Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/672 E. 2020/589 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/672
KARAR NO: 2020/589
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2018/301 Esas-2019/1205 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2020
İlk derece mahkemesince verilen görevsizliğe yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalın Çerkezköy İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını,müvekkilinin sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını,sözleşmedeki kefaletinin hükümsüz olduğunu, müvekkilinin eşi …”ın kefaletin zaruri unsurlarından olan muvafakate dair imzasının kendisine ait olmadığını, sahte olduğunu,davalının bu hali ile kefalete, muvafakate dair eş imzasını her nasılsa huzurunda atılmasını sağlamamakla basiretli tacir kavramına aykırı davrandığını, her şeye rağmen müvekkilinin kefaletinin bir an için geçerli olduğu varsayılsa bile müvekkilin sözleşmedeki kefaletinin 40.000- TL ile sınırlı olduğunu, davalının 63.576,52- TL’lik bedel üzerinden işlem başlattığını, 23.576,52- TL fazla icra takibi yaptığını; sözleşmedeki muvafakata dair eş imzasının müvekkilinin eşine ait olmadığının bilirkişi incelemesi ile belirlenerek kefaletin geçersizliğinin ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili bankanın asıl borçlusu … lehine kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek nakdi borcun ödenmesi için borçluya ve müteselsil kefil olan davacıya ihtarat yapıldığını,ödenmemesi üzerine icra takibine girişildiğini,eş …’ın imzasının sahte olduğunun ileri sürülmesinin soyut bir iddia olduğunu, yapılan takipte usule ve yasaya aykırı bir yön olmadığını,davacının takip dosyasındaki miktardan sorumlu olduğunu ve kefaletin geçerli olduğunu; davacı yanın haksız ve mesnetsiz davasının tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı ile davalı banka arasında imzalanan sözleşme başlığında her ne kadar “Genel Kredi Sözleşmesi” ibaresi yer alsa da, sözleşme içeriği incelendiğinde bunun çerçeve niteliğinde hükümler içerdiği, kredinin veriliş amacının ise hayvancılık kredisine yönelik olduğu, dosyaya sunulan Çiftçi Kayıt Sistemine Belgesi’ ne göre davacının da çiftçilik ile uğraştığı bu anlamda, tacir olmadığı, TTK’nın 12.maddesi hükümlerine esnaf niteliğinin de bulunmadığı, davanın ticari dava olmadığı, davacının tacir olmadığı, tüketicide bulunmadığından,genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olacağı gerekçesiyle;davanın usulden reddine ve karar kesinleştiğinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili; ticaret mahkemesinin görev alanına giren davaların TTK 4/1 maddesi gereğince konusunun miktar ve değerine bakılmaksızın mutlak ticari davalar ile nispi ticari davalar olarak iki grupta toplanabileceğini, söz konusu davanın TTK’nın 4/1 uyarınca banka işlemlerinden kaynaklanan bir dava olduğundan genel yetkili asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girmediğini, kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmeyeceğini,mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava; genel kredi sözleşmesi uyarınca verilen kefaletin geçersiz olduğu gerekçesiyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir. Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkonusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. Somut olayda, uyuşmazlık genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar mutlak ticari davadır. (Y.19. HD.13.10.2018 tarih ve E: 2016/19652-K:2018/4779,Y.19. HD.02.04.2015 tarih ve E: 2014/17510 E- K:2015/4731) T. 02/04/2015). Davacının tüketici olmaması ve yapılan işlemin de tüketici işlemi olmamasına göre bankacılık işleminden kaynaklanan mutlak ticari dava niteliğinde olan eldeki davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun kabulü gerekmektedir.Bu durumda ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)a-3 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/301 Esas-2019/1205 Karar sayılı ve 18/12/2019 tarihli hükmünün HMK.’nun 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 54,40- TL peşin istinaf harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.17/06/2020