Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/474 E. 2022/1764 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/474
KARAR NO: 2022/1764
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI: 2018/296 Esas – 2019/1007 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin sigortalı …’ın dava dışı firmadan satın aldığı oto yedek parça emtiasını emtia nakliyat sigortası ile nakliye rizikolarına karşı sigortaladığını, sigortalının satın aldığı emtianın Bulgaristan/Sofya’dan İstanbul’a taşıma işinin davalı tarafından üstlenildiğini, Halkalı Gümrük Müdürlüğü yetkilileri tarafından yapılan incelemede emtiada eksiklik olduğu, ayrıca tahliye sırasında eşya ambalajlarının yırtık ve hasarlı olduğunun tespit edildiğini, bu hususların tutanak ile kayıt altına alındığını, müvekkili tarafından yaptırılan ekspertiz sonucu tespit edilen 304.441,36-TL zararın 15.09.2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini, bu çerçevede müvekkilinin TTK’nın 1472 maddesi uyarınca sigortalısına halef olduğunu, taşıma işini üstlenip gerçekleştirmiş olmakla davalının taşıyan sıfatı ile meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu belirterek, 304.441,36-TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı nezdinde geçerli bir sigorta sözleşmesi bulunmamasına rağmen sigortalısına ödeme yapan davacının aktif aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davaya CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacı delillerinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu hususun usule aykırı olduğunu, müvekkiline CMR Konvansiyonunun 30. maddesi uyarınca teslimden itibaren 7 gün içerisinde usulüne uygun olarak hasar ihbarı yapılmadığını, iddia edilen hasarda müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davacının, kendi kusuruyla yapmış olduğu hatır ödemesini müvekkilinden talep edemeyeceğini, davacı şirketin tazminat talebinin sınırlı sorumluluk ilkesine aykırı olduğunu, objektif olmayan ve taraflar arasındaki satış faturasına göre belirlenen tazminat miktarını kabul etmediklerini, poliçedeki kar marjı ve sovtaj uygulamasının yapılıp yapılmadığının bilinmediğini, davacının faiz talebinin de CMR Konvansiyonunun 27. maddesine aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; sigortalı … firması tarafından yurtdışındaki satıcıdan satın alınan 70.368-Euro bedelli toplam 1940 adet emtianın, Sofya’dan Türkiye’ye nakliyesi için davacı tarafından 04.08.2017 tarihli sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçe doğrultusunda dava dışı sigortalıya davacı sigorta şirketi tarafından 940 adet eksik teslim nedeniyle %10 ilave bedel eklenerek 72.522,30-Euro karşılığı 304.441,36-TL sigorta tazminatı ödendiği, malın davalı tarafından yükün alıcısına eksik teslim edildiği, taşıyıcı bu eksikliğin sebebi hakkında makul ve kabul edilebilir bir açıklama getiremiyor ise taşıyıcının sorumluluğunun CMR Konvansiyonunun 29. maddesi uyarınca sınırlamaya tabi kılınamayacağı, davacının rücuan tahsilini talep ettiği tazminat miktarı içinde,sigortalıya sigorta poliçesi uyarınca yaptığı %10 ilave bedelinin de dahil edildiği, davalı sigorta ilişkisine dahil olmadığından, davalının %10 ilave bedelden sorumlu olmayacağı, davacı sigorta şirketinin sigortalıya yaptığı ödemenin sigorta poliçesi kapsamında bulunduğu, davacının riziko nedeniyle ödediği sigorta tazminatını CMR kapsamında belirlenen yasal sınırlar içerisinde davalıdan talep edebileceği, davalının CMR 29. maddesi kapsamında sorumluluğuna sınırlama getiren hallerden yararlanabilmesi için, nakliye sürecinde eksildiği tespit edilen mala bağlı zararın oluşumu yönünden kabul edilebilir ve makul bir açıklama getirmesi gerektiği, ancak bu hususta davalı tarafın ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, sonuç itibariyle teknik bilirkişi tarafından da kadri maruf bulunan zarar nedeniyle toplam (65.929,36-Euro x 4.1979 TL) 272.947,55-TL tazminattan davalının sorumlu olduğu, davalının, sigorta poliçesi kapsamında belirlenen ve davacının sigortalısına ödediği %10 ilave bedelden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 272.947,55-TL tazminatın dava tarihi olan 14.