Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/585 E. 2022/1716 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/585
KARAR NO: 2022/1716
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin yurt içi ve yurt dışı paket ve kargo taşımacılığı yaptığını, davalı şirketin ABD’ye yaptığı gönderinin müvekkili tarafından alıcı ödemeli olarak tesliminin üstlenildiği, söz konusu gönderinin alıcısına teslim edildiğini, ancak taşıma ücretinin alıcı tarafından ödenmediğini, taraflar arasındaki vaki anlaşma doğrultusunda alacaklarının oluştuğunu, bu kapsamda davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek davalının itirazın iptaline, davalının % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında dava konusu olaydan önce de taşıma ilişkisi bulunduğunu, aralarında yazılı sözleşme olmadığını, emtianın ödeme yapılmamasına rağmen alıcıya teslim edildiğini, taraflar arasında ödemenin yapılmaması halinde taşıma ücretinin müvekkili tarafından ödeneceği hususunda anlaşma bulunmadığını, ayrıca yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında dava tarihinden öncesine dayanan ticari ilişki bulunduğu, davaya konu işin taşıma işi olduğu, bu kapsamda, davalı şirketin davacı üzerinden ABD’ye gönderi yaptığı, ancak davacı tarafca gönderinin alıcısına teslim edildiği iddia edilerek ödenmeyen taşıma bedelinin davalıdan tahsilinin talep edildiği, davalının ise, taraflar arasında bu yönde bir sözleşme ve teamül olmadığını savunduğu, dosya incelendiğinde taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, yalnızca davacı tarafca düzenlenen bir fatura bulunduğu, bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, diğer yandan gönderinin teslimine dair dosyaya yansıyan herhangi bir delil bulunmadığı, gönderinin teslim edildiği hususunun davacı tarafca ispatlanamadığı gibi alıcı ödemeli gönderinin navlun bedelinin davalıdan tahsiline yönelik bir anlaşmanın varlığının da ispat yükü üzerinde olan davacı tarafca ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı tarafından her ne kadar müvekkili ile sözleşme bulunmadığı iddia edilmiş ise de davalının imzaladığı gönderi taahhütnamesi bulunduğunu, bu taahhütname olmadan emtianın yurt dışına taşınmasının mümkün olmadığını, bahsi geçen taahhütnamede taşıma ücretinin alıcı tarafından ödenmemesi halinde gönderici tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığını, davalı şirket temsilcisinin, müvekkil şirketin kendisine sunduğu gönderi taahhütnamesini kaşeleyip imzaladığını, davalının imza sirkülerini eklediğini, bu suretle davalı gönderenin imzaladığı 27.02.2017 tarihli gönderi taahhütnamesi belgesi içeriği hükümlere göre davalı gönderen tarafından tanzim olunan proforma fatura eşliğinde davalı gönderenin kaşesi ve imzasını içeren … taşıma takip numaralı uluslararası hava yolu taşıma senedi ile davalı gönderene ait kargonun ABD’ye taşınarak ABD gümrüğünden geçirildiğini, taahhütnamede ödeme ile ilgili geçen hükmün aynı zamanda gönderenin imzaladığı ve kaşelediği taşıma senedinin arka yüzünde de mevcut olduğunu ve aynı hükümlerin intemet sitesinde devamlı yayında olan taşıma şart ve kuralları belgesi içeriği ile ilgililerin bilgisine sunulduğunu, ayrıca malın ABD gümrüğünden geçmekle varış yeri ülkesinin milli malı haline geldiğini, ürünün teslim edilmeden Türkiye’ye geri getirilebilmesi için ithalat belgesinin bulunması ve gümrük vergilerinin ödenmesinin gerektiğini, kaldı ki davalının taahhütname ile alıcının ödememesi halinde taşıma ücretinin kendisi tarafından karşılanacağını kabul ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekili, davalı şirketin ABD’ye gidecek olan gönderisinin alıcı ödemeli olarak nakliyesinin müvekkili firma tarafından yapıldığını, emtianın alıcıya teslimine rağmen alıcı tarafından taşıma ücretinin ödenmediğini, ancak davalı ile aralarındaki anlaşma uyarınca davalının taşıma ücretinin alıcı tarafından ödenmemesi halinde