Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/651 E. 2023/212 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/651
KARAR NO: 2023/212
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
DAVA: Tazminat
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, Çanakkale’de bulunan … Çiftliğinin malikinin … olduğunu,adı geçenin bu çiftliği, … Tic. A.Ş.’ye organik tarım ve eko-turizm faaliyetlerinde bulunmak üzere kiraladığını, … ve sahip olduğu … kiraladığı bu çiftliğin, işletme ve elde edilecek ürünlerini pazarlama/satma yetkilerini müvekkile devretmek istemiş, sözleşmenin altına … dışında, …’nun ismi de açılmış ve imza; ismin altına ve kaşenin de üstüne gelecek şekilde atıldığını, taraflarca imzalanan 15.03.2005 tarihli … Çiftliği işletme ve ürün satış sözleşmesinin 10 yıllık bir proje olduğunu, bunun ilk 3 yılı yapılanma ve yatırım dönemi olarak kabul edildiğini, müvekkili şirket ve temsilcisi Chevrel Ann Traher sözleşmenin imzası tarihinden itibaren tüm emek ve birikmiş sermayesi ile bu iş için … Bankasından aldığı 150.000-TL krediyi Çiftliğe hasretmiş, müvekkilince yapılan yatırım, iş ve verilen servis ve hizmetleri ile “…”ın bir marka olduğunu, yol, elektrik, su bağlantı ve dağıtımıyla arazinin tamamının üretime sokulduğunu, davalının müvekkili şirketin birikmiş alacaklarını ödememek için nitelikli dolandırıcılık iddiasında bulunduğunu ve müvekkilini acze düşürmek için Beşiktaş … Noterliğinden keşide ettiği 05.12.2008 Tarih ve … sayılı ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiğini, bunun üzerine müvekkilinin ‘”tahakkuk etmiş faturalı alacakların tahsili” için dava açtığını, davalıların hem sözleşmeye aykırı olarak sözleşmeyi haksız, zamansız ve dayanaktan yoksun feshederek, hem de tahakkuk etmiş müvekkil alacaklarını ödemeyerek akde muhalefet ederek müvekkiline zarar verdiklerini, işletmeden elde edilmesi beklenen işletme karı, 6.535.982-TL olup 1/2’si olan (sözleşme madde 11) 3.267.991-TL müvekkilinin alacağı olduğunu, 15.03.2005 tarihli sözleşme ile ilk işletme yılı 31.12.2006 olarak kabul edildiğini, bu yıl hariç olmak ve takip eden yıldan başlamak üzere mali yıl bazında 3 yıl fesih yasaklanmış, ancak bu süreyi takiben 2 yıl sonrasında hüküm ve sonuç doğurmak üzere taraflara fesih hakkı tanındığını, bu durumda 2007, 2008 ve 2009 yılları için sözleşmenin feshedilemeyeceğini, davalının 05.12.2008 tarihli feshinin, 2009 mali yılını takiben ve 2 yıl sonra hüküm ve sonuç doğuracağından sözleşmenin 2011 mali yılının bitiminde sona ereceğini, böyle bir fesih halinde sözleşme 13-a bendi ile 1 mali yıl daha işletme karı bazında kar payının ödeneceği kararlaştırıldığından, davalının 2007-2012 yılı sonuna kadar olan 6 mali yıl için tahakkuk edecek işletme karının 1/4 ‘si tutarındaki bir miktarı müvekkiline borçlu olduğunu, bunun da miktarının 1.960.794,60 TL olduğunu, fesih/ödememe sebebiyle maruz kalınan zararların; … Bankası’ndan 150.000-YTL kredi almış ve bu parayı çiftlik yatırımları için kullandığını, her ay ödenmesi gereken paranın 6.414,88-TL olup fesih tarihi itibariyle kalan borç 83,393-TLnin ödenemediğini, …’ın organik ürün dağıtımının müvekkili şirket ve çalışanları tarafından yapıldığını,ürünlerin bozulmaması için 2 tane frigo ford transit araç (… plakalı 28.508,03-TL değerinde ve … plakalı 27.536,90-TL değerinde) alınmış ve yine dağıtım için 5,050-TL’ye müvekkil şirketin İstanbul-Çubuklu’da bulunan fidanlıktaki iş yerinde bir soğuk hava deposu yaptırıldığını, nakliye-dağıtım ile ilgili … ün, …’ten cari hesap ilişkisi içinde alındığını … A.