Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/783 E. 2023/341 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/783
KARAR NO: 2023/341
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2020
NUMARASI: 2018/388 Esas – 2020/42 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, … Bankası Sefaköy şubesine ait … seri numaralı 30/07/2018 keşide tarihli, 120.000-TL bedelli, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti. olan çekin borca karşılık keşide edilmek suretiyle teslim edildiğini, 13/04/2018 günü müvekkili şirketin müdürü tarafından ciro edilerek şirket çalışanı …’a bir faktoring şirketine götürmesi için verildiğini, …’ın o gün akşam saatlerine kadar beklenmesine rağmen işyerine gelmediğini, kendisine telefonla arandığında önce ulaşılamadığını, çekin faktoring şirketine teslim edilmediğini, daha sonra çeki geri vermeyeceğini söylediğini, müvekkili şirket yetkilisi kendisine çeki iade etmesini, bunun hırsızlık olduğunu söyleyerek şahsa pazartesi sabahına kadar süre verdiğini, rızaları dışında çalınmak suretiyle ele geçirilen çekin iadesine-iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu çekin müvekkilinin elden davacı şirket yetkilisine yaptığı ödemelere ilişkin olduğunu, müvekkiline en son verilen çek bedelinin 120.000-TL bedelli olduğunu, davacı yanın halen müvekkiline 40.000-TL borcunun bulunduğunu, davalının davacıya ait olan çekleri güveni kötüye kullanarak çaldığı, zimmetine geçirdiği iddialarının gerçeklikten uzak olduğunu, müvekkiline iftira atıldığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davanın davacının elinden rızası dışında çıktığını, davalının ise alacağına mahsuben aldığını savunduğu çekin istirdadına ilişkin olduğu, çek yargılama sırasında ödenerek menfi tespite dönüştüğü, kural olarak çekin istirdatı ile ilgili davalarda; ispat yükünün davacıda bulunduğu; bu nedenle; bu davada da davacının, senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu bulunduğunu ispat etmesi gerektiği, tanıklar çekin iktisabında davalının kötüniyetli ya da ağır kusurlu olduğunu beyan edecek güçte delil oluşturmadığı, çekin elinden rızası dışında çıktığını ispat ettikleri fakat davalının ağır kusurunu ve kötüniyetini ispat edemedikleri, davalı …’ın iktisapta kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğu ileri sürülüp kanıtlanamadığı anlaşılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davaya konu çekin, davalı …’a faktoring şirketine götürmesi ve bedelini şirkete getirmesinin temini amacıyla teslim edildiğini, davalı …’in açıkça kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğu ispat edildiği halde, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dinlenen tanıkların bizzat bilgi ve görgülerine dayanarak, mahkeme huzurunda doğruları ifade ettiklerini, şirket çalışanı … ile … arasındaki şahsi borç alacak ilişkisinin müvekkili şirketle ilgisi olmadığını, tanık beyanlarının telefon mesaj kayıtları ile örtüştüğünü, bu durumun tanıkların doğruyu söylediğinin ve davaya konu çekin davalıya faktoring şirketine götürülmek ve bedeli şirkete verilmek üzere teslim edildiğinin başka bir kanıtı olduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu sonradan dosyaya sunulan ve müvekkiliyle husumeti olan … imzasını taşıyan 21/11/2017 tarihli “Taahhütname ve Anlaşma Protokolü” başlıklı belgenin sonradan üretilmiş bir belge olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, TTK nın 792.madde uyarınca açılmış çek istirdadına ilişkindir. TTK 792.madde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmüne haiz olup bu doğrultuda TTK 790.madde “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir. TTK’nun bu hükümlerine göre çek istirdatı davasında yetkili hamilin hakkını 790.maddeye göre ispatlaması yeterli olup çeki edinme sebebine kanıtlaması gerekmemektedir. Somut olayda, davacı taraf, … Bankası Sefaköy şubesine ait … seri numaralı 30/07/2018 keşide tarihli, 120.000-TL bedelli, keşidecisi … Ltd. Şti. olan çekin 13/04/2018 günü ciro edilerek şirket çalışanı davalı …’a bedelinin tahsil edilmesi amacıyla faktoring şirkete götürmesi için verildiğini, çekin kötü niyetli olarak geri iade edilmediğini, davalı taraf ise çekin teslim edildiğini fakat borcuna mahsuben verildiğini iddia etmekteyken davacı taraf 30.10.2018 tarihli beyan dilekçesinde ve 28.11.2018 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında çekin 3.şahsa ciro edildiğini ve çek bedelinin 3.şahıs tarafından tahsil edildiğini ifade ederek, davanın çek bedelinin istirdatı olarak devam ettirilerek çek bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Açılan davanın çek istirdatı davası olduğu, davaya konu çekin incelenmesi sonucunda müteselsil ve birbirine bağlı cirolarla çeki elinde bulunduran davalının TTK 790.madde uyarınca yetkili hamil olduğu, çekin davalıya teslim edildiği tarihte davalının davacı şirket çalışanı olmadığı, çekin hamilin rızası dışında elinden çıkmasının sözkonusu olmadığı, çekin davacı tarafın iddiasına göre davacı tarafından bedeli faktoring şirketinden tahsil edilmek üzere verildiği ileri sürülmüştür.Buna göre çek davacının elinden rıza dışı çıkmamıştır. Somut olayda TTK 792.madde hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Davaya konu çek davacının cirosu ile davalıya teslim edildiği hususunda ihtilaf olmayıp emre yazılı bir çekin temlik cirosu ile devir edilmesi halinde çek ciro şerhinden aksi anlaşılmadıkça ciro ile çekten doğan hakların devir edildiğinin kabulü gerekir.Toplanan delillere göre taraflar arasında alacak- borç ilişkisi mevcut olup çekin tahsil edilmek üzere davalıya ciro ve teslim edildiğini davacı ispatlayamamıştır. Açıklanan nedenlerle; İlk Derece Mahkemesi’nce çekin davacının rızası dışında elinden çıktığını ispat ettiği fakat davalının ağır kusurunu ispatlayamadığı yolundaki gerekçesi yerinde görülmemiş olup gerekçede yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilerek “davanın reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/01/2020 Tarih 2018/388 Esas – 2020/42 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ;”Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının mahkeme veznesine yatırılan 2.049,30-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 1.869,4‬0-TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için takdir olunan 15.350-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/03/2023