Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/74 E. 2022/1255 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/74
KARAR NO: 2022/1255
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2018
NUMARASI: 2017/637 Esas – 2018/1021 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Genel kredi Sözleşmesinden kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı borçlu … Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi ve ticari kart sözleşmesi imzalandığını, diğer davalılar …, … ve …’ın iş bu sözleşmelere müteselsil kefil sıfatıyla imza attıklarını, işbu sözleşmelere istinaden davalı şirkete kredi hesabı açılarak kredi kullandırıldığını, davalı borçluların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemesi üzerine Beyoğlu … Noterliği’nin 26.07.2016 tarihli ihtarnmaesi ile kredi hesapları kat edilerek, davalılara çek taahhüt bedeli ve kredili mevduat borcunun ödenmesinin ihtaren bildirildiğini, işbu ihtarnameye rağmen borçlular tarafından ödeme yapılmadığını, bunun üzerine kredili mevduat borcu için İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile, çek taahhüt bedeli borcu için de İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile iki ayrı icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların haksız olarak borcun tamamına itiraz ettiklerini belirterek, davalıların her iki takibe yönelik itirazının iptali ile davalı borçlular aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı …’ın 12/07/2013 ve 15/06/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı kredilere diğer davalıların müteselsil kefil olduğu, davacı banka tarafından, kullandırılan kredilerin ödenmediğinden bahisle kredi borçlusu ve kefil hakkında hesap kat edilerek kredi borçlusu şirkete çıkarılan tebligatın 28/07/2016 tarihinde iade edildiği, ancak sözleşmedeki adrese tebligat çıkarıldığından bu tarihte temerrüdün oluştuğunun kabulünün gerektiği, kefillere ise çıkartılan tebligatın iade edildiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ilamsız takip başlatıldığı, davalı kefiller …,… ve …’ın 12/07/2013 tarihli kredi sözleşmesinde borçlu şirketin genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı kredilere 1.000.000-TL limit ile müteselsil kefil oldukları, kefalet tarihi itibari ile … ve … yönünden eş rızasının bulunduğu, …’nun ise kefalet tarihi itibari ile kredi borçlusu şirketin ortağı olduğu, bu hali ile bu kefaletin usulüne uygun ve geçerli olduğu, davalı kefiller … ve …’ın 15/06/2014 tarihli kredi sözleşmesinde kredi borçlusu şirketin genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı kredilere 300.000- TL limit ile müteselsil kefil oldukları, kefalet tarihi itibari ile … yönünden eş rızasının bulunduğu, …’nun ise kefalet tarihi itibari ile kredi borçlusu şirketin ortağı olduğu, bu hali ile bu kefaletin usulüne uygun ve geçerli olduğu, ancak bu genel kredi sözleşmesinde …’ın kefaletinin bulunmadığı, bilirkişi raporuna göre İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu KMH yönünden 50.000-TL asıl alacak, 471,33 TL işlemiş akdi faiz ve 23,57 BSMV, 210-TL temerrüt faizi ve 10,05- TL BSMV ile 669,32- TL masraf alacağının bulunduğu ve bu alacağa takip tarihinden itibaren %30,24 oranında faiz uygulanması gerektiği; İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu çek kredisi yönünden 1.290-TL asıl alacak, 3,76 TL temerrüt faizi ve 0,19 -TL BSMV alacağının bulunduğu ve bu alacağa takip tarihinden itibaren %36,36 oranında faiz uygulanması gerektiği, temerrüdün hesap kat ihtarının kredi borçlusu şirkete tebliği ve verilen sürenin dolduğu tarih itibariyle oluştuğu, kefillerin kefalet limitini aşmamak kaydıyla kredi borçlusunun temerrüdünün sonuçlarından da sorumlu olduğu, tespit edilen temerrüt faizi oranı sözleşmeye uygun olup, Merkez Bankasına bildirilen oranları aşmadığı, davalı kredi borçlusu şirketin takibe konu tüm kredilerden dolayı sorumluluğunun devam ettiği ve takibe itirazının yukarıda yazılı miktarlar itibari ile haksız ve yersiz olduğu, davalı kefil …’ın ise krediler nedeni ile takiplere konu kredi alacaklarının 15/06/2014 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanması ve bu sözleşmeye …’ın kefaletinin bulunmaması nedeni ile bu kefil yönünden takibe yapılan itirazın yerinde olduğu, diğer kefillerin her iki genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil olmaları nedeni ile kredi borcundan sorumluluklarının devam ettiği gerekçesiyle, davalı … aleyhine açılan davanın reddi ile diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; müvekkili ile davalı borçlu … firması arasında 2 adet genel kredi sözleşmesi ve ticari kart sözleşmesi imzalanmış olup, diğer davalıların da kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bilirkişi raporunda dosyada 2 adet genel kredi sözleşmesi bulunduğu, bunlardan ilkinde borçlu kefil …’ın kefaleti bulunmasına rağmen sonraki tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil …’ın kefaleti bulunmadığından, davalı …’ı icra takiplerine konu borçtan sorumlu tutmadığını, mahkemece de işbu bilirkişi raporuna dayalı olarak davalı kefil … açısından davanın reddine karar verildiğini, davaya konu olan borçlardan KMH borcunun ilk imzalanmış olan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak açıldığını ve bu tarihten sonra da davalı şirket tarafından aktif olarak kullanıldığını, bu nedenle sözleşmelerden hangisine dayalı olarak KMH oluşturulduğunun neye göre tespit edildiği konusunda netlik bulunmadığını, çek yaprak sorumluluk bedelinden dolayı açılmış olan icra takibinde de sözleşmenin çek basım tarihine göre tespit edilmiş olmasının hukuken kabulünün mümkün olmadığını, zira çek verilmesi ilişkisinin hangi sözleşmeye dayalı olarak oluştuğunun tespit edilmesi için çekin basım tarihinin delil olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, KMH ve çeke dayalı olarak kurulmuş olan ilişkinin dayanağının 12.07.2013 tarihli sözleşme olduğunu, bu nedenle kararın davalı … yönünden kaldırılması gerektiğini belirterek, kararın reddedilen bu kısım yönünden kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davalı kefil … aleyhine açılan davanın reddi ile diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup; istinaf konusu uyuşmazlık, davalı …’ın davaya dayanak KMH borcu ile çek yaprağı banka sorumluluk bedelinden sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkindir. Somut olayda; davacı banka ile davalılardan … arasında 12.07.2013 tarihli ve 15.08.2014 tarihli genel kredi sözleşmeleri ile 12.07.2013 tarihli ticari kart sözleşmesi imzalandığı, 12.07.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi ile ticari kart sözleşmesinde davalıların tamamının müteselsil kefil olarak yer aldıkları, 15.08.2014 tarihli sözleşmenin ise kefil olarak … ile … tarafından imzalandığı, eş rızalarının alınmış olduğu, sözleşmeler kapsamında asıl borçluya KMH hesabı açıldığı, ayrıca bir adet karşılıksız çek sorumluluk bedelinin ödendiği, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesabın 26.07.2016 tarihinde kat edildiği, kat ihtarının davalılara tebliğ edilemediği, ancak davalı asıl borçlunun tebligat yapılamayan adresi aynı zamanda sözleşme adresi olduğundan üç günlük ödeme süresiyle birlikte asıl borçlu …’nın 01.08.2016 tarihinde, davalı kefillerin ise icra takip tarihleri itibariyle temerrüde düştükleri, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere KMH kredisinin borçlu şirkete 09.02.2015 tarihinde kullandırıldığı, takip konusu çek sorumluluk bedelinin ise 02.08.2016 tarihinde bankaca ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme tarihleri itibariyle uygulanması gereken TBK’nın 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olması için; yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi, müteselsil kefalet halinde bu ibarenin kefilin el yazısı ile yazılması, ayrıca aynı yasanın 584. maddesi gereğince kefilin evli olması halinde yazılı eş rızasının da alınması zorunludur. Bu kapsamda davalı …’ın imzaladığı kefalet sözleşmelerinin yasanın aradığı tüm şekil şartlarını taşıdığı ve geçerli olduğu sabittir. Dolayısıyla müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalı, asıl borçlunun borcundan (asıl borçlunun temerrüdü dahil) kefalet limiti ile ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumludur. Davalı … 12.07.