Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/786 E. 2022/1653 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/786
KARAR NO: 2022/1653
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2020
NUMARASI: 2018/1339 Esas – 2020/174 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/11/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin, sahibi olduğu Beylikdüzü OSB Mh. … Cd. N… Beylikdüzü, İstanbul adresindeki … Kargo Acentesini sözleşmeyle davalı …’ya devrettiğini, taraflar arasında imzalanan Acenta Alt İşletme Sözleşmesi’nin 9. maddesi uyarınca sadece sözleşmenin ihlali halinde kullanılmak ve buna teminat teşkil etmek üzere tarafların karşılıklı olarak birbirlerine 100.000-TL bedelli senetleri verdiklerini, davalı tarafından teminat olarak verilen senedin Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasıyla icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını belirterek müvekkilinin Küçükçekmece …İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ve dosya dayanağı senet nedeniyle davalıya borcu olmadığının tespitine, dava konusu senedin ve icra takibinin iptaline, haksız ve kötü niyetli davalının takip konusu alacağın %40’ı oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasında akdedilen sözleşmeyle, davacı tarafından işletilen acentenin kullanım hakkının müvekkiline devredildiğini, bu sözleşmeye istinaden davalı tarafından davacıya ödemeler yapıldığını, sözleşmenin 2 nolu maddesi hükmüne istinaden 35.000-TL teminat tutarını davacıya ödediğini, sözleşmenin 3 ve 4 nolu maddesi hükümlerine istinaden davacıya 8.000-TL’lik taksitler halinde ödemekle yükümlü olduğu toplam 160.000-TL’lik araç devir bedeli tutarına istinaden davacıya toplam 13 taksit toplamı 104.000-TL ödediğini, sözleşmenin 5 nolu maddesi hükmüne istinaden, işbu 160.000-TL’lik ödemenin teminatı olarak davacıya 160.000-TL bedelli senet verdiğini, davacının bu senedi haksız olarak icra takibine konu ettiğini, ayrıca tarafların birbirlerine sözleşmenin haksız feshedilmesine karşılık olarak 100.000-TL bedeli senetleri verdiklerini; müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşmenin 6 nolu maddesi hükmüne göre, davacı tarafından yeni bir şirket kurulacağı ve ödemelerin bitmesinden sonra müvekkiline devredileceğini, fakat davacının bu şartı ve diğer şartları yerine getirmeyerek … Kargoya müracaat ettiğini ve acenteliğini sonlandırdığını, acenteliğini sonlandırmak suretiyle eylemli olarak, müvekkili ile arasındaki sözleşmesini de feshettiğini, davalının sözleşmeye güvenerek davacıya 35.000-TL teminat bedeli ve 13 taksit toplamı 104.000-TL araç bedeli ödediğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan bütün edimlerini yerine getirmesine rağmen davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini ve davalıdan almış olduğu paralar ile haksız kazanç elde ettiğini, bu nedenle 100.000-TL bedelli teminat senedinin haklı olarak icra takibine konu edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında acente devir sözleşmesinin yapıldığı ve söz konusu senedin, sözleşmenin ifa edilmemesi halinde teminat amacıyla davalıya teslim edildiği, davacının dava dışı … Kargo’nun acentesi olduğu, dava dışı … Kargo ile davacı arasında 04.01.2016 tarihli akdedilen acentelik sözleşmesinin 10. maddesinin 1 nolu fıkrasında, davacının söz konusu acenteyi … Kargo’nun izni olmadan 3. bir şahsa devredemeyeceği hususunun düzenlendiği, davacının davalı ile yaptığı sözleşmede ise kargo acenteliğinin devrinin sözleşmenin ana konusunu oluşturduğu, bu haliyle davacının devir yetkisi bulunmamasına rağmen davalıyla uyuşmazlık konusu acenteyi devretmeye dayalı sözleşme imzaladığı, böyle bir durumda davacının üzerine düşen edim olan hem de sözleşmenin esaslı unsurunu oluşturan devretme yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği hususu gözetildiğinde davalıya karşı teminat senedi olarak verdiği senetten ötürü borçlu olmadığının tespitini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; takibe konu senedin teminat senedi olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığını, bu senedin ancak sözleşmenin ihlali halinde kullanılabileceğini, oysa sözleşmeyi davalının ihlal ettiğini, davalının sözleşme kapsamında yapması gereken ödemeleri yapmadığını, sözleşmeyi davalının ihlal ettiği hususunun bilirkişi raporuyla da tespit edildiğini, mahkemenin davanın reddine dair gerekçesinin yerinde