Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/493 E. 2022/1771 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/493
KARAR NO: 2022/1771
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2018/90 Esas 2019/1055 Karar
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka şubesinden kullandığı 4 adet taksitli kredinin 22.06.2017 tarihinde kapatıldığını, kredilerin kapatılması sonrasında davalı tarafından müvekkilinin bilgi ve izni olmaksızın 95.009,62-USD paranın haksız olarak tahsil edildiğini, davalı bankaya yapılan başvurudan sonuç alınamadığını, yapılan kesintinin hukuka aykırı olduğunu, genel kredi sözleşmesinin dayanak maddesini içeren sayfasında müvekkilinin imzasının bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinden komisyon talep edilmesinin mümkün olmadığını, komisyon tahsiline ilişkin hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olması nedeniyle geçersiz olduğunu, ayrıca kesilen %2,5 komisyon ve KKDF’nin fahiş olup diğer banka oranlarının sorularak dikkate alınması gerektiğini belirterek, şimdilik 5.000-USD’nin 22.06.20l7 tarihinden itibaren bankalarca yabancı para cinsinden mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, genel kredi sözleşmeleri imzalanmadan önce sözleşme örneği davacıya teslim edilerek davacının bilgilendirildiğini, davacının bu hususta müşteri bilgilendirme ve genel kredi sözleşmesi teslim formlarını imzaladığını, sözleşmenin her sayfasında davacının imzasının bulunması zorunluluğunun olmadığını, sözleşmeler kitapçık şeklinde olup sonradan ekleme yapılmasının mümkün olmadığını, sözleşmelerin son sayfasında da kaç sayfa ve maddeden oluştuğunun yazıldığını, tacir olan müvekkilinin verdiği hizmet karşılığında ücret ve komisyon talep hakkının bulunduğunu, kredinin erken kapatılması halinde komisyon alınacağının sözleşmelerde yer aldığını, erken ödeme halinde bankalarca komisyon alınmasının teamül haline geldiğini, dava konusu bedelin sözleşmeye ve bankacılık uygulamalarına uygun olarak tahsil edildiğini, davacının kredilerinin erken kapatılması sırasında, tarifede %4-6 oran bulunmasına rağmen %2,5 oranında komisyon ve bu tutarın %5’i oranında BSMV tahsil edildiğini, davacının da ihtirazi kayıt olmadan ödemeleri yaptığını, bu konuda diğer banka uygulamalarının da incelenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince emsal uygulamaların araştırılması amacıyla işlem hacmi yüksek 5 ayrı bankadan konu ile ilgili bilgilerin toplandığı, bilirkişi incelemesi ile; davalı banka tarafından davacıya 30/01/2014, 25/08/2014 ve 06/01/2015 tarihli genel kredi sözleşmeleri kapsamında krediler kullandırıldığı, davacı tarafından bu kredilerin 22/06/2017 tarihinde erken kapatılması sırasında erken kapama komisyonu adı altında 95.009,63-USD tutarında tahsilat yapıldığı, her üç genel kredi sözleşmesinin müşteri bölümlerinin davacı tarafından imzalandığı ve sözleşmenin geçerli olduğu, davalı banka tarafından davacı lehine kullandırılan ticari kredilerin erken kapatılması esnasında tahsil edilen 95.009,63-USD’lik tutardan, emsal banka uygulamaları da gözetildiğinde 94.714,23-USD’lik bölümün sözleşme ve bankacılık uygulamaları çerçevesinde tahsil edildiği ve yerinde olduğu, buna göre davacının açıklanan kredilerle ilgili olarak iadesini isteyebileceği tutarın 295,40-USD olduğu gerekçesiyle, 295,40-USD üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili ; müvekkilinin davalı banka şubesinden kullandığı taksitli kredilerin 22.06.2017 tarihinde kapatıldığını, kredilerin kapatılması sonrasında davalı tarafından müvekkilinin bilgi ve izni olmaksızın 95.009,62-USD’nin haksız olarak tahsil edildiğini, genel kredi sözleşmelerinin dayanak 2.8 maddesini içeren sayfasında müvekkilinin imzası bulunmadığını, ilgili sayfada müvekkilinin imzasının bulunmaması nedeniyle komisyon tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, imza bulunmadığından davalının ilgili sayfalarda istediği değişikliği yapabileceğini, ayrıca müvekkiline verildiği iddia edilen müşteri bilgilendirme teslim formlarında sözleşmenin 2.8 maddesindeki erken kapama komisyonundan bahsedilmediğini, bu durumun da komisyon ücretinin taraflar arasında hiç konuşulmadığını gösterdiğini, sadece … Bankası ve … Bankasının komisyon oranları yerine daha yüksek oranların esas alınmasının doğru olmadığını, ayrıca komisyona ilişkin hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olması nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari kredinin erken kapatılması nedeniyle banka tarafından tahsil edilen kredi erken ödeme komisyonu tutarının iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda taraflar arasında 30.01.2014, 25.08.2014 ve 06.01.2015 tarihlerinde genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, her üç sözleşmenin erken ödeme başlıklı 2.8 maddesinde; “müşterinin bakiye borcunun kısmen veya tamamen vadesinden önce ödenmesinin bankanın kabulüne bağlı olduğu, müşterinin, banka kayıtlarında görünen vade tarihine kadar sözleşme kapsamında