Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/53 E. 2020/61 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/53
KARAR NO : 2020/61
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2019
NUMARASI : 2019/546 Esas- 2019/1194 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/01/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı tasfiye memuru tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından dava konusu …Ticaret AŞ aleyhine İstanbul 2.ATM’nin 2018/290 esas sayılı dosyası ile alacak davası açtıklarını, yargılama devam ederken dava konusu şirketin tasfiye sonucunda sicilden terkin edildiğini, yargılamaya devam için terkin edilen şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı Ticaret Sicil Memurluğu vekili; tasfiye sonunda şirketin sicilden terkin edilmesinin mevzuata uygun olduğunu, tasfiye süreci ile ilgili yetki ve sorumluluğun tasfiye memuruna ait olduğunu, bu nedenlerle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmayarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.2-Davalı Tasfiye Memuru …. vekili davalının, geçersiz olan sözleşmeyi kullanarak 50.000- usd tutarlı cezai şart ve diğer haksız miktarları kötüniyetli olarak dava ettiğini,davacının açtığı davada şirketin tasfiye aşamasında iken açılmaına rağmen davacı nın Ticaret Sicili nezdinde hiç bir itirazı olmamasına rağmen dava açılmasının haksız olduğunun göstergesi olduğunu, dava dışı şirketin davacıya hiçbir borcu olmadığını, mahkemenin aksi yönde karar verecekse İst. 2. ATM’nin 2018/290 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olrak ihyay karar verilmesi gerektiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece,sicilden terkin edilen şirketle ilgili İstanbul 2. ATM 2018/290 esas sayılı dosyası ile alacak davası bulunduğu, hakkında dava dosyası bulunan şirketin tasfiye sürecinin tamamlanamayacağı, bu bağlamda tasfiye sürecini tamamlayan tasfiye memurunun yargılama giderinden sorumlu tutulması gerektiği, davacının dava konusu şirket aleyhine açmış olduğu davada taraf teşkili açısından ihya istemekte hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicilinin 925206 sicil numarası ile kayıtlı Tasfiye Halinde … Sanayi Ve Ticaret A Ş’nin İstanbul 2. ATM 2018/290 sayılı dosyasına münhasır olmak üzere ihyasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru; dava dışı şirketin, davacı şirkete hiçbir borcunun olmadığını, sunulan e-postalar da davacı şirketin dava dışı şirketten hiçbir alacağı olmadığını ifade etmesine rağmen dava açılmış olmasının haksız ve kötü niyetli olduklarının gösterdiğini, dava dışı şirketin davacı şirkete karşı hiçbir borcu olmamasına rağmen İstanbul 2. ATM’nin 2018/290 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olmak kaydıyla şirketine ihyasına karar verilmesi gerektiğini, belirterek usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’ nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 21/12/2018 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, Tasfiye Halinde Suka Kafe Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/290 Esas sayılı dosyasında alacak davası bulunduğu ve davanın 30.3.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ,davalı şirketin davacıya bir borcu olup olmdığının açılmış bulunan derdest dava da inceleneceği ,bu davanın konusunu teşkil etmediği,derdest dava mevcut iken tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle tasfiyenin usulen sonlandırıldığı kabul edilemeyecektir.Bu nedenlerle şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesin de bir isabetsizlik görülmemiş ,davalı tasfiye memurunun istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Dairemizce; Yargıtay 11. HD nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbit edilmesi ve bu tesbitlerin benimsenmesi nedeniyle, daha evvel ki uygulamadan dönülerek çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davalı tasfiye memuru tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 68-TL posta masrafının davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/01/2020