Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/475 E. 2022/1769 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/475
KARAR NO: 2022/1769
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2018
NUMARASI: 2017/417 Esas 2018/744 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin sigortalısı …tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının, davalı taşıyıcı şirket sorumluğunda taşınması sırasında hasarlandığını, müvekkili tarafından sigortalıya ödenen hasar tazminatı nedeniyle rücuen tazminat alacağının tahsili amacı ile İst.Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile, davalı taşıyıcı ile … ile sigortacısı … Sigorta aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini, müvekkil şirket nezdinde sigortalı … tarafından, yurt içindeki bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtialarının davalının sorumluluğunda nakliye sırasında hasarlandığını, alınan ekspertiz raporunda emtianın nakliye sırasında hasarlandığının belirlendiğini, hasar nedeniyle müvekkili tarafından sigortalıya 17.03.2016 tarihinde 4.419,99-TL ödendiğini, %20 poliçe marjı hariç tutulmak suretiyle 3.682,66-TL bakımından rücu hakkının doğduğunu, bu ödeme ile müvekkilinin sigortalısına halef olduğunu,hasardan davalıların müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, davalıların takibe yönelik itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … Sigorta vekili; müvekkili şirket nezdinde bulunan yurt içi mali mesuliyet sigortası poliçesi şartları dikkate alındığında,sigortalı … tarafından mı gerçekleştirildiği belirsiz olan dava konusu hasarlar bakımından sağlanan bir teminat bulunmadığını, hasar tespit tutanaklarında müvekkili şirket sigortalısının imzasının bulunmadığını, tutanakların hangi şirketin sürücüsü olduğu belirsiz kişilere imzalatıldığını, hasar tespit tutanakları ve bildirim formlarının büyük bir kısmı okunaksız olup, hasara ilişkin tüm hususların belirsiz olduğunu, tutanakların sonradan düzenlenme olasılığı yüksek olup bunun araştırılması gerektiğini,ekspertiz raporunda emtiaların ne suretle taşındığının anlaşılamadığının belirtildiğini, mali mesuliyet poliçesi özel şartlarının 5. maddesi gereğince yedek parçaların stok sahasına girdiği andan itibaren ilk 60 gün içinde tespit edilen hasarların teminata dahil olduğunu,somut olayda sigortalının deposuna ne zaman teslim edildiğinin ve ne kadar süre sonra hasara uğradığının belirsiz olduğunu, davacının sigortalısına yaptığı hasar ödemesinin poliçe şartlarına kapsamında teminata dahil olup olmadığının ortaya konulamadığını,lütuf niteliğindeki ödemenin rücu talebine konu edilemeyeceğini, her durumda müvekkili sigortalısının sorumluluğunun TTK’nın 882. maddesi gereğince sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … Taş.vekili; TTK’nın 855. maddesi gereğince davanın zamanaşımına uğradığını, hasar tespitinin tek taraflı yapıldığını, hasar tespit tutanaklarında müvekkili şirket yetkililerinin bulunup bulunmadığının açık olmadığını, sunulan tutanaklarda müvekkilinin imzasının olmadığını, onayının olduğu tutanakların ise okunaksız olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun TTK’nın 882. maddesi gereği sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı tarafından düzenlenen poliçe özel şartlarında sigorta koruması altındaki yedek parçaların stok sahasına girdiği andan itibaren ilk 60 gün içinde tespit edilen hasarların teminata dahil olduğunun kayıt altına alındığı, ekspertiz raporunda; 2016 ocak ayı içinde muhtelif zamanlarda yapılan sevkiyatlarda toplam 12 adet hasarlı parça tespit edildiği, imhasına nezaret edildiği ve hasar bedelinin sigorta sözleşmesinde kararlaştırılan % 20 ilave dahil 4.419,19-TL olarak belirlendiği, ekspertiz raporunda, hasarlı yedek parçalarla ilgili tespitlerin sigortalının stok sahasına girdiği andan itibaren ilk 60 gün içinde yapıldığı, dolayısıyla da hasarların teminat kapsamına dahil olduğu ve ne şekilde ambalajlandığını tevsik edecek türde denetime elverişli bir bilgiye yer verilmediği,davacının sigortalının stok sahasına hangi tarihte girdiğini irdelemeden ve 60 günlük azami süreyi gözetmeden sigortalıya yaptığı ödemenin, poliçe şartlarına uygun olmayıp lütuf ödemesi niteliğininde olduğu,rücu hakkı vermediği,sigortalının taşıyıcıya rücu hakkı bulunması durumunda, halefiyet şartları oluşmasa bile, sigortacının ödediği tazminatı alacağın temliki hükümlerine göre talep edebilmesinin mümkün olduğu, 2016 yılının Ocak ayı içinde muhtelif tarihlerde davacının dava dışı sigortalısının bayilerine gönderdiği yedek parçaların,emtianın davalı tarafça yapılan taşıma