Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/483 E. 2022/1711 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/483
KARAR NO: 2022/1711
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2019
NUMARASI: 2018/927 Esas 2019/1162 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatılmış olup, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, müvekkili ile davalı arasında yapılan ticaretin dolar üzerinden gerçekleştiğini, müvekkilline ait tüm faturalarda “iş bu fatura döviz olarak tahsil edilecektir” diye belirtilerek, faturanın o günkü kur üzerinden karşılığının da tüm faturalarda yer aldığını belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirketten aldığı mallara ilişkin faturaları süresinde davacıya ödediğini,davacı şirket tarafından düzenlenen son faturanın müvekkili tarafından davacıya ödendiğini, davacı tarafından ipliğin dolar karşılığı satılması nedeniyle kur artışının kur farkı faturası olarak müvekkiline yansıtılmış olup, bu faturanın ödendiğini, ancak aradan zaman geçtikten sonra davacı şirket tarafından ikinci kez kur farkı tahakkuk ettirilerek müvekkilinden ödeme talep edildiğini, müvekkili tarafından keşide edilen ihtarname ile kur farkına itiraz edildiğinin davacı tarafa ihtar edildiğini, takip konusu alacağın kur faturasından kaynaklandığını, davacının ikinci kez kur farkı talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, davacının keşide tarihindeki dolar karşılığı Türk Lirası üzerinden düzenlenen çeki alarak tahsil ettiğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 30/09/2017 tarihinde anlaşılmış kur farkından kaynaklı 12.629,90-usd borcuna karşılık olarak davalı tarafça 07/11/2017 tarihinde davacı tarafa verilen 24/06/2018 keşide tarihli 45.055,38-TL meblağlı çekin TL’ye çevrilirken, faturanın kesildiği 30/09/2017 tarihinin mi yoksa çek bedelinin fiilen ödendiği 24/06/2018 tarihinin kurun mu baz olarak alınacağı noktasında olduğu, çek ile yapılan ödemelerde ödeme tarihinin çekin alacaklısına teslim tarihi sayılması gerektiği,davacının,çeki ABD doları üzerinden değil de 45.055,38-TL olarak (faturanın kesildiği 30/09/2017 tarihindeki kur karşılığı) teslim aldığı, verilen çeki kabul ettiği, davacının ABD Doları üzerinden olan alacağını 45.055,38-TL’lik çeki tahsil ederek bakiye alacağı kalmadığı gerekçesiyle, davanın reddi ile koşulları olmadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; çekin 31.12.2020 tarihine kadar üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ibrazının mümkün olmadığını, taraflar arasındaki borç bakiyesi 30.09.2017 tarihinde 45.055,38-TL olmayıp 12.629,90-USD olduğunu, çekin tahsil tarihindeki kura göre karşılığı 9.553,32-USD olup davalının bakiye 3.076,58-USD borcunun kaldığını, müvekkilinin çeki alırken borcun bittiğine dair bir yazısının veya e-postasının bulunmadığını, sipariş formlarında döviz ile yapılan vadeli satışlarda fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında doğacak kur farkının ayrıca fatura edilerek peşin olarak tahsil edileceğinin, faturaların tamamında da faturanın USD kuru ve USD karşılığı gösterilerek faturanın döviz olarak tahsil edileceğinin belirtildiğini, yabancı para ile satışlarda ödeme günündeki kurun esas alınacağını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kur farkından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda ; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya usd bedelle iplik satışı yapıldığı, davacı tarafından düzenlenen sipariş teyit formlarında, döviz ile yapılan vadeli satışlarda fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında doğacak kur farkının ayrıca fatura edilerek tahsil edileceğinin yazılı olduğu; tümş faturalarda faturanın USD karşılığının gösterildiği;uyuşmazlığın davacı tarafından bu kapsamda düzenlenen 30.09.2017 tarihli 45.055,38-TL tutarlı kur farkı açıklamalı faturadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davacının ticari defterlerinde; 30.09.2017 tarihi itibariyle davacının 12.629,90-USD kur farkı alacağı kayıtlı olup,alacak için davacı tarafça aynı tarihli ve 45.055,38-TL tutarlı kur farkı faturası düzenlenmiştir. Aynı tutarlı olmak üzere davalı tarafça verilen 24.06.2018 tarihli çek, davacı tarafından 07.11.2017 tarihli tahsilat makbuzuyla alınarak keşide tarihinde tahsil edilmiştir. Davacının kur farkı faturası tanzim tarihindeki kur itibariyle, davalının ödemesinin tam olarak 12.684,42-USD’ye karşılık geldiği tespit edilmiş olup, davacının o tarihteki kur farkı alacağını karşılamaktadır. Ancak davacı tarafça bu kez çekin tahsil tarihindeki kur esas alınarak, yeniden değerleme yapılarak kur artışı yansıtılmak suretiyle, davalı bu kez 3.076,58-USD olmak üzere yeniden borçlandırılmıştır. Davacı tarafından süregelen ilişkide davalı aleyhine oluşan kur farkının hesaplanıp fatura edilmesi sonucunda, davalının bu fatura bedelini ileri tarihli çek ile ödemesiyle birlikte, o tarihe kadar olan dönem için davacının kur farkı alacağı sona ermiştir. Zira davacı, borcuna mahsuben davalı tarafından verilen TL bedele düzenlenmiş ileri tarihli (vadeli) çeki, herhangi bir çekince ileri sürmeden kabul ederek bedelini de tahsil etmiştir. Bu nedenle kurlardaki dalgalanma gerekçe gösterilerek ödenerek kapatılan borcun tekrar canlandırılması, fatura bedeli kadar olan ödemenin, yükselen kur ile yeniden değerlemesi yapılarak davalının borçlandırılması mümkün değildir. Emsal olarak ibraz edilen Dairemizin 2018/2577 esas 2020/914 karar sayılı ilamı; davacı tarafça düzenlenmiş olan dokuz adet USD bedelli satış faturasına karşılık davalı tarafça yapılan kısmi ödemeler ve en son iki adet bono ile yapılan ödeme sonucunda kur farkından kaynaklanan bakiye alacağa ilişkindir. Oysa işbu davada davanın konusu, süregelen ilişkide davacı lehine oluşan kur farkının fatura tarihinde TL ye çevrilerek çek ile ödendiği halde davalının keşide ettiği Türk Lirası olarak düzenlenen çek ile ödenmesinden sonra, bu kez çekin ileri tarihli olması nedeniyle yeniden kur farkı oluştuğu ileri sürülmektedir.Kur farkı alacağının tahsilinden sonra yeniden kur farkının kur farkı talep edilmeyeceğinden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedeni yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/12/2022