Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/535 E. 2022/1451 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/535
KARAR NO: 2022/1451
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2019
NUMARASI: 2017/910 Esas – 2019/1021 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/10/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında brokerlik işlemleri için 19/10/2005 tarihli tahsilat yetkisi içeren brokerlik protokolü imzalandığını, ancak davalı şirketin tahsil ettiği primleri protokole aykırı davranarak müvekkil şirkete intikal ettirmediğini, bunun üzerine borçların ödenmesi için müvekkil şirketçe davalıya ihtarname çekildiğini, ancak davalıya gönderilen bu ihtarnameye rağmen alacak tahsil edilemediğinden, davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nan … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının yapılan takibe itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, takip talebinde borcun sebebi olarak emanet para hükmündeki alacağın gösterildiğini, dava dilekçesinde ise alacağın protokolün 6. ve 7. maddeleri gereğince müşterilerden sigorta şirketi hesabına tahsil edilen ve emanet hükmünde olan paraların kendilerine ödenmemesinden kaynaklandığının belirtildiğini, bu nedenle borcun kaynağını anlayamadıklarını, esasa ilişkin olarak brokerlik sözleşmesinin 5. maddesine göre taraflar arasında usulüne uygun belgelerle sabit bir mutabakat bulunmadığını, davacı tarafından tek taraflı olarak çıkartılan cari hesabı kabul etmediklerini,alacağı ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, davacı tarafından ispata yarayacak bir belge ibraz edilmediğini, Sigorta Brokerleri Yönetmeliğinde “müşteri ödemesini brokeri yaptığında ödemenin sigorta şirketine yapılmış sayılacağı” düzenlemesine rağmen davacı sigorta şirketinin kendi sistemindeki tahsilat programına tahsilat girişi yapmadan gerçekleşen tahsilatı kabul etmediğini, bu durumun bir çok problemi meydana getirdiğini, müvekkili müşterisinden tahsilat yapmamış olsa bile, tahsilat ekranına giriş yapmak zorunda bırakıldığını, müvekkilinin tahsil edilmeyen poliçe alacaklarından dolayı sorumluluğu bulunmamasına rağmen, davacı şirketin kanuna aykırı işlemlerinden dolayı bu bedellere katlandığını ve nezdinde maddi zararlar meydana geldiğini, hal böyle iken davalı tarafından dava konusu alacağa ilişkin poliçe numaraları bildirilmeden ve bu poliçelere müşteriler tarafından yapılan ödemeler araştırılmadan hüküm kurulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasındaki Brokerlik Protokolü ve ek protokoller uyarınca davalı tarafça tahsil edilen sigorta primlerinin davacıya ödenmesi gerektiği, protokolün 8. maddesine göre brokerin (davalı), koşullarının varlığı halinde usulüne uygun olarak iptal kaydına almadığı ve/veya şirkete (davacı) iade etmediği poliçe eki ve yenilenmelerin toplam prim tutarından şirkete karşı sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, bu kapsamda tahsilatı yapılmayan poliçelerin davalı tarafından iptale alınması gerekirken alınmamasının sorumluluğunun kendisine ait olacağı, yine protokolün 12. maddesi uyarınca taraflar arasında her ay bir önceki ayla ilgili üretim, tahsilat ve ödemelerine ilişkin yazılı hesap mutabakatı yapılacağının ve şirket tarafından tanzim edilerek brokere gönderilecek aylık üretim cetvelleri ile hesap özetlerine brokerin en geç 10 gün içinde mutabakatını veya varsa itirazını ayrıntılı olarak bildireceğini bu süre içerisinde itiraz yapılmadığı takdirde brokerin, şirketin gönderdiği cetvel veya hesap özetlerinin muhteviyatını aynen kabul etmiş sayılacağının öngörüldüğünü, davalı tarafça önceki aylara ilişkin itirazda bulunulduğunun iddia ve ispat edilememesi nedeniyle yazılı hesap mutabakatına yapılan/itiraz edilmemesi nedeniyle yapılmış sayılan ve iptal edilmeyen poliçelerden dolayı davacı şirkete karşı sorumlu olduğu, mahkemece aldırılan ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporlarının da davacının alacağını teyit ettiği gerekçesi ile davanın asıl alacak yönünden kabulüne, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürmemiş olması nedeni ile işlemiş faize yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davacı şirketin protokolün yürürlük süresi içerisinde protokole ve Sigorta Brokerliği Yönetmeliğine aykırı uygulamalarından dolayı müvekkil nezdinde maddi zararlar meydana geldiğini, taraflar arasında sabit kabul edilmiş ve karşılıklı onaylanmış bir mutabakat bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan Brokerlik Sözleşmesinin 5. maddesine göre, her ay sonunda şirket ile broker arasında şirkete karşı borç ve alacağı ile komisyon oranlarını gösteren usulüne uygun belgeler üzerinden hesap mutabakatı sağlanacağını takibe konu alacak bakımından usulüne uygun belgelerle sabit mutabakatın söz konusu olmadığını, davacı tarafından tek taraflı tanzim edilen