Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/463 E. 2020/559 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/463
KARAR NO : 2020/559
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2019
NUMARASI : 2018/526 Esas 2019/883 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2020
Davanın hukuki yarar yokluğundan reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; taraflar arasında 19.10.2011 tarihinde depolama sözleşmesi imzalandığını,sözleşmenin 8.1.maddesinde depolanan malların zarara uğraması halinde zararın davalı şirketin mal sigortacısı tarafından karşılanacağı ve mal sigortacısınında ödenen miktar için müvekkiline rücu edemeyeceğine ilişkin davalının taahhütte bulunduğunu, söz konusu taahhüdün TBK’nun 128. maddesinde düzenlenen üçüncü kişinin fiilini üstlenme (taahhüt) niteliğinde olduğunu, 03/04/2012 tarihinde Gebze’de bulunan depoda çıkan yangın sonucunda davalının mallarının zayi olduğunu,sigortacısı … Sigorta’nın ödediği meblağı sigortalısı davalının halefi sıfatıyla müvekkilinden rücuan tazmin etmek için icra takibi başlattığını,açılan itirazın iptali davasının halihazırda İst.10. ATM’nin 2014/1086 numaralı dosyasında görüldüğünü olduğunu,davalının bu taahhüdü nedeniyle müvekkilinin zararını tazminle yükümlü olduğunu, görülmekte olan davanın bekletici mesele yapılmasını beyanla, davanın kabulü ile davalının uğradığı zararın davalıdan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; sözleşmenin 6.maddesine göre davacının sebep olacağı zararlardan davacının sorumlu olduğunu, 8/2.maddesinin davacının kusuru neticesinde ortaya çıkacak her türlü kayıp ve hasara özgü olduğunu ve bu durumlar için davacının davalı ürünlerini mali sorumluluk sigortası kapsamında sigorta ettirme yükümlülüğünün düzenlendiğini,davacının davalıya sözleşmenin 8/2.maddesine göre sigortacısından ödeme yapılmasını temin etmesi gerekirken, ne davacıdan hizmet kusuruna istinaden ne de davacının sigortacısından davalıya bir ödeme yapılmadığını ve davalının zarara uğratıldığını, davacının sözleşmeyi ihlal eden taraf iken sözleşmeye dayanarak hak veya alacak talep edemeyeceğini, davacının sigortacıya ödeme yapması gerekirse bu kararın davacının sözleşmeyi ihlaline ve ağır kusuruna dayanacağından davacının davalıya rücu etme hakkının olmayacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İst.10. ATM nin 2014/1086 takip sayılı dosyası mahkemede görülmekte olan dava açıldığından derdest olduğu, … A.Ş tarafından sigortalısı …San. ve Tic AŞ.’ye ödediği miktarın Davacı …Ş’den tahsilini talep edip edemeyeceğine dair henüz verilmiş bir yargı kararı bulunmadığı, davanın bu aşamada açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle HMK’nun 114/1-h ve 115/1 maddeleri gereği, davanın dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu uyuşmazlığın derdest olmadığını, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasındaki uyuşmazlık ile işbu dava dosyasındaki uyuşmazlığın birbirinden ayrı olduğunu, iş bu davanın muaccel olmayan alacaklar için değil dava açıldığı tarihte muaccel olan alacaklar için açıldığını, iş bu dava bakımından İstanbul 10. ATM dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : HMK’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmıştır.Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden re’sen gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine, esastan karara bağlanmasına, muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.Dava konusuna ilişkin dava şartları “kesin hüküm bulunmaması ve hukuki yarar bulunması” dır. Hukuki yarar dava açıldığı anda var olmalıdır; ilerideki bir yarar yeterli değildir. Bu nedenle, muaccel olmayan alacak için dava açılamaz; açılırsa, dava hukuki yarar yokluğundan (usulden) reddedilir. Fakat bu durum, alacağın muaccel hale gelmesinden sonra yeniden dava edilmesine engel değildir.Bu nedenle, dava şartı yokluğundan reddedilen dava, noksan dava şartı tamamlandıktan sonra yeniden açılabilir ve davalı bu yeni davaya karşı kesin hüküm itirazında bulunamaz. Çünkü ilk karar, davanın esası hakkında verilmiş olmayıp, yalnız belli bir dava şartının yokluğuna ilişkindir. Taraflar arasında depolama sözleşmesi bulunduğu,depolama hizmeti verilmesi sırasında meydana gelebilecek zararlardan dolayı rücuu edilmeme şartı bulunduğu halde ,ödeme yapan davalı sigortacısının açtığı dava neticesinde aleyhine hüküm verilmesi ihtimaline binaen zararının sözleşme hükmüne göre davalıdan rücuen tahsili gerektiğini ileri sürmekte ise de ;henüz bir ödeme yapmadığı gibi henüz aleyhine verilen bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının ödediği bedeli rücuu hakkı ancak ödeme yaptığı tarihte doğacaktır. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir. (HMK)’nun 114/h maddesinde, hukuki yarar açıkça dava şartları içerisinde sayılmış olup hukuki yararın davanın açıldığı tarihte mevcut olması gerektiğinden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.İleri de verilebilecek aleyhe hüküm nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle hukuki yararı bulunmamaktadır.Davanın reddine ilişkin hükme yönelik davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden başvurunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi . 03/06/2020