Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/504 E. 2020/436 K. 20.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/504
KARAR NO: 2020/436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2019
NUMARASI: 2019/863 D.İş 2019/917 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/04/2020
İlk derece mahkemesince verilen 17/06/2019 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati Tedbir isteyen vekili dilekçesinde; Şirketi zarar uğratan, şirket ile olan Rekabet Yasağına aykırı davranan, şirket ile haksız rekabet içerisinde olan ve özen borcuna aykırı davranan, şirket yönetim kurulu üyesi ve şirketin %100 iştiraki … müdürü …’in şirkete verdiği zararların tazminini teminen şirkette bulunan % 8 payı ve hissedarı olduğu Ticaret Sicilinde … sayıda kayıtlı … A.Ş’de sahip olduğu hisseler üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; rekabet yasağının ihlal edilip edilmediği hususunun yargılamayı gerektirdiği, HMK’nın 390/3 fıkrasında belirtilen yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmediği, kaldı ki ihtiyati tedbir talebine konu hisseler yönünden HMK’nın 389/1 fıkrasındaki şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde; karşı yanın … A.Ş.’nin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olması yanında, %100 iştirak şirketi olan Birleşik Arap Emirlikleri’nde kurulu …’nin şirket müdürü olarak çalıştığını, davalının şirketin kendisine verdiği yetkiyi kendi çıkarları için kullandığını, ayrıca yetkisini aşan kararları şirket ilgililerini bilgilendirmeksizin tek başına alarak şirkete zarar verdiğini, çalışanların istifalarını …’e verdiklerini, ancak bu gelişmelerden ana şirketi haberdar etmediğini, ürünlerinin pazarlandığı şirket olan SVİFT ile perde arkasından ilişkilerini kendi nam ve hesabına yürütmeye çalıştığını, şirket hizmetleri ve sağladığı yazılım ve hizmetleri uygun ve doğru bir şekilde müşterilere faturalamayarak şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, mail yazışmaları bulunduğunu, dilekçe ekinde delillerin sunulduğunu, davalının zararı gidermekle yükümlü olduğunu, davalının TK.md. 54’de düzenlenen haksız rekabet fiilini de işlediğini, şirkete olan özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğini, hisselerin 3.kişilere devredilerek Türkiye’deki malvarlığını kaçırma ihtimali bulunduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak talebi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK 389(2) Maddesi :”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” Aynı yasanın 390 Maddesi :”… davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Somut olayda; ihtiyati tedbir isteyen tarafça karşı yan aleyhine ileride açılacak davada hüküm altına alınacak tazminat alacağının teminatını teşkil etmek üzere karşı yan şirket müdürünün … AŞ ve … AŞ de bulunan hisseseleri üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmektedir.Uyuşmazlığın haksız rekabet teşkil eden eylemler neticesi davacı şirkete verilen zarar iddiasından kaynaklandığı anlaşılmakla karşı yanın sahip olduğu şirket hisselerinin dava konusu olmadığı anlaşılmaktadır. HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği, ihtiyati tedbire ancak davalı borçlunun uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceği, para alacağı talepli davalarda koşulları varsa İİK hükümlerine göre ihtiyati haciz kararı talep edilebileceği, somut uyuşmazlıktaki gibi konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı, yargı kararları ile sabittir. Karşı yanın eylemlerinin haksız rekabet ,rekabet yasağının ihlali teşkil edip etmeyeceğinin tespiti ancak yapılacak yargılama neticesi belirlenebilecektir. Haksız rekabet iddiası yönünden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği ihtiyati tedbir talep edenin haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu durumda ihtiyati tedbirin koşulları oluşmadığından mahkemenin tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10,- TL harcın ihtiyati tedbir talep edenden alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran ihtiyati tedbir talep eden tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/04/2020