Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/774 E. 2022/1773 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/774
KARAR NO: 2022/1773
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/12/2019
NUMARASI: 2015/172 Esas 2019/1302 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Davanın kısmen kabulü-reddine ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasındaki alışveriş nedeniyle müvekkili tarafından davalı şirkete kesilen 6 adet faturanın ödenmediğini, ödenmeyen faturalar nedeniyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, taraflar arasındaki yazışmalarda alışverişin gözüktüğünü, yine yazışmalara göre müvekkilinin gönderilerinin davalıya ulaştığının anlaşıldığını, ancak faturalara konu alacağın davalı tarafından ters kayıtla sıfırlandığını, faturalar konusu mallar teslim edilmiş olup bedelinin ödenmediğini belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ile müvekkili şirket arasındaki 01.06.2012 tarihli ticari ürün satınalma sözleşmesi akdedildiğini, davalının müvekkili tarafından tanzim edilen faturaları defterlerine işlemediğini, müvekkili şirketin böyle bir borcunun bulunmadığının ticari defter kayıtlarıyla sabit olduğunu, borcu bulunmayan müvekkili hakkında takip başlatan davacının kötü niyetli olduğunu, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; 16.4.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin ticari defter kayıtlarında davalı şirketten 12.304,01-TL alacaklı bulunduğu, davalı şirketin takip dayanağı 5 adet faturayı ticari defterlerinde kayıt altına aldığı, 5 adet fatura kaydını, aynı tarihte tek taraflı olarak düzenlediği ters kayıt işlemi ile bu faturalar üzerinden yükümlendiği borç külfetini sıfırladığının tespit edildiği, fatura içeriği malların davalıya teslim edildiği, davalının dava konusu bedeli ödediği ya da başka şekilde borcun daha sonra sona erdiğine ilişkin delil ibraz etmediği, davacının defterlerinde kayıtlı 12.374,01-TL üzerinden davanın kısmen kabulü gerektiği, davalı takip ile temerrüde düştüğünden işlemiş faiz istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın 12.304,01-TL üzerinden kısmen kabulü ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; takip faturalara dayalı olmasına rağmen mahkemece takip dayanağı olarak gösterilmeyen davacı cari hesabına dayanılarak hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, takibe konu faturalar konusu ürünlerin müvekkiline teslim edilip edilmediğinin araştırılmadığını, müvekkili tarafından sipariş verilme aşamasında sevk tarihinde sisteme otomatik giriş yapılmakta ise de ürün teslimi yapılmadığı zamanlarda ters kayıt işlemi uygulandığını, ticari defterlerde kayıt gözükmesinin malların teslimine karine olmayacağını,bu hususta bir inceleme yapılmadığını,takibe dayanak faturaların karşılığının müvekkili tarafından ödenip ödenmediği irdelenmeden, alacak likit olmamasına rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kabul edilen miktarın iki katı tutarında alacak talebi ve işlemiş faiz istemesi nedeniyle iyi niyetli olmadığını, reddedilen tutar üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, faturalar konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Eldeki davada davalı, faturalar konusu malların teslim edildiğini inkâr etmektedir. Bu durumda faturalarda yazılı malların davalıya teslim edildiğini ispat yükü davacıya aittir. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır. Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; takip konusu 6 adet faturadan 3.101,04-TL tutarlı fatura dışındaki faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 12.374,01-TL alacaklı bulunduğu, davacının 30.11.2012 tarihli 3.101,04-TL tutarlı faturasının kendi defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının takip dayanağı toplam 21.707,28-TL tutarlı diğer 5 adet faturasının davacı ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, ancak davalı tarafından 01.09.2013 tarihinde yapılan ters kayıt işlemi ile borcun sıfırlandığı tespit edilmiştir. Takip dayanağı olan toplam 21.707,28-TL tutarlı 5 adet davacı faturası davalı tarafından benimsenerek kendi ticari defterlerine kaydedildikten sonra, aynı tarihli ters işlemle borç sıfırlanmıştır. Taraf çalışanları arasındaki e-posta yazışmalarından da; davacı tarafından ödeme yapılması talep edilmesi üzerine davalı tarafından faturaların gönderilmesinin istenildiği, davacı tarafından faturaların gönderildiği, davalı tarafından büyük ihtimalle sene sonu kapanışında ödeme yapılacağının bildirildiği, ayrıca davalı tarafından davacıya gönderilen 08.01.2014 tarihli e-posta ekindeki hesap ekstresinde de faturaların kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu yazışmalar ve davalının faturaları kendi ticari defterlerine kaydetmiş olması karşısında, faturalar konusu malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekmektedir. Davalının ters kayıt işleminin dayanağı bulunmamakta olup, bu suretle borcun kapandığının kabulü mümkün değildir. Davalının ödeme yönünde bir delil ve iddiası da bulunmamaktadır. Davacının ticari defterlerine kayıtlı davalı ödemeleri sonucunda, takip tarihi itibariyle davacının bakiye alacağı davacının kendi ticari defterlerinde 12.374,01-TL olarak kayıtlı olup, mahkemece bu tutar esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. İİK’nın 67. maddesi, “Davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmünü haizdir. Somut olayda alacak faturalara dayalı olduğundan likit niteliktedir. Davalının itirazında kısmen haksız olduğu da tespit edildiğine göre, kabul edilen kısım yönünden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir.Öte yandan itirazın iptali davasında, alacaklının takipte haksız ve kötü niyetli olduğunun belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilir. Bu kapsamda somut olayda, davacının takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından, kötü niyet tazminatı talep koşulları oluşmamıştır. Bununla birlikte mahkemece bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalının kötü niyet tazminatı istemi hakkında olumlu veya olumuz bir karar verilmemesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak hükmün diğer kısımlarının tekrarı ile “koşulları olmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2019 Tarih 2015/172 Esas 2019/1302 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA ; “Davanın kısmen Kabulü ile, Davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 12.304,01-TL asıl alacak yönünden iptali ile, 12.304,01-TL üzerinden takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazla istemin reddine, %20 oranda hesaplanan 2.460,80-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Koşulları olmadığından davalının kötüniyet tazminat isteminin reddine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak ;”Alınması gereken 840,48-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 458,80-TL’nin mahsubu ile bakiye 381,68‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan ‬470,5‬0-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 1.150-TL bilirkişi ücreti, 200-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.350-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 620-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 2.725-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafça yatırılan 459-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/12/2022