Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/529 E. 2022/1297 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/529
KARAR NO: 2022/1297
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2019
NUMARASI: 2017/930 Esas – 2019/904 Karar
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil tarafından bakım ve onarımı yapılan eşyanın 04.01.2012 tarihinde davalının Beykoz şubesine taşınması için teslim edildiğini sevk irsaliyesinde gönderilen ürünlerin neler olduğunun yazılı olduğunu taşıma sözleşmesine istinaden taşınan eşyanın kaybolduğunu davalı tarafından eşya bedelini ödeyeceğini beyan ederek muvafakatname ve ibraname başlıklı belgenin kendisine gönderildiğini gönderilen belgeyi imzalayarak davalının temsilcisi …’e verdiğini ancak ödeme yapılmadığını müvekkilinin müşterisine ödeme zorunda kaldığı eşya bedeli ve bağlı zararlar toplamı olan 52.951,00.TL nin davalıdan kaybedilen ürünlerinin değerinin istenildiği 20.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin , İstanbul mahkemeleri olduğunu, sözleşmenin 25.maddesindeki sözleşmeden dolayı oluşacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri salahiyetli şeklinde belirtildiğini, taşıma sözleşmesine göre müvekkil şirketten herhangi bir hak talep edilemeyeceğini, kargo ürününün çalındığını Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/1860 soruşturma nolu dosyası ile soruşturma başlatıldığını ayrıca sözleşmenin 20/g maddesi mücbir sebepleri düzenlediğini, buna göre kargonun … doğal afet ya da hırsızlık gibi sebeplerle zarar görmesinden dolayı alıcı ve göndericinin sorumlu olduğunu taşıyıcıdan herhangi bir hak talep edemeyeceğini, davacı tarafından hangi ürünlerin müvekkil şirkete teslim edildiğinin ispatlanmadığını, taşıyıcının sorumluluğunun sınırsız olmadığını hukukumuzda taşıyıcının sorumluluğunun sınırlandırıldığını, TTK.882. maddesinde gönderinin tamamının kaybı veya hasarı halinde, 880 ve 881.inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme hakkını karşılayan tutar ile sınırlı olduğunun açıklandığını,davacı tarafından hangi ürünlerin müvekkile teslim edildiğinin ispatlanamadığını davacı tarafından ileri sürülen 04/01/2012 tarih ve 346620 nolu irsaliyenin davacı ile üçüncü kişi arasında düzenlendiğini müvekkil şirkete verilen kayıtlar incelendiğinde 13,04 TL ücretle 1 koli gönderdiği ancak içeriğinin müvekkile bildirilmediğini, TTK 856, 857 ve 858 maddelerine göre davacı tarafından taşıma senedinin ibraz edilmediğini, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek ,yetki itirazının kabulüne, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin dosyaya sunulan belgeler ve izah edilen hususlar bir arada değerlendirilmek suretiyle, kayıp olan 7 adet “… emtialar sayısal iletişim/haberleşme sistemlerine (Meridyen santral) ait elektronik kontrol ekipmanları için davacı tarafça dava dışı emtialar sahibi şirkete ödenen 46.786,41 TL. (asıl alacak) tutarında yapılan harcamanın olay tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun ve gerçek hasar tutarı olduğu, her ne kadar ürünler taşıma tarihi itibariyle 2. el durumunda olsa da yapılan araştırmalarda ürünlerin ülkemizde üretilmediği, ikinci el pazarının / tedarikinin oldukça kısıtlı olduğu, ürünlerin yeni bedellerinin dava dışı üçüncü kişiye ödenmiş olduğu, hesaplanan 46.786,41 TL zararın somut olaya uygun, taraflar arasında sözleşmenin 11.maddesi gereği davalının meydana gelen zararın tamamını tazmin etmesi gerektiği davalının tüm zararları tazmin taahhüdü altına girdiği anlaşıldığından davaya konu somut olayda zararın 46.786,41 TL olduğu zararın artması ve icra yolu ile ödenmesinde davalının kusur ve sorumluluğu söz konusu olmadığından davacının davasının kısmen kabulü ile, 46.786,41 TL ‘ nin 20/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin beyanlarını dikkate almayarak ek rapor taleplerini reddettiğini, müvekkil şirketin davacı yan ile yapmış olduğu sözleşmeden dolayı hiçbir sorumluluğu bulunmadığını ancak bir sorumluluk olacaksa eşyanın ağırlığına göre sorumlu olabileceğini, müvekkili şirketin kargo içeriğini bilmediğini, davacı tarafından müvekkil şirkete gönderi teslimi anında gönderinin içeriğine veya değerine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, bilirkişi heyetinin sevk irsaliyesine atıfta bulunduğunu ancak sevk irsaliyesinin muhatabının müvekkil şirket olmadığını, mahkemenin ve bilirkişi heyetinin dosyadaki sözleşmeyi yeterli incelemediğini, davacı yanın gönderisini ispat edemediğini buna rağmen bilirkişi tarafından iddia edilen gönderi üzerinden değer hesaplanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, taşıma sözleşmesinde ki talebin zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle istinaf talebinin kabulüne mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; sevk irsaliyesinde ürünlerin tesliminin yapıldığını ve gönderilen ürünlerin açıkça tarif edildiğini, 6102 sayılı yasanın ikinci kısmında taşıma işlerini yapanların yardımcılarının kusuru ile zayi olması durumunda kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olacağının yazılı olduğunu, yine aynı yasada ilgili maddeye göre zarara taşıyıcının ihmalinin