Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/573 E. 2020/818 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/573
KARAR NO: 2020/818
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2018
NUMARASI: 2017/401 Esas 2018/29 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2020 (19/09/2019 yazım tarihli )
Dairemizce verilen hükmün Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından kısmen bozularak iadesi üzerine yapılan duruşma sonunda gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; davalı şirketin 11/01/2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı gündemin 4.maddesi ile YK üyelerine şirketi resmi ve özel kurumlarda taşınır ve taşınmaz tasarrufunda bulunmaya..vs. konularda en geniş şekilde temsil için yetki verildiğini, kararın TTK 408/f bendine aykırı olduğunu, şirket varlığının bütünüyle satışının genel kurul kararı ile yapılabileceğini, 5.madde de ise şirket ortağı …’ın şirkete sunduğu 17/10/2016 tarihli dilekçe ile kimseye hisse devri yapmadığını bildirmesi üzerine şirketin 25/10/2016 gün, 2016/6 sayılı YK kararı ile herhangi bir sözleşme ibraz edilmeden yapılan hisse devirlerinin iptaline karar verildiğini, bu karar uyarınca müvekkiline ait hisse sayısının 871, diğer ortak …’a ait hisse sayısının ise 7.403 olarak kabul edilerek pay defterine işlenmesine dair genel kurulda alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,genel kurulun ortaklık payını tespit yetkisi bulunmadığını, uyuşmazlığın yargı organlarınca halli gerektiğini belirterek 4 ve 5 nolu genel kurul kararının iptaline ve YK.nun 25/10/2016 tarih 2016/6 sayılı kararının batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;şirket ortağı …’ın şirkete yazdığı dilekçe ile kimseye hisse devri yapmadığını bildirip payının buna göre belirlenmesi talebi üzerine yapılan araştırmada hisse devir sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmakla davacı payının 871 olarak belirlendiğini, TTK’ya göre pay satış sözleşmesinin şekle tabi olup, şekil şartına aykırı pay devrinin hukuken yok hükmünde kabul edileceğini, şirket genel kurullarının şirketin yönetim ve temsili hususunda dilediği şekilde karar alabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE SÜREÇ: Mahkemece, genel kurulda 4 nolu karar ile şirketin taşınır ve taşınmazları üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi YK üyelerine verildiği,genel bir yetkilendirmeyle yetkinin YK.na devredilmesi TTK 408/2-f maddesine aykırı olup, kanunun emredici hükmüne aykırılık nedeniyle butlanla malul olduğu, … tarafından davacıya toplam 2696 hisse devredildiği, söz konusu pay devirlerinin YK tarafından yazılı muvafakata dayalı gerçekleştirildiği,yapılan devirlerin geçerli olduğu,4 nolu karar ile YK.nun 25/10/2016 tarih 2016/6 sayılı kararı ve genel kurulun 5 no.lu davacının hisse adedinin iptali yönündeki kararlarının mutlak butlanla batıl olduğuna karar verilmiştir.Davalı vekili; tarafından yapılan istinaf başvurusu ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebi üzerine ; Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde; 2018/463 esas-2019/342 karar sayılı ve 14/03/2019 tarihli hüküm ile; “davacı adına kaydedilen payların ve şirket pay defterine yapılan kaydın ancak davacı payları üzerinde hak iddiasında bulunanlar tarafından açılabilecek pay devrinin iptali ve pay defterine kayıt istemini havi bir dava ile çözümlenebileceği ,şirket YK.nun davacının paylarının iptali ile başkaları adına kaydedilmesine ilişkin aldığı kararın davacının haklarını ihlal ettiği anlaşılmakla sonucu itibariyle 25/10/2016 tarihli 2016/6 sayılı yönetim kurulu kararının butlanına karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ancak mahkemece pay devirlerinin geçerli olarak yapıldığı,bu sebeble YK kararının butlan ile malul olduğu benimsenmiş ise de ; paylar üzerinde hak iddia edenin taraf bulunmadığı bir dava da pay devirlerinin geçerli olduğu,geçerli olarak yapılan pay devri neticesinde alınan YK kararlarının geçerli bulunduğuna dair gerekçe ile butlana karar verilmesi doğru görülmemiş,gerekçe değiştirildiğinden HMK 353(1)b-2 yeniden hüküm verilerek yönetim kurulu kararının butlanına karar verilmiştir. 