Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/758 E. 2020/799 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/758
KARAR NO: 2020/799
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2020
NUMARASI: 2019/666 Esas- 2020/145 Karar
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Davanın kabulüne yönelik hükmün davacı ve davalı tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkili kurum sigortalısı …’nın geçirdiği meslek hastalığı sonucu vefatı üzerine müvekkili tarafından uğranılan zararının tahsilini teminen İst. Anadolu 19. İş Mahkemesi’nin 2019/37 sayılı dosyası ile davalı … A.Ş aleyhine rücuen alacak davası açıldığını, yargılama esnasında davalı şirkete tebligat yapılamadığını, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce müzekkereye verilen cevabi yazıda; … A.Ş’nin son tescilinin 25.12.2013 tarihi olduğu, şirketin tasfiye sonunun 25.12.2013 tarihinde tescil olunduğundan sicil kaydının terkin olduğunun bildirildiğini, dava dosyasında Tasfiye Halinde … A.Ş. yeniden ihyası yönünden dava açmak üzere yetki verildiğini, tasfiye olan şirketin ihyası ile tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili; Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün T.T.K.’nın 32. maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki taleplerinin ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağlayacağını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, de davanın niteliği gereği yasal hasım konusunda bulunan müvekkili aleyhine yargı giderine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek, müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı tasfiye memuru … vekili cevap dilekçesinde; her ne kadar SGK tarafından İst.Anadolu 19. İş Mahkemesi’nde 2019/37 Esas sayılı dosya ile müvekkili şirkete karşı dava açılmış olsa da müteveffanın meslek hastalığının hangi şirket nezdinde nüksettiği, ayrıca ölüm nedeninin meslek hastalığı dolayısıyla meydana gelip gelmediğinin tespit edilmemişken şirketin ihyası talebinin mesnetsiz olduğunu, davacının hukuki menfaatinin olmamasına rağmen dava açtığını, alacağının mevcut olduğunu gösteren somut delillerin gösterilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ticaret sicilden tasfiye sonucu terkin edilen Tasfiye Halinde … A.Ş’nin İst.Anadolu 19. İş mahkemesinin 2019/37 esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere İstanbul Ticaret Siciline yeniden tesciline, ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan … tarafından yapılmasına,dava tasfiye sonlandırıldıktan sonra açıldığından yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına , kararın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili;HMK nun 326. maddesinde; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceğinin belirtildiğini,müvekkili kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, sigortalınını ihyası istenen şirkete ait işyerindeki çalışmaları sırasında gerekli iş sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeni ile meslek hastalığına yakalandığını, bu durumun müvekkili kurum tarafından düzenlenen teftiş raporu ile de tespit edildiğini, yapılan ödemelerin rücüen tahsili için açılan davada ihyası istenen şirketin sicilden tasfiye sonucu terkin olduğunun tespit edildiğinden şirketin ihyası için dava açıldığını, müvekkili kurumun dava açmakta haklı olduğundan davanın açılmasına tasfiyesi istenen şirketin kusurlu eylemlerinin neden olduğunu belirterek,kararın vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı tasfiye memuru vekili; İst.Anadolu 19. İş Mahkemesi’nde görülen davada bir çok davalı şirketin bulunduğunu,sigortalının hangisinde meslek hastalığına yakalandığının belirsiz olduğunu,tüzel kişinin, tüm borçlarının ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, alacaklarını tahsil ettiğini, İst.Anadolu 19. İş Mahkemesi’nde görülen davanın devam ettiği her bir davalının ayrı ayrı sorumluluk derecelerinin tespiti gerektiğini, davacının müvekkili şirketten kesinleşmiş veya belirlenebilir herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını,haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp, bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahip olacaktır. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 25/12/2013 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, İstanbul 19. İş Mahkemesi’nin 2019/37 Esas sayılı dosyasında davası bulunduğu ve davanın 23/01/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Ancak kurum sigortalısının meslek hastalığına yakalanmadan evvel ihyası talep olunan şirkette çalıştığı belirlendiğinden tasfiyenin kapatılmasından evvel ki zarar iddiası nedeniyle dava açıldığı anlaşılmakla bu davanın konusunu teşkil eden davadışı şirketin kusurlu olup olmadığı, eldeki davanın konusunu teşkil etmemektedir. Davacının açtığı rücuan tazminat davasında taraf teşkilinin sağlanabilmesi davanın görülebilmesi için ihya gerektiği,davalı tasfiye memurunun davacının hukuki yararı bulunmadığına ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. H.M.K.’nın 326-(1) maddesinde; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilir. Buna göre dava da haksız çıkan davalı aleyhine yargılama giderine hükmetmek gerekmektedir. Yargı gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesi yönünde ki davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülerek, hükümde yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve vekalet ücreti takdir edilmemesi yerinde görülmemiş bu nedenle hüküm kaldırılarak davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Dairemizce; Yargıtay 11. HD nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbit edilmesi ve bu tesbitlerin benimsenmesi nedeniyle, daha evvel ki uygulamadan dönülerek çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı tasfiye memuru veklinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı SGK vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/666 Esas-2020/145 Karar sayılı ve 19/02/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜ İLE, sicilin … nosunda kayıtlı iken terkin edilen “Tasfiye Halinde … A.Ş’nin İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi’nin 2019/37 esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASI ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere İstanbul Ticaret Siciline yeniden tesciline, ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan … tarafından yapılmasına, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine, kararın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanına, İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 54,40- TL harcın davalı tasfiye memuru …’den alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 307- TL yargı gideri ve davacı vekili için takdir olunan 3.400- TL vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru …’den alınarak davacıya verilmesine,” İstinaf yoluna başvuran davalı tasfiye memuru … tarafından yatırılan peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davalı tasfiye memuru … tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/09/2020