Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/754 E. 2022/1580 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/754
KARAR NO: 2022/1580
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2020
NUMARASI: 2019/152 Esas 2020/124 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ve davalı arasında Büyükçekmece … Noterliği’nin 26.04.2018 tarihli … yevmiye numaralı satış işlemi ile … plakalı yarı römork (dorse) niteliğindeki aracın alım satımı yapıldığını ve satış esnasında aracın plaka değişikliğinin de yapıldığını, aracın şu an ki plakasının … olduğunu, bu satış işleminin bedelinin 9.000-TL olduğunu, davalı tarafın bu satış bedeli için 26.04.2018 tarihli … numaralı 9.000-TL bedelli faturayı düzenlediğini ve alım satım işlemine konu olan dorsenin davalıdan hurda olarak alındığını ve müvekkil şirket tarafından masraf yapılarak tamir işlemleri yapılarak kullanılmaya başlandığını ve müvekkil şirket yetkilisinin, ödeme yaparken 9.000-TL. yerine sehven 36.000-TL bedeli davalının hesabına gönderdiğini, müvekkili şirketin tüm taleplerine rağmen davalı tarafından sehven fazla ödenen tutarın iade edilmediğini ve sehven fazla ödenen 27.000-TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığını davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya süresinde cevap vermemiş ise de ,aşamalarda davalı vekili yargılamaya katılarak ,davacıya araç satışı yapıldığını ,Noter senedinde satış bedeli 9.000-TL gösterilmiş ise de ,gerçek satış bedelinin 36.000-TL olduğunu bu bedelin müvekkiline gönderildiğini ,hataen gönderilen bir bedel sözkonusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, somut olayda havale neticesinde yapılan fazladan ödemenin yanlışlıkla gönderildiği noktasında ispat yükünün davacı üzerinde iken yargılama sırasında yer değiştirdiğini, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, davalı tarafça rapora itiraz edildiğini, davalı itiraz ile, taraflar arasında satıma konu dorsenin gerçek bedelinin 9.000-TL olmadığını, resmi şekilde yapılan senette bu bedelin düşük gösterildiğini iddia ederek resmi senetteki satış bedelinin gerçeği yansıtmadığını belirttiği, bu durumun bedelde muvazaa olup, muvazaaya konu işlemin tarafı olan davalının yazılı delille bu hususu ispatlaması gerektiği, haliyle gelinen aşamada söz konusu uyuşmazlığın dorse satış bedelinden kaynaklandığı, davalının davacının kendisine başkaca borcu olduğuna dair iddiasının da bulunmadığı, kendi muvazaasını yazılı delille ispatlaması gerektiği, son halde ispat yükünün davalıya geçtiği ve iddiasını ispatlar delil dosyaya sunamadığı ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve asıl alacağın % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; bilirkişi raporunda aracın rayiç bedelinin belirlenmesi gerektiği tespit edilmesine rağmen bu hususta bilirkişi incelemesi yapılmadığını, davacının araç bedeli miktarında müvekkiline ödeme yaptığının aşikar olduğunu, faturaların da iş bu hususu doğruladığını, müvekkilinin ticari defterlerinde davacının beyanlarının aksine müvekkilinin alacaklı olduğunun tespit edildiğini, noterde yapılan resmi satışta düşük bedel belirtilmesi gerektiğinden 9.000-TL değerinde fatura kesildiğini ve daha sonra aracın gerçek değerinin kalan kısmının faturalandırıldığını, araç yarı römork olup motorsuz bir araç olduğunu, aracın rayiç bedelinin hesabı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasının şart olmasına rağmen bu hususun gözetilmediğini, alacak likit olmadığından müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek,kararın kaldırılmasına yeniden yapılacak inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Davada, banka havalesi ile gönderilen paranın hataen fazla gönderildiği iddiası ile iadesi talep edilmektedir.Büyükçekmece … Noterliği’nin 26.4.2018 tarih … yevmiye nolu araç satış sözleşmesinde, … (yeni plaka …) yarı römork – tenteli kasanın 9.000-TL bedel ile satıcı … tarafından alıcı … Ltd şirketine satıldığı, davalı tarafından 26.04.2018 tarih, … fatura no,9.000- TL bedelli ve 26.04.2018 tarih, … fatura no, 26.000- TL bedelli