Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/615 E. 2022/1456 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/615
KARAR NO: 2022/1456
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2018/1072 Esas 2019/1005 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı şirket ile şirket temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, Bakırköy …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu 20.12.2017 vadeli 23.000-TL’lik senedin müvekkili tarafından tanzim edildiğini, davalıya verilen senedin davalı tarafından müvekkiline verilen müşteri çeklerine istinaden alındığını ve bu çeklerinde müvekkilce … şirketine kullanılıp sonrasında … şirketince bankadan tahsil edilmesini müteakip bu senedin müvekkile teslim edilmesi gerektiğini , diğer 30.9.2017 vadeli 40.000-TL’lik senedin ise müvekkili ile davalının kar-zarar ortaklığı yapmak üzere anlaşıp davalıya boş olarak teslim edilen (teminat) senedinin fiili ve hukuki gerçeğe aykırı olarak davalı tarafından doldurulup icra takibi konu edildiğini , müvekkilinin takibe konu senetler sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitiyle haksız ve hukuka aykırı olarak işleme konan senetlerin ve Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin iptalini ve %20’den aşağı olmamak üzere müvekkilinin davalıya hiçbir borçu yok iken hukuki ve fiili gerçeğe aykırı olarak işleme konan senetler sebebiyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, mezkur icra takibine konu bonoların, davacının iddia ettiği gibi, aradaki herhangi bir ticari ilişkinden kaynaklı değil; müvekkilin davacı …’e elden verdiği borca karşılık verildiğini , Davacı …, icra takibini sürüncemede bırakmak amacıyla, kötü niyetli olarak mezkur davayı ikame ettiğini, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini, davacı aleyhine, müvekkil lehine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMASİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafın, dava konusu bononun bedelsiz olduğunu iddia ettiği, davalı ise bononun verilen borç karşılığı düzenlendiğini savunduğu, 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesine göre senede karşı ileri sürülen her türlü iddia ve def’inin yazılı delille kanıtlanmasının zorunlu olduğu, somut olayda ispat yükünün davacıda olup davacının senede karşı ileri sürdüğü iddiaları yazılı delille kanıtlaması gerektiği, ticari defter ve kayıtların sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, bu nedenle davacı vekilinin, ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi talebinin kabul edilmediği, ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda kambiyo senedinin davalı tarafın ticari defterlere kaydedilmemiş olmasının da senedi hükümden düşürmeyeceği, davacının üzerine düşen ispat yüküne uygun olarak davasını ispat edememiş olması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili, dosyada delil listesindeki delillerin toplanmadığını, tanığın dinlenmediğini, ticari kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, müzekkere cevapları beklenmeden alelacele karar verildiğini, icra takibindeki senetlerin ödediğine dair banka kayıtları ve verilen çekler ve ticari defterler ve dinletilecek tanıkla herşeyin ortaya çıkacağını, mahkemenin ispat yükünü yerine getiremediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuken ve fiilen yanlış olduğunu, eksik inceleme ile yanlış bir karar verildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, Bakırköy …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu edilen 20.12.2017 vade tarihli 23.000-TL bedelli ve ayrıca, 30.09.2017 vade tarihli 40.000 -TL bedelli iki adet bonolar nedeniyle İİK 72.maddesine dayalı açılan menfi tespit davasıdır. Kambiyo senedi niteliğinde olan bono, temel ilişkiden bağımsız, karşı edimin ödenmesi şartına bağlanamayan, kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkisini ifade etmektedir. Soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu kesin delil ile ispatla yükümlüdür. Davaya konu bonolardan 40.000-TL’lik bono teminat senedi olarak verildiği, diğer 23.000-TL bedelli bononun ise ödeme nedeniyle bedelsiz kaldığı iddia edilmekte olup gerek bononun, aradaki anlaşmaya aykırı biçimde doldurulduğu gerekse senedin teminat olarak verildiği iddiası HMK 201 madde gereği ancak yazılı delille ispatlanabilir.İspat kurallarına aykırılık teşkil eden tanık dinletilmesi veya ticari defterlerin incelenmediğine yönelik istihnaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde, 15.6.2017 tarihinde piyasada kullanmak üzere davalıdan 23.000-TL tutarında 21.11. 2017 keşide tarihli 8.000-TL bedelli çek ile 25.1.2018 keşide tarihli 15.000-TL bedelli çekleri aldığını, karşılığında davalıya 23.000-TL’lik takibe konu senedi tanzim edip verdiğini, Davalının verdiği çekleri, factoring şirketine vererek paraya çevirdiğini, Factoring şirketince sorunsuz bir şekilde tahsil olunduğunu beyan etmektedir.Davacının beyanlarına göre, davalı davacıya takibe konu senet bedeli kadar çek vermiş olup ,davacı çek bedellerini faktoring şirketinden tahsil etmiş ,faktoring şirketi de çek borçlularından tahsilatını yapmıştır.Buna göre ,davalının hak sahibi olduğu senet tutarı kadar çek davacıya davalı tarafından verilmiş ,çeklerin tahsil edildiği anlaşılmasına göre davacı ancak çekleri davalıya ödemek suretiyle senedi davalıdan talep edebilir.Davacı tarafça bu yolda bir delil gösterilmemiştir. Öte yandan Davalı tarafından sonradan doldurulduğu iddia edilen ve kar-zarar ortaklığı çerçevesinde teminat senedi olarak verildiği belirtilen 40.000- TL bedelli bono yönünden de borçlu olmadığını iddia eden davacı bu iddiasını kesin ve yazılı delile ispatla mükelleftir. Senedin kar-zarar ortaklığı için teminat olarak verildiği senet metninden anlaşılamadığı gibi davacı tarafça bu hususta ayrıca bir belge sunulmamış,aksine dosyada mübrez 31.07.2018 tarihli anlaşma başlıklı belgenin davanın taraflarınca imzalanıp davacının borcunun ödeme takvimine bağlandığı anlaşılmaktadır. Takip başladıktan sonra dosya borcunun kabul edilerek bir ödeme takvimine bağlanması nedeniyle davacının senetler nedeniyle borçlu olmadığına yönelik HMK 200 vd.maddeleri uyarınca yazılı delil sunulmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik olmadığından istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı şirket ile şirket temsilcisi …’ tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2022