Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/457 E. 2022/1673 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/457
KARAR NO: 2022/1673
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2015/801 Esas 2019/1231 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı aleyhine cari hesap alacağının ödenmesi için İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, müvekkili ile davalı arasında taşıma işinin görülmesi konusunda uzun yıllardır süregelen bir ticari ilişki bulunduğunu, davalının ticari ilişki içinde bulunduğu şirketlere ödemeleri banka üzerinden yapmaktan kaçındığını,elden ödeme yapmayı tercih ettiğini, bu uygulama sonucunda bölgelerdeki şahısların gerçek dışı evraklar düzenleyerek müvekkili çalışanlarına teslim edilmiş gibi farazi bir durum yaratması sonucunda dava konusu alacağın