Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/64 E. 2022/1265 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/64
KARAR NO: 2022/1265
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2019
NUMARASI: 2016/125 Esas – 2019/930 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; dava dışı sigortalı … firmasının maliki/kullananı olduğu işyerinin, ticari paket sigorta poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, belirtilen adreste 11.06.2015 tarihinde çıkan yangında, sigortalının adreste kiracı olarak bulunan … firmasına fason imalat için göndermiş olduğu ipliklerin de yandığını, yapılan ekspertiz sonucunda meydana gelen zararın 23.507,79-USD olduğu tespit edilerek hasar bedelinin müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödendiğini, yapılan ekspertiz incelemeleri sonucu yangının elektrik panosundan kaynaklandığının bildirildiğini, davanın, hasara sebebiyet veren … ile bina maliki olan …’na yöneltildiğini belirterek, 23.507,79-USD tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili; davanın TTK’nın 1472 maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi uyarınca ikame edildiğini, davanın ticari nitelikte bir dava olmadığı, taşınmaz tapuda … firması adına kayıtlı olup bina maliki olmayan müvekkili …’na husumet düşmeyeceğini, yangın olayında kusuru bulunmayan müvekkillerinin zarardan sorumlu tutulamayacağını, bina malikinin sorumluluğu için zararın binadaki yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden kaynaklandığının ve illiyet bağının davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, ancak teknik raporlarda yangının neden kaynaklandığının tespit edilemediğinin belirtildiğini, müvekkili … tarafından depo ve fabrikanın … Sigorta’ya sigortalanmış olup, müvekkiline sorumluluk izafe edilmesi halinde zararın sigorta şirketinden tahsili gerektiğini, davada davacının sigortalısının zararı tazmin edilmiş olduğundan hukuki yarar bulunmadığını, davacı haksız fiile dayandığından ancak yasal faiz talep edebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ATM 2018/1230 ESAS SAYILI DAVA: Davacı vekili; dava dışı sigortalı … firmasının maliki/kullananı olduğu işyerinin, ticari paket sigorta poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, belirtilen adreste 11.06.2015 tarihinde çıkan yangında, sigortalının adreste kiracı olarak bulunan … firmasına fason imalat için göndermiş olduğu ipliklerin de yandığını, yapılan ekspertiz sonucunda meydana gelen zararın 23.507,79-USD olduğu tespit edilerek hasar bedelinin müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödendiğini, yapılan ekspertiz incelemeleri sonucu yangının elektrik panosundan kaynaklandığının bildirildiğini, ödenen hasar bedelinin tahsili için … ile …’na karşı açtıkları davanın derdest olduğunu, ancak davanın malik sıfatıyla …’na sehven yöneltildiğini, zira taşınmaz malikinin … olduğunu, asıl davada yapılan bilirkişi incelemesinde malike %50 kusur izafe edildiğini belirterek, 11.753,89-USD tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişi incelemesi neticesinde yangının meydana gelmesinde, yangının çıktığı yerin yasal sahibinin % 50, … firması yönetiminin %50 kusurlu olduğunun belirlendiği, yangın hadisesi nedeniyle davacının sigortalısı …’ye ait emtialar nedeniyle oluşan hasarın 23.507,80-USD olduğu, davacı sigortacının dava dışı sigortalısına poliçe kapsamında ödediği 23.507.80-USD hasar tazminatı tutarının yerinde ve kurallara uygun bulunduğu, davalı … firmasının % 50 kusur oranı karşılığı olan 11.753.90-USD’yi davacı sigortacıya rücuen ödemesi gerekeceğinin tespit edildiği, mahkemece itibar edilen bilirkişi raporuna göre, her ne kadar davacı tarafça sigortalısına ödenen 23.507.80-USD tazminatın asıl davanın davalılarından müteselsilen tahsili talep edilmişse de, taşınmaz maliki olarak davanın yöneltildiği …’nun taşınmaz maliki olmadığının anlaşıldığı, zarar gören yönünden müteselsil sorumluların kusur oranları zarar gören için bağlayıcı olmayıp ancak kendi aralarındaki rücu ilişkisini etkileyebileceği, bu davalı yönünden davanın toplam zarar miktarı üzerinden kabulünün gerektiği, %50 kusurlu olduğu tespit edilen taşınmaz maliki … aleyhine kusuru oranında sorumlu olduğundan bahisle 11.753.90-USD’nin tahsilinin istenildiği, taşınmaz malikinin %50 kusurlu olduğu, esasen diğer kusurlu … ile birlikte müteselsilen tüm zarardan sorumlu olsa da, davacı tarafça birleşen davada yalnızca kusur oranında tazminat talebinde bulunulduğu, taleple bağlı kalınacağı, davalılardan mükerrer tahsilatın engellenmesi için birleşen davada, asıl davada …’den tahsiline karar verilen 23.509,79 USD’nin 11.753,90-USD’lik kısmından birleşen davalının, asıl davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 11.753,90 USD’nin birleşen dosya davalısından tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … aleyhine açılan asıl dava ile davalı … aleyhine açılan birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1-Davacı vekili; davalı … aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesine rağmen lehine nispi vekalet ücretine hükmedildiğini maktu vekalet ücretine hükmedilebileceğini belirterek, kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalılar vekili; davanın TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi uyarınca açıldığını, ticari nitelikte bir dava olmaması nedeniyle mahkeme görevsiz olup davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, dosyaya sundukları uzman görüşü ile bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmasına rağmen, mahkemece çelişki giderilmeden hüküm kurmaya elverişli olmayan raporların hükme esas alındığını, birleşen davada tahsilde tekerrür olmamak üzere hüküm kurulmuş olmakla taleple bağlılık ilkesinin ihlal edildiğini, birleşen davada davalı olmayan müvekkili … aleyhine harç yönünden hüküm kurulduğunu, dosya kapsamı ile yangının ne sebeple çıktığının tespit edilemediğini, bu nedenle yangın ile zarar arasında illiyet bağı kesildiğinden, müvekkillerinin kusurlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, yangının çıkış yerinde daha önce 18.05.2016 tarihinde de bir yangın çıktığını, elektrik ve ısı kaynağı bulunmadığını, bu nedenle yangına sebebiyet verebilecek bir olgu bulunmadığını, müvekkili tarafından yangın için gerekli önlemlerin alındığının uzman görüşü ile tespit edildiğini, önlemlerin alındığının İBB Zabıta Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen 29.12.2014 tarihli muayene raporu ile de sabit olduğunu, yangından birkaç saat önce dava dışı … firmasının yangının çıktığı deponun üstündeki işyerinde klima montajı sırasında kullanılan taşlama makinesinden sıçrayan ateşli metal parçaların cam ve kapıları kırık olan, müvekkilinin sigortacısının eksperinin inceleme yapmak üzere depo önüne çıkardığı ürünlere teması ile çıkmış olma ihtimali bulunduğunu, ancak mahkemece bu hususun hiç irdelenmediğini, müvekkilinin sigortacısının eksperinin inceleme bitmeden olay mahalline dokunulmaması yönündeki talimatı nedeniyle olayda … Sigorta’nın kusurunun da göz önüne alınmasının gerektiğini, bina maliki müvekkili yönünden, zararın binadaki yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden kaynaklandığının kanıtlanamaması ve illiyet bağının kesilmesi nedeniyle birleşen davanın reddi gerektiğini, müvekkilleri dava tarihi öncesinde temerrüde düşürülmediğinden, ödeme tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava ve birleşen dava, davalıların maliki ve kiracısı bulunduğu iş yerinde çıkan yangın sonucunda, davacının sigortalısına ait emtianın hasara uğraması nedeniyle sigortalıya ödenmiş olan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Somut olayda; davalı … firması adına kayıtlı bulunan ve diğer davalı … firmasının kiracısı bulunduğu iş yerinde 11.06.2015 tarihinde çıkan yangında, davacının ticari paket sigorta poliçesiyle sigortalamış olduğu sigortalısı … firmasına ait olup fason üretim için … firmasına gönderilen emtianın yanarak hasara uğradığı, davacı tarafından yaptırılan ekspertiz sonucunda tespit edilen 23.507,79-USD hasar bedelinin 28.08.2015 tarihinde sigortalıya ödendiği, birbirini teyit eden bilirkişi raporlarında, işletme bünyesindeki elektrik ana dağıtım panosunun elektrik iç tesisat yönetmeliği hükümlerine uygun olmadığı, elektrik kaynaklı yangına karşı koruma sistemlerinin bulunmadığı, daha önce de yangın çıkmış olmasına rağmen yangına karşı gerekli tedbirlerin alınmadığı, buna rağmen iş yerinde imalat ve depolamaya devam edildiği,yangının çıkmasında bina maliki ve kiracı olan davalıların ayrı ayrı %50 oranında kusurlu oldukları hususlarının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bina malikinin sorumluluğuna ilişkin TBK’nın 69. maddesi hükme göre; binanın maliki, binanın yapımındaki bozukluktan veya bakım eksikliğinden doğan zarardan sormlu olup, intifa ve oturma hakkı sahipleri de bakım eksikliğinden doğan zarardan malikle birlikte müteselsilen sorumludur. Bina malikinin sorumluluğu, kusur esasına dayanmayan objektif sorumluluk niteliğinde bulunduğundan, sorumlu tutulabilmesi için malikin kusurlu olduğunun ispatlanması gerekmez. Ancak zarar görenin, zararı ve zarar ile binadaki yapı bozukluğu veya bakım eksikliği arasındaki illiyet bağını kanıtlaması zorunludur. Bu kapsamda somut olayda iş yerinde bulunan elektrik ana dağıtım panosunun elektrik iç tesisat yönetmeliği hükümlerine uygun olmaması, bakım eksikliği niteliğindedir. Zararın da bu nedenle oluştuğu tespit edildiğine göre, birleşen dosya davalısı bina maliki …’un oluşan zarardan sorumlu tutulması gerekir.Davalı … firması ise taşınmazda kiracı olup, iş yerini depo ve imalathane olarak kullanmaktadır. İş yerinde daha önce de yakın tarihte yangın çıkmış olmasına rağmen, yangına karşı gerekli tedbirleri almamıştır. Ayrıca yukarıda açıklandığı üzere elektrik ana dağıtım panosu elektrik iç tesisat yönetmeliği hükümlerine uygun olmadığı gibi, elektrik kaynaklı yangına karşı koruma sistemlerinin de bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle olayda %50 oranında kusuru bulunduğu tespit edilen davalı … firması da oluşan zarardan bina maliki olan diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumludur. Davalılar vekilince; yangının dava dışı … firmasının işyerinde klima montajı sırasında kullanılan taşlama makinesinden sıçrayan ateşli parçalar nedeniyle meydana geldiği, ayrıca önceki yangın sonucunda müvekkilinin sigortacısının eksperi tarafından verilen, depo