Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/663 E. 2021/1293 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/663
KARAR NO: 2021/1293
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2018/735 Esas – 2019/1208 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Davanın husumet nedeniyle usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili , davacı firmanın davalı bankadan 2009-2010 yılları arasında ihracat döviz kredisi kullandığını,davacı ile davalı arasında 17.09.2009 ve 16.09.2011 tarihlerinde 2 adet sözleşme imzalandığını, gelen ihracat dövizleri için verilen firma talimatlarına uyulmadığını, firmanın hesabına geçmesi gereken dövizlerin hesaba geçmediğini veya borçtan düşülmesi gereken dövizlerin borçtan düşülmediğini, bu durumun bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğini ileri sürerek davalı banka tarafından yasal olmayan uygulamalarla davacı şirketin zarara sokulduğunu, davacının zarar görmesine sebebiyet veren davalı bankanın haksız olarak aldığı tutarın tespitine , firma hesaplarına geçmeyen dövizlerin ve ödemelerin tespitine,49.680-euro 2009,2010,2011,2012 yıllarında fazladan alınan faizlerin iadesine, 26.520-euro yapılan ödemelerin borçtan düşülmesine, 8.020-euro yapılan ödemelerin borçtan düşülmesine, 39.606-euro yasal olmayan kur farkları ve faizlerin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, öncelikle davanın husumet nedeni ile reddini, davalı banka ile davacı Tasfiye halinde … A.Ş arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerine istinaden firmaya dövize endeksli kredi, çek taahhüt kredisi açılıp kullandırıldığını, kredi borçlusu davacı lehine kullandırılan kredilerin teminatını teşkil etmek üzere bir kısım taşınmazlar üzerine 17.09.2009 tarihinde davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, davacının borçlarını ödememesi üzerine davacı şirket ve ipotek verenler aleyhine İstanbul …İcra Müd. … esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, akabinde ipotek haklarının Beyoğlu …Noterliğinin 24.01.2017 tarih … yevmiye nolu temlik sözleşmesi ile temlik tarihi itibarı ile tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte dava dışı …’ ya temlik edildiğini, TBK 183 ve 189 hükümleri gereğince alacağın temliki sözleşmesi ile temlik işlemi ile birlikte alacaklı sıfatının devredenden devralana geçeceğini,iddia edilen ihtilafın tarafının halihazırda davalı banka olmadığını, ayrıca huzurdaki davacının davacısı şirket tarafından davalı bankaya karşı aynı iddialarla İstanbul 15.ATM inin 2014/903 -esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, yargılamanın halen devam ettiğini, dolayısı ile derdestlik yönünden reddi gerektiğini beyan ederek davanın öncelikle husumet ve derdestlik itirazı nedeni ile aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece temlik alan olarak davanın …’ya ihbarı sonucunda temlik alanın verdiği dilekçe ve alacağın temlik alan tarafından 16.10.2017 tarihinde … A.Ş ye temlik edilmiş olması nedeni ile davalının kredi alacakları ve kredinin teminatında bulunan ipotek haklarını 24.01.2017 tarihli temlik sözleşmesi ile temlik tarihi itibarı ile …’ya temlik etmesi, temlik alanında 16.10.2017 tarihinde alacağın temliki sözleşmesi ile … A.Ş ye temlik ettiği anlaşıldığından TBK 183-189 maddeleri gereğince davalı bankanın pasif taraf ehliyeti bulunmadığından husumet nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Mahkemece İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/903 E. Sayılı menfi tespit davası nedeni ile husumetten reddedildiğini, iş bu davanın davacı tarafından davalı … aleyhine açılan menfi tespit davası olduğunu, dava açıldıktan 4 yıl sonra davalının muvazaalı alacağını /olmayan alacağını …’ya temlik ettiğini, …nın gariban bir vatandaş olduğunu, arkasındaki kişinin … olduğunu,…’nın da bu alacağını … A.