Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/734 E. 2022/1793 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/734
KARAR NO: 2022/1793
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2020
NUMARASI: 2018/674 Esas – 2020/91 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı … katılma yolu ile davalı vekili tarafından istinafı üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında davacının aydınlatma gereçlerinin satışı ve nakliyesi konusunda 27.10.2017 tarihinde protokol imzalandığını,protokole göre ürünlerin bedelinin KDV hariç 26.000-TL olduğunu,9.2.2018 tarihli KDV dahil 30.680- TL bedelli fatura düzenlendiğini, 27.03.2018 tarihinde BA-BS mutabakatı sağlandığını, 9.2.2018 tarihli sevk irsaliyesi ile ürünlerin davalıya 09.02.2018 tarihinde teslim edildiğini ,bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığını ,ancak davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek ,davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere davacının alacaklı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının hiçbir şekilde davalı şirkete ihtarda bulunmadığını,temerrüde düşürmediğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte davalının borçlu olduğu varsayılsa dahi, faizin ancak temerrüt tarihinden itibaren uygulanabilmesinin mümkün olduğunu, açıklanan nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece,tarafların 2018 yılı ticari defterleri incelendiği;davacının davalıdan 30.680- TL asıl alacaklı olduğu, tarafların ticari defterlerinin birbirleriyle örtüştüğü, TTK’nun 10. Maddesi gereğince, davacı alacaklının takip tarihi itibariyle işlemiş faiz talep edebilmesi İçin davalı borçluyu icra takibinden önce temerrüde düşürmesi gerektiği, davacının takip tarihinden önce ödeme ihtarının bulunmadığı,temerrüdün takip ile başladığı, 3095 sayılı yasada 5335 sayılı yasa ile değişiklik yapılarak reeskont faizini yasal faize çevirdiğini belirterek davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 30.680-Tl üzerinden devamına, takipten sonra alacağa yasal faiz işletilmesine, fazla istemin reddine,alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1-Davacı vekili,alacağın vade tarihinin sözleşme ve fatura uyarınca belirli olduğu ve TTK 1530. maddesi uyarınca borçlunun mütemerrit sayılması gerektiğini,protokolde faturanın kesimiyle peşin olarak ödeneceğinin açıkça belirtildiğini, TTK nun 1530/4 maddesi uyarınca 30 günlük gözden geçirme süresi de tanınarak temerrüt faizi talep edildiğini,her iki tarafı da tacir olan icra takibinde,talebe aykırı olarak, yasal faize hükmedilmesinin hukuka uygun olmadığını,3095 sayılı yasanın 2. maddesinde geçmiş günler için ticari işlerde TCMB tarafından belirlenen faiz oranlarına göre faiz talep edilebileceği açıkça belirtildiğini belirterek işlemiş faiz ve faiz oranı yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Katılma yolu ile istinaf yoluna başvuran davalı vekili, takibe itirazın kısmen iptaline karar verilmişken davanın kabulüne hüküm verildiğini, icra inkar tazminatının reddi gerektiğini, sözleşme konusu malzemelerin eksiksiz ve ayıpsız teslim edildiği ispatlanamadığı halde sadece taraf defterlerinden hareketle davacı’nın alacaklı olduğu yolundaki kabulün hatalı olduğunu,yemin deliline dayandıkları halde yemin teklifi yapılmamasının , ayrıca reddedilen kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari mal satımından kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında iç ortam detektörü malzemelerinin satışı ve nakliyesi konusunda 27.10.2017 tarihinde protokol imzalandığı, sözleşme bedelininKDV hariç 26.000-TL olduğu ve malzemelerin eksiksiz teslimi ile kesilecek faturaya istinaden peşin ödeneceğinin düzenlendiği,malların 09.02.2018 tarihli sevk irsaliyesi ile teslim edildiği ve 09.02.2018 tarihinde KDV dahil 30.680- TL bedelli fatura düzenlendiği, davalı şirket tarafından 27.03.2018 tarihinde BA-BS mutabakatının davacıya gönderildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece ,tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede takibe konu faturanın her iki taraf ticari defterlerine kaydedildiği, taraflar arasındaki yazışmalarda malların eksik veya ayıplı teslim edildiğine dair bir bildirim olmadığı gibi davalının cevap dilekçesinde de bu yönde bir savunma yapılmadığı, BA-BS