Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/555 E. 2022/1797 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/555
KARAR NO: 2022/1797
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2018
NUMARASI: 2017/484 Esas – 2018/401 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin, dava dışı eski çalışanı … aleyhine, müvekkilinin … AVM mağazasındaki çalışması esnasında mağazada sebebiyet verdiği zararın tazmini amacıyla İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 9.878,51-TL bedellin tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi akabinde müvekkili şirket tarafından 11.07.2016 tarihinde, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından davalı banka müşterisi olan … TC kimlik numaralı …’e ilişkin olarak “Borçlunun şubeniz ve şubenize bağlı diğer şubeler nezdinde bulunan tüm vadeli, vadesiz, yatırım, Türk Lirası ve/veya döviz hesaplarının, kiralık kasalar ile varsa POS makineleri ve kredi kartları ile yapılan satışlardan elde edilerek bankaya intikal eden miktarların, şubenizden almakta oldukları veya alacakları kredilerin dosyamız borcunu karşılayacak miktarının haczine, karşılayacak miktarın bulunmaması halinde, yazımızdan sonra hesaba intikal edecek veya blokajı, rehni çözülecek miktarların da bundan böyle ayrıca yeniden yazı göndermeye gereksinim olmaksızın ve dosya borcunun tamamen kapandığı tarafımıza bildirilinceye kadar bloke altına alınmasına” dair İİK 78. maddesi gereğince, dosya kapak hesabı esas olmak üzere haciz müzekkeresi gönderildiğini, İşbu haciz müzekkeresinin davalı bankanın Ziverbey Şubesine 14.07.2016 tarihinde tebliğ edildiğini İİK Md 78’e göre usulüne uygun gönderilen haciz müzekkeresinin davalı banka şubesine tebliğ edildiği tarihte müvekkil davacı şirket tarafından dava dışı … hesabına başka bir dosya borcuna ilişkin olarak 17.178,91- TL yatırılmış olduğundan borcu karşılayacak miktarda bakiyenin haciz müzekkeresinin davalı banka şubesine ulaştığı esnada mevcut olduğunu bildiklerini, ancak davalı banka cevabi yazısında dava dışı … hesabında 0,33- TL meblağın olduğuna dair bilgi verdiğini, halbuki müvekkili firma tarafından dekontu da dosyaya sunulduğu üzere o tarihte 17.178,91-TL … hesabına yatırılmış olduğunu, banka kayıtlarında yapılacak inceleme ile de bu durumun ortaya çıkacağını, davalı banka haciz müzekkeresinde kendisine tebliğ edilen haciz müzekkeresini uygulamayarak ilgili hesaba bloke de koymadığını bildirerek; müvekkilinin davalının bankanın usul ve yasaya aykırı hareketi ile uğradığı maddi zarar tutarı 12.453,48-TL nin 14/07/2016 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davanın, dava dışı …’in haciz bildirim tarihinden ve haciz yazısının işleme alındığı saatte doğmuş hak ve alacaklarını haciz kaydı işlemi olup, söz konusu tarih ve saatte … lehine doğmuş başkaca bir hak ve alacağın söz konusu olmadığını, Davacı tarafça , dava dışı … hakkında müvekkili Banka’ya gönderilen haciz bildiriminin 13.07.2016 tarihinde tebliğ alınarak aynı gün içerisinde de işleme alındındığını, haciz bildirimi gereği gibi 13.07.2016 tarihinde saat 16:50:35 te sisteme girilmiş ve o saat itibari ile ilgili hesaptaki tüm bakiyeye haciz tatbik edilerek işlemin kapatıldığını, davacı iddiasının aksine, ilgili saatte hesapta bulunan bakiyeye haciz tatbiki işleminden sonra her ne kadar … hesabına 13.07.2016 tarihinde saat 16:56:38 de 17.178,91-TL’lik EFT gelmiş olsa da ileriye yönelik haciz tatbiki yasa gereği mümkün olmadığından müvekkili Banka’nın bu tutara ilişkin ayrıca bilgi sahibi olması veya işlem yapmasının mümkün olamayacağını, ilgili hesaba ilişkin