Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/60 E. 2020/77 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/60
KARAR NO : 2020/77
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/935 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/01/2020
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararın ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekili, müvekkilinin davalının yeni faaliyete soktuğu Karekodlu Çek Raporunu incelemek içini www……com sistemine girdiğini, 02.12.2019 tarihli Karekodlu Çek Raporu incelendiğinde müvekkili yönünden çek skorunun (E)-En Riskli olduğunun görüldüğünü, ticari gerçeklikle bağdaşmayan bu raporlama üzerine mevcut hatanın düzelteilmesi ve oluşması muhtemel zararların önlenmesi için davalıya 03.12.2019 tarihli ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir olumlu sonuç alınamadığını, çek raporlarında bir çok bölümün eksik ve boş olduğunun görüldüğünü, bu şekilde yapılan raporlamanın ise gerçeği yansıtmayacağının açık olduğunu, müvekkilinin son beş yıl içerisinde piyasada kullandığı kendisine ait çeklerin zamanında ödendiğini, mevcut durumun müvekkilinin ticari hayatına açık bir tehdit oluşturduğunu ileri sürerek davalı tarafça www….com adresinde ve müvekkili aleyhine oluşturulan Karekodlu Çek Raporunun ileride doğması muhtemel her türlü riskin önlenmesi maksadı ile ihtiyati tedbir nazarında ilgili raporun bulunduğu internet sayfasının erişime engellenmesine, müvekkili aleyhine oluşturulan (E)-En Riskli Karekodlu Çek Raporu Skorunun gerçeği yansıtmadığının tespiti ile, (A)-Çok İyi olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesinin 20/12/2019 tarihli ara kararı ile, dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davacı tarafça istenilen ihtiyati tedbir konusunun doğrudan doğruya davanın sonucuna ilişkin olması, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesi ve ihtiyati tedbir talebin ilişkin bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ticari ve reel gerçeklikle bağdaşmayan davalı yayınları kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olup kabulünün mümkün olmadığını, davalı Çek Rapor ve Skorlamasının müvekkilinin ticari anlaşma ve işlemlerine sekte vurabilecek nitelikte olduğunu, mevcut durumun müvekkilinin ciddi zarara uğramasına sebep olacağını belirterek ara kararın kaldırılmasını ve tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, davalı tarafça yayınlanan Karekodlu Çek Raporunun mevcut halinin gerçeği yansıtmadığının tespiti ile gerçek durumun tespiti istemli açılan davada, söz konusu internet yayınına erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. 5941 sayılı Çek Kanunu 3/10 m. “ (Ek: 15/7/2016-6728/62 md.) Lehine karekodlu çek düzenlenen lehdar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.“ hükmünü haizdir.Buna paralel olarak 31/12/2016 tarihli 29935 (3.mükerrer )nolu RG’de yayımlanıp 01/01/2017 tarihinde yürürlüğe giren Çeklerde Karekod Uygulamasına İlişkin Tebliğ ile çekte yer alacak MERSİS numarası ile karekodun tanım ve içerikleri ile Karekod Okutma ve Bilgi Paylaşımı Sisteminin kurulması ve bu Sistemde tutulan bilgilerin üçüncü kişilerin erişimine sunulmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amaçlanmıştır. Tebliğin 4/1 maddesinde Karekodlu Çek Raporunda Yer Alan Bilgiler sıralanmıştır. 4/2 m. uyarınca ise karekodlu çek raporunda, Sistem İşleticisi tarafından birinci fıkrada yer verilen bilgiler kullanılarak farklı hesaplamalar yapılması suretiyle türetilen bilgilere, ilgili kanunlarda aleni oldukları hükme bağlanan ve paylaşılması rıza gerektirmeyen bilgilere ve çek hesabı sahibi ya da ciranta tarafından üçüncü kişilerin erişimine açılmasına yazılı olarak onay verilen diğer bilgilere yer verilebilir. Davalı taraf da 4/2 madesine dayanarak çek raporunda, raporda yer alan bilgiler kullanılarak oluşturulan karekodlu çek skoruna da yer verildiğini belirtmiştir, davalı kurum internet sayfasında yer alan tanımına göre Çek Skoru, keşidecinin gelecek ödeme performansını öngören tahmini bir skorlama modelidir. Davacı kendisinin herhangi bir olumsuz durumu olmamasına rağmen çek skorunda en riskli olarak gösterilmek suretiyle yanlış bilgi verildiğini ileri sürmüş, davalı da istinafa cevap dilekçesinde davacının olumsuz bir durumu olmadığını teyit etmekle beraber çek skorunun günlük olarak dahi değişkenlik gösterebileceğini, çek skorunun keşidecinin ileri vadeli çeklerinin ödeneceğini garanti etmediği ya da ödenmeyeceği konusunda kesin bir bilgi içermediğinin raporda açıkça ifade edildiğini, davacının olumsuz bir durumu olmadığı açıkça görünürken sadece çek skoru sebebiyle ticari zararına sebep olunabilmesinin mümkün olmadığını savunmuştur. Öte yandan davacının, davalının bu eyleminin haksız rekabet veya suç teşkil ettiği yönünde açık bir iddiası olmadığından, bu aşamada tedbir talebi HMK hükümleri uyarınca değerlendirilmiştir.HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda iddia, savunma ve dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirildiğinde, dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı koşulunun sağlanmamış olduğu, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünde verdiği ara kararında bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL nin mahsubu ile bakiye 10,- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile, HMK’nun 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 23/01/2020