peşpeşe 2 adet fatura düzenlendiği,her iki faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı ise de ikinci faturanın davacıda kayıtlı olmadığı tesbit edilmiştir. Davacının ibraz ettiği … Bankası AŞ ne ait 26.4.2018 tarihli havale ile 36.000 TL’nin davacı şirket tarafından, davalıya ait İBAN hesabına gönderildiği sabittir. Ancak, dekontta paranın hangi amaç için gönderildiğine ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Davacı tarafından, davalıdan Noterde düzenlenen araç satış sözleşmesine istinaden araç satın aldığını, araç bedeli olarak resmi satış sözleşmesinde belirtildiği üzere 9.000-TL ödemesi gerekir iken sehven 36.000-TL ödediğini, fazla ödenen paranın iade edilmesi gerektiğini ileri sürmektedir.Davacı tarafından davalıya yapılan havalede, paranın hangi amaç için gönderildiğine ilişkin bir şerh bulunmadığından dolayı, bu havalenin borcun ödenmesi amacı ile gönderildiği hususunda karine bulunmaktadır. Bunun aksini ise davacı tarafın ispat etmesi gerekecektir. Kural olarak, iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur (MK.mad.6). Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 187. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “…ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz”. Davada bir tarafça ileri sürülen bir vakıa iddiasının, mahkeme önünde karşı tarafça ikrar edilmesiyle artık o vakıa, taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıkar ve bunun sonucu olarak ispatı gerekmez (HMK.’nun m. 188). İspatın gerekmediği bir halde ise, delilden söz edilemez. Başka bir ifade ile ikrar, tek taraflı bir usûlî işlem olarak, delil ikame faaliyetini ve ispat ihtiyacını ortadan kaldıran bir taraf beyanıdır.Davacının ileri sürdüğü vakıa (paranın gönderilmesi) davalı tarafından ikrar edilmekte; fakat, davacının iddia ettiği gibi bu paranın hata ile gönderildiği inkâr olunmaktadır. Vasıflı ikrara uygulamada (gerekçeli inkâr) adı da verilmektedir. Vasıflı ikrarda ispat yükü vakıayı ileri süren tarafta olup, o vakıayı vasıflı olarak ikrar eden (gerekçeli olarak inkar eden) tarafta değildir. Bu durumda gönderilen paranın davalının alacağına karşılık değil, hata ile gönderildiğini ispat yükü davacıya düşer (HGK.26.09.2001 gün ve 13-630 Esas- 647 Karar).Somut olayda, ispat yükü kendisine düşen taraf (davacı), (hataen para gönderildiği) iddiasını ispat edememiştir. Davacının dava dilekçesindeki “hata” olgusu ıspat edilemediği gibi davalı tarafça düzenlenen faturalar ile Noterde yapılan satışda gerçek bedelin gösterilmediği taraflarca anlaşılarak satış sedelinin gerçek değerden düşük gösterildiği, paranın gönderilme nedeninin taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır.Yani, para havalesinin davalının savunmasında belirtildiği şekilde gerçekleştiği belirlenmektedir. Açıklanan nedenlerle vasıflı ikrarda ispat yükü yine davacıya düştüğü ,havalede hiç bir açıklama bulunmadığından bir borcun ödenmesi yolunda karine bulunduğu,düzenlenen ve kayıtlanan satış faturalarının davalının savunmasını doğruladığı anlaşılmakla , İlk derece mahkemesince ispat yükünün tayinin de hata edilerek davada davacı tarafından dayanılan hukuksal nedene göre somut olayda uygulama yeri olmayan tarafın kendi muvazasına dayanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülerek kararın kaldırılmasına yapılan hata eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığından yeniden hüküm verilerek davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/152 Esas 2020/124 Karar sayılı 03/02/2020 tarihli kararının HMK’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “İspatlanamayan davanın REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 462,35-TL harçtan mahsubu ile artan 381,65‬-TL harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için takdir olunan 9.200-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Kullanılmayan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafından yatırılan 867,98-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalı tarafından yapılan 43-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2022