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi ile ticari kart sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer almakta olup, 15.08.2014 tarihli sözleşmede ise kefaleti yoktur. Davalının kefalet imzasının bulunduğu kredi sözleşmesi mevcut ve aynı sözleşmeye dayalı olarak davalı kefilin sorumluluğu devam ederken, davacı bankanın yeni kredi sözleşmesi düzenlemesi nedeniyle, iradesinin önceki sözleşmenin devamı değil, yeni sözleşmeler yapmak olarak yorumlanması gerektiği, dolayısıyla davalının imzasının bulunmadığı yeni sözleşmelerin önceki sözleşmenin devamı olarak kabul edilmesinin olanaksız olduğu kural olarak kabul edilmektedir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu yasal sorumluluk bedeline dayanak çek de davalının kefaletinin bulunmadığı son sözleşme sonrası basım tarihli olup, çek sorumluluk bedeli de davacı banka tarafından 02.08.2016 tarihinde ibraz edene ödenmiştir. Bu nedenle mahkemece davalı …’ın çek yasal sorumluluk bedeline dayalı alacaktan sorumlu tutulmaması yerindedir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu alacak ise KMH alacağından kaynaklanmaktadır. Bu takip konusu KMH davalının kefalet imzasının bulunduğu ilk sözleşme kapsamında açılmıştır. Ayrıca davalı …, KMH kredisinin dayanağı ticari kart sözleşmesinde de kefil olarak yer almakta olup, yukarıda açıklandığı üzere kefaleti geçerlidir. KMH kredisinin davalının kefil olduğu ticari kart sözleşmesi kapsamında kullandırılmış olması nedeniyle, davalının KMH kredisinden kaynaklanan ve İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu edilen alacak nedeniyle sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, bu alacak yönünden de davalı … aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru değil ise de; yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ,yeniden hüküm verilmesine , hükmün kesinleşen kısımlarının tekrarı ile davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/637 Esas – 2018/1021 Karar sayılı 11/10/2018 tarihli kararının, 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; 1-“Davanın kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki takip yönünden, tüm davalıların takibe vaki itirazlarının kısmen iptali ile takibin 50.000-TL asıl alacak, 471,33-TL işlemiş akdi faiz ve 23,57 -TL BSMV’si, 210-TL temerrüt faizi ve 10,05 TL BSMV’si ile 669,32 TL masraf olmak üzere toplam 51.384,27-TL yönünden devamına, 50.000-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %30,24 oranında temerrüt faizi ve işleyecek faize %5 oranında BSMV uygulanmasına, Kabulüne karar verilen alacağın %20’si olan 10.276,85-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2-İstanbul Anadolu 10. İcra Dairesinin 2016/16468 esas sayılı dosyasındaki takip yönünden, davalılar … Tic. San. Ltd. Şti., … ve …’ın takibe vaki itirazlarının 1.290-TL asıl alacak, 3,76-TL temerrüt faizi ve 0,19-TL BSMV’si olmak üzere toplam 1.293,95-TL alacak yönünden devamına,1.290-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %36,36 oranında temerrüt faizi ve işleyecek faize %5 oranında BSMV uygulanmasına, Kabulüne karar verilen alacağın %20’si olan 258,79-TL icra inkar tazminatının davalılar … Tic. San. Ltd. Şti., … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,” Bu takip dosyası yönünden davalı … hakkındaki davanın reddine, İlk derece yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 3.598,38-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 626,93-TL ile 266,02-TL icra veznesine yatırılan peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.705,43-TL’nin (davalı …’ın sorumluluğu 2.617,04-TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 662,93-TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 700-TL bilirkişi ücreti ve 281-TL posta masrafı olmak üzere toplam 981-TL yargı giderinin, davanın kabulü oranında hesaplanan 971-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 6.144,60-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 69,50-TL istinaf yargı giderinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine , Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 22/09/2022