Ş.’ye dan borcun ödenemediğini; feshin, Aralık 2008 tarihinde yapıldığı halde davalıların çiftliği mart 2009 ayı içinde teslim aldığını, bu tarihe kadar müvekkilinin Çanakkale’deki kiralık dairesini boşaltamamış, 4 ay fazladan (400-TL kira, 180-TL aidat, 154-TL elktr, 38-TL su) ki toplam aylık 750-TL’den 3.000-TL kira ve masraf ödemek zorunda kaldığını, çiftlikle çalışan müvekkilinin 4 çalışanın işi, çiftliğin geri alınmasıyla son bulduğunu ancak tazminatların ödenemediğini, müvekkilinin İstanbul-Çubuklu’da kiracısı bulunduğu fidanlığa ait kira (aylık 10.000-TL) elektrik su parasının ödenemediğini, araçlar üzerine hem Beykoz Vergi Dairesi ve hemde işçi alacakları için haciz ve tedbir konulduğunu, dava tarihi itibariyle Vergi borcu 33,003,00-TL – SSK borcu 79.894,62-TL- Bağ-Kur borcu 7.461-TL- Şan oto araba tamir borcu 860-TL tutarlarında borçlarının ödenemediğini, 3 yıllık süre zarfında yapılan kültürel ve tarımsal çalışmalar neticesinde toprağın %25 oranında değer kazandığı belirtilmiş ve ayrıca 570.472,71-TL ederinde bir servet değerinin davalıya intikal ettiğini, … çiftliğinin değeri itibari ile davalılar, en az 6.000.000- USD zenginleştiğini beyan ederek maddi ve manevi zararların ödenmesini, yoksun kalınan kazanç için 5.000-TL; fesih ve ödememe sebebiyle maruz kalınan zararlar için 5.000-TL; davalılara intikal eden servet değeri için 5.000-TL; sözleşmeye göre yapılan yatırımlarla davalı arazisi en az % 25 değerlendiğinden bu miktar için 5.000-TL ile 20.000,00-TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı şirket vekili, dava-dışı … ve …, hem müvekkil şirket olan … Tur.Ticaret A.Ş.’nin yetkilisi, ortağı ve müdürü olup, hem de davacı şirketin temsilcileri olduğunu, dayanak yapılan sözleşme edimlerinin davacı şirket tarafından yerine getirilmediği gibi, sözleşmenin hiçbir zaman yürürlüğe girmediğini, davacı şirketin, taahhüt ettiği işletme sermayesini temin etmediğini, işletme sermayesinin, … Bankası A.Ş.’nden müvekkili şirket adına temin edilerek şirketin borçlandırıldığını, davacı şirket yetkililerinin, fizibilite raporu hazırlamış ve 2006 yılında 322.000-TL, 2007 yılında 727.000-TL ve 2008 yılı nda ise 1.647.000-TL kar edileceğine dair fizibilite raporu hazırladığını, ancak defter ve kayıtlarla da sabit olmak üzere; 2006 yılında -559.000-TL, 2007 yılında 439.000-TL zarar yapıldığını, 2008 yılı itibariyle de şirket zarar etmiş olup, işçi aylıkları, SSK primleri ve başkaca borçların da ödenemediğini,taşınmaz kirası ödenmediğinden kasıtlı olarak zarar ettirilmiş ve kira ödenmemiş olduğundan- kira sözleşmesi kiralayan … tarafından feshedildiğini, davacı şirket yedindeki ve/veya nezdinde ki aktifinden ve gelirlerinden herhangi bir para harcanmadığını, davacı şirket yetkililerinin kötü niyetle hareket ederek müvekkili şirketi sürekli, sevk ve teslimini ispat edemedikleri hayali mal ve hizmetlere kestikleri faturalarla borçlandırdıklarını, müvekkili şirketin defter ve kayıtlarına işlenen borç kayıtlarının hayali olduğunu, davacı şirket adına faturaları düzenleyen ve müvekkil şirket adına faturaları alan kişilerin aynı kişiler olduğunu; davacının “yol, elektrik, su bağlantı ve dağıtımıyla arazinin tamamı üretime sokulmuştur” iddialarının da hilafı hakikat iddialar olduğunu, çünkü; arazinin üretim yapılan alanı tüm arazinin %10’nunun altında olduğu gibi, bu %10’luk kısımda üretim yapılabilmesinin finansmanı da davacı tarafından sağlanmamış olduğunu, davacı şirketin fizibilite raporunda 2006, 2007 ve 2008 yılındaki toplam kar öngörüsü: 2.696.000-TL olmasına rağmen kar elde edilememiş aksine müvekkili şirketin zarara uğratılmış olduğunu, dayanaksız ve haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … vekili, müvekkilinin davaya konu sözleşmenin ne tarafı ne de kefili olarak bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, tarafların … Tur.A.