili olduğu ve Hong Kong hukukunun uygulanması gerektiğinini kararlaştırıldığını, taşımaya ilişkin konşimentonun … Limited tarafından düzenlendiğini, taraf teşkilinin hatalı olması nedeniyle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin ya da acentesi olduğu firmanın davacı sigortalısına karşı ayrıca düzenlediği navlun faturası ya da taşıma taahhüdünü içerir bir belge bulunmadığını, davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddinin gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen konşimentoya göre yükleme ve istiflemeden kaynaklanan hasarlarda taşıyıcının sorumlu tutulamayacağını, hasarın deniz taşıması sırasında gerçekleştiğinin ispatlanamadığını, hasarın kara taşıması esnasında gerçekleştiğini, deniz taşımasını gerçekleştiren şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, aksi taktirde müvekkilinin sınırlı sorumluluk hükümlerine tabi olması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, sigortalı …’nin İspanya’dan Güney Afrika’ya taşınacak plastik torba kesim makinesi ve aksesuarları 12/10/2017 tanzim tarihli emtia nakliyat sigorta poliçesi ve 20/10/2017 tanzim tarihli nakliyat sigorta zeyli ile davacı tarafından sigortalandığını, taşıma, İspanya’dan Durban/ Güney Afrika’ya deniz yoluyla, Limandan alıcının adresine kara yoluyla yapıldığını, karma taşımalara ilişkin uluslararası anlaşma bulunmadığından TTK m.902-905 gereğince uyuşmazlığa TTK’nun taşıma işlerine ilişkin hükümleri uygulanacağını, taşıma konusu yükte meydana gelen hasarın deniz yoluyla yapılan kısımda meydana gelmediği, dosya kapsamındaki belgeler, mail yazışmaları, fatura tutarı birlikte değerlendirildiğinde davalının Barcelona’dan Güney Afrika’ya deniz yolu ve Durban-Johannesburg kara yolu taşımasının tamamını yapmayı/yaptırmayı üstlendiğinin anlaşıldığı, davalı, taşımanın tamamını kapıdan kapıya yapmayı üstlenmiş, tüm işlemler için tek fatura düzenlendiği, 02/07/2018 tarihli ekspertiz raporu, 16/01/2018 tarihli kaza tutanağı ve dosyada mevcut hasarlı yüke ilişkin fotoğraflardan kazanın Durban Limanından Johannesburg’a gerçekleştirilen karayolu taşıma sonunda, yükün alıcının adresine teslimi esnasında karayolu alt taşıyıcısının adamının kusuruyla gerçekleştiği sabit olup, zarardan davalının sorumlu olduğunu, hasar miktarının onarıma gidilmesi durumunda 291.347,40- Euro olarak hesaplandığı, tam ziya halinde değerlendirilmesi halinde 251.750,73 Euro olacağı, davacı sigorta şirketi tarafından 291.347,40 Euro zarar miktarı 18/07/2018 tarihinde ödendiği ve ibraname ile dava ve talep hakları davacı sigorta şirketine devredildiği, taşıyıcının sınırlı sorumluluk tutarının 462.993,06- TL olacağı ve bu miktarla sınırlı olarak davalıya başvurabileceği tespit edilmekle açılan davanın kabulü ile 462.993,06 TL’nin ödeme tarihi olan 18/07/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, uyuşmazlığın deniz taşımasından kaynaklı olduğundan görevli mahkemenin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu,konşimentonun arka yüzünde ihtilaf halinde Amerika dışındaki taşımalarda Hong Kong mahkemelerinin yetkili olduğunu ve Hong Kong hukukunun uygulanması gerektiğinin ifade edildiğini, mahkeme gerekçesinde taşımanın kapıdan kapıya üstlendiğini belirtmiş ise de tamamen yanlış bir ifade olup savunmalarının değerlendirilmediğini, bu davanın, asaleten müvekkiline yöneltilmemesi gerektiğini, konşimento … Limited tarafından düzenlenmiş olup taşıyıcı sıfatına bu şirketin haiz olduğunu, taraf teşkilinin tamamen hatalı olduğunu, müvekkil işbu taşıma işleminde acente sıfatını haiz olsaydı da sorumluluğu bulunmadığını, müvekkil … Ltd.