olmadığını, davalının sözleşme tarihinden önce de, sözleşmenin devamında da halen söz konusu acentede çalıştığını, müvekkili ile dava dışı … Kargo arasındaki sözleşmenin ayrıntısını gayet iyi bildiğini, zaten taraflar arasındaki sözleşmenin 1. ve 8. maddesinde de sözleşmenin kargo şirketi ile yapılan 05/02/2016 tarihli sözleşmenin devamı olduğunun açıkça yazdığını, devir yasağının olmaması halinde acentenin davalıya resmi olarak devredilebilmesinin imkanı olacağını, ayrıca davalı tarafından bu yönde bir savunma da ileri sürülmediğini,sözleşmenin devir yasağı nedeniyle geçersiz olduğunun kabulü halinde sözleşmenin tüm hükümlerinin geçersiz olacağından sözleşme kapsamında verilen teminat senedinin de icraya konulamayacağını, kaldı ki davalının hem sözleşme nedeniyle ödemesi gereken bedelleri ödemediğini hem de sözleşmeyi dava dışı bir kişiye devrettiğini, müvekkilinin de kargo şirketinden gelen taleple bayilik ilişkisini sona erdirdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kambiyo senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, davalı ile aralarında, dava dışı … Kargo’dan aldığı acentelik sözleşmesinin kullanım hakkının davalıya devrine ilişkin sözleşme düzenlendiğini, sözleşmenin ihlali halinde kullanılmak üzere tarafların karşılıklı olarak birbirlerine 100.000-TL bedelli senetleri teminat olarak verdiklerini, davalının bu senede istinaden icra takibi başlattığını, oysa bu senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu ve ancak sözleşmenin ihlali halinde kullanılabileceğini, sözleşmenin kendisi tarafından değil, davalı tarafından ihlal edildiğini belirterek teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı, davacının sözleşmenin 6. maddesi gereğince şirket kurma ve şahsına devretme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sözleşmeye güvenerek davalıya 35.000-TL teminat bedeli ve araçlar bedelinin 13 taksit toplamı 104.000-TL ödediğini, davacının ise acenteliği sona erdirerek sözleşmeyi ihlal ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ise davacı ile dava dışı … Kargo arasındaki acentelik sözleşmesinde devir yasağı bulunduğu, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin konusunu ise acente işletmesinin devrinin oluşturduğu, devir yasağı bulunması nedeniyle davacının devretme yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği, bu nedenle bahsi geçen senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda; davacı ile davalı, davacının dava dışı … Kargo ile aralarındaki 05/02/2016 tarihli acentelik sözleşmesinin kullanım hakkının davalıya devri konusunda yazılı olarak sözleşme yapmışlardır. Bahsi geçen sözleşmede; davacının dava dışı … Kargo ile aralarındaki 05/02/2016 tarihli acentelik sözleşmesinin aynı şartlarda devam edeceği belirtildikten sonra, davalı davacıya 35.000-TL işveren şirkete ödenmiş olan teminat tutarını ödemeyi, ayrıca acentenin kullanımında olan 3 araç bedeli 160.000-TL kabul edilerek aylık asgari 8.000-TL olmak üzere aylık hakediş tutarlarının % 20’si ödenmek suretiyle en geç 30/03/2019 tarihinde 160.000-TL’nin tamamını ödemeyi, davacı ise bedelin ödenmesinden 30 gün içinde araçları davalıya devir ve tescil etmeyi üstlenmiştir. Bunun dışında 160.000-TL’nin karşılığını oluşturmak üzere davacıya 1 adet senet verildiği, üst üste iki taksitin ödenmemesi halinde herhangi bir ihbara gerek kalmaksızın senedin icraya konulabileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 6. Maddesinde ise davacı tarafından yeni bir şirket kurulacağı, ödemeler bitene kadar şirketin iki ortaklı devam edeceği, ödemelerin bitmesi halinde ve sözleşmenin tam olarak yerine getirilmesinden sonra şirketin davalıya devredileceği, sözleşmenin 7. maddesinde herhangi bir tarafın haklı bir sebep olmaksızın sözleşmeden cayması halinde 100.000-TL tazminat ödeneceği, sözleşmenin 9. Maddesinde taraflarca birbirlerine karşılıklı olarak sadece sözleşmenin ihlali halinde kullanılmak üzere 100.000-TL bedelli teminat senedi verileceği kabul edilmiştir. Davalı tarafından icra takibine konulan senedin taraflar arasındaki bu sözleşmenin 9. maddesi kapsamında teminat olarak verildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının sözleşmeyi ihlal edip etmediği, davalının teminat olarak verilen senet bedeline hak kazanıp kazanmadığı hususunda toplanmaktadır. Davalının takibe konu teminat senedi bedelini isteyebilmesi için sözleşme ile ödemeyi