Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/66 E. 2020/112 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/66
KARAR NO : 2020/112
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2019
NUMARASI : 2019/296 Esas 2019/779 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2020
Hakdüşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Milli Gemi Sicilinin İstanbul … sırasına kayıtlı … Gemisi üzerinde İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/288 esas 2016/586 karar sayılı kararı gereği rehin hakkı bulunduğunu, Mirat gemisine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından müvekkili lehine takip tarihi itibarıyla 804.298,67 -TL işleyecek faiz hariç kanuni rehin hakkı konulduğunu, Bandırma …. İcra Dairesinin … talimat sayılı dosyasından satışa esas olarak kıymet takdiri yapıldığını işlemlerin devam ettiğini, söz konusu geminin İstanbul Ticaret Sicilinin 300437 sicilinde kayıtlı Fatsa Denizcilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait olduğunu, iş bu şirketin ticaret sicilinden 11/11/2013 tarihinde resen terkin olunduğunu, şirkete tebligat yapılamadığını, bu durumun satış aşamalarını etkileyeceğinden 6100 sayılı HMK’nun 52 ve 54 maddeleri gereğince ihyası gerektiğini beyan ederek …Ticaret Limited Şirketi’ne tasfiye memuru atanarak tüzel kişiliğin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili sicil müdürlüğünün Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirerek sonuca bağladığını, ihyası talep edilen şirketin resen terkin işleminin 6102 Sayılı kanunun geçici 7.maddesi ve 30/12/2012 tarihli 28513 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğin 5. maddesi kapsamında 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar kanunun 10. maddesine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilmemesi nedeniyle oda kaydının silinmiş olması gerekçesiyle resen terkin kapsamına alınarak, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesi neticesinde 15/11/2013 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini, müvekkilinin Ticaret Sicil Müdürlüğünün mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafın davasının ihya davası niteliğinde bulunduğu, ihyası talep edilen şirketin sicil kaydının 15/11/2013 tarihinde resen terkin edildiği, davanın yasal dayanağının 6102 sayılı kanunun geçici 7.md.si olduğu, 6102 sayılı kanunun geçici 7-15 madde uyarınca ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak ihyası istenebileceğinden, davanın 20/05/2019 tarihinde 5 yıllık süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme gerekçesindeki geçici maddenin uygulama yeri olmayan maddeye dayanarak davanın hak düşürücü süre ile reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, TTK’nun geçici 7.maddesinin 2.fıkrası uyarınca hakkında dava açılan, yargılama devam eden, borcu olan bir şirketin terkin edilememesinin düzenlendiğini, müvekkili davacı şirketin ihyası talep edilen şirket hakkında İstanbul 17 ATM’nin 2014/288 esas -2016/586 karar sayılı dosyasında açılan alacak davasının kesinleşmediği ve derdest olduğunu, davalı ticaret sicil müdürlüğünün terkin işleminin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca , 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları,TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Somut olayda davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından dava dışı şirketin TTK geçici 7. Madde kapsamında 15.11.2013 tarihinde 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydının silinmiş olması nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir.Terkin tarihinde davacı tarafından davadışı şirket hakkında İstanbul 17 ATM nin 2014/288 esas sayılı ve 21.2.2005 tarihinde açılmış bulunan tazminat davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin geçici 7.madde hükmünün uygulanamayacağı bir durumda davanın hakdüşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Sicilden terkin edilen şirket hakkında İstanbul 17 ATM nin 2014/288 E-2016/586K dava dosyası ile verilen karar istinaf edilmiş olup henüz kesinleşmemiş ve verilen kararı ile ilgili Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E dosyası ile halen devam eden icra takibi bulunmaktadır.Devam eden icra takibi ile ilgili Bandırma İcra Hukuk Mahkemesi 2019/103 esas sayılı dosyası ile açılan kıymet takdirine itiraz davasında davalı şirketin ihyası için davacı vekiline süre verilmesi üzerine elde ki davanın 20.05.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.Davadışı şirket geçici 7.madde kapsamı dışında olup davaya konu ihya talebi TTK nın gecici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. Davacının devam eden dava dosyasının kesinleştirmesi ve takip eden icra takibi nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve şirket adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi sicilden terkin sebebi olmadığından terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluşmuştur. Bu durumda mahkemece davanın kabulü ile dava dışı şirketin İstanbul 17 ATM nin 2014/288 esas-2016/586karar sayılı dosyasının takip eden işlemleri ile Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü … esas,Bandırma İcra Hukuk Mahkemesi 2019/103 esas sayılı dosyalarında takip eden işlemler yönünden ihyasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)b-2 uyarınca hükmün kaldırılmasına, dava dışı şirketin tüzel kişiliğin ihyasına karar verilmiştir
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/296 Esas-2019/779 K sayılı ve 19/09/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “…Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin İstanbul 17 ATM’nin 2014/288 esas-2016/586karar sayılı dosyası, Bakırköy …. İcra Dairesinin … ,Bandırma İcra Hukuk Mahkemesi 2019/103 esas sayılı dosyaları yönünden ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi ile sınırlı olmak üzere; sicilden terkin işleminin iptali ile tüzel kişiliğinin ihyasına ,şirketin yeniden ticaret siciline kaydına/tesciline”Tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına,İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ;”Alınması gereken 54,40- TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 10,- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, “İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/01/2020