Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/677 E. 2021/1832 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/677
KARAR NO: 2021/1832
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2019
NUMARASI: 2017/985 Esas 2019/1217 Karar
DAVA:Tanıma Ve Tenfiz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacı şirketinin eski ünvanının “… Şirketi” olduğunu, 31.08.2016 tarihinde alınan karar gereğince şirketin ticaret ünvanının ”… Şirketi” olarak değiştirildiğini, davacı ile davalıların ortağı olduğu “… Şirketi ve …” şirketi arasında 16 Aralık 2013 tarihli bir sözleşme bulunduğunu ve bu sözleşmeden çıkacak olası anlaşmazlıkların çözüm yerinin Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi olacağının kararlaştırıldığını, taraflar arasında çıkan uyuşmazlık nedeniyle davacı şirketin Rusyada tahkime başvurduğunu , bu yargılamada davalı şirketin temsil edildiğini, iki ayrı uyuşmazlığa ilişkin iki ayrı yargı kararı verildiğini, 17.06.2016 tarih, 169/2015 sayılı karara göre; 27.532,21 -euro ceza ile 152.548,76- Rus Rublesi vekalet ücreti ve 306.003,47 -Rus Rublesi yargı giderinin …Şirketi ve … şirketinden alınarak davacıya verilmesine kesin olarak karar verildiğini, yine 17.06.2016 tarihli, 172/2015 sayılı kararda ise 45.740,72 -euro ceza ile 100.000 -Rus Rublesi vekalet ücreti ve 454.756.03- Rus Rublesi yargı giderinin …Şirketi ve …şirketinden alınarak davacıya verilmesine kesin olarak karar verildiğini, davacının başvurularına karşı davalının ödemede bulunmadığını, davalıların kollektif şirketi tasfiye ettiklerini, bu şekilde borçtan kurtulmayı amaçladıklarını, TTK md. 237/1’e göre: ”Şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı birinci derecede şirket sorumludur. Ancak, şirkete karşı yapılan icra takibi semeresiz kalmış veya şirket herhangi bir sebeple sona ermiş ise, yalnız ortak veya ortakla birlikte şirket aleyhine dava açılabilir ve takip yapılabilir” denilerek ortakların dava ve takip edileceğini hüküm alma aldığını, bu hüküm gereğince davanın şirket ortaklarına yöneltildiğini belirterek, Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin 17.06.2016 tarih, 169/2015 sayılı ve 17.06.2016 tarihli, 172/2015 sayılı kararların tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili; … md.60 uyarınca görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, husumet yönünden ise tenfızi istenen kararların …Şirketi ve … aleyhine verilmiş kararlar olduğunu, davada taraf gösterilmesi gereken kişinin bu kollektif şirket olması gerektiğini, davanın mahiyeti gereği TTK md.237’nin uygulanmasının mümkün olmadığını, tahkim kararlarının hatalı tercüme edildiğini, tahkime konu davanın tarafı olan …Şirketi ve…tarafından, davacı aleyhine Rusya’da dava açıldığını ve bu davanın halen devam ettiğini, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacının teminat yatırması gerektiğini,hakem kararlarının kamu düzenine aykırı olduğunu, Rusya ile Türkiye arasındaki politik sorunlar sebebi ile müvekkillerinin savunma yapmak için Rusya’ya gidemediğini, yetkilendirilen vekilin ise yeteri kadar savunma yapamadığını, kararların, ideolojik ve politik saiklerle verildiğini, bu durumun temel adalet prensiplerine aykırılık teşkil ettiğini, tahkimin uyguladığı hukuk kurallarının Türk hukuk sisteminin temel prensiplerine aykırı olduğunu, hakem seçimi konusunda yeterli süre ve imkan verilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : Tenfizi istenen hakem kararlarının ticari iş nedeniyle ödenmeyen bir alacağa ilişkin olduğu, bu nedenle Türk Hukukuna göre akdi münasebetten kaynaklanan ve ticari mahiyette sayılan bir uyuşmazlık kapsamında yer aldığı, MÖHUK’un 48. maddesi kapsamında teminat alınmasına gerek olmadığı, kararların kesinleşme şerhi ile onaylı örnekleri ve … şerhli konsolosluk tarafından onaylı tercümelerin sunulduğu,her iki tarafın tahkim yargılamasına katıldığı ve temsil edildiği, Tahkim yargılaması sırasında bu konuda herhangi bir itiraz olmadığı gibi görülen tanıma ve tenfiz dosyasında da bu yönde bir itirazın