Ş. ile … Tic. Ltd. Şti. olarak belirlendiğini, müvekkili tarafından … Tur.A.Ş.’ni temsilen, … tarafından da … Tic. Ltd. Şti.ni temsilen imzalandığını, müvekkili …’nun … şirketi kaşesi üzerini imzaladığını, nitekim …’da … şirketinin kaşesi üzerini imzaladığını, bu durumun sözleşmenin şirketler arasında akdedildiğini,gerçek kişilerin bu sözleşmenin tarafları olmadığını da gösterdiğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı şirket tarafından sözleşmenin 2 yıllık önel verilmeden feshedildiği feshin haksız olduğu değerlendirilmiş ise de davalı şirketin iş bu sözleşmenin feshi öncesi dönemlerde kar elde edeceğinin ön görüldüğü halde söz konusu dönem içerisinde herhangi bir karının olmadığını,2009 yılı ve öncesinde 1.720.792,81-TL zararının olduğu, 2009 yılı ve sonrasındaki 7 yıl içerisinde 1.400.028,66-TL gelir elde edileceğinin hesaplandığı, yine aynı hesaplamalara göre sözleşme kapsamında sonraki 2 yılda elde edilebilecek gelirin 328.181,45-TL olduğu, iş bu tutarların davalının önceki dönem zararlarının karşılanmasına yeterli olmayacağının belirlendiği, diğer yandan şirkete yapılan yatırımlardan dolayı hesaplanan değer artışı ile davalının sözleşme kapsamında mali yıl ve sonrasında elde edeceği karların toplamının (328.181,45-TL+880.654,52-TL) 1.208.835,97-TL ‘nin dahi davalının geçmiş yıl zararlarını karşılamaya yetmediği, davacının sözleşme kapsamında üzerine düşen edimini tam ve gereği gibi yerine getirmediği, davalı şirketi zarara uğrattığı anlaşıldığından tazminat talebinin haksız olduğu, bu sebepler ile davalı şirket yönünden açılan davanın esastan reddine , davalı …’nun davacı tarafından dayanılan sözleşmede taraf sıfatının bulunmadığı, sözleşmenin davalı … Şirketi ile yapıldığı, şirketin kaşesi üzerine şirketi temsilen … tarafından imza atıldığı, her ne kadar davalı şirket kaşesinin üst kısmında bu davalının adı yazılmış ise de, atılan imzanın şirketi temsile yönelik olduğu, sözleşmenin … tarafından şahsen imzalanmadığı, kaldı ki sözleşmede tarafların davacı ve davalı şirketler olduğunun açıkça yazıldığı anlaşılmakla iş bu davalının pasif husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme 05.12.2008 tarihinde feshedildiği halde bilirkişilerin 2009 yılı zararını da dahil ederek 2009 yılı sonu itibariyle zararlar toplamının 1.720.792,81-TL olduğunu tespit ettiklerini, 2005-2008 dönemi için yapılan zarar hesaplamasının tamamen afaki olduğunu, davalı şirketin hangi gerekçeyle zarar ettiğinin belli olmadığını, kaynağı belli olmayan “diğer borçlar” ya da “banka kredi borçları” vs. gibi başlıklar altında ortaya çıkan zararın kaynağının denetlenebilir olmadığını, … Tur.Tic. A.Ş. zarara uğradığı iddiası ile müvekkil şirket yetkilisi … ve şirket müdürü … aleyhine tazminat davası açtığını, afaki zarar tespiti, onların kendi açtıkları tazminat davasında dahi dava konusu yapılmadığını, davalı taraf, haksız, dayanaksız ve en önemlisi zamansız bir şekilde sözleşmeyi feshettiğini, tam karlılığa geçilecekken, o zamana kadar verilen emek ve yatırımın karşılığı alınacakken, sözleşmenin haksız bir şekilde feshiyle zarara uğratıldığını, davalı …, işletme sözleşmesinin altına önce kendi adını ve soyadını bunun altına ise … A.