Şti.’nin konşimentoda ismi dahi geçmediğini, bilirkişi kurulunda sigorta bilirkişisi, sigorta konusunda uzmanlığı olamayan bir bilirkişi olduğunu, konşimentoda “DAP” (kapıdan kapıya) teslim hususunda her hangi bir ibare bulunmadığını, davacı taşımanın DAP taşıma olduğunu iddia etse de böyle bir hususu ispatlayan herhangi bir delili olmadığını, özellikle hasarın olduğunu iddia ettiği kara taşımasının müvekkili şirket veya temsil ettiği taraflarca ifa edildiğini ispat edemediğini, ihtilaf konusu kara taşımayı üstlenen firma tarafından düzenlenen ve dava dışı … tarafından düzenlenen belge sureti mevcut olup Güney Afrika’da iç kara taşımayı yapan … firması ile müvekkili şirket veya temsil ettiği şirketlerin hiç bir ilgisi olmadığını, faturanın iç taşımanın dava dışı … adlı bir forwarding firma tarafından yapıldığını kanıtlamakta olup fatura borçlusu … LTD olduğunu, kara nakliye işlemini … firması organize etmiş ve fiili nakliye işlemi Johannesburg’da … tarafından gerçekleştirildiğini,hasarın deniz taşıması sırasında meydana geldiğini ispatlar bir delil bulunmadığını, sorumluluğu kanıtlayabilecek bir belge, ya da taşıma belgesi yokken, bilirkişi kurulunun eksik ve ispat gücü olmayan mail yazışmalarına kanıt yeteneği verdiğini, taşımayı yapan, taşıma işleri organizatörü olduğunun ispatlanabilmesi için davacının; bu taşımanın fıyata multimodal bill of lading (fbl) konşimentosu’nu ya da buna eşdeğer bir belgeyi sunması gerektiğini, TTK madde 1186 gereğince sınırlı sorumluluk hükümlerine göre hesaplama yapılması gerektiğini, hasarın T.T.K. 882’ye göre mi ya da T.T.K. 1186’ya göre mi hesaplandığının belli olmadığını, davacı tarafından yapılan ödemenin, bir lütuf (ex gratia) ödemesi olduğunu, sigorta poliçesi deniz sigorta poliçesi olup taşımanın kara ayağını kapsam içine almadığını, gerekçeli kararda TTK 902-905’e dayanıldığı yazılmasına rağmen T.T.K. 903’e uygun olarak, uygulanması gereken hukukun, araştırması yapılmadığını, konşimentoda “…” ve “…” ibareleri yer aldığından bu nedenle yükleme ve istiflemeden kaynaklanabilecek hasarlardan da taşıyıcının sorumlu tutulamayacağını,yetersiz bilirkişi raporu ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılarak dosyanın uluslararası taşıma ve lojistik hukuku konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek yeni bir rapor hazırlanmasına karar verilmesini, akabinde haksız alacak taleplerinden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, uluslararası taşıma sırasında hasarlanan emtia için sigorta poliçesi kapsamında yapılan ödemenin rücuen tazmini istemine ilişkindir. Öncelikle somut davada tüm usuli ve esasa dayalı itirazların çözüme kavuşturulması için yapılan taşıma işleminin türü ve meydana gelen hasarın taşımanın hangi aşamasında oluştuğunun belirlenmesi gerekmektedir. Davaya konu taşıma, önce Barcelona Limanı’ndan Algeciras Limanı’na, buradan Güney Afrika-Durban Limanına deniz yolu ile taşındığı, gemiden tahliye edilen konteynerin buradan alıcının Johannesburg’taki adresine karayolu ile taşındığı, hasarın karayolu taşıması sonunda, yükün alıcının adresine teslimi esnasında, karayolu alt taşıyıcısının adamının kusuruyla gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Buna göre denizyolu+ karayolu şeklinde gerçekleşen karma bir taşıma faaliyeti gerçekleştirildiği ve hasarın da taşımanın karayolu taşıması kısmında meydana geldiği sabittir. Söz konusu hasar karayolu taşıması neticesinde gerçekleşmiş olup denizyolu taşıması ile ilgisinin bulunmaması nedeni ile uyuşmazlığın Deniz Ticaret Mahkemeleri’nin görev alanına girdiği söylenemeyecektir. Bunun yanı sıra konşimento’nun arka yüzünde ihtilaf halinde Amerika dışındaki taşımalarda Hong Kong mahkemelerinin yetkili olduğunu ve Hong Kong hukukunun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmuş ise de 02;10/2017 tanzim tarihli … numaralı deniz konşimentosu (seawayhill) ‘nun taşımanın denizyolu ile gerçekleştirilen kısmı yönünden düzenlenmiş olması, karayolu taşıması yönünden konşimento hükümlerine gidilemeyeceği, taşımanın karayolu kısmında hasarın oluşması, taraflarca hukuk seçiminin yapılmamış olması, göndericinin ve malı sigortalayan davacının yerleşim yerleri dikkate alınarak MÖHUK 29.madde gereğince davalı vekilinin uyuşmazlığa uygulanacak hukuk ve yetkili mahkeme yönündeki istinaf sebeplerinin yerinde görülmemiştir. 