4 nolu karar ile YK üyelerine taşınır ve taşınmaz tasarrufunda bulunmaya, ahzu kabza, sulh ve ibraya vs.temsil ve ilzama en geniş şekilde temsil etmesine karar verildiği,TTK nun 408(2).maddesinde önemli miktarda şirket varlığının toptan satışına genel kurulun genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri arasında olduğu, 4 no.lu karar ile şirketin taşınır ve taşınmazları üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi YK üyelerine verildiği, bu şekilde genel bir yetkilendirmeyle yetkinin yönetim kuruluna devri TTK 408/2-f maddesine aykırı olduğu,emredici hükme aykırılık nedeniyle butlanla malul olduğu ancak,butlan ve iptal halleri ,ayrı ayrı hususlar olup geçersiz genel kurul kararları yönünden iptal değil ,geçersizliğin ,yani butlanın tesbiti isteneceği ,ancak davacı iptal istemişse ,isteme uygun olarak iptale karar verilebileceği gerekçesiyle hükmün HMK 353(1)b-2 gereği kaldırılmasına ; 4 ve 5 nolu kararların iptaline ,YK kararının ise gerekçesi düzeltilerek butlanına karar verilmiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 03/02/2020 tarihli 2019/2770 esas-2020/852 karar sayılı bozma ilamında; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, davalı şirketin 11/01/2011 tarihli genel kurulun 4 no’lu bendinde yer alan karar ile yönetim kurulu üyelerinin şirketi resmi ve özel kurum ve kuruluşlarda taşınır ve taşınmaz tasarrufunda bulunmaya, ahzu kabza, sulh ve ibraya, temsil ve ilzama en geniş şekilde temsil etmesine karar verilmesinin… şirketin önemli miktarda varlığının toptan satışı anlamında bir görev ve yetkinin devrini içermediği… tutanağının 4 no’lu bendinde yer alan kararın, 6102 sayılı TTK’nun 408/2-f maddesine aykırı olmadığının kabulüyle bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi doğru olmadığı belirtilerek, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile, kararın bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmuş, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamı gereği; ilk derece mahkemesinin davanın kabulune; 4 ve 5 nolu karar ile yönetim kurulu karannın batıl olduğunun tesbitine ilişkin hükmünün kaldırılarak davaya konu genel kurulda alınan 4 nolu karar yönünden iptal koşulları bulunmadığından iptal isteminin reddine ,aynı genel kurulda alınan,davacının paylarının iptali ile ortak … adına tesciline ilişkin 5 nolu kararın iptaline ve gerekçesi değiştirilerek yönetim kurulu kararının butlanına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulune, İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/01/2018 Tarih 2017/401 Esas 2018/29 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; kararın kesinleşen kısımlarının tekrarı ile; “Davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 11/01/2017 tarihli genel kurulda alınan 5 nolu kararın iptaline, 4 nolu kararın iptali isteminin reddine, Davalı şirket yönetim kurulunun 25/10/2016 tarihli 2016/6 sayılı kararın butlanla malul olduğunun tespitine,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 54,40-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 23-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 62,80-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.200-TL bilirkişi ücreti ve 87-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.287-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 858-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davanın kabul edilen kısmı üzerinden davacı lehine takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı lehine takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Hükümden sonra davalı tarafından yapılan 157-TL posta masrafının davanın reddi oranında hesaplanan 52,30-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Hükümden sonra davacı tarafından yapılan 42-TL posta masrafının davanın kabulü oranında hesaplanan 28-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için takdir olunan 1.700-TL istinaf duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, duruşmalı yapılan inceleme neticesinde davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda oy birliğiyle karar verildi. 16/09/2020