olmadığı,taraflar arasında geçerli bir tahkim anlaşması olduğunun tespit edildiği, yine New York Sözleşmesine göre, hakem kararının hakemler tarafından yetkileri dahilinde verildiği ve bu şartında gerçekleştiği, her iki hakem kararına konu uyuşmazlığında Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi yargılama usullerine uygun şekilde ve taraflar arasındaki anlaşma hükümlerine göre gerçekleştirildiği, sunulan belgelere göre tenfizi istenen hakem kararlarının usulüne göre kesinleştiği, Hakem kararlarına konu uyuşmazlığın tahkime elverişli olduğu,kamu düzenine bir aykırılık olmadığı, her iki hakem kararının tanıma ve tenfizi için aranan bütün şartların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesince verilen 17/06/2016 tarih, 169/2015 sayılı kararının ve yine 17/06/2016 tarih, 172/2015 sayılı kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı …vekili, MÖHUK m. 60 gereği göreve ilişkin olarak asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, TTK 237 kuralının uygulanamayacağını bu nedenle husumetin … Şirketi ve … aleyhine yöneltilebileceğini, MÖHUK m. 48 gereği teminatın arandığını, yine 62.madde uyarınca kamu düzenine aykırılık bulunduğunu, tahkim kararının politik olduğunu, Türk hukukuna , adalete aykırı olduğunu, hakem seçiminde yeterli süre ve imkan verilmediğini, tahkim heyet oluşumunda ve sözleşme edim sırasında aykırılık bulunduğunu, savunma hakkının kullanılmasında kısıtlamalar yapıldığını bu nedenle kamu düzenine aykırılığın mevcut olduğunu iddia ederek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava; davacı … şirketi ile ….Şirketi ve… arasındaki uyuşmazlık nedeniyle; Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesince verilen 17.6.2016 tarih, 169/2015 sayılı kararı ve yine 17.6.2016 tarih, 172/2015 sayılı kararının tenfizi istemine ilişkindir.Tanınması ve tenfizi istenen kararların taraflarının ticaret şirketi olması karşısında TTK nun 4., 19. maddeleri uyarınca ticari dava niteliğinde ki eldeki davaya asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Davalı vekilinin asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna dair istinaf nedeni yerinde değildir.TTK nun 237(1) maddesi “Şirketin tüm borç ve taahhütlerinden dolayı birinci derecede şirket sorumludur. Ancak şirkete karşı yapılan icra takibi semeresiz kalmış veya şirket herhangibir sebeble sona ermiş ise ,yalnız ortak veya ortakla birlikte şirket aleyhine dava açılabilir ve takip yapılabilir”denilmektedir. Kollektif şirketin tasfiyesi yapılarak terkin edildiğine göre ,davanın ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış olan şahıs şirketi olduğu ve tüm ortakların davada yer aldığı gözetildiğinde davanın kollektif şirkete yöneltilmiş sayılacağı da gözetildiğinde davalı vekilinin pasif husumete ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.(Yargıtay 11.HD’ nin 13.10.1977 tarihli, 1977/3562 Esas- 1977/4278 Karar sayılı ilamı aynı yöndedir.)Taraf şirketler bakımından Türkiye ve Rusya; New York Sözleşmesine taraf olduğundan, hakem kararının tenfizi bakımından New York Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Taraflar arasında m.13’te tahkim kaydını içeren iki ayrı donanım tedarik sözleşmesi bulunmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesince çözüleceği kararlaştırılmıştır.Tenfizi engelleyen haller New York Sözleşmesinin V. maddesinde düzenlenmiştir. Şartlardan bir kısmını tenfiz mahkemesi kendiliğinden dikkate almak zorundadır. Diğer şartları ise tarafların iddia ve ispat etmesi gerekir. Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacak şartlar şunlardır: 1- Hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması, 2- Hakem kararının kamu düzenine aykırı olmasıdır.Taraflarca iddia ve ispat edilecek tenfiz engelleri ise 1- Tahkim anlaşmasının taraflarının ehliyetsiz olması veya tahkim anlaşmasının geçersiz olması, 2- Hakkında hakem kararının tenfizi istenen tarafın hakem seçiminden veya tahkim yargılamasından usulen haberdar edilmemiş olması veya delillerini sunma imkânından mahrum edilmesi, 3- Hakem kararının, tahkim anlaşmasında yer almayan bir hususa ilişkin olması veya tahkim anlaşmasının sınırlarını aşması, 4- Hakemlerin seçimi veya hakemlerin uyguladıkları usulün, tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yok ise hakem hükmünün verildiği yer hukukuna aykırı olması, 5-Hakem kararının tabi olduğu veya verildiği yer hukuku hükümlerine göre kesinleşmemiş veya icra kabiliyeti kazanmamış veya verildiği yer mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasıdır (Prof.Dr.Nuray Ekşi, Yargıtay Kararları Işığında ICC Hakem Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi). New York Sözleşmesi uyarınca bu kapsamda her iki hakem kararına konu olan uyuşmazlığın usulüne uygun olarak Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi Yargılama Usulüne göre tahkim yargılaması yapılarak çözümlenmiş, hakem mahkemesinin teşkili veya tahkim prosedürü taraflar arasındaki anlaşma hükümlerine göre gerçekleştirilmiştir. Dava dilekçesi ve delillerin, hakem seçimi aşamalarından davalının haberdar edildiği,davalının talep ve itirazda bulunmadığı,davalı vekilinin savunma hakkına riayet edilmediğine dair iddialarını kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Rusya, Lahey Sözleşmesine taraf bulunduğundan, davacıdan yabancılık teminatı alınması gerekmemektedir. Re’sen incelenecek hususlarda tenfiz engeli bulunmadığı; hakem kararının özel hukuka ilişkin tahkim sözleşmesine konu olabilecek bir uyuşmazlık olduğu ve kararın kamu düzenini ilgilendirir bir yönü bulunmadığı; taraflarca ispatı gereken hususlarda ise tenfiz engeli bulunduğuna yönelik bir delil sunulamadığı anlaşılmaktadır. İlk derece Mahkemesince somut olayda uygulanacak mevzuat doğru belirlenip tenfiz şartlarının değerlendirildiği, tahkim kararının kesin karar olduğu, hakem kararının maddi ve hukuki olgular yönünden yeniden gözden geçirilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, tahkim kararının kamu düzenine aykırı, politik, Türk hukukuna aykırı, adalete aykırı olduğu, hakem seçiminde yeterli süre ve imkan verilmediği, tahkimin oluşumunun, edim ifa sırasının, savunma hakkının kısıtlanmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği davalı vekili tarafından savunulmuş ise de savunmanın ispatına yarar delil sunulmamıştır.Mahkemece ;koşulları mevcut olmakla her iki hakem kararının tenfizine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Ancak ,dava da talep yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkin olduğu ,ilk derece mahkemesince maktu harç alınması gerekirken nispi harç alınması doğru olmamıştır.Ancak yapılan hata eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde değil ise de harç hususu re’sen incelenerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden kararın kaldırılarak;kararın kesinleşen kısımları da dikkate alınarak yeniden hüküm verilmesine davanın kabulüne hakem kararlarının tenfizine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2019 Tarih 2017/985 Esas 2019/1217 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın kabulü ile Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesince verilen 17/06/2016 tarih, 169/2015 sayılı kararının ve yine Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesinin verilen 17/06/2016 tarih, 172/2015 sayılı kararının tanınmasına ve tenfizine,”İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının mahkeme veznesine yatırılan 5.152,45-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 5.093,15-TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davacı tarafça ödenen 90,70-TL peşin harçların davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından yapılan 2.000-TL bilirkişi ücreti, 239,70-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.239,70-TL yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davalılar tarafından yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 24.071,86-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından yatırılan 5.157,93‬-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2021