üstlendiği bedelleri ödediğini, buna karşılık davacının devir yükümlülüğünü yerine getirmediğini ispatlaması gerekmektedir. Davacı ile dava dışı … Kargo arasında imzalanan 04/01/2016 tarihli acentelik sözleşmesinin 10. Maddesinde davacının … Kargonun izni olmaksızın ortak alamayacağı, bunun dışında her ne ad altında olursa olsun başka bir firmaya acentelik faaliyetlerini yaptıramayacağı ve ortak olamayacağı aksine davranışın derhal fesih nedeni sayılacağı kararlaştırılmıştır. Mahkemece davacı ile dava dışı kargo şirketi arasındaki sözleşmede yer alan devir yasağı gerekçe gösterilerek davacının davalı ile aralarındaki sözleşmenin esaslı unsuru olduğu belirtilen devretme yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; Borçlar hukukuna egemen olan nisbilik ilkesi gereğince, borç ilişkisi sadece ilişkinin tarafları arasında hüküm ve sonuç doğurur. Öte yandan, taraflar arasındaki sözleşmede, davacı ile dava dışı kargo firması arasındaki 04/01/2016 tarihli sözleşmeye atıf yapılmış olup, bahsi geçen sözleşmedeki devir yasağına ilişkin hükmün her iki tarafın da kabulünde olduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmenin bu hüküm bilinerek yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinde davacının devir yükümlülüğünü kuracağı şirket üzerinden yerine getireceği ve davacının devir borcunun, davalının bütün ödemelerini yaptıktan sonra muaccel olacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının dava dışı kargo firması ile aralarındaki ana sözleşmede devir yasağı öngörülmüş olmasının, mahkemece davacının davalı ile aralarındaki sözleşmeden kaynaklanan devir yükümlülüğünü yerine getirmesine engel olarak kabul edilmesi doğru olmamıştır. Davalı tarafından, sözleşme kapsamında davacıya taksitler halinde ödemeyi üstlendiği bedelleri süresinde ödediğine dair bir delil ibraz edilmemiştir. Davalı, davacıya hakedişlerden yapılan kesintileri de ilave ederek 104.000-TL ödeme yapıldığını iddia etmiş ise de bu miktar ödemenin yapıldığının kabulü halinde bile aralarındaki ilişkinin başladığı tarihten itibaren muaccel olan taksitleri karşılamaya yetmediği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan davalının 14/07/2018 tarihinde iş yerinin dava dışı … isimli kişiye devri için sözleşme yaptığı görülmektedir. Bu durumda sözleşme şartlarının davalı tarafından yerine getirilmediğini, sözleşmenin davalı tarafından ihlal edildiğini kabul etmek gerekmektedir.. Davalı tarafından icra takibine konu edilen senet, ancak sözleşmenin ihlali halinde tahsili istenebilecek nitelikte tarafların birbirine karşılıklı verdiği teminat senedi olup, davalının sözleşmeden kaynaklanan alacak haklarını var ise ayrı bir dava yoluyla ileri sürmesi mümkün ise de ,sözleşmenin 7.maddesinde kararlaştırılan haksız fesih halinde ödenecek olan 100.000-TL tazminatın (cezai şart) tutarının dava konusu teminat senedi ile talep edilmesi mümkün olmadığından bu senetten nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına,yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından yeniden hüküm verilerek davanın kabulüne, davacının davalı lehine 30/06/2017 tarihinde keşide edilen 10/10/2018 vade tarihli 100.000-TL bedelli bonodan ve bu bonoya istinaden başlatılan icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetli olduğu ispat edilemeyen davalı yönünden koşulları oluşmadığından davacının tazminat isteminin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2020 Tarih 2018/1339 Esas – 2020/174 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulü ile davacının, davalı lehine 30/06/2017 tarihinde keşide edilen 10/10/2018 vade tarihli 100.000-TL bedelli bonodan ve bu bonoya istinaden başlatılan Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, Koşulları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ;”Alınması gereken 6.831-TL karar harcından, peşin yatırılan 1.714,14-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.116,86‬‬-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafından yatırılan 1.750,04‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacılar tarafından yapılan 1.400-TL bilirkişi ücreti, 95,9‬0-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.495,9‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için takdir olunan 16.000-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından sarf edilen 59,5‬0-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/11/2022