Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/750 E. 2022/1502 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/750
KARAR NO: 2022/1502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2020
NUMARASI: 2018/370 Esas 2020/151 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan iki adet faturadan dolayı 290.056,18- TL bakiye alacaklı olduğunu, alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattıklarını, borçlu tarafından yetki ve borca itiraz edildiğini, alacağın ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan para alacağı olması sebebiyle tacir müvekkilin ikametgah adresinin yetkili olduğunu, dolayısıyla Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, esas yönünden ise takibe konu iki adet faturanın içeriğini oluşturan malların 29/02/2018, 30/01/2018 ve 02/02/2018 tarihlerinden üç parti halinde davalı tarafından teslim alındığını, malların tamamının kargo ile gönderildiğini, mallar teslim alındıktan sonra 06/02/2018 tarihinde 31/08/2018 keşide tarihli 48.000- TL bedelli ve 28/06/2018 keşide tarihli 12.000- TL bedelli çekin verildiğini bu çeklerin müvekkiline ödendiğini, müvekkilin toplamda 60.000-TL ödeme aldığını, davalı-borçlu şirketin faturalardan kalan bakiye borcunu ödemediğini, malları teslim aldıktan 54 gün sonra davalı tarafından Kahramanmaraş … Noterliği aracılığıyla 28/03/2018 tarihinde ihtarname düzenlenlenerek teslim edilen ürünlerde hata bulunduğunun belirtildiğini, ihtarnamenin müvekkiline 02/04/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafından itiraz dilekçesinde faturaların içeriğini oluşturan malların tamamının ayıplı olduğunu, bu ayıp nedeniyle borçları olmadığının belirtildiğini, davalının hata ve ayıp iddialarını kabul etmediklerini, en son teslim tarihi 02/02/2018 tarihinden itibaren 8 gün içinde malları incelemek ya da inceletmek durumunda olduğunu, ayıp çıkması halinde de bu süre içinde ihbarın yapılması gerektiğini, 8 günlük sürenin kaçırıldığını belirterek davanın kabulüne itirazın iptaline %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilin toptan ve perakende kamp ve av malzemeleri satan bir şirket olduğunu ,davacıdan deneme amaçlı 60.000- TL bedelli mal istendiğini ,parti parti gönderilen malların direk müvekkilin deposuna indirildiğini fazla mal gönderildiğinin faturalar ile tespit edildiğini fazla gönderilen malın iadesi ile faturaların iptali talep edildiğinde faturaların iptal edileceği söylenmesine rağmen gereğinin yerine getirilmediğini, 60.000- TL ye alınan malların satışına başlandığında tüketiciler tarafından ayıplı olduğu belirtilmek sureti ile iadelerin başladığını davalıya telefonla ve ihtarname ile durumun bildirildiğini, icra takibi ile karşılaştığını fazla gönderilen malların alımının yapılmadığını deposunda muhafaza ettiğini, teslime hazır olduğunu malların yarısından fazlasının ayıplı gizli ayıp olduğunu belirterek davanın reddi ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; 26/01/2018 tarih … sıra nolu 160.677,57-TL tutarlı ve 27/01/2018 tarih … sıra nolu 189.378,61-TL tutarlı iki adet faturada yer alan malların davacı tarafça davalı tarafa teslim edildiği ve malların fiyatı konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalı tarafın davacıdan sadece 60.000-TL’lik ürün sipariş ettiği ancak bu meblağın üzerinde fazladan mal gönderildiği yönündeki savunmasının; oldukça çok sayıda olan malları teslim alırken sayarak teslim almamış olmasının veya en azından 60.000-TL’nin 3 katı kadar olan malların fazla olduğunun teslimde farkına varmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, malları herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin teslim almış bulunması nedeni ile davalının bu yöndeki savunmasına mahkemece itibar edilmediğini, delil tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu ve mahkemece aldırılan kök ve ek rapor ile dava konusu tekstil ürünlerinin önemli bir bölümünün ayıplı olduğu tespit edilmiş ise de; TTK’nun 23.maddesi uyarınca, teslim anında malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu durumu bu süre içinde satıcıya ihbarda bulunmakla yükümlü olduğunu, bilirkişi raporunda, dava konusu olan ürünlerden ayıplı olanlar üzerindeki ayıbın göze batan bariz hatalar olduğunu ayrıca bir üründe birkaç hatanın birlikte yer aldığının görüldüğünün tespit edilmesi nedeni ile TBK hükümlerinin uygulanmasını gerektiren “gizli ayıp” durumunun söz konusu olmadığını, davalının yasal ihbar süreleri içerisinde muayene ve davacıya ihbar yükümlülüğüne uymadığını, teslim edilen malların ayıplı olduğunu ileri süremeyeceğini ve ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanamayacağını, netice itibariyle davalının teslim aldığı faturalı malların 60.000,00-TL dışındaki bakiye borcunu ödemediğini , davalının itirazında haksız olması ve alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili;bilirkişi raporunda tesbit edildiği üzere ayıplı mallar üzerinde bir üründe birden fazla ayıbın olduğunun tespit edildiğini, tüm malların geneli üzerinde yapılan oranlamada hata payının %50 nin üzerinde olduğunun ve bu haliyle mağaza satışı yapılamayacak durumda olduğunun vurgulandığını, bilirkişi raporunda gizli ayıplara atıf yapıldığını, 8 günlük sürede ihbarda bulunulmadığı gerekçesi ile %50 den fazlası ayıplı olan malın müvekkil şirket tarafından kabule sokulması ve bunun bedelinin müvekkilden alınması yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu, açık ayıp niteliğinde olmayan yani kullanımla ortaya çıkacak ayıplar yönünden TBK’nun ilgili düzenlemelerinin uygulanması gerektiğini, TBK 223/2 fıkrasına göre satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa ayıbın hemen satıcıya bildirileceğinin belirtildiğini, ayıp ihbarı için 8 günlük sürenin söz konusu olmadığını, mahkemece en azından bilirkişi raporunda gösterilen tabloda yer alan hatalı ve hatasız ürünlerin davaya konu faturalardaki bedeli karşılaştırması, hatalı ürün toplamının 201.848,57- TL olduğu göz önüne alınarak kabullerinde olmamakla birlikte hatasız olduğu bildirilen ürünler toplamının ise 148.207,62 TL olduğu dikkate alınarak hatasız ürün bedeli 148.207,62 TL den 60.000-TL ödeme düşüldüğünde bakiye 88.207,62- TL alacağı talep etme hakkında bahsedilebileceği bu durumun kabullerinde olmamakla birlikte adaletli bir karar verilmesi gerektiğini, müvekkilin hatalı ürünü uzun zaman muhafaza ettiğini, teslime hazır olduğunu bildirdiğini, avans olarak verdiği 60.000-TL nin davacı nezdinde kaldığını, ürünler ayıplı olduğu için satışını yapamadığını, sipariş aldığı yerlere siparişini yetiştirmek için yüksek fiyatlarda karsız ürün almak zorunda kaldığını, takip konusu alacağın likit olmadığını, tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının haksız ve iyi niyetli olmayarak ayıplı malı satması (malın ayıplı olduğunu bildiği halde ayıplı malın düzeltilmesi hususunda sahip çıkılmaması) 8 günlük süreye dayanması aldığı 60.000-TL avansı kullanması ortada iken müvekkilin kötü niyetli olarak tanımlanması ve tazminata hükmedilmesinin hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ilamsız icra takibine itiraz üzerine İİK 67. maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Bakırköy …İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlu aleyhine iki adet faturaya istinaden 22/03/2018 tarihinde 290.056,18- TL nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Takibe konu faturalardaki ürünlerin davalıya 30/01/2018, 02/02/2018 ve 29/02/2018 tarihlerinde üç parça halinde davalıya teslim edildiği, Kahramanmaraş … Noterliğinin 