Ş. ünvanı/ kaşesini koyarak imzayı hem şahsen kendisini ve hem de … A.Ş.’yi kavrayacak şekilde attığını, değer artışı olan 880.654,53-TL’lik artış, sonuçta bu davalının şahsi malvarlığında gerçekleştiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın temeli sözleşmenin süresinden önce sonlandırılması nedeniyle uğranılan zarar iddiasına dayanmaktadır. Geçerli şekilde kurulmuş bir sözleşmede, tarafların sözleşmeye uygun hareket etmeleri, edimlerini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmeleri, edimin ifasını imkânsız hâle getiren her türlü davranıştan kaçınmaları zorunludur. TBK 112.madde uyarınca borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Sözleşmeden doğan zarar, müspet yahut menfi zarar olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kâr mahrumiyetini de içine alır. Menfi zarar ise; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan,sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Taraf şirketler arasında 15.03.2006 tarihli “İşletme ve Ürün Satış Sözleşmesi” imzalandığı, … A.Ş.’nin organik tarım ve eko-turizm faaliyetlerinde bulunmak üzere … Çiftliğini kiraladığı ve şirketin Çanakkale şubesini oluşturduğu, … A.Ş.’nin kiraladığı çiftliğin işletme ve elde edilecek ürünleri pazarlama/satma yetkilerini …’a devretmek istediği, …’ın ise, … Çiftliği’nin tarımsal ve eko-turizm işletmesini, ürün pazarlama ve satışını üstlenmeyi kabul ettiği, sözleşmenin 2.1 maddesinde …’ın, tüm varlıkları ile birlikle kiraladığı … Çiftliği’ni ve elde edilen her türlü ürünü, ” … “ markası ile pazarlanması kaydıyla …’a devretmeyi kabul ve taahhüt ettiği, … ise … Çiftliği’nin TR Organik Tarım Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tarımsal ve eko-turizm işletmesini ve ürün satışını kabul ederek üstlendiği, sözleşmenin 3.1 maddesinde başlama tarihinin …’ın şartlar oluştuğunda işletme faaliyetlerine başlaması için tutulacak tutanak tarihi olduğu ve sözleşme süresinin de 3.2 maddesine göre başlama tarihinden itibaren 10 yıl olduğu, sözleşmenin 5.f maddesinde yatırımların finanse edilmesi görev ve sorumluluğunun …’da bulunduğu, sözleşmenin 9.a maddesinde işletme sermayesinin … tarafından kendi ad ve hesabına temin edileceği, 9.b maddesinde ise işletme sermayesinin kredi olarak temin edileceği, sözleşmenin 11.maddesinde işletme karının %50 %50 paylaşılacağı, sözleşmenin feshi başlıklı 13.maddesinde ise ilk üç yılı hariç olmak üzere sözleşme süresinin kalan kısmı içinde ve herhangi bir zamanda 2 yıl öncesinden yazılı ihbarda bulunularak sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilebileceği, bu maddeye göre sözleşmenin … tarafından feshi halinde fesih tarihine ait mali yıl ve devamı 1 mali yıl için öngörülen işletme karı bazında kar paylarının toplam tutarını ve …’ın fesih tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş ancak ödenmemiş tüm alacaklarını fesih tarihinden itibaren 90 gün içinde … tarafından ödeneceği hususlarının hüküm altına alındığı, davalı …Ş.’ nin Beşiktaş … Noterliğinden gönderdiği sözleşmenin feshine ilişkin 05/12/2008 tarih ve … yev nolu ihtarnamesi ile davacı şirketin görev ve sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeni ile derhal sözleşmeyi feshettiği, 10.03.2009 tarihli devir teslim tutanağı ile çiftliğin davalı şirket tarafından fesihten sonra devralındığı dosyada belirlenmiştir. Davacı taraf sözleşmenin haksız feshine dayanarak fesih tarihinden sonra bakiye sözleşme süresi üzerinden elde edilmesi planlanan işletme karını ve sözleşmenin 13.a maddesi uyarınca kar pay miktarlarını kapsayan yoksun kalınan kazanç olarak müspet zararını ve ayrıca fesih nedeni ile ödemede acze düşülen kredi borçları, SSK borçları vb. Masrafları, fesih nedeni ile davalıya intikal eden servet değerini ve kültürel ve tarımsal faaliyetler nedeni ile arazinin değerlenmesi nedeni ile meydana gelen değer artışına ilişkin menfi zararlarını talep etmektedir. Öncelikle “İşletme ve Ürün Satış Sözleşmesi” davalı … Tur.A.