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1-Davacı vekili; emtia nakliyat sigortası genel şartlarının 25.b maddesi uyarınca sigorta değerinin, eşyanın yükleme yer ve zamanındaki değeri, sigorta primi, gemiye getirme masrafı, geri alınması mümkün olmayan navlun ve %10 kar payı toplamından oluştuğu,sigortalının eşyayı tam ve hasarsız teslim almamış olması nedeniyle uğradığı kazanç kaybını davalı taşıyıcıdan talep edip edemeyeceğinin tespitinin gerektiğini, sigortacının ödediği sigorta tazminatının %10 ilaveye tekabül eden kısmı açısından da taşıyana rücu hakkının bulunduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.2-Davalı vekili; davacının delilleri ile cevaba cevap dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, bu suretle savunma hakları kısıtlanmış olup, kararın bu nedenle usul ve yasaya aykırı olduğunu, CMR Konvansiyonunun 30. maddesi uyarınca teslimden itibaren 7 gün içerisinde müvekkiline usulüne uygun olarak hasar ihbarı yapılmadığını, bu nedenle hasarın müvekkilinin sorumluluğunda meydana geldiğinin kanıtlanması gerektiğini, müvekkilinin ağır kusurlu olmamasına rağmen sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, CMR Konvansiyonunun 23. maddesi gereğince tazminatın yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesaplanması gerektiğini, ayrıca tazminata avans faizine hükmedilmesi CMRnin 27. maddesine aykırı olup, ancak yıllık %5 faiz istenebileceğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı tarafından emtia nakliyat sigortası ile sigortalanan emtianın emtianın kısmen zayii nedeniyle, davacı tarafından sigortalısına ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.Davalı vekilince, cevaba cevap dilekçesi ile davacı delillerinin taraflarına tebliğ edilmediği, bu nedenle savunma haklarının kısıtlandığı ileri sürülmüştür. Davalıya tebliğ edilen tebligat zarfında, ek olarak dava dilekçesi ve ekleri ile tensip tutanağı gösterilmiş olup, zarf içeriğinde davacı delillerinin ekli olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Yine davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi de davalı tarafa tebliğ edilmemiştir. Ancak yargılama sırasında bilirkişi raporu ve davacı tarafın rapora itiraz dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiş olup, yargılama sırasında davalı, vekili aracılığıyla temsil edilmiştir. Ön inceleme duruşmasına katılan davalı vekili de mahkemece ön inceleme yapılması akabinde önceki beyanlarını tekrarla tahkikat duruşmasına başlanmasını talep etmiştir. Cevap dilekçesi dışında, davalı vekili tarafından yargılama sırasında bu hususlarda herhangi bir itiraz veya talep de ileri sürülmemiştir.Davalı vekilinin bu yönde ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Davaya konu taşıma Bulgaristan-Türkiye arasında gerçekleştiğinden, somut uyuşmazlık CMR Konvansiyonu hükümlerine tabidir.Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu hususlarında ise 6102 sayılı TTK hükümleri esas alınacaktır.TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Somut olayda; dava dışı sigortalı …’ın Bulgaristan’da yerleşik satıcı firmadan satın aldığı oto yedek parça emtiasının, davacı tarafından emtia nakliyat sigortası ile nakliye rizikolarına karşı sigortalandığı, sigortalının satın aldığı emtianın Sofya’dan İstanbul’a taşıma işinin ise davalı tarafından üstlenildiğini, emtianın Halkalı Gümrük Müdürlüğünde 18.08.2017 tarihinde boşaltılması sırasında, bulunduğu bir kap emtianın ambalajının kısmen yırtık ve hasarlı olduğunun, ayrıca faturasına göre toplam 940 adet parçanın eksik olduğunun tespit edildiği, bu hususta düzenlenen tutanağın davalı taşıyıcının araç şoförü tarafından imzalandığı,eksik emtianın gümrük muayene memuru imzasını taşıyan tutanak ile de tespit edildiği, davacı sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz sonucunda; bir palete açılmış bir delik bulunduğu, toplam 940 adet emtianın eksik olduğu, nakliye sırasındaki çalınma hasarının poliçe teminatı kapsamında bulunduğu, eksik emtia bedeli 65.929,36-Euro olup %10 ilave bedel ile birlikte 72.522,30-Euro karşılığı 304.441,36-TL olduğunun tespit edildiği, bu tutarın davacı tarafından 15.09.2017 tarihinde sigortalısına ödendiği,yapılan ödemenin poliçe teminatı kapsamında olduğu, tazminat makbuzu ve ibraname dikkate alındığında, davacının halefiyet kuralları gereğince sigortalıya ödediği hasar bedeli bakımından taşıyıcı olan davalıya rücu hakkının bulunduğu belirlenmektedir.CMR Konvansiyonunun 17/1. