Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/726 E. 2023/69 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/726
KARAR NO: 2023/69
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2019
NUMARASI: 2016/1000 Esas – 2019/240 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/01/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket adına kayıtlı olan … plaka sayılı araç için davalı şirkete ait Kozyatağı-Kadıköy adresinde bulunan … istasyonundan 03/08/2012 tarihinde ve 13/08/2012 tarihinde alınan motorinlerin araçta arızaya neden olduğunu,aracın ciddi onarım gördüğünü, müvekkili şirketin zarara uğradığını belirterek araçta meydana gelen hasar ve buna dayalı yapılan masraflar nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000-TL değer kaybı, aracın çalışamadığı günler için 200-TL, delil tespiti masrafları için 1.353,50-TL olmak üzere toplam 2.353-TL maddi tazminat ile 500-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; talep sonucundaki, maddi tazminat alacağına ilişkin yapılan masrafların iadesine ilişkin alacak talebini belirleyerek yapılan masraflar nedeniyle yedek parça işçilik bedeli olarak davacı tarafından ödenen belirsiz alacak olarak talep edilen 1.000-TL talebini 7.101,25-TL olarak belirleyerek bu miktarın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ile aralarındaki anlaşma nedeniyle davacının müvekkili firmanın sunduğu taşıt tanıma sistemini kullandığını, aralarındaki sözleşmede davacının tüm yakıtlarını müvekkiline ait benzin istasyonlarından alması gerektiğine ilişkin bir yükümlülük öngörülmediğini, … plakalı araca 03.08.2012 tarihinde yakıt satışının yapıldığını, davacının varlığını iddia ettiği ayıp için müvekkili şirkete süresinde ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin herhangi bir kanıt sunmadığını, davacıya ait araca 03.08.2012 tarihide yakıt alındıktan 3 gün sona arıza çıktığını, yakıt alım listelerine göre aracın sürekli yolda olduğunu, bahsi geçen aracın 3 gün boyunca yakıt almamasının mümkün olmadığını, aracın başka akaryakıt sağlayıcılarına ait istasyonlardan da yakıt alımı gerçekleştirmiş olabileceğini, yakıt doldurulan bir deponun içinde önceki alımlardan kalma yakıt, su, kir gibi unsurların da bulunduğu dikkate alındığında davacının salt taraflar arasındaki sözleşmeye atıfta bulunarak araçtaki hasardan müvekkilini sorumlu tutmasına olanak bulunmadığını, yapılan analizlerde yakıta ait değerlerin referans değerlere uygun olduğunun tespit edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, … plakalı araçtaki akaryakıtta su sorunu olduğunun analiz sonuçlarından anlaşılmış ise de; dava konusu aracın en son 03/08/2012 tarihinde aldığı yakıttan sonra 06/08/2012 tarihinde arızalandığı, alınan yakıt numunesine ait analiz sonucunda, su analiz değeri dışında tüm değerlerin normal olduğu, su değerinin maksimum sınır 200 mg/kg olması gerekirken bu değerin 710 olarak belirlendiği yönündeki analiz sonuçları dikkate alındığında hükme esas alınan 15/01/2018 tarihli ve 13/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bu kadar yüksek oranda su içeren hatalı akaryakıt ile aracın arıza vermeden sorunsuz bir şekilde uzun mesafe yol katedemeyeceği, ayrıca davacı şirkete ait araçtaki taşıtmatik cihazının “KM” takipli olmaması nedeni ile aracın başka istasyonlardan mal alıp almadığının tespitinin de mümkün olmadığı, davacıya ait araçta meydana gelen hasarın davalı şirketin sattığı akaryakıttan meydana geldiği ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin aracında tespit edilen suyun miktarının aracın gitmesine ne kadar engel olduğuna ve araçtaki arızanın hangi aşamada çıkacağına dair itirazlarının açıklığa kavuşturulmadığını, 15/01/2018 ve 13/02/2019 tarihli bilirkişi raporlarında farklı sonuçlara varıldığını, 13/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda akaryakıtın