Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/528 E. 2022/1447 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/528
KARAR NO: 2022/1447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2019
NUMARASI: 2017/1263 Esas – 2019/1216 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/10/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, yetkilisi olduğu … Ltd. Şti.’nin 2015 yılı itibariyle davalı bankanın Kartal Çarşı Şubesi ile çalışmaya başladığını, kredilere karşılık bankaya verilen 01/10/2016 vadeli keşidecisi … Ltd.şti. olan, 10/11/2016 vadeli keşidecisi … Ltd. Şti. olan ve 10.10.2016 vade tarihli … nolu çekin zamanında ödenmediğinin banka tarafından bildirildiğini, çeklerin tarafına iadesini istediğini, kendisinin davalı bankaya “yeni çek yasasının çok etkili olduğunu, bu çeklerin banka tarafından icraya konulup ayrıca keşideciler hakkında icra ceza mahkemelerinde dava açılması gerektiğini,çek sahiplerinin hapis cezası almamak için çeklerini ödeyeceklerini bildirmesine rağmen çeklerin tarafına verilmediğini, davalı bankanın ipotek verilmesi durumunda çeklerin tarafına iade edebileceğini söylemesi üzerine şahsına ait bir tarlayı ipotek ettirdiğini, ancak bu çekler ile ilgili ne yasal işlem başlatıldığını ne de çeklerin tarafına iade edildiğini, yeni bir kredi sözleşmesi imzalamak zorunda kaldığını, bu sırada imzalatılan 180.000-TL bedelli senedin, boş olan vadesinin sonradan 31.10.2017 olarak doldurularak ihtiyati haciz kararı alındığını ,artık işleri yürütemediğinden işini tasfiye ettiğini belirterek, davalı bankaya teslim edilen üç adet müşteri çekini yasal süresi içinde icraya koymayarak, çek sahipleri hakkında cezai işlemleri başlatmayarak şirketine ve kendisine verilen maddi kayıplar sebebiyle şimdilik 5.000-TL tazminatın davalılardan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, çeklerin kredinin teminatı olarak değil temlik cirosu ile müvekkili banka şubesine verildiğini,ibrazlarında karşılıksız çıktığını,kredi borcu devam ederken müşteriye iadesinin söz konusu olamayacağını, müvekkili banka lehine verilen ipoteğin tesis tarihinin 24.04.2017 tarihi olduğunu, müşterinin yeterli teminatı olmaması ipoteğin alındığını, alınan ipoteğin üst limitinin 150.000 -TL ve ekspertiz değerinin bu tutarın çok altında olduğunu, alınan ipotek yeterli olmadığından çeklerin iade edilmemesinin olağan olduğunu, çeklere ilişkin icra takipleri başlatıldığını icra takiplerinde; çek borçlularından … Ltd. Şti. adına kayıtlı … plakalı araç üzerinde 78 adet haczin ve 12.12.2015 tarihli rehin bulunduğunu, yine çek borçlusu … İnş.Ltd. Şti.’ne ait … plakalı araç üzerinde 102 adet haciz ve 29.04.2016 tarihli rehin olduğunu, çeklerin müşteriye verilmiş olması halinde dahi tahsil edilemeyeceğini,davacının tüm iddialarının tamamen kurgusal olup dayanağı olmadığını, davacı şirket adına kayıtlı … plakalı araç üzerinde on adet haciz bulunduğunu, birinci sıradaki haczin 28.11.2016 tarihinde işlendiğini, dava dışı şirkete karşı müvekkili bankadan önce 10 farklı alacaklı tarafından haciz işlemi uygulandığını, ekonomik olarak zora düşen davacı şirketin bu durumdan kurtulmanın yolunu müvekkili bankaya dava açmak olarak gördüğünü,banka Kartal Çarşı Şubesi Müdürü davalı … ve Kobi Müşteri İlişkileri Yöneticisi- …’nın TBK’nun 66. maddesi sebebiyle şahsi sorumluluğuna gidilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece,davacı şirket ile davalı banka Kartal Çarşı şubesi arasında 02/06/2015 tarihinde diğer davacının müteselsil kefil olduğu 400.000-TL limitli genel kredi sözleşmesinin akdedildiği, davacı şirkete 03/05/2017 tarihinde 36 ay vadeli ve yıllık %16,44 faiz oranlı 165.000- TL tutarında taksitli ticari kredi hesabı açılarak kullandırılan önceki kredilerin yapılandırıldığı, kredinin teminatı olarak davacılar tarafından bir kısım çekler verildiği,kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle davalı banka tarafından 01/10/2017 tarihinde Üsküdar … Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek hesabın kat edildiği ve davacılardan 161.682,81- TL ana para olmak üzere toplam 173.401,03- TL nin ödenmesinin talep edildiği,davacıların 07/11/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, ödeme yapılmaması sebebiyle davalı bankanın İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin …- …- …- …- … Esas sayılı dosyalarından; kullandırılan krediler sebebiyle davalı bankaya verilen çekler ile ipotekli takibe girişildiği, ipotek dosyası haricinde tahsilat yapılamadığını, alınan bilirkişi raporunda davalı banka tarafından yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğu çeklerin keşide tarihlerinde ödenmemesi üzerine yapılan işlemlerin sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğu, davanın tazminat davası olduğu ve ispat yükünün davacıda olduğu ancak sunulan belgeler ve alınan bilirkişi raporundaki kanaat kapsamında davalıların mevzuata ve sözleşmeye aykırı iş ve eylemlerle davacıları zarara uğrattıkları iddiasının ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar; bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, borcun tümünü karşılayacak nitelikte olan banka hesabından 102.605-TL nakit paranın İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin kararı ile 08.11.2017 tarihinde bankanın kullanımına geçtiğini, bunu yok sayıp kasıtlı olarak ipotek verilen taşınmazın değerinin çok altında sattırıldığını, bunlar yapıldığı halde yine bankada olan kredilerin ödenmesi için verilen çekin bankaca tahsil zamanaşımı süresini geçirdiğini, bankayla şahsı adına yapılan kredi sözleşmesinden sonra iptal edilmesi gereken şirketi adına 3 yıl önce tarihsiz verilen senedin tarihlendirilerek usulsüzce icra takibi başlatıldığını, şahsı ve şirketinin büyük zarara uğratıldığını mahkemenin bu durumu göremediğini belirterek istinaf talebinin kabulüne kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı şirket tarafından kullanılan kredi borcunun tahsili için davalı banka ve çalışanları tarafından hukuka aykırı işlemler yapılması nedeniyle zarara uğradığı iddiasına dayalı açılan tazminat davasıdır. Davacılar tarafından bankadan kullanılan kredinin ödenmesi amacı ile bankaya verilen 3 adet müşteri çekinin banka tarafından talebine rağmen kendisine iade edilmediği, süresi içinde icra takibi başlatılmayarak maddi zarara uğratıldığını ,3 adet çeki geri alabilmek amacı ile taşınmazına ipotek tesis edildiğini, ipotekli takip başlatılarak taşınmazın değerinin çok altında satılarak maddi zarara uğratıldığını, çekleri geri alabilmek amacı ile 2. krediyi kullandığını kredinin kullanılması aşamasında bankaya verilen bononun vade tarihi sonradan doldurularak icra takibine konu edildiğini, haciz ihbarnameleri gönderildiğini bu durumdan rencide olduğunu, manevi tazminat davası hakkını saklı tutarak güvene bağlı işini ahlaka kanuna uygun olmayan işlemlerden dolayı yürütemez hale geldiğini, şirketin tasfiyesi ile kapatmak zorunda kaldığını davalı bankanın ve çalışanlarının mevzuata aykırı davrandıklarını belirterek,şimdilik 5.000-TL maddi tazminat ödenmesini talep etmişlerdir. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından 01/10/2017 tarihinde Üsküdar … Noterliği’nin 01/11/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek hesabın kat edildiği, davalıların mütemerrit olduğu, davacı tarafça iade edilmediği ileri sürülen çeklere dayalı olarak davacı bankanın icra takipleri başlattığı; dosya arasına getirtilen İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyada, 01/10/2016 keşide tarihli 39.800-TL bedelli çeke, 2017/29292 esas sayılı dosyada, 10/11/2016 keşide tarihli 46.000-TL bedelli çeke, 2017/29288 esas sayılı dosyada da 55.000-TL bedelli çeke dayalı kambiyo takipleri başlatıldığı, davalı banka vekilinin beyanı gibi menkuller üzerinde çok sayıda haciz bulunduğu ve dosyalardan bir tahsilat sağlanamadığı, bu takiplerle birlikte İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi, İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacılar aleyhinde tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takipleri başlatıldığı anlaşılmaktadır.Borcun tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi ve kredi borcuna ilişkin olarak alınan bono ve karşılıksız çıkan çeklere dayalı olarak icra takipleri başlatıldığı anlaşılmakta ise de ,borcun kambiyo senedine bağlı olması halinde İİK nun 167.maddesi gereği ipoteğin paraya çevrilmesi takibi yanında kambiyo takibi de yapılabilir. Karşılıksız çıkan çeklerin de icra takibine konu edildikleri yasal işlem yapılmasına karşın çek bedellerinin ödenmediği görüldüğünden karşılıksız çıkan çeklerin iade edilmemesi nedeniyle zarar iddiası davalı bankaya ileri sürülemeyecektir. Zira çekler temlik cirosuyla davalıya verilmiş olup, bankanın hamili bulunduğu çekleri borç ödenmeden borçluya iade etmek gibi yasal bir yükümlülüğü yoktur. Davalı bankanın ve gerçek kişi davalıların varlığında tereddüt olmayan alacağın tahsili için yasanın imkan verdiği ölçüde yeterli teminatı almak ile yükümlü oldukları, birden fazla takip nedeniyle kusurlu işlem yapıldığı kabul edilemeyeceğinden davacıların zarara uğratıldığı ispatlanamamıştır. Tüm bu nedenlerle, davacı şirketin istinaf başvurusunun süresinde olmadığı, diğer davacı bakımından davacının, davalıların kusuru ile zarara uğratıldığı ispatlanamadığından davacı şirketin istinaf başvurusunun süreden, davacı … yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı … istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı … Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun HMK’nun 346/1 maddesi gereği süreden reddine, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubuyla bakiye 26,30-TL harcın davacı …’tan alınarak hazineye ödenmesine, Davalılar tarafından yapılan 20-TL istinaf yargı giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, Davacı … bakımından HMK’nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, Davacı … Ltd. Şti. bakımından HMK’nun 346/2. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/10/2022