haciz bildirimi işleminin tamamlanmasından 1 dakika sonra dahi para girişi olsa banka’nın bunu bilmesinin mümkün olamayacağını, zira, dava dışı müşterinin müvekkil Banka nezdinde pos hesabı da olmadığından doğacak alacaklara ilişkin bir haczin işlenmesinin beklenmesi yasa gereği mümkün olmadığını, doğması muhtemel olmayan bir hak için ileriye dönük haciz tatbik edilemeyeceği’ne ilişkin doktrin görüşü de bu yönde olup “Üçüncü kişi bankaya gönderilen haciz ihbarnamesi, doğmuş yada doğacak alacakların haczi ibaresini içerse bile, üçüncü kişi banka haciz ihbarnamesini tebellüğ ettiği ve işleme aldığı tarih saatteki mevcut durumla sınırlı olarak sorumlu olacağını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, icra memurluğu tarafından bankaya gönderilen haciz müzekkeresinde İİK.nun 78. maddesi uyarınca borçlunun doğacak her türlü hak ve alacakları üzerine haciz konulduğunun bildirildiğinin görüldüğü, doğacak alacakların bu şekilde haczi mümkün olduğundan davalı bankanın haciz müzekkeresine karşı icra müdürlüğüne bildirimde bulunmaması nedeniyle icra takibi ile kesinleşmiş bulunan 12.453,48-TL’lik alacaktan sorumlu olduğu anlaşıldığından davacının talebinin kabulüne, davacı tarafından davadan önce davalıya 06/02/2017 tarihli ihtarname çekilerek haciz müzekkeresinin bankaya tebliğ tarihi olan 14/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilememiş olan 12.453,48-TL’nin tahsili talep edildiğinden davanın kabulü ile 12.453,48-TL alacağın 14/07/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, dava dışı …’in haciz bildirim tarihinde ve haciz yazısının işleme alındığı saatte doğmuş hak ve alacaklarına haciz kaydı işlendiğini, söz konusu tarih ve saatte … lehine doğmuş başkaca bir hak ve alacak olmadığını, bu hususun bilirkişi raporunda da tespit edildiğini, mahkeme kararında dayanak yapılan İİK’nın 78. maddesine ilişkin değerlendirmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Maliye Bakanlığının yayınladığı tahsilat genel tebliğinde de ileriye yönelik haciz tatbik edilemeyeceğini belirttiğini, mahkemenin bu tebliğe rağmen haksız ve hukuka aykırı olarak karar verdiğini, davacının tüm taleplerinin yanı sıra faiz talebinin de tamamen reddi gerektiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekili ; davadışı borçlunun davalı banka şubesinde bulunan hesaplarına haciz konulduğunu ,haczin işlendiği tarihten sonra borçlunun hesabına yatırılan paralar üzerine haciz konulmayarak, dava dışı …’e ödendiğini, davalının haciz yazısının gereğini yerine getirmediğini, zararına sebebiyet verdiğini ileri sürerek 12.453,48-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu dosyasından gönderilen haciz müzekkeresi ile davalı bankaya 13/07/2016 tarihinde tebliğ edilmiş,davalı banka 13/07/2016 tarihinde haciz müzekkeresine itiraz etmiştir.İtiraz dilekçesinde, yerleşik yargıtay kararları gereğince 3.şahsın sorumluluğunun haciz bildiriminin kendisine tebliği edildiği tarihteki mevcut durumla sınırlı olup ileride doğacak ve doğması muhtemel bir hakkın 3.şahısça bilinmesi ve haczinin mümkün olmadığı, belirtilen nedenlerle ilgili yazınız gereğince mevcut ileride doğacak hak ve alacaklara haciz uygulanması yönündeki talebin alınamadığı bildirilmiştir. Somut olayda; davalı nezdinde gerçekleştirilen haciz, İİK. m. 89 hükmüne göre değil, İİK. m. 78 hükmüne göre haciz iradesinin açıklanması ve davalı üçünçü kişiye haciz müzekkeresinin (yazısının) tebliği suretiyle gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda;uyuşmazlık hesaplara haciz müzekkeresinin tebliğinden sonra gelen paranın icra dosyasına ödenip ödenmeyeceği noktasındadır. Uyuşmazlığın çözümü için müstakbel alacak kavramının içeriği belirlenmelidir.