tamamen tüketildiğinde deponun dibindeki suyun çekileceği ve arızanın başlayıcının belirtildiğini, müvekkilinin 01/08/2012 tarihinde yaklaşık 100 litre motorin aldığını, aracın İstanbul’dan Ankara’ya gittiğini, 03/08/2012 tarihinde ise yine yaklaşık 100 litre motorin alarak Ankara’dan İstanbul’a döndüğünü,cumartesi ve pazar günü çalışma olmadığından hasarın pazartesi günü araçtaki yakıtın bitmesi ile arızanın ortaya çıktığını, bilirkişi ve mahkemenin bu hususu dikkate almadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, standartlara uygun olmayan akaryakıt satışı sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı vekili; müvekkili şirket adına kayıtlı olan … plaka sayılı araca davalı şirket bayisinden alınan motorinin standartlara uygun olmaması nedeniyle aracında meydana gelen hasar nedeniyle onarım gideri ve aracın kullanılamamasından kaynaklanan maddi ve manevi zararının tazminini talep etmektedir. Davacı şirkete ait araca 01/08/2012 tarihinde 10:19’da 56 litre, 14:08’de 60 litre, 03/08/2012 tarihinde 06:07’de 60 litre, 11:00’de 48 litre yakıt alındığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıya ait araçta meydana gelen arızanın davalı şirketten satın alınan akaryakıttan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda toplanmaktadır. İbraz edilen servis tutanaklarına göre davacıya ait aracın 06/08/2012 tarihinde arızalanması sonucunda yakıt filtresi değiştirilmiş, aynı gün yeniden arızalanması üzerine ise yakıt hattı arızası nedeniyle yapılan kontrollerde yakıt deposunun içinde su olduğu, sudan dolayı aracın yakıt sisteminin zarar gördüğü tespit edilmiştir. Ümraniye 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/80 D.İş sayılı dosyası kapsamında 04/09/2012 tarihinde … plaka sayılı araçtan alınan akaryakıt numunesinin TS EN 590 sınır değerlerine uygun olmadığı tespit edilmiştir. Ancak arıza, en son yakıtın alındığı 03/08/2012 tarihinden 3 gün sonra ortaya çıkmıştır. Taraflar arasındaki taşıtmatik sözleşmesi ile davacı şirketin yakıt tedarikini davalı şirketten sağladığı anlaşılmakta ise de davacı şirketin başka firmalara ait istasyonlardan akaryakıt almasına engel bulunmamaktadır. Yine davacı şirkete ait … plaka sayılı araçtaki taşıtmatik cihazının KM takipli olmamasının, arızaya yol açan akaryakıtın davalı şirketten alınıp alınmadığı hususunda değerlendirmeye imkan vermediği bildirilmiştir.Bunun dışında araçtaki arızanın akaryakıttan kaynaklanıp kaynaklanmadığının sağlıklı bir şekilde tespiti için araçtaki akaryakıt numunesinin araya zaman girmeden bir an önce alınması gerekmekte olup; numuneyi alan kişi ve numunenin alındığı tarihin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespiti mümkün kılınmalıdır. Arızanın meydana geldiği … plaka sayılı araçtan alınan akaryakıt numunesinin kim tarafından hangi tarihte alındığına ilişkin bir açıklık da bulunmadığından araçtaki arızanın davalı şirketten alınan akaryakıttan kaynaklanıp kaynaklanmadığı belirsizdir. 15/01/2018 ve 13/02/2019 tarihli bilirkişi raporlarında su karıştırılan akaryakıtın araç deposuna konulması durumunda, yakıtın üstte, suyun altta kalacağı, yakıt pompasının depodan yakıt emişi esnasında deponun alt kısmına çöken suyuda emerek motora göndereceği, bu durumda aracın motorunun sorunsuz olarak çok uzun mesafe çalışmayacağı, sıklıkla yakıt alımı yapılan aracın 03/08/2012 tarihinde yakıt alınmasına rağmen 06/08/2012 günü arıza için servise gittiği dikkate alındığında, bu kadar yüksek oranda su içeren hatalı akaryakıtla aracın arıza vermeden sorunsuz bir şekilde uzun mesafe yol gidemeyeceği denetime elverişli bir şekilde tespit edilmiş olup, davacıya ait araçta meydana gelen arızanın davalıya ait akaryakıt bayisinden alınan yakıt nedeniyle oluştuğu ispat edilemediğinden mahkemece davanın reddine dair kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/01/2023