28/03/2018 gün … yevmiye nolu ihtarnamesinde faturaya istinaden gönderilen pantolon ve yeleklerde hatalar bulunduğu bu hataların pantolonda, bedenlerde farklılık ayrıca bacaklarda kısalık ve uzunluklar bulunduğu, dikişlerde patlak ve yıkama hatası bulunduğu, yeleklerde ise sırt bölümünde bulunan ceplerde hesaplama hataları olduğunu, yeleklerin fermuar birleşim yerlerinin açık ve hatalı olduğu belirtilmek suretiyle hatalı malzemelerin 3 gün içinde teslim alınmasının ihtar edildiği görülmüştür. Bilirkişi kurulu raporunda PG-202 kodlu yelek grubu PG-204 kodlu yelek grubu ve PG-108 kodlu pantolon gruplarının çoğunluğunun hatalı olmasından kaynaklı modelleri, mağaza satışı yapılamayacağı, tespit edilen hataların konfeksiyon üretimi açısından göze batan bariz hatalar olan telafisi hem zaman hem işçilik gerektirecek hatalar olduğu, bir kısmının telafi imkanının bulunmadığını, bir üründe birkaç hatanın bulunduğunu, tespit edilen hataların göze diğer ürünlerin ise genel olarak hatasız bulunduğundan bu ürünlerin mağaza satışının yapılabileceği belirtilmiştir.Mahkemece gizli ayıp durumunun söz konusu olmadığı, davalının yasal ihbar süreleri içinde muayene ve davacıya ihbar yükümlülüğüne uymadığından teslim edilen malların ayıplı olduğunu ileri süremeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiştir. TTK m.23 hükmüne göre alıcının ayıptan doğan haklarını kullanması için görünüşte belli olan ayıp için iki günlük sürede muayene yapması ve ihbarda bulunması gerekmektedir. TBK m.223/2 hükmüne göre alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Bununla birlikte TBK m.225 hükmüne göre ise ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulması mümkün değildir. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir. TBK 225/2 ayıptan doğan sorumluluk rejiminde satıcının ağır kusurlu olmasına sonuç bağlanan tüm konularda uygulama alanına sahiptir. Buna göre satıcılığı meslek edinen bir satıcının bilmesi gerekli ayıplardan dolayı sorumluluğunda ağır kusurlu satıcı muamelesi görecek, ihbar külfetinin süresinde yerine getirilmediğini iddia edemeyecek, kısa zamanaşımı süresinden faydalanamayacak, sözleşmeye eklediği sorumsuzluk anlaşmasının hüküm doğurmasını bekleyemeyecektir. Alıcının tacir sıfatına sahip olması TBK 225/2 ve TBK 221.madde hükümlerinin onlar hakkında geçerli olmadığını göstermez. Söz konusu hükümlerin uygulama alanının belirlenmesinde alıcının kimliği önem taşımamaktadır. Ayıptan doğan sorumluluk düzeninde satıcının meslekten satıcı olması nazara alınmışken alıcının meslekten alıcı ve ya tacir sıfatına sahip olup olmadığına göre farklı hukuki sonuçlar öngörülmemiştir. Ağır kusurlu satıcı ayıpların süresinde ihbar edilmediğini ileri süremez. Ayıptan doğan haklar için kanunda öngörülen kısa zamanaşımı süresinden faydalanamaz. Sorumsuzluk anlaşmasına dayanarak sorumlu olmadığını iddia edemez. TBK 225/2 ayıptan doğan sorumluluk rejiminde satıcının ağır kusurlu olmasına sonuç bağlanan tüm konularda uygulama alanına sahiptir. TBK 225/2 eşliğinde hem TBK 225/1 hem de TBK 221 hükümleri tacirler arası satışlarda da uygulanacaktır. (Cevdet Yavuz, Meslekten Satıcının Ayıptan Sorumluluğu, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 6(2), Güz 2019 Dergisi, s. 107-130) Somut olayda; davacı tarafından davalıya 26/01/2018 tarihli … sıra nolu toplam 160.677,57-TL ve 27/01/2018 tarihli … sıra nolu toplam 189.378,61-TL bedelli faturalar ile menkullerin davalıya teslim edildiğini, davalı tarafından bu fatura bedellerine istinaden 60.000-TL ödeme yapıldığını, bakiye alacağın ödenmediği iddiası ile toplam 290.056,18-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından teslim edilen malların ayıplı olduğunun ileri sürüldüğü, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde; PG-202 