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğranılan ziya, gecikme ve hasardan sorumludur. CMR’nin 17/2 maddesi uyarınca, eğer kayıp, hasar ya da gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmişse taşımacı sorumlu tutulamaz. CMR’nin 18/2 maddesi uyarınca, kayıp, hasar ve gecikmenin 17/2 maddede öngörülen nedenlerden birinden doğduğunu kanıtlamak taşımacıya aittir. Yine CMR’nin 30. maddesi gereğince, hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden itibaren yedi gün içinde ziya veya hasarın taşıyıcıya ihbar edilmemesi halinde, taşıyıcının emtiayı sağlam olarak teslim ettiği hususunda karine oluşacaktır. Somut olayda emtianın gümrükte boşaltılması sırasında,Gümrük Memuru ve ayrıca davalı taşıyıcının araç şoförünün de imzasının bulunduğu tutanaklar ile emtia ambalajında yırtık bulunduğu ve emtianın eksik olduğu tespit edilmiştir.Hasar tespit tutanakları karşısında, davalıya süresinde hasar ihbarının yapıldığı kabul edilmelidir. Bu doğrultuda emtianın teslim anında ambalajının yırtık ve içeriği ürünlerin eksik olduğu, ispat yükü üzerinde olan davalının emtiadaki eksiklikten sorumlu tutulamayacağını gösteren bir delil ibraz edilmediği gibi bu duruma bir açıklama da getiremediği anlaşılmakla, taşıma sırasında oluşan kısmi kayıptan davalı taşıyıcı sorumlu olup, bu nedenle mahkemece oluşan zarardan davalı taşıyıcının sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik yoktur. CMR’nin 29. maddesinde ise, “hasar taşımacının kendi kötü hareketinden veya davaya bakan mahkemenin kararı ile isteyerek kötü harekete eşdeğer sayılan kusurdan ileri gelmiş ise, taşımacı, sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan yahutta kanıt yükünün karşı tarafa yükleyen bu maddenin hükümlerinden faydalanamaz” denilmek suretiyle taşımacının sınırsız sorumluluk halleri sayılmıştır. Bu kapsamda somut olayda; davalının taşıyıcı olarak emtianın kısmen zayi olmasından sorumlu olduğu, davacı sigorta şirketinin sigortalısına yaptığı ödeme nedeniyle halefiyet kuralları gereği uğradığı zararın tazminini talep hakkının bulunduğu anlaşılmış olup; taşıma konusu emtianın ambalajının yırtık ve bir kısım emtianın eksik olması nedeniyle kısmen zayi edildiği, davalı taşıyıcı tarafından olaya ve nedenine ilişkin olarak makul hiç bir açıklama getirilemediği, dolayısıyla emtianın kısmen zayi edilmesinin davalının ağır kusurundan kaynaklandığı anlaşılmakla, davalının CMR’nin 23. maddesindeki sınırlı sorumluluk hükmünden yararlanması mümkün değildir. Ekspertiz raporunda, toplam 940 adet eksik emtia bedeli 65.929,36-Euro olarak tespit edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da, eksik emtia bedelinin 65.929,36-Euro karşılığı 272.947,55-TL olduğu tespit edilmiş olup, tespit edilen bedel CMR’nin 23. maddesine uygundur.CMRnin 27. maddesi uyarınca; bu konvansiyona tabi taşımalarla ilgili tazminat taleplerine uygulanacak faiz oranı yıllık %5 olarak kabul edilmiş ise de, bu hüküm yabancı para olarak talep edilen tazminat bakımından uygulama alanı bulmakta olup, alacağın ülke parasına çevrilmesi nedeniyle ulusal hukukta geçerli olan faiz oranları uygulanmaktadır.Davacının tazminat talebi TL olduğundan tazminata 3095 sayılı kanun gereği avans faizi uygulanması gerekir.Davalı vekilinin faize yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Davacı vekilinin istinaf sebebi ise,dayanak poliçe hükmü gereği sigortalısına ödenen %10 kar payının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafından düzenlenmiş olan emtia nakliyat sigorta poliçesinin 6. sayfasında; sigorta değerinin, emtia nakliyat sigortası genel şartlarının 25. maddesine göre belirleneceği, mamul ve yarı mamul maddeler için malların yükleme zamanındaki bedeline, gemiye kadar bütün masraflar ile istirdatı mümkün olmayan navlun, sigorta ücreti ve %10 kar payı ilave edildikten sonra hasıl olan miktar olduğu belirtilmiş olup, poliçe hükmü doğrultusunda davacı tarafça sigortalısına %10 ilave bedel de ödenmiştir. Ancak rücu istemli davada ancak gerçek zarar talep edilebilecek olup, sigortalı ile sigortacı arasındaki sigorta sözleşmesinde kararlaştırılan ve sözleşmenin nispiliği kuralı gereğince, sözleşmeye taraf olmayan davalıyı bağlayıcı niteliği bulunmayan sözleşme hükmü gereği, sigortalıya ödenen %10 ilave bedelin davalıdan talep edilmesi mümkün değildir.Davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedeni de yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle; istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Alınması gereken 18.645,22-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 4.662-TL harcın mahsubu ile bakiye 13.983,22‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerlerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 15/12/2022