Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/647 E. 2023/278 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/647
KARAR NO: 2023/278
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2020
NUMARASI: 2018/332 Esas – 2020/86 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23.02.2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin 02/09/2013 tarihinde davalıdan 37.000-TL bedel ile … plakalı 2005 model … marka ticari nitelikli beyaz renkli kapalı kasa kamyonu satın aldığını, hasar ve pert kaydı olmadığı düşüncesiyle aracını kullanan müvekkilinin kasko trafik sigortası yaptırma ihtiyacı duymadığını, 26/02/2018 tarihinde aracına kasko trafik sigortası yaptırmak isteyen müvekkilinin sigorta kayıtlarında aracın hasar geçmişi sorgulanınca ağır bir kaza geçirdiği,pert kaydının olduğu, tamir edildikten sonra plakasının değiştirilerek satışa sunulduğu bilgisine ulaşıldığını, aracın davalıdan pert kayıtsız ve emsal fiyatına davalıdan alındığını, davalının durumu kasten gizlediğini, müvekkili tarafından 01/03/2018 tarihinde davalıya gönderilen ihtarname ile aracın ayıp oranında bedelinden indirim yapılarak ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle ödenmesinin ihtar edildiği,bilirkişi incelemesi sonucu ıslah hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000-TL nin satış bedelinin ödendiği 02/09/2018 tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 01/07/2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını arttırarak toplam 6.000-TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının tacir olduğu ve süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, TTK hükümlerine rağmen davacı tarafından muayene yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının aracı satışı esnasında aracın pert kayıtlı olduğunu bildiğini, yıllar geçtikten sonra huzurdaki davayı açtığını, satışın üzerinden 4,5 yıl gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen davacının aracın pert kayıtlı olduğunu bilmediğini iddia etmesinin dürüstlük kuralına ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,Noterde yapılan araç satış sözleşmesinde davacının aracı mevcut hali ile görerek beğendiğini ve sigorta bilgilerine ulaşılmadığından sigorta ile ilgili her türlü cezai ve hukuki sorumluluğun kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, aracın iddia edildiği gibi 37.000-TL bedel karşılığında satılmadığını, 31.000-TL’ye satıldığını, satış tarihindeki emsal araç satış fiyatları göz önünde bulundurulduğunda satış bedelinin piyasa değerinin altında olduğunun sabit olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı adına kayıtlı olan aracın 02/09/2013 tarihinde Kartal … Noterliği’nin … yevmiye nolu işlemi ile 31.000-TL bedel ile alıcı … ‘ya satılarak teslim edildiği, noter satış sözleşmesinde alıcının hali hazır durumu ile görüp beğenerek ve bedelini tamamen ödeyerek teslim aldığı hususunun beyan edildiği, davacı tarafından Bakırköy … Noterliği’nin 01/03/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde 26/02/2018 tarihinde kasko sigortası yaptırmak istendiğinde satışa konu aracın pert kaydının olduğunun öğrenildiği ve bu nedenle satış bedelinden ayıp oranında indirim yapılmasının davalı satıcı … ‘a ihtar edildiği, SBM kayıtlarına göre de satışa konu … (…) plakalı aracın 30/10/2006 tarihinde karıştığı kaza nedeniyle tam ziya işlemi gördüğü, bunun yanı sıra her ne kadar satış bedelinin 37.000-TL olduğu iddia edilerek 28/08/2013 tarihli harici oto satış sözleşmesi sunulduğu ,davacının davaya konu aracı davalıdan ikinci el olarak satın aldığı, aracı mevcut hali ile satın aldığı,davalının ayrıca garanti taahhüdünde bulunmadığı, satım anında davacının, aracı muayene ve varsa mevcut ayıplarını tespit ile yükümlü olduğu, aracın pert kayıtlı olmasının davalı tarafından gizlendiği konusunda dosyada delil bulunmadığı, davacı alıcının, basit bir araştırma yapmak suretiyle aracın pert kaydına kolayca ulaşabileceği, dosya kapsamı itibariyle satıcının TBK’nun 225. maddesinde