İİK’nun 88. maddesinde üçüncü kişide mevcut olanın haczi mümkün iken, 89. maddede düzenlenen haciz ihbarnameleri ile borçlunun borçlusu konumundaki üçüncü kişinin elinde o anda bulunan mal, alacak ve diğer hakların haczedilmesi mümkün olduğu gibi, borcun tamamen ödenmesine kadar geçecek sürede (işçi ve memurların işveren nezdindeki ücret alacakları, aylık kira bedeli, yüklenici lehine tahakkuk eden hak edişler vb. gibi) üçüncü kişi nezdinde oluşacak, müstakbel alacakların da haczi mümkün kılınmıştır. “Takip borçlusu ile onun borçlusu olan banka arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla beraber, ileride doğması muhtemel bulunan alacaklara müstakbel alacaklar denir.Müstakbel (beklenen) bir alacaktan bahsedebilmek için, bir hukuki ilişkinin mevcut olması, bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsinin ve borçlusunun belli olması yeterlidir .(Kuru, Baki; a.g.e. s.428). Ancak, borçlu ile banka arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanmayan, sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar, devamlılık arz eden bir alacak olmadığından, müstakbel alacak olarak haczi mümkün olmayacak, bu halde haciz müzekkeresinin bankaya tebliği anında bankada borçlu adına mevcut olan alacaklar haczedilebilecektir. Zira bu halde, borçlu ile banka arasında devri edimler doğuran temel bir hukuki münasebet yoktur. (Yargıtay HGK nun 2012/139 esas ,2012/164 karar sayılı ve 26.9.2012 tarihli emsal ilamı) Borçlunun bankada mevduatı var ise, bankaya gönderilen haciz yazısı İİK.’nun 89. maddesinde yazılı birinci haciz ihbarnamesindeki şartları ihtiva etmese bile geçerli ve yeterli olup, borçlunun mevduatı haczedilmiş sayılır. Haciz yazısını alan banka, artık borçluya ödeme yapamaz. Sadece icra dairesine ödemede bulunabilir. Haciz müzekkeresini alan bankanın, takip borçlusuna ait mevduatı icra dairesi yerine, mevduat sahibine ya da başka birisine ödemesi hali, takip alacaklısına karşı sorumluluğunu gerektirmektedir. Ancak ; haciz müzekkeresinin tebliği anından sonra hesaba gelen paraların müstakbel alacak teşkil etmesi halinde hacizli olduğu kabul edilebilecektir.Müstakbel (beklenen) bir alacaktan bahsedebilmek için, bir hukuki ilişkinin mevcut olması, bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsinin ve borçlusunun belli olması gerektiği yukarıda açıklanmıştır. Borçlusu (ödeme yapacak) belli olmayan , sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar, devamlılık arz eden bir alacak olmadığından, hesaba gönderilen paranın müstakbel alacak olarak kabulü mümkün olmadığından ,borçlu hesabına haciz yazısından sonra gelen bedelin hesap sahibine ödenmesinde davalı bankanın sorumluluğu olmadığı; haciz saatinden sonra yatırılan paralar haczedilmiş sayılamayacağından,davalı bankanın haciz müzekkeresinin tebliği anında mevcutla sorumlu olduğundan mahkemece davanın reddi gerekir iken davanın kabulüne dair verilen karar hukuken yerinde değildir. Tüm bu nedenlerle davalının istinaf başvurusunun kabulüne kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/04/2018 Tarih 2017/484 Esas 2018/401 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 212,68-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 131,98-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, ” Davalı tarafından yatırılan 212,68‬-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine, Davacı tarafça yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 23,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/12/2022