Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/501 E. 2022/1388 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/501
KARAR NO: 2022/1388
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2018/15 Esas – 2019/1158 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2022
Davanın kısmen kabulü-reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında imzalanan 15/11/2013 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kredi verilip kullandırıldığını, davalıların geri ödemelerini yapmaması nedeniyle müvekkili banka tarafından hesabın kat edilerek muaccel hale gelen borcun ödenmesi için Beşiktaş … Noterliğinin 10/08/2017 tarih ve … yev. nolu ihtarnamesi ile borcun ödenmesinin talep edildiğini, ihtara rağmen borcu ödemediklerini, bunun üzerine davalılar aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalıların icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalıların takip tarihi itibariyle 3.706.639-TL asıl alacak, 7.783-TL işlemiş gecikme cezası, 15.547-euro gayri nakdi alacaklarının bulunduğunu bildirerek; davalıların itirazının iptaline, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili; davacı ile müvekkili … AŞ arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle kredi hesabının kat edildiğini ve müvekkillerine ihtarname keşide edildiğini, ancak temerrüdün gerçekleşmediğini, yapılan icra takibinin haksız olduğunu,asıl borçlu olan …AŞ ve …Ltd Şti hakkında Bakırköy 3 ATMnde 2015/788 esas sayılı dosyasında iflasın ertelenmesinin talep edildiğini,verilen ara karar uyarınca İİK 179.maddesi uyrarınca yapılacak olan tüm icra takiplerinin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili lehine verilen 24/03/2016 tarihli iflas erteleme kararı uyarınca 1 yıllık iflas erteleme süresi dolduğundan 29/03/2017 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbirin devamına karar verildiği, müvekkillerinin temerrüdü gerçekleşmediği için kefil sıfatına haiz müvekkillere takip yapılamayacağını, Bakırköy 3 ATM inin 2015/788 esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini ,davacının icra inkar tazminatı talep hakkı bulunmadığını bildirerek; davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı banka ile davalı asıl borçlu … AŞ arasında 15/11/2013 tarihli 5.000.000-TL bedelli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, diğer davalıların da bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet limitinin 5.000.000-TL olduğu, davalıların 16/08/2017 tarihinde verilen 1 günlük ödeme süresi sonunda temerrüde düştükleri, sözleşmenin 3.7.2 maddesinde davacı bankanın en yüksek kredi faiz oranının %50si oranında temerrüt faizi uygulanacağının kararlaştırıldığı, uygulanan azami faiz oranının %8.0623 olduğu, bunun %50 fazlasının %12.09 oranına tekabül ettiği, davacı bankanın %10.10 oranında talep ettiği,takip tarihi itibariyle ileri tarihlerdeki taksitler içerisindeki henüz tahakkuk etmemiş faizlerin alacağa dahil edilemeyeceği, davacının katılım bankası olmasının genel bankacılık hesaplama mantığı, finansal aritmetik kuralları ve mevzuatı değiştirmeyeceği, takip tarihi itibariyle davacı bankanın 3.333.266,24-TL asıl alacak, 37.556,59- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.370.822,83-TL nakit alacağı bulunduğu,15.547- euro bedelli teminat mektup bedelinin deposunun talep edilebileceği gerekçesiyle itirazın 3.370.822,83-TL üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,10 oranında gecikme cezası ve %5 gider vergisi uygulanmasına, nakit alacak üzerinden hesaplanan % 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, 15.547-euro gayri nakdi alacağın faiz getirmeyen bir hesapta davalılar tarafından depo edilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, fazlaya ilişkin istemin reddine dair kararın hatalı olup, kararın reddedilen 373.372,76- TL asıl alacak yönünden istinaf etttiklerini, takibe konu alacağın bankanın kullandırdığı krediden doğan kredi kâr payı alacağı dikkate alınmadan hesap yapılarak nihayetinde asıl alacağın 373.372,76- TL eksik hesaplandığını,sözleşmenin 5. Maddesinin, 5.2. paragrafının ‘…muacceliyet sözkonusu olduğunda, anapara ile kâr paylarının tamamı da muaccel hale gelir…’ şeklinde düzenlendiğini, vadesi gelmeyen taksitlerin kâr paylarının asıl alacak ile birlikte talep edilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulune karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Acılan dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince iflasın ertelenmesine ilişkin davanın sonucunun beklenmesine gerek olmadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak incelenen ticaret sicil kayıtlarından, ilk derece mahkemesi karar tarihinden sonra Bakırköy 3.ATM’nin 17/09/2020 tarihli 2017/670 esas 2020/526 karar sayılı kararıyla davalı … San Tic A.Ş. İle … Dış Tic. Ltd Şti.’nin iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kural olarak İİK’nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflas ile kısıtlandığından, aynı yasanın 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması (İİK’nın 191. maddesi), müflisin iflas masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflis, nasıl iflasın açılması ile hak ehliyetini kaybetmiyorsa, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine aittir. Adi tasfiyede İİK’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın 218. maddesi) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Dairesine aittir. İflas idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını (yani davalara devam edip etmeyeceğini) tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle Kanun, müflisin taraf bulunduğu hukuk davalarının, iflasın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir (İİK 194). İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflasın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra duran hukuk davalarına devam edilebilir. Davaların durduğu bu süre içinde, iflas idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Müflisin davalı olduğu davalarda, iflas idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davalı olarak iflas idaresine karşı devam edilir. Taraf ve dava ehliyeti HMK’nın 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olduğundan resen gözetilmesi gerekmekte olup, somut olayda da ilk derece mahkemesi karar tarihinden sonra bir kısım davalıların 17.09.2020 tarihi itibariyle iflasına karar verildiğinden ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek İİK’nın 194. maddesi uyarınca gerekli işlemler yapılarak taraf teşkili sağlanmalı ,müflis şirketler bakımından davaya kayıt kabul davası olarak devam edilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca hükmün kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilinin esasa yönelik istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2019 Tarih 2018/15 Esas – 2019/1158 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 6.376,27-TL peşin istinaf karar harcının davacıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/10/2022