hasara uğradığının kanıtlanmasının gerektiği, eksper raporunda,emtianın davalı …’nun temin ettiği araçlarla sigortalının bayilerine yapılan sevkiyatlar ya da yükleme, boşaltma operasyonları sırasında hasara uğradığının belirlenemediği taşıyıcı davalı …’nun veya sorumluluk sigortacısının davacıya karşı sorumluluklarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin sigortalısı ile davalı arasında akdedilen nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde, davalı taşıyıcının sorumluluk kriterlerinin belirlendiğini, bu madde hükmünün davalının sorumluluğunu genişleterek yükleme, taşıma ve boşaltma sırasında meydana gelen tüm ziya ve hasardan sorumlu olduğunu düzenlediğini, hasarlı emtiaların sözleşme hükmü gereği toplanarak davalının deposuna konulduğunu, dolayısıyla hasarın emtianın depoya alınmasından belli olup, davalının da hasarı bildiğini, bu durumun hasarın davalı taşıyan sorumluluğunda gerçekleştiğinin delili olduğunu, yine sözleşmede davalının sorumluluğunun sınırlandırılmayıp malın uğradığı hasar kadar olduğunun hüküm altına alındığını, dolayısıyla hasar halinde davalının malın değeri tutarında sorumlu olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliyat abonman blok sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın yurt içi taşıma sırasında hasara uğraması nedeniyle, sigortalıya ödenen bedelini taşıyıcı ve mali sorumluluk sigortacısı olan davalılardan rücuen tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemesi ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa, bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. 6102 sayılı TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Somut olayda; davacının teminat verdiği … firmasına ait yedek parça emtiasının yurt içi taşıma işinin davalı … tarafından üstlenildiği, diğer davalının taşıyıcı mali sorumluluk sigortacısı olduğu, 04.01.2016-25.01.2016 döneminde gerçekleşen taşımalarda bir kısım emtianın hasara uğradığının ekspertiz raporuyla tespiti üzerine, davacı tarafından sigortalıya 17.03.2016 tarihinde 4.419,19-TL hasar bedeli ödendiği, uyuşmazlığın, sigortalanan emtiada oluşan hasarın taşıma sırasında meydana gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır. Nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde; “…’nun yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumlu olduğu, bu sorumluluğun … mağazasında yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlayacağı ve alıcılara teslime kadar devam edeceği, sayısını kontrol edebilme imkanı bulunması şartıyla …’nun palet üzerinde bulunan koli sayısından sorumlu olduğu, alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar halinde alıcının …’a şikayette bulunacağı, bunun üzerine …’un alıcı adına tanzim edilen satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edececeği, tazminat talebinin, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’un tazminat talebi için kanıt teşkil edeceği, …’nun sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutacağı” hususları düzenlenmiştir. Eldeki davada davacı tarafça bir kısım hasar tespit tutanakları sunulmuş ise de; davacı tarafça sunulan sevk irsaliyelerine göre emtiaların alıcısı olan bayilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim esnasında düzenlenmiş hasar tutanağının bulunmadığı, nitekim hasarın emtianın gönderildiği bayi ve servislerde değil, daha sonra sigortalı … tarafından kullanılan davalı …’ya ait depoda bulunduğu sırada tespit edildiği ve akabinde hasar tespit tutanakları düzenlendiği,nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde düzenlenen prosedürün işletilmediği, hasara neden olduğu iddia edilen ilgili taşımanın kim tarafından ve hangi tarihte gerçekleştiğinin belli olmadığı anlaşılmaktadır.Emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın imzasını içeren herhangi bir tutanak sunulmamış olup, bu durumda hasarın davalı taşıması esnasında meydana geldiğinin ispatlanamadığının kabulü gerekir. Kaldı ki tutanakların önemli bir bölümünde kolinin sağlam olduğu, ancak içinden çıkan parçanın hasarlı olduğu belirtilmiştir. Oysa nakliye sözleşmesinin 6. maddesinde ambalajlama işinin davacının sigortalısı tarafından gerçekleştirileceği hüküm altına alınmış olup, bazı tutanaklarda “koli sağlam içinden çıkan parça hasarlı” seçeneğinin işaretlenmesi nedeniyle, taşımaya konu emtiadaki hasarın ne şekilde meydana geldiği ,ambalajın yeterli olup olmadığı da belirlenememketidr.Bu durumda emtiadaki hasarın davalı tarafından gerçekleştirilen taşıma sırasında meydana geldiği hususu kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/12/2022