hesaplanacak faizi, faizin gider vergisi ve sair masrafları ile birlikte ödemeyi kabul ettiği, bankanın erken ödeme isteğini kabulü halinde, erken kapama komisyonu ile erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, KKDF gibi mali yükümlülükleri müşteriye bildirerek müşteriden talep edebileceğinin” hüküm altına alındığı, sözleşmelerde erken kapama halinde uygulanacak komisyon oranının belirtilmediği, kredinin davacı tarafından 22.06.2017 tarihinde erken kapatılması nedeniyle davalı banka tarafından davacıdan %2,5 oranında olmak üzere toplam 95.009,62-USD erken kapama komisyonu ve BSMV tahsil edildiği anlaşılmaktadır.Davacı vekilince, kredi sözleşmelerinin komisyona ilişkin hükmünün TBK’nın 20 ve devamı maddeleri gereği genel işlem koşulu niteliğinde olup, geçersiz olduğu ileri sürülmüştür. Ancak davalı banka tarafından sunulan ve davacı şirket kaşe ve imzasını içeren müşteri bilgilendirme ve genel kredi sözleşmesi teslim formlarında; sözleşmelerin genel işlem koşulu niteliğinde ve aleyhlerine olabilecek hükümler içerdiği belirtilerek genel kredi sözleşmesinin bir örneğinin de davacı şirket yetkilisine teslim edildiği, bu suretle davalı banka tarafından sözleşmeler içeriğindeki genel işlem koşulu niteliğindeki hükümler bakımından, davacının sözleşme imzası öncesinde yeterince bilgilendirildiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki bankanın erken kapama halinde komisyon isteyebileceği kabul edildiği gibi, genel kredi sözleşmesinde de komisyon oranına dair bir hüküm bulunmadığından, davalı bankanın erken kapama halinde komisyon isteyebileceğine yönelik düzenlemenin genel işlem koşulu olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir.Genel kredi sözleşmelerinin ilk ve son sayfaları dışındaki sayfalarında, bu arada erken kapama komisyonunu düzenleyen 2.8 maddesinin bulunduğu sayfada da davacı şirketin imza ve kaşesi bulunmamaktadır. Ancak sözleşmenin ilk ve son sayfalarında davacı şirket kaşe ve imzası bulunmaktadır.Sözleşmeler matbu şekilde hazırlanmış olup, söz konusu maddenin bulunduğu sayfanın öncesi ve sonrası sayfalar ile bu sayfa arasında herhangi bir uyumsuzluk yoktur. Yine davacı şirket kaşe ve imzasını içeren ve sözleşmelerin imza tarihinden öncesi tarihi taşıyan müşteri bilgilendirme ve genel kredi sözleşmesi teslim formlarında, genel kredi sözleşmesinin bir örneğinin incelenmek üzere davacı şirket yetkilisine teslim edildiği yazılıdır. Ayrıca sözleşmelerin 2.8 maddesinde, erken kapama komisyonu olarak bir oran da belirlenmemiştir. Davacı vekilince söz konusu sayfanın sonradan düzenlendiği veya içeriğinin değiştirildiği yönünde herhangi bir delil de ibraz edilmemiş olmakla, davacının imzasının bulunmaması nedeniyle anılan sözleşme hükmünün geçersiz olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu nedenle davacı vekilinin ileri sürdüğü genel işlem koşulu ve sözleşme sayfasında imza bulunmamasına dair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bankalarca masraf ve komisyon adı altında yapılan tahsilatların yasal dayanağı, kredi kullandırım tarihinde yürürlükte bulunan 2014/6 sayılı Tebliğ ile değişik 2006/1 Sayılı Tebliğ hükümleridir. 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.Somut olayda taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde erken kapama komisyonunun hangi oranlarda alınacağına veya hesap şekline dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ayrıca erken kapama tarihi itibariyle davalı bankaca ilan edilmiş bir oran bulunduğu hususunda bir iddia ve delil de ileri sürülmemiştir. Bu durumda mahkemece emsal banka uygulamalarının araştırılması gerekmekte olup, somut olayda mahkemece erken kapama tarihi ve dava konusu kredilerin niteliği belirtilmeksizin yazılan yazılar sonucunda … Bankası ile …’ın bildirmiş olduğu oranlar doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Hükme esas alınan söz konusu bilirkişi raporunda; diğer bankaların taksitli ticari kredilerin erken kapatılması halinde tahsil ettikleri erken kapama komisyonu oranlarının ilgili bankaların internet sitelerinden tespit edildiği, davalı bankanın internet sitesinde ise bu oranların %4-6 olarak gösterildiği, davaya konu kredilerin kapatılması sırasında davacıdan tahsil edilen erken kapama komisyonunun %2,5 oranına tekabül ettiği, bu doğrultuda yapılan hesaplamada davacıdan alınabilecek erken kapama komisyonu ve BSMV tutarının toplam 94.714,23-USD olup bu tutarın sözleşme ile bankacılık teamüllerine uygun olduğu, davacıdan toplam 95.009,63-USD tahsil edilmiş olmakla, fazla tahsil edilmiş olan 295,40-USD’nin iadesinin gerektiği belirtilmiştir. Dairemizden geçen emsal dava dosyalarından tesbit edildiği üzere ortalama oranlar %2-4 arasında olup davalı bankaca uygulanan %2,5 erken kapama komisyonu oranı, fahiş olmayıp emsal banka uygulamalarına da uygundur. Bu nedenle mahkemece %2,5 oranın makul oran kabul edilerek bu oranı aşan kısmın davacıya iadesine fazla istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.15/12/2022