Ş ye devrettiğini, bu işin sorgulanması gerektiğini, mahkemece verilen kararda taleplerinin ayrı ayrı değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davalı banka tarafından davacı tasfiye halinde şirkete kullandırılan krediler dolayısı ile fazla yapılan ödemelerin tahsili veya borçtan düşülmesi , usulsüz bankacılık işlemleri nedeniyle talep olunan tazminata ilişkindir. Davalı vekilinin itirazı üzerine taraflar arasında görülmekte olan ; İstanbul 15.ATM nin 2014/903 esas sayılı dosyası mahkemece incelenmiş ise de elde ki davaya etkisi değerlendirilmemiştir. Anılan dosyanın Dairemizce incelenmesi neticesinde ; 8.3.2013 tarihli dava dilekçesi ile davacı şirket tasfiye memuru tarafından ,davalı banka aleyhine bankanın 2010 yılında 12.375-euro ,2011 yılında 14.840-euro,2012 yılında 14.840 -euro olmak üzere toplam 42.055-euro fazla faiz alındığı, kur farkı olarak 22.457- TL kur farkı tahsil edildiği 22.9.2012 tarihli taksitlendirmede borcun 25.110 euro fazla hesaplandığı ileri sürülerek 51.249-euronun davalı bankadan tahsili istenilmiştir. Yine davacı tasfiye memurunun 20.9.2018 tarihli dilekçesi ile; banka tarafından 49.680 – fazla faiz tahsil edildiği, 26.520 -euro 26.520 -euro ve 8.020 -euro ödemelerin borçtan düşülmesine ,39.606-euro yasal olmayan kur farkı ve faizlerin iadesine,ayrıca davalı bankanın haksız işlemleri neticesi uğranılan zararın tesbit edilerek belirsiz alacak davası olarak 1.000-euro tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep edilerek ıslah isteminde bulunulmuştur. İstanbul 15.ATM nin 22.1.2019 tarihli oturumunda davanın geldiği aşama itibariyle ıslah talebinin reddine karar verilmiştir.Ancak eldeki davadaki talepler ile İstanbul 15 ATM nin 2014/903 esas sayılı dosyanın dava dilekçesinde ki talepler , ıslah dilekçesinde ki taleplerin bir kısmı birbiriyle örtüşür şekildedir.Davacının taleplerinin bir kısmı ödemelerin tesbiti ile borçtan düşülmesi veya davalı banka tarafından ödenmesi ,bir kısım talebi de davalı bankanın haksız uygulamaları neticesinde uğradığı zararın davalı bankadan tahsiline ilişkindir. Anlatılanlara göre,elde ki dava İstanbul 15.ATM nin 2014/903 esas sayılı dosyası ile irtibatlı olup ,bir kısım talepler tamamen örtüşmekte ,bir kısım talepler de ek dava niteliğindedir.Elde ki davanın bağımsız olarak sonuçlandırılması mümkün olmayıp birlikte görülmeleri HMK 166 gereği birlikte görülmeleri zaruri olup ; derdestlik durumunun da bağımsız olarak tesbiti mümkün görülmemektedir.Dava dilekçesi içeriğinde bankanın fazladan yaptığı tahsilatların iadesi ,ayrıca bankadan zarar tazmini istendiğine göre ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla devam eden icra takip dosyasında banka alacağının temlik edildiği gerekçesiyle banka hakkında ki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/903 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi ya da sonucunun beklenmesi yönünde karar oluşturulması gerekirken ilk derece mahkemesinin davanın husumet yokluğundan davanın reddi yönünde vermiş olduğu karar isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle davacı tasfiye memuru ve vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile HMK’nun 353(1)a-5 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/735 Esas-2019/1208 Karar sayılı ve 24/12/2019 tarihli kararın HMK.’nun 353(1)-a-5 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davacı tarafından yatırılan 54,40- TL peşin istinaf karar harcının iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/09/2021