Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/537 E. 2020/497 K. 14.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/537
KARAR NO: 2020/497
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2018/94 Esas 2019/1084 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/05/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin hizmetlerinin tespiti için Çorlu 2. İş Mahkemesi’nin 2015/249 Esas sayılı dosyası ile açtıkları davada davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşması üzerine şirkete tebligat yapılamadığı ve taraf teşkilinin sağlanamadığını, Çorlu 2. İş Mahkemesi’nin 12/04/2016 tarihli ara kararında şirketin yeniden tescilinin sağlanabilmesi için ihya davası açmak üzere bir aylık süre verildiğini beyanla … Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili; Müvekkilinin TTK.nun 32.maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını beyanla müvekkili yönünden davanın reddini talep etmiştir. 2-Davalı Manuk Manukyan vekili; davacının, davalı müvekkilinin şirketlerinde hiç bir zaman çalışmadığını bu nedenle ihya talebinde hukuki menfaati bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, Çorlu 2. İş Mahkemesi’nin 2015/249 Esas sayılı dosya örneği, Ticaret sicil kaydı, vergi kaydı ve tüm dosya kapsamına binaen; davacı tarafından sicilden terkin edilen şirket aleyhine hizmet tespiti davasının varlığına rağmen tasfiyesinin tamamlanıp şirketin terkin edildiği, oysa ki bu davanın varlığı karşısında tasfiyenin gerçek anlamda tamamlandığı ve tasfiyenin hukuken sonuçlandırıldığının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili; ihya davasının şartlarının bulunmadığını, dava dilekçesinde ihya gerekçesi ve nedeni olacak herhangi bir delil bulunmadığını, davanın HMK 114.maddesinde düzenlenen şartları taşımadığını, davacı tarafın müvekkilinin şirketinde çalışmadığını, şirketin ihyasında hukuki yararı bulunmadığını, sicil kaydının 27/12/2011 tarihinde terkin olduğunun sabit olduğunu, Çorlu 2.İş Mahkemesi’nin 2015/249 Esas sayılı hizmet tespit davasının 2015 yılında açıldığını, davanın tasfiye sırasında mevcut olmadığını, şirketin tasfiyesi esnasında davacı tarafın muaccel bir borcunun bulunmamasının,dolayısıyla ihyası istenen şirket nezdinde kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından tasfiye işlemlerinin usulüne uygun şekilde yapılmış olup herhangi bir hata bulunmadığını bu nedenlerle kararın müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Dosyada mevcut ticaret sicil dosyası suretinden sicilden terkin olan şirketin 2.12.2012 tarihli ticaret sicil gazetesinde (CD den çıkartılarak dosyaya konulmuştur.) yayınlanan 20.12.2011 tarihli 2011-1 sayılı ortaklar kurulu kararıyla tasfiye sonu bilançosunun tasdiki ile tasfiyenin sonlandırılmasına karar verilerek, şirketin tasfiyesinin sona erdiği 27/12/2011 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin Çorlu 2.İş Mahkemesi’nin 2015/249 Esas sayılı dosyasında alacak davası bulunduğu anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ,davalı şirketin davacıya bir borcu olup olmadığının açılmış bulunan derdest dava da inceleneceği ,bu davanın konusunu teşkil etmediği, tasfiyeden evvelki zamana ait davacının talepleri nedeniyle tasfiyenin usulen sonlandırıldığı kabul edilemeyecektir.Bu nedenlerle şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesin de bir isabetsizlik görülmemiş ,davalı tasfiye memurunun istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbit edilmesi ve bu tesbitlerin benimsenmesi nedeniyle, daha evvel ki uygulamadan dönülerek çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru Manuk Manukyan vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tasfiye memuru Manuk Manukyan tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 41-TL posta masrafının davalı Manuk Manukyan’dan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/05/2020