önüne çıkarılan ürünlere ve olay mahalline dokunulmaması yönündeki talimatı nedeniyle sigorta şirketinin sorumlu olduğu ileri sürülmüşse de, bu hususlar kanıtlanamamıştır. Birbirini doğrular ve hükme esas alınabilecek nitelikte olan bilirkişi raporları karşısında,sunulan uzman görüşüne itibar edilmesi de mümkün görülmemiştir. Bu nedenle davalılar vekilinin kusura ve sorumluluğa ilişkin olarak ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde değildir. Asıl davanın açılmasından sonra, yargılama sırasında malik olduğu tespit edilen … aleyhine, asıl dosya davalısı … firması ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmak üzere ek dava açılmış olup, birleşen davada davacı vekili bina malikine yönelik talebini %50 kusur oranıyla sınırlamıştır. Her iki davalının ayrı ayrı %50 oranında kusurlu olduğu tespit edilmişse de, müteselsil sorumluluk gereği her iki davalı da davacıya karşı zararın tümünden sorumlu olup, kusur oranları ancak müteselsil sorumlular arasındaki iç ilişkide dikkate alınabilir. Ancak, birleşen davada talep kusur ile sınırlandırılmış olmakla, birleşen davalı aleyhine açılan davada mahkemece davacının talebiyle bağlı kalınarak, tahsilde tekerrür olmamak üzere müteselsil sorumluluğa hükmedilmesi isabetsizlik yoktur.Davalılar vekilinin bu noktaya yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Mahkemece birleşen davada taraf olmayan davalı … aleyhine harç tahsiline hükmedilmişse de, hükmün bu kısmı mahkemece 05.12.2019 tarihli ek karar ile tashih edilmiştir. Diğer yandan mahkemece asıl dava davalısı … aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, bu davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. karar tarihinde geçerli olan AAÜT’nin 7/2 maddesinde; “Davanın …ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” denilmiştir. Bu durumda mahkemece bu davalı lehine hüküm tarihindeki tarife gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; hakkındaki dava husumet nedeniyle reddedilen davalı … lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi ücrete hükmedilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak hükmün diğer kısımlarının aynen tekrarı ile “asıl davada aleyhine açılan davanın husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilen … lehine 2.725-TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesine” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun asıl ve birleşen davada HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/125 Esas – 2019/930 Karar sayılı 19/09/2019 tarihli kararının, HMK’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“A- Asıl davada; 1-Davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,2- Davalı … … A.Ş. yönünden davanın kabulü ile 23.509,79- USD’nin 28.08.2015 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince bu döviz cinsinden kamu bankalarının açmış olduğu mevduat hesaplarına verilen en yüksek mevduat faizi ile işletilerek davalı … San. ve Tic. A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, İlk derece yargılamasına ilişkin olarak ; Asıl davada alınması gereken 2.399,60-TL karar ve ilam harcından, 1.176,07-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.223,53‬‬-TL harcın davalı …’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 1.205,27-TL peşin harçların davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen ve hakkındaki dava red edilen davalı hakkındaki yapılan giderler ayrık tutularak hesaplanan bilirkişi ücreti, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.399,60-TL yargı giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, Davalı … tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 7.925,27-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine, Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2.725-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,” B- Birleşen Bakırköy 5. ATM 2018/1230 esas sayılı dosyasında; Davanın kabulü ile, asıl davada … San. ve Tic. A.Ş.’den tahsiline karar verilen 23.509,79- USD’nin 11.753,90 USD’lik kısmından birleşen davalı, asıl davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 11.753,90 USD’nin 28.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince bu döviz cinsinden mevduat hesaplarına kamu bankalarınca verilen en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” “Birleşen davada alınması gereken 2.351,88-TL karar ve ilam harcından, 1.075,89-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.275,99-TL harcın davalı …ltd. Şti.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı vekili için takdir olunan 4.131,54-TL nispi vekalet ücretinin davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine,”Asıl davada alınması gereken 4.704,23-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 828-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.876,23-TL harcın davalı … …AŞ den tahsiliyle hazineye gelir kaydına, Birleşen davada alınması gereken 4.303,53-TL istinaf karar harcından 828-TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 3.475,53-TL harcın davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından sarf edilen 78,50-TL istinaf yargı giderinin davalılar … San. ve Tic. A.Ş. ile … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/09/2022