Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/505 E. 2020/453 K. 22.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/505
KARAR NO: 2020/453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2019/694 esas (Ara Karar)
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 22/04/2020
İhtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacılar vekili; davacıların davalı şirketin kurucusu olduğunu, sonradan ortakların dahil olması ile hissesinin %45 olduğunu,davalı şirketin davacının tasarımlarını üretip pazarladığını, …’in şirketin %12 hissesine sahip olup tek imza yetkilisi olduğunu,davalı şirketin sermaye artırımı gündemi ile yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında olumsuz oy kullanıp muhalefet şerhi konulduğunu, 23/10/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında sermayenin 6.000.000-TL’sine çıkarılmasına karar verildiğini, sermaye artışını gerektirecek haklı bir sebebin bulunmadığını, şirket ortaklarının şirketi kendilerine borçlandırarak şirket hisselerini kendi üzerlerine almak üzere genel kurul toplantısı yapıp bu yönde karar aldıklarını, kararın şirketin bozulmuş olan maliyesini düzelmesinde bir katkı sağlamayacağını, davacıların zararına sebebiyet vereceğini,şirket hesaplarında yolsuzluk yapıldığına dair şüphelerin bulunması durumunda sermaye artırımın bir çare olmadığı, şirketin 23 milyon TL’lik satışa rağmen 9 milyon TL borçlu gözüktüğünü, sermaye artırım kararının haksız ve kötü niyetle alındığını, dava sonuna kadar tescilinin tedbiren durdurulmasına, genel kurulda alınan kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, genel kurul kararlarının iptali istemiyle dava açılabilmesi için TTK m. 446 uyarınca genel kurul kararlarına karşı olumsuz oy kullanılmasının yanı sıra kararlara karşı usulüne uygun muhalefet şerhinin de tutanağa geçirilmesi gerektiğini, davada davacıların karara karşı muhalefet şerhi yer almadığından davanın aktif dava ehliyet yokluğundan reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, tedbir isteminin genel kurul kararının dava sonuçlanıncaya kadar tescilinin tedbiren durdurulmasının talep edildiği,TTK 449.maddesi gereği yk üyelerinin görüşü alınmak üzere tebligatlar çıkarıldığı, yönetim kurulu üyelerinin tedbir talebinin reddini isteyen görüş bildirdikleri, ihtiyati tedbir yolu ile tescilinin engellenmesi istenen genel kurul kararının tescil edilmesinin herhangi bir zarar doğurmayacağı,HMK 389.ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili ; TTK 449. Maddesi gereği YK üyelerinin görüşleri mahkemeyi bağlayıcı olmadığını, davalı şirket sermayesinin 6.000.000-TL’ye çıkarılması davacıların mağduriyetine sebebiyet verecek nitelikte olduğunu , kararın hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu,alınan genel kurul kararları şirket ihtiyaçlarına cevap vermediği, aksine müvekkilini zarara uğrattığını ,22.01.2020 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasını, sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının tescilinin silinmesini ve uygulanmasının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: TTK 449.maddesine göre, GK kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkemece takdir hakkının nasıl kullanılacağı konusunda TTK’da hüküm bulunmamakta olup,HMK 389 vd. maddelerinin uygulanması gerekmektedir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda mahkemece YK üyelerinin görüşünü alarak talebin reddine karar verilmiştir.Davacı taraf sermaye artırımının kanun hükümlerine aykırı olarak ve davacıları zararlandırma amacıyla yapıldığını ileri sürmekte davalı taraf zorunluluk nedeniyle sermaye artırımına gidildiğini savunmaktadır.İddia, savunma ve dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirildiğinde, GK kararının uygulanmasının geri bırakılması yönünden mevcut veya yakın bir tehlikenin varlığı konusunda yaklaşık kanaat oluşturacak delil sunulmadığı anlaşılmaktadır.İhtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde davacıların haklarını elde etmelerinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceği, tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin bulunmadığı, zarar ihtimali mevcut olsa dahi davanın kabulü halinde olası iptal kararıyla birlikte giderilebilecektir.Taraf menfaatleri de gözetildiğinde ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesince talebin reddine ilişkin verilen ara kararda bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen/davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.22/04/2020