Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/554 E. 2023/203 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/554
KARAR NO: 2023/203
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI: 2016/356 Esas – 2018/542 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin sigortalısı …AŞ tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının, davalı şirket sorumluluğunda taşınması sırasında hasarlanması nedeniyle müvekkili tarafından ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının tahsili amacı ile davalılar aleyhine İst.Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini, sigortalı …’nun bayilerine gönderdiği yedek parçaların nakliye sürecinde hasarlanması üzerine yaptırılan ekspertiz raporunda, uygun ambalajlarla sevk edilen yedek parçaların çatlama ve kırılma suretiyle hasara uğradığının, hasarların nakliye sırasında meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasarların hasar tespit tutanakları ile imza altına alındığını, müvekkilinin sigortalısına 5.280,59-TL ödeme yaptığını, müvekkilinin bu ödeme ile sigortalısının haklarına halef olarak rücu hakkının doğduğunu belirterek, davalıların 5.280,59-TL asıl alacağa ve işlemiş faizine yönelik itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … (…) Sigorta vekili; davacı şirketin rücu başvurusu üzerine müvekkilinin taleplerine rağmen davacının hasara ilişkin belgeleri sunamadığını,hasar tespit tutanaklarında sigortalının imzası ve onayının bulunmadığını, okunaksız olan hasar bildirim formlarının kim tarafından imzalandığının belli olmadığını, davacının teminat kapsamında olmayan lütuf ödemesi sayılabilecek ödemeler yaptığını, davacı poliçesinin 2. sayfasındaki hüküm gereği yedek parçaların stok sahasına girdiği andan itibaren ilk 60 gün içinde tespit edilmesinin gerektiğini, ayrıca davacı şirketin sorumluluğunun sınırlandırıldığını ve kamyonun açık kasalı veya brandasının yetersiz olmasından kaynaklanan hasarların teminat dışı olduğunu, ancak hasarın poliçenin bu şartları gereğince teminat kapsamında olup olmadığının değerlendirilmediğini, ayrıca müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. 2-Davalı .. Taş.vekili; TTK’nın 855. maddesi gereğince davanın zamanaşımına uğradığını, hasar tespitinin tek taraflı ve usule aykırı bir şekilde yapıldığını, hasar tespit tutanaklarında müvekkili şirket yetkililerinin bulunup bulunmadığının açık olmadığını, davacının sigortalıya ödediği poliçe marjını talep etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun TTK’nın 882. maddesi gereği sınırlı olduğunu,emtianın ağırlığını ispata yarar delil sunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece;sigortalının 2014 yılı Kasım ayında farklı tarihlerde bayilerine gönderdiği yedek parçaların taşımasının davalı … tarafından yapıldığı, diğer davalının mali mesuliyet sigortacısı olduğu, davalı taşıyıcı tarafından taşınan yedek parçaların alıcılarına teslimi esnasında düzenlenen hasar tutanağı bulunmadığı, alıcılar tarafından sevk irsaliyelerinin çekincesiz imzalandığı, hasar şerhi olmadığı, teslimden sonra hasarlı oto yedek parçalarının bulunduğu depoda toplu yapılan inceleme neticesinde eksper raporu düzenlendiği, tutanaklarda geçen yedek parçanın hangi taşıma sonucunda tesliminin yapıldığı hususunun belli olmadığı, ayrıca ürüne ilişkin ayrıntılı bilgi yer almadığı, hasarın açık tarifinin bulunmadığı, bazı tutanaklarda koli sağlam içinden çıkan parça hasarlı seçeneğinin işaretlendiği, ambalajı sağlam olan koli içindeki yedek parçanın ne şekilde hasarlandığı hususunun tespit edilemediği, emtianın taşıma sırasında hasarlandığını gösteren delil bulunmadığı, hasarın muhtelif tarihlerde dava dışı sigortalının bayii ya da servislerinin uhdesine geçtikten sonra yapılan elleçleme sırasında değil de, dağıtım için davalı …’nun sorumluluğu altında icra edilen nakliye sırasında meydana geldiği ve TTK 889. maddesi uyarınca usule uygun olarak hasar bildiriminin yapıldığı hususlarının ispatlanamadığı, davalı …’nun veya sigortacısı … Sigorta’nın sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddi ile koşulları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; sigortalı ile davalı arasında akdedilen nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde davalı taşıyıcının sorumluluk