düzenlenen ağır kusurundan da bahsedilemeyeceği, davalının, aracın nitelikleri konusunda davacıya bir taahhütte bulunduğu veya onu yanılttığı kanıtlanamadığına göre, davacının bu ayıbı bilerek satın aldığının kabulü gerektiği,gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu ayıplı aracın bilgilerini içeren harici satış sözleşmesinde aracın satış bedelinin 37.000-TL olduğu açıkça anlaşıldığını, her ne kadar alıcı kısmında davacının kardeşi olan …’nın imzası bulunsa da, satış aşamasında sözlü olarak yetkilendirdiği kardeşi aracılığıyla aracın satışı konusunda davalı ile anlaştığını, davacı müvekkil satış işlemi esnasında ve sonraki aşamalarda da Tramer sorgusu yapmasına rağmen her hangi bir hasar bilgisine ulaşamadığını, plakanın değiştirilmiş olması bile bu iddiamızı başlı başına desteklediğini, her ne kadar noter satış sözleşmesinde satış bedeli olarak 31.000-TL gösterilmiş olsa da araç satış bedellerinin sürekli düşük gösterildiğini, aynı zamanda alıcının hali hazır durumu ile aracı görüp beğenerek ve bedelini tamamen ödeyerek teslim aldığı” cümlesi noterlerin bütün araç satış sözleşmelerine yazdığı basmakalıp bir cümleden ibaret olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, ticari alım satım sözleşmesi nedeni ile TBK 227/2 maddesi uyarınca ayıp oranında satım bedelinden indirime ilişkin alacak istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK’nun 223/2. maddesi uygulanır. TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. TBK’nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” olarak belirlenmiştir. Somut olayda, Kartal … Noterliği’nin 02/09/2013 tarih ve … yevmiye nolu Araç Satış Sözleşmesi ile … ve … arasında satışa konu aracın 31.000-TL bedelle satıldığı, satış sözleşmesinin satıcı beyanını kısmında, nitelikleri ve bedeli yazılı aracı alıcıya halihazır durumu ile satarak bedelini tamamen aldığını ve aracı teslim ettiği, alıcı beyanı kısmında, aracı halihazır durumu ile görüp beğenerek ve bedelini tamamen ödeyerek teslim aldığını, satın aldığı aracın sigorta bilgilerine ulaşılamadığından sigorta ile ilgili her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun tarafına ait olacağı, plaka değişikliği beyan edilmediğinden aracı aynı plaka ile satın alacağının beyan edildiği, satış sözleşmesine uygun olarak 02/09/2013 tarih ve … seri nolu faturanın 31.000-TL bedelli olarak … Otomotiv – … tarafından … adına düzenlendiği anlaşılmaktadır.Her ne kadar davacı 28/08/2013 tarihli harici satım sözleşmesi ibraz etmiş ise de harici sözleşmede alıcının davacı olmadığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Noterde düzenlenen araç satım sözleşmesinde satış bedelinin 31.000-TL olarak belirlendiği, taraflarca kabul edildiği, “alıcının hali hazır durumu ile aracı görüp beğenerek ve bedelini tamamen ödeyerek teslim aldığı” yönündeki irade açıklamasının noterler tarafından kullanılan basmakalıp ifadeler olduğu iddia edilmiş ise de davacı alıcının satım esnasında bu ifadeyi kabul etmeyerek ihtirazi kayıt koyabilecekken bunun yapılmadığı, sözleşmede sigorta ile ilgili yükümlülüğün alıcı tarafından üstlenildiği, davacının aracı satın aldıktan sonra defalarca TRAMER kaydının sorgulandığı, pert kaydına rastlanmadığı ve satımdan yaklaşık 5 yıl sonra 26/02/2018 tarihinde araç sigortalanmak istendiğinde bunun öğrenildiği iddia edilmiş ise de davacının nakliye ve taşıma işi ile iştigal eden tacir olup basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü çerçevesinde aracı satın aldığı tarihte veya kanunen belirlenen yasal süreler içerisinde aracın servise sokularak veya sigorta acenteleri aracılığı ile gerekli muayenelerin yaptırılarak basit bir araştırma sonucu pert kaydının bulunup bulunmadığının öğrenilebileceği, ayrıca satıcının bu hususta garanti taahhüt etmediği, davacının aracı mevcut hali ile satıldığının kabulü gerektiğinden davanın reddine ilişkin verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf yoluna başvuran davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023