formları ile malın alımının ve satımının tarafların kabulünde olduğu,ticari defter ve kayıtlara ek olarak yapılan protokol, fatura ve sevk irsaliyesi, taraf yazışmaları ve BA-BS form mutabakatı ile ispat edilmiş olmasına göre davalı vekilinin davanın kabul edilen kısmına ve teslime ,takip ve dava konusu alacak satım faturasına dayanıp likit nitelikte olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı HMK’nun 225.maddesinde yeminin konusu davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar olarak düzenlenmiş ve 226.maddesinde ise tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar ve bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâllerin yemine konu olamayacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre her ne kadar davalı taraf cevap dilekçesinin deliller bölümünde yemin deliline dayanmış ise de uyuşmazlığın çözümünün davalının kendisinden kaynaklanan maddi vakıaya dayanmadığı, HMK 226.madde de gözetildiğinde yemine konu edilmesi ve yemin teklifinin hatırlatılmasını gerektirecek maddi vakıa bulunmadığı, davalı vekilinin yemin teklif hakkının hatırlatılmadığına yönelik istinaf nedeni yerinde değildir. Temerrüt; alacaklı tarafından talep edilebilir (muaccel) hâle gelmiş bir borcun ifasındaki gecikmedir ve kural olarak, bu tür (muaccel) bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. Alacağın muaccel olması ile temerrüt birbirinden farklı olgulardır. Somut olayda faturaya dayalı alacak yönünden, davacı tarafından keşide edilen bir ihtarname bulunmayıp protokolde ödeme şekli belirlenmiş ancak belli bir tarih ( vade) kararlaştırılmamış olmasına göre borçlu mütemerrit sayılamaz. TTK’nın 1530. maddesi mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup, satım sözleşmelerine uygulanmaz. İcra takip tarihinden önceki dönem için işlemiş faize hükmedilmesi TBK’nın 117. maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. (Yargıtay 19 HD. 2017/3266-2018/4228 E-K sayılı ilamı) Bu nedenle davacı vekilinin işlemiş faize ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Öte yandan sözleşme konusu,ticari iş olup davacının 3095 sayılı kanunun 2/II. maddesi gereğince ticari faiz istemekte haklı olduğu ve takipte alacağın ticari reeskont avans faiziyle tahsilini istediğinden, kabul edilen asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına karar verilmesi gerekirken reeskont faizinin yasal faize çevrildiği belirtilerek yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. İlk Derece Mahkemesi’nce işlemiş faiz bakımından istek red edilmiş iken ;hüküm fıkrasında davanın kabulüne denilerek davalı tarafa reddedilen kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmemiş olması hatalı olup davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin faiz oranına ilişkin ve davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf nedeni yerinde görüldüğünden taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile kararın kaldırılmasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden yeniden hüküm verilmesine, itirazın kısmen iptaline ; itirazın iptaline karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine ve reddedilen kısım yönünden davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/01/2020 Tarih 2018/674 Esas 2020/91 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 30.680-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine ,fazla istemin reddine, %20 oranda hesaplanan 6.136-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 2.095,75-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 536,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.558,93-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen toplam 572,72-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 750-TL bilirkişi ücreti, 100-TL tebliğ masrafı olmak üzere toplam 850-TL yargı giderinin , davanın kabulü oranında hesaplanan 830-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 4.602-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için takdir olunan 753,97-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalı tarafından yatırılan 523,93-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı … davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerlerinde bırakılmasına ,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/12/2022