kodlu yelek grubu, PG-204 kodlu yelek grubu ve PG-108 kodlu pantolon gruplarının çoğunun hatalı olmasından kaynaklı modellerin mağaza satışı yapılamayacağı ,hatanın telafisi hem zaman, hem işçilik gerektirecek hatalar olduğunu, hatta bir kısmının telafi imkanı bile bulunmadığını, ayrıca bir üründe birkaç hatanın birlikte yer aldığını, tespit edilen hataların konfeksiyon açısından göze batan bariz hatalar olduğu nun belirlendiği, mahkeme her ne kadar ayıp ihbarının yasal süresi içinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; TBK 225.maddeye göre ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerli olduğundan davacı satıcı ağır kusurlu olması sebebiyle ayıpların süresinde ihbar edilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. Ayıptan doğan haklar için kanunda öngörülen kısa zamanaşımı süresinden faydalanamaz. Bu nedenle mahkemece anılan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi hukuken yerinde bulunmamıştır. Takibe konu 27/01/2018 tarihli toplam 189.378,61-TL bedelli fatura konusu ürünlerin tamamının hatalı olduğu, 26/01/2018 tarihli toplam 160.677,57-TL bedelli faturadaki PG-108 model 125 adet pantolon toplamı (11.546,25 TL + %18 KDV 2.078,32-TL) 13.624,57-TL bedelli ürünlerin açık ayıplı olması nedeni ile satıcı bildiği açık ayıplı ürünleri davalıya sattığı belirlendiğinden bu ürünlerin bedelini istiyemeyeceği sonucuna varılmıştır. Takibe konu 2 adet faturanın toplam değerinin (160.677,57-TL + 189.378,61-TL) 350.056,18-TL olduğu, açık ayıplı ürünlerin toplam değerinin 203.003,18-TL olduğu, daha önce ödenen 60.000-TL’nin tarafların kabulünde olduğu gözetildiğinde (350.056,18 TL – 203.003,18-TL – 60.000-TL) 87.053-TL alacağın kaldığı anlaşıldığından davacı bu miktar yönünden takibinde haklıdır. Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-2 maddesi gereğince kabulüne; kararın kaldırılmasına; davalının icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, 87.053-TL asıl alacağa takip tarihinden değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazla istemin reddine, kabul edilen kısım üzerinden davacı lehine %20 oranında hesaplanan 17.410,6‬0-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine, açık ayıplı malların davalı tarafından davacıya iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2020 Tarih 2018/370 Esas 2020/151 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, davalının Bakırköy …İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, 87.053-TL asıl alacağa takip tarihinden değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazla istemin reddine, Kabul edilen kısım üzerinden %20 oranında hesaplanan 17.410,6‬0-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine, 27/01/2018 tarihli fatura muhteviyatı yelekler ile 26/01/2018 tarihli faturadaki PG-108 model 125 adet pantolonların davalı tarafından davacıya iadesine,” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 5.946,60-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından mahkeme ve icra veznesine yatırılan 4.953,44-TL nin mahsubu ile bakiye 993,16‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 4.989,34‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 1.500-TL bilirkişi ücreti, 230,01-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.730,01-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 520-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 13.928,48-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 31.420,45-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafından yatırılan 4.955-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından sarf edilen 71-TL istinaf yargı giderinden, davanın kabulü oranında hesaplanan 22-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 27/10/2022