Ş. ile davacı …Ltd. Şti. arasında imzalandığı, şirketin kaşesi üzerine şirketi temsilen … tarafından imza atıldığı, imzanın şirketi temsile yönelik olduğu şahsen sorumlu tutulamayacağı, sözleşme incelendiğinde …’nun taraf veya garantör olarak yer almadığı, sözleşmeye dayalı olarak açılan bu davada taraf sıfatı bulunmaması nedeni ile bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır. 05/12/2008 tarih ve … yevmiye nolu fesih ihtarnamesi ile sözleşmenin 13.maddesinde açıkça düzenlenen ilk üç yıla ilişkin fesih yasağına ve 2 yıl süreli fesih öneline uyulmadan yapılan tek taraflı ve derhal feshedildiğinden yapılan fesih bildirimi haksızdır. Buna göre davacı alacaklının yasa gereği müspet ve menfi zararlarını talep etme hakkı kural olarak mevcuttur. Sözleşmenin 13.a maddesi gereği sözleşmenin … tarafından feshi halinde fesih tarihine ait mali yıl ve devamı 1 mali yıl için öngörülen işletme karı bazında kar paylarının toplam tutarının talep etme hakkı verdiği, buna göre işletmenin 2008-2009 mali yıllarına ilişkin işletme karının belirlenmesi gerektiği, bu nedenle bilirkişiler tarafından 2009 yılının da incelemeye tabi tutulmasının yerinde olduğu, davalı şirketin 2005-2009 yılları arasında meydana gelen zararı ve şirket sermayesini kaybetmesi nedeni ile 2009 yılı sonu itibari ile iflas konumuna geldiği, davacı tarafça sözleşme başında fizibilite raporları ile elde etmesi mümkün işletme karı planlanmakta ise de davalı şirket kar etmediği gibi borca batık duruma geldiği, bu nedenle yoksun kalınan kazanç kalemi yönünden talep edilebilecek işletme karının bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.Menfi zarar kalemleri yönünden ise işletme sermayesinin sözleşmenin 9.a-b maddeleri gereği davacı şirket tarafından kendi ad ve hesabına kredi ile temin edilmesi gerektiği halde dosyaya ibraz edilen … Bankası A.Ş.nin kat ihtarnamesi ve çiftlik maliki tarafından çekilen ihtarnamelere göre kredinin davalı şirket tarafından çekildiği kredi borçları ödenemeyince borcun … tarafından ödenerek kapatıldığı sabit olup davacı taraf sözleşme uyarınca üstlendiği borcunu yerine getirmemiştir. Buna ilaveten yapılan keşif ve incelemeler sonucunda kültürel ve tarımsal çalışmalar sebebi ile arazinin değerlendiği ve davalıya intikal eden varlıkların değerinin artığı iddia edilmekte ise de sözleşme ile devredilen varlıklara ek olarak yapılacak bina, tesis vb. yatırımların davalı şirket tarafından finanse edileceği hükme bağlanmış olup arazinin değerini artıran ve çiftliğin mal varlığını çoğaltan yatırımların davacı şirket tarafından karşılandığı veya finanse edildiğine ilişkin dosyada somut delil bulunmadığı gibi çiftlik maliki ile davacı şirketin doğrudan hiçbir ticari ilişkisinin de bulunmadığı, tüm bu nedenlerle menfi zarara ilişkin tazminatın istenemeyeceği sonucuna varıldığından davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle,davacı şirketin tazminat istekleri haklı görülmediğinden davanın reddine ilişkin hükme yönelik istinaf sebebleri yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalılar tarafından yapılan 41-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/02/2023