kriterlerinin belirlendiğini, bu madde hükmünün davalının sorumluluğunu genişleterek yükleme, taşıma ve boşaltma sırasında meydana gelen tüm ziya ve hasardan sorumlu olduğunu düzenlediğini, ancak mahkemece sözleşmenin dikkate alınmadığını, hasar tutanaklarında imzası bulunan araç sürücülerinin ifa yardımcısı olduğunu, hasar tespit tutanaklarının davalı antetli olması nedeniyle, davalı taşıyıcının hasardan haberdar olduğunu, kaldı ki hasarlı emtiaların sözleşme hükmü gereği toplanarak davalının deposuna konulduğunu, dolayısıyla hasarın emtianın depoya alınmasından belli olup,hasarın davalı taşıyan sorumluluğunda gerçekleştiğinin delili olduğunu, sözleşmede davalının sorumluluğunun sınırlandırılmayıp malın uğradığı hasar kadar olduğunun hüküm altına alındığını, dolayısıyla hasar halinde davalının malın değeri tutarında sorumlu olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliyat abonman blok sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın yurt içi taşıma sırasında hasara uğraması nedeniyle, sigortalıya ödenen hasar bedelinin, taşıyıcı ve sigortacısı olan davalılardan rücuen tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa, bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır.6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya.. gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın ifası için yararlandığı kişilerin bu sıradaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.Yine TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.Somut olayda; davacının sigortaladığı … firmasına ait yedek parça emtiasının yurt içi taşıma işinin davalı … tarafından üstlenildiği, diğer davalının ise taşıyıcı mali sorumluluk sigortacısı olduğu, Kasım 2014 döneminde yapılan taşımalarda bir kısım emtianın hasara uğradığının eksper raporuyla tespiti üzerine, davacı tarafından sigortalıya 6.336,71-TL hasar bedeli ödendiği anlaşılmaktadır. Davacının sigortalısı ile davalı … arasında akdedilen nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde; “…’nun yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumlu olduğu, bu sorumluluğun … mağazasında yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlayacağı ve alıcılara teslime kadar devam edeceği, sayısını kontrol edebilme imkanı bulunması şartıyla …’nun palet üzerinde bulunan koli sayısından sorumlu olduğu, alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcının …’a şikayette bulunacağı, bunun üzerine …’un alıcı adına tanzim edilen satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edeceği, bu referans fatura ve yine tazminat talebinin, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’un tazminat talebi için kanıt teşkil edeceği, …’nun kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutacağı” hususları düzenlenmiştir. Eldeki davada davacı tarafça bir kısım hasar tespit tutanakları sunulmuş ise de; davacı tarafça sunulan sevk irsaliyelerine göre emtiadaki hasarların alıcısı olan bayilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim esnasında düzenlenen hasar tutanağı bulunmadığı,hasarın emtianın gönderildiği bayi ve servislerde değil, daha sonra sigortalı davalı taşıyıcı …o’ya ait depoda tespit edildiği ve akabinde hasar tespit tutanakları düzenlendiği, nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde düzenlenen prosedürün işletilmediği, hasarın ne şekilde meydana geldiğinin belli olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça; hasara uğrayan emtianın ne şekilde ve hangi nedenle davalı …’ya ait depoya götürüldüğü hususlarına açıklık getirilmemiştir. Dolayısıyla emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmamış olup, bu durumda hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğinin ispatlanamadığının kabulü gerekir. Kaldı ki tutanakların önemli bir bölümünde kolinin sağlam olduğu, ancak içinden çıkan parçanın hasarlı olduğu belirtilmiştir. Oysa nakliye sözleşmesinin 6. maddesinde ambalajlama işinin sigortalı tarafından gerçekleştirileceği düzenlenmiş olup, bazı tutanaklarda “koli sağlam içinden çıkan parça hasarlı” seçeneğinin işaretlenmesi nedeniyle, ambalajın yeterli olup olmadığı da anlaşılamamaktadır. Bu durumda emtiadaki hasarın davalı taşıyıcı sorumluluğunda gerçekleştiği hususu kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/02/2023