Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/739 E. 2023/277 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/739
KARAR NO: 2023/277
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2019
NUMARASI: 2016/974 Esas – 2019/906 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkil şirkete ait davaya konu … plakalı … marka, … 2009 model aracın 15/01/2009 tarihinde davalıdan, 103.551,21-TL bedel ile satın alındığını, alındığı tarihten itibaren araçta sürekli tekrar eden arızalar meydana geldiğini, her seferinde yolda kalan aracın çekici ile servise götürüldüğünü, birçok parçası değiştirilmesine rağmen sorunların devam ettiğini, aracın gizli ayıplı olduğu belirterek aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mümkün olmaması durumda dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte bedel iadesine, ayrıca uğranılan zararlar nedeniyle şimdilik 10.000-TL maddi tazminat ve taleplerin kabul görmemesi karşılığında şimdilik 30.000-TL tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davaya konu aracın 15/01/2009 tarihinde trafiğe çıktığını, ayıp iddiasının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, aracın garanti süresini aştığını, garanti kapsamında olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla araç üzerinde bir arıza var ise de bu arızanın dava konusu aracın kullanılması sonucu zaman içerisinde oluşabilecek bir olay olduğunu, davacının garanti ve zamanaşımı süresi sona erdikten yaklaşık 6 yıl sonra 05/10/2016 tarihinde davayı ikame ettiğini, araçta ayıp/gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığını, dayanıksız maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, terditli talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle usulden aksi halde davanın esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki 15/01/2009 tarihli satış sözleşmesi uyarınca, dava konusu … plakalı … marka … otomobilin davacıya satılarak teslim edildiği, aracın tesliminden üç yıl sekiz ay kadar sonra araçta 03/08/2012 tarihinde dava konusu DPF arızasının çıktığı, servis kaydından ayıbın davalıya süresinde ihbar edildiğinin anlaşıldığı, bu tarihten sonra anılan arızanın giderilmesi için 05/09/2016 tarihine kadar farklı tarihlerde toplam 19 kez yetkili servise başvurulduğu; ancak yapılan keşif sırasında halen arızanın devam ettiğinin görüldüğü, teknik bilirkişi tarafından ayıbın gizli ayıp mahiyetinde bulunduğunun tespit edildiği, davacının 29/01/2017 ve 14/04/2017 dilekçelerinden ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullandığının anlaşıldığı, TBK’nun 227/3 fıkrası uyarınca, alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanabilmesi için durumun bunu haklı göstermesinin, başka ifade ile satılanın onarılmış hali ile kullanılmasının alıcıdan beklenemeyeceğinin kabulünün gerektiği, arızanın giderilmesi için 2016 yılı eylül ayına dek farklı zamanlarda on dokuz kez servise başvurulduğu, her seferinde müdahale edilmesine rağmen ayıbın halen devam etiğini tespit edildiği, her ne kadar bilirkişi tarafından ek raporda, masrafları davalıya ait olmak üzere komple partikül filtresi, fark basınç sensörü, enjektörler ve EGR valfinin değişimi ile ayıbın giderilebileceği tespit edilmiş ise de, yaklaşık beş yıllık süre boyunca ayıbın giderilemediği ve davacının sürekli aracı servise götürmek zorunda kaldığı gerçeği karşısında, artık davacının araçtan beklediği faydayı elde edemediğinin ve sözleşmeden dönme hakkını kullanmakta haklı olduğunun kabulünün gerektiği, ayıp nedeniyle ticaret şirketi olan davacının itibar kaybına uğradığının ispatlanamadığı, yine davacının maddi zararının, 9.861,96-TL’lik kısmını ispatladığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacının sözleşmenin dönme hakkını kullandığının tespiti ile 103.551,21-TL satış bedelinin dava tarihinden itibaren (sözleşmeden dönme hakkının dava tarihinde kullanıldığı, satış bedelinin iadesi borcunun bu tarihte doğduğu ve davalının bu borç yönünden dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilmekle) işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu … plakalı 2009 model … marka aracın davacı tarafından davalıya iadesine, 9.861,96-TL’ maddi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,fazla maddi tazminat ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili, dava konusu ticari araç satışında uygulanacak kanun hükümlerinin TBKnun satış sözleşmesi hükümleri olacağı, TBK’nun satış sözleşmesi hükümlerinin ‘Ayıptan Sorumluluk’ kısmında geçen 231. Maddesi gereği ticari satışlardaki zamanaşımı süresi 2 yıl olarak belirlendiğini, dava konusu aracın garanti kapsamının da 2 yıl olduğunu, dolayısıyla dava açılma tarihi, zamanaşımı süresinin ve garanti kapsamının dolmasından sonra olduğundan davanın, öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, ihbar külfetinin yerine getirilmesi gerekmekte olup, davacı tarafça, yasadan kaynaklı işbu şart yerine getirilmediğini, aracın garanti süresini doldurması, yaşı ve kullanıldığı km ve davacının bazı işlemlere onay vermemesi ve kullandığı yakıt kalitesi dikkate alındığında servis girişlerinin gerçekleşmesinin normal olduğunu, dava konusu araç üzerinde üretimden kaynaklı herhangi bir hata veya gizli ayıp bulunmadığını, taleplerin Medeni Kanun md. 2’ye aykırılık teşkil ettiğini, dava konusu aracın müvekkile iadesi söz konusu olmadan faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesi içeriğindeki soyut beyanlar gerçek bir zararı ortaya koymayıp, dayanaksız maddi zarar talebinin reddi gerektiğini, kullanım bedelinin hakkaniyet gereği araç bedelinden mahsubu gerektiğini, terditli talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, ticari satıma konu araçtaki ayıp nedeni ile misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedelin iadesi ve maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Somut davada araç satışı ve teslimi 15/01/2009 tarihinde gerçekleşmiş olmasına göre açılan davada 6762 sayılı TTK hükümlerinin ve buna bağlı olarak 818 sayılı BK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 6762 sayılı TTK madde 25/3-4 göre “3. Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur. Diğer hallerde Borçlar Kanununun 198 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları tatbik olunur. 4. Borçlar Kanununun 207 nci maddesindeki müruruzaman müddeti tüccarlar arasındaki ticari satışlarda altı aydır. Şu kadar ki; bu müddet azaltılabilir”şeklinde ayıba karşı tekeffül hükümlerine yer verilmiştir. Bu bağlamda 818 sayılı Borçlar Kanunu 207.maddesi “Bayi daha uzun müddet için kefalet etmemiş ise, mebii ayıba karşı tekeffülden mütevellit her türlü dava, mebideki ayıp daha sonra meydana çıksa bile müşteriye teslim vukuundan itibaren bir sene geçmekle sakıt olur.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda taraflar arasındaki 15/01/2009 tarihli satış sözleşmesi uyarınca, dava konusu … plakalı … marka … otomobilin davacıya satılarak teslim edildiği, aracın tesliminden üç yıl sekiz ay kadar sonra araçta 03/08/2012 tarihinde DPF arızasının ortaya çıktığı, bu tarihten sonra anılan arızanın giderilmesi için 05/09/2016 tarihine kadar farklı tarihlerde toplam 19 kez yetkili servise başvurulduğu; fakat aracın satış ve tesliminden 03/08/2012 tarihine kadar dava konusu araçta tespit edilen DPF arızasının bulunmadığı ve bu konuda yetkili servise başvurulmadığı dosyadaki somut delillerle sabittir. Yukarıda zikredilen kanun hükümleri doğrultusunda söz konusu ticari satımda 15/01/2009 tarihinde araç teslim edilmesine göre bu tarihten altı ay sonra yani 15.07.2009 tarihinde zamanaşımı süresi dolacak olup, garanti süresinin 2 yıl olduğu gözetildiğinde zamanaşımı sürelerinin 15.01.2011 tarihinde dolduğu, gizli ayıp olarak nitelendirilen DPF arızasının ise bu süreler geçtikten sonra 03/08/2012 tarihinde ilk kez ortaya çıktığı, zamanaşımı süreleri geçtiğinden ayıba karşı tekeffül hükümlerine başvurulması mümkün olmayıp davalı tarafın zamanaşımı defiinin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.Olayın vuku bulduğu tarih itibariyle yürürlükte olan kanun hükümleri uyarınca davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle istinaf yoluna başvuran davalı vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmekle diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hata yeniden yargılama gerektirmediğinden,kararın kaldırılarak “davanın zamanaşımı nedeni ile reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2019 Tarih 2016/974 Esas – 2019/906 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından yatırılan ‬2.451,49-TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 2.271,59‬-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı vekili için takdir olunan 22.532,68-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafından yatırılan 1.936,75‬-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 32,50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/02/2023