cari hesapların muavin kayıtların ve kapama listelerinin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacı hesaplarının mevzuata aykırı olduğunu, hatalar içerdiğini, davacı tarafından Brokerlik Yönetmeliğine aykırı olarak müşteriler tarafından müvekkile yapılan ödemelerin kayıtlara işlenmediğini, müvekkilin müşteriden tahsilat yapmamış olsa bile tahsilat ekranına tahsilat yapılmış gibi giriş yapmak durumunda bırakıldığını, müvekkilin tahsil edilmeyen poliçe alacaklarından dolayı bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafından dava konusu alacağa ilişkin poliçe numaraları bildirilmeden ve bu poliçelere müşteriler tarafından yapılan ödemeler araştırılmadan hüküm kurulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının yapmış olduğu toplu kapamaların hesaplarda hatalara ve mükerrerliğe yol açtığını belirterek istinaf talebinin kabulüne, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı sigorta şirketi tarafından, davalı Broker tarafından tahsil edilen poliçe prim bedellerinin tahsiline ilişkin başlatılan ilamsız takibe İİK 67. maddeye göre açılan itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında düzenlenen 19/10/2005 tarihli Brokerlik Sözleşmesinin 5. maddesine göre broker yasal defterler yönünden 01/11/2000 tarihli Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliği ile zorunlu kılınan defterleri tutmak zorunda olduğu her ay şirket ile broker arasında şirkete karşı borç ve alacağa ile komisyon oranlarını gösteren usulüne uygun belgeler üzerinden hesap mutabakatı sağlanacağı, aynı Protokolün 7. maddesine göre broker, şirket tarafından düzenlenerek gönderilen poliçelerde yazılı sigorta ücretini ilgili mevzuat ve şirketin emir ve talimatları doğrultusunda tahsil edeceği ve şirkete intikal ettireceği, bu para emanet para hükmünde olup, broker’ın bu parayı hiç bir suretle kullanamayacağı ve 8. maddeye göre broker koşullarının varlığı halinde usulüne uygun olarak iptal kaydına almadığı, şirkete iade etmediği prim tutarında şirkete karşı sorumlu olacağı ve 12. maddeye göre şirket ile broker arasında her ay bir önceki ay ile ilgili üretim tahsilat ve ödemelerine ilişkin yazılı hesap mutabakatı yapılacağı, şirketin tanzim ederek brokere gönderilecek aylık üretim cetvelleri ile hesap özeti brokerin en geç 10 gün içinde mutabakatını veya varsa itirazını ayrıntılı olarak bildireceği, bu süre içinde itiraz yapılmadığı taktirde broker’in şirketin göndermiş olduğu cetvel ve hesap özetlerinin muhteviyatını aynen kabul etmiş sayılacağı, uyuşmazlık halinde şirket tarafından gönderilen aylık mutabakat belgelerinin delil olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, bilirkişi heyet ek raporunda; taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesine göre her ay bir önceki ayın mutabakatının yapılmış olması gerektiği, tahsilatı yapılamayan poliçelerin davalı broker tarafından iptal edilmesi gerektiği, protokol gereği her ay davalı ile davacı arasında tüm poliçeler üzerinden yazılı hesap mutabakatı yapılan ve tahsilatı yapılamayıp iptale alınmayan poliçelerden dolayı davalı broker’ın davacı sigortacıya karşı sorumlu olduğu, davalının muavin kayıtlarına göre yapılan virmana ilişkin tevsik edici belge sunulmadığından bu ödemelerin ispat edilemediği, sağlık poliçelerinin takip konusu alacağın bakiyesine konu olmadığı, davacının muavin kayıtlarına göre takip tarihinde 116.415,14-TL alacaklı olduğu, davacının yeni sunduğu kapama listelerinin bakiye rakamı teyit ettiği belirtilmiştir. Taraflar arasında tanzim edilen protokol gereği; broker tarafından koşullarının varlığı halinde usulüne uygun olarak iptal kaydına almadığı ve şirkete iade etmediği, toplam prim tutarından sigorta şirketine karşı sorumlu olduğu, broker tarafından iptal işleminin yerine getirildiğine ilişkin delil sunulmadığı, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 116.415,14-TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, davalının muavin kayıtlarına göre toplamda 790.039,39-TL(199.127,91-TL + 590.911,48-TL) virmanla borcun kapatıldığı, davalı tarafça iptal hükümlerinin yerine getirilmeden yapılan virmana ilişkin dayanak belge sunulmadığı dolayısıyla tesbit edilen prim borcundan sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamıştır. İptal işlemi yapıldığına dair belge sunulmadan davalı tarafından yapılan tek taraflı virman ile alacağın sıfırlanması hüküm ifade etmediğinden, davalının protokole uygun davaranmadığı belirlendiğinden davalı vekilinin hükme yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Tüm bu nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 7.952,31-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 1,990-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.962,31-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 59,5-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 18/10/2022