sebebiyet verdiği durumlarda taşıyıcı sınırlı sorumluluk hususundan yararlanamayacağını bu sebeple sadece eşyanın ağırlığına göre sorumluluk durumunun mümkün olmadığını, 10 yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğunu, diğer yandan bu süre olmasa dahi 22.06.2012 tarihinde Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan takiple zamanaşımının kesildiğini, bu nedenlerle davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Davacı tarafından bakım ve onarımı yapılan eşyanın dava dışı alıcıya gönderilmesi amacı ile davalıya teslim edildiği teslim edilen eşyaların çalınması nedeni ile alıcısına teslim edilemediğinden davacı tarafından dava dışı alıcıya ödenen paranın temerrüt tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili talep ve dava edilmiştir. Davalı tarafından ürünlerin içeriğinin ve değerinin müvekkile bildirilmediğini sözleşmeye göre sorumlu olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davanın konusu taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacak davası olduğu eşyanın kargoya teslim tarihinin 04/01/2012 tarihi, 6102 sayılı TTK’ nun yürürlük tarihinin 01/07/2012 tarihi olduğu kaybolma tarihi itibarı ile eski TTK hükümlerinin uygulanacağı TTK’ nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Halinde Kanunun 6 maddesine göre, TTK’ nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış olan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tabi olduğu 6762 sayılı TTK’nun 767 maddesine göre, eşya taşıyıcının hile veya ağır kusurundan dolayı zayi olmuş, noksanlaşmış veya bozulmuş veya geç teslim edilmiş ise taşıyıcının mesuliyeti bu maddede ki zamanaşımına tabi olmayacağı düzenlemesi bulunmaktadır. Eski Borçlar Kanunu 135/2 ye göre, borç bir senette ikrar edilmiş ise yeni zamanaşımı süresi daima 10 yıldır. Davacı tarafından 22/06/2012 tarihinde dava konusu alacağa ilişkin Ankara … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalı tarafın icra takibine itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açılan Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/420 Es. 2013/503 K. sayılı dosyası ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul ATM ‘ye gönderildiği İstanbul Kapatılan 44. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/03/2014 gün 2013/335 E. 2014/63 K.sayılı kararı ile yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığı için davanın usulden reddine karar verildiği iş bu kararın 03/06/2015 tarihinde onandığı, görülmüştür. Eşyanın kargoda iken çalınması neticesinde kaybolduğu olay tarihi itibarı ile uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nun 767 maddesine göre, eşya taşıyıcının hile veya ağır kusurundan dolayı zayi olmuş, noksanlaşmış veya bozulmuş veya geç teslim edilmiş ise taşıyıcının mesuliyeti bu maddede ki zamanaşımına tabi olmayacağından 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olduğu, Kaldı ki muvafakatname ve ibraname başlıklı yazıya davalının açıkça bir inkarıda bulunmadığı gözetildiğinde eski TBK 135/2 ye göre 10 yılık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve zamanaşımı süresinin geçmediği anlaşılmıştır. Bu nedenlerle davalının zamanaşımı yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir. Yargıtay 11.HD.’nin 2004/4435 E. 2005/648 K. sayılı kararında,kargo ile gönderilen eşyanın değerinin taşıma belgesine geçirilmemesi veya taşıyıcıya bildirilip onun tarafından kabul edilmiş bir değerin bulunmaması halinde yitirilen eşya nedeni ile taşıyanın sorumluluğu aynı cins ve nitelikte ki eşyanın gönderilene teslim edileceği yerdeki değerine göre belirleneceği belirtilmiştir. Bilirkişi heyet raporunda, kayıp olan emtiaların taşıma tarihi itibarı ile 2. el durumunda olsalar da yapılan araştırmalarda ürünlerin ülkemizde üretilmediği 2.el pazarının oldukça kısıtlı olduğu ürünlerin yeni bedelinin dava dışı 3.kişiye ödendiği hesaplanan 46.786,41 TL zararın somut olaya uygun kadri marufunda miktarlara işaret ettiği sözleşmenin 11.maddesine göre davalının meydana gelen zararın tamamını tazmin etmesi gerektiği belirtilmiştir. Bilirkişi heyet raporu hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişli olduğundan davalının bilirkişi raporu yönünden yapmış olduğu istinafı yerinde görülmemiştir. Somut olayda, davalının, emtianın kaybına pervasızca davranışı ile sebebiyet vermesi nedeniyle ağır kusurlu olduğu, davalı tarafından, sorumluluktan kurtulmasını sağlayacak nitelikte bir delil sunulamadığı yukarıda açıklanan gerekçelerle 10 yıllık zamanaaşımı süresine tabi olduğu bilirkişi heyet raporu ile kaybolan eşyaların değerinin tespit edildiği bu değerin davacı tarafından 3.kişiye yapılan ödeme miktarı ile de örtüştüğü anlaşıldığından mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar sonuç itibarı ile hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davalının istinaf talebinin HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 3.195,97-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 799,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.396,07‬‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 54,5‬0‬-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/09/2022