12/10/2017 tanzim tarihli Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesiyle davacı … Sigorta A.Ş.’nin dava dışı sigortalısı …Ltd. Şti. tarafından Barcelona’dan/ Güney Aftika’ya 17/10/2017 tarihinde yüklenerek taşınacak plastik torba kesim makinesi ve aksesuarlarını sigortaladığı, hasarın meydana gelmesinden sonra davacının tespit edilen 291.347,40-euro zararı, dava dışı sigortalıya 18/07/2018 tarihinde ödediği, dosyaya ibraz edilen İbraname başlıklı belgede 3.kişilere olan dava ve talep haklarının davacıya devir ve temlik edildiği anlaşılmakla davalı vekilinin ödemenin lutuf ödemesi olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Taşıma sözleşmesinin kuruluşu sırasında taraflar arasında yapılan mailler ile; Durban limanı üzerinden Johannesburg’a kapı teslim olarak navlun teklifinde bulunulduğu ve Door to door olarak navlunun teyit edildiği ve anlaşmaya varıldığı, davalı … Ltd. Şti. tarafından kesilen 29/12/2017 tarihli e-fatura üzerinde .“…” yazıldığı, fatura tutarı ile mail yazışmalarında teklif edilen ve kabul edilen navlun ücretinin aynı olup taşımanın kapıdan kapıya teslim şeklinde üstlenildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle Davalı vekilinin husumete, konşimentoya atfen acente olduğuna, taşımanın kapıdan kapıya yapılmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde değildir. Taraflar arasında DAP (Kapıdan kapıya ) taşıma söz konusu olup davalının taşıma işleri organizatörü olan taşıyıcı olduğu dosyada mübrez delillerle sabit olduğuna göre denizyolu + karayolu şeklinde gerçekleşen uluslararası taşımada karayolu taşımasının alt taşıyıcı/ fiili taşıyıcı şirketlere yaptırılması mümkün olup davalı tarafça dosyaya sunulan fatura gereğince … firması veya … şirketinin alt taşıyıcı/ fiili taşıyıcı oldukları, Davalı şirketin taşıma işleri organizatörü olarak alt taşıyıcı/ fiili taşıyıcı kişilerin fiil ve ihmallerinden sorumluluğu bulunmaktadır.Davalı vekilinin müvekkiline husumet düşmeyeceğine yönelik istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır. Denizyolu+ karayolu şeklinde gerçekleşen karma bir taşıma faaliyeti mevcut olup hasarın da karma nitelikli taşımanın karayolu taşıması kısmında meydana geldiği sabit olduğuna göre TTK m. 903’te “Zıyaa, hasara veya teslimdeki gecikmeye yol açan olayın. taşımanın hangi kısmında meydana geldiği belli ise, taşıyıcının sorumluluğu, bu kitabın Birinci ve İkinci Kısım hükümlerinin yerine, taşımanın bu kısmı için ayrı bir taşıma sözleşmesi yapılmış olsaydı, o sözleşmenin bağlı olacağı hükümlere göre belirlenir. “denildiğinden taşıyıcının sorumluluğu TTK m. 875 vd. hükümlerine göre belirlenmesi yerindedir.Hasar, denizyolu taşımasının yapıldığı aşamada gerçekleşmediğinden sınırlı sorumluluk halleri tespitinde TTK 1186.maddenin uygulanabilirliği olmayıp sınırlı sorumluluk halleri TTK 882.madde hükmü uyarınca tespit edilecektir. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı tarafça taşınması üstlenilen emtianın karayolu taşıması sonunda konteynerin içindeki emtia ile devrilerek hasarlanması nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan sınırlı sorumluluk hükümleri dahilinde tahsiline ilişkin hükme yönelik davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 17.873,84-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 4.468,46-TL harcın mahsubu ile bakiye 13.405,38‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 18-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.16/03/2023