gönderici sıfatıyla kendisinin sorumlu olacağı hususunda taahhütte bulunduğunu belirterek navlun alacağının davalıdan tahsilini talep etmektedir. Davalı ise davacı ile aralarında yazılı bir sözleşme ve taşıma ücretinin alıcı tarafından ödenmemesi halinde müvekkili tarafından ödeneceğine dair teamül bulunmadığını, kaldı ki sözleşme kabul edilse bile bahsi geçen hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, tek taraflı bu hükmün yazılmamış sayılması gerektiğini, müvekkilinin durumdan haberdar edilmeden ve emir ve talimatı alınmadan emtianın alıcıya teslim ederek konvansiyon hükümlerine de aykırı hareket ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Her ne kadar davalı tarafından yazılı sözleşme ve taahhütname inkar edilmekte ise de davacı tarafından sunulan taşıma senedi ve ekleri ile gönderi taahhütnamesinin incelenmesinde, gönderi taahhütnamesinde davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu, yine ekinde davalı şirket yetkilinin imza sirkülerinin ibraz edildiği, diğer taraftan emtianın taşıma senedi ile nakliyesi sağlanmış olup alıcıya teslim edildiği hususunda bir ihtilaf bulunmadığı hususları dikkate alındığında taşıma senedi ile ilgili olarak düzenlendiği anlaşılan gönderi taahhütnamesinin davalı açısından bağlayıcı olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Gönderi taahhütnamesinde, alıcı ödemeli taşımalarda alıcının gönderiyi kabul etmesine rağmen gönderi bedelleri ile diğer masrafları ödememesi halinde malın alıcıya teslim edileceği, ancak alıcının ödemediği gönderi bedellerinin ve diğer masrafların gönderici tarafından ödeneceği taahhüt edilmiştir. Davalı tarafça sözleşmenin genel işlem koşulu içeren hükümleri nedeniyle geçersiz olduğu ileri sürülmüştür. TBK hükümlerine göre genel işlem koşulu içeren sözleşme yapılabilir. Aynı Kanun’un 25. maddesi uyarınca, genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz. Bu düzenlemeye göre, genel işlem koşullarının geçersiz olması için, dürüstlük kuralına aykırı olması ve karşı tarafın durumunu ağırlaştırması gerekir. Davacının alıcı ödemeli taşımalarda alıcı tarafça ödenmeyen ücreti gönderici olan davalıdan talep etmesi, dürüstlük kuralına aykırı haksız işlem şartı niteliğinde kabul edilmediğinden, davalı vekilinin genel işlem koşullarına dayalı itirazları da yerinde görülmemiştir. Davacının, davalıya ait emtiayı yurt dışı alıcısına teslim ettiği, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan edimini ifa ettiği, alıcı tarafından ödenmesi gereken taşıma ücretinin alıcı tarafından ödenmediği, ancak bahsi geçen taahhütname uyarınca davacının taşıma ücretini davalıdan isteyebileceği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine dair verilen kararı doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, likit ve belirlenebilir nitelikteki alacak için davacı lehine icra inkar tazminatı takdirine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2019 Tarih 2018/676 Esas 2019/1205 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne, davalının Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın 5.329,08-TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 5.329,08-TL alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, Asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.065,81-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; Alınması gereken 364,02-TL karar ve ilam harcından mahkeme veznesine ve icra dosyasına yatırılan toplam 91-TL’nin mahsubu ile bakiye 273,02‬‬‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafça yatırılan 126,91-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 1.000-TL bilirkişi ücreti, 151,2‬0‬-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.151,20-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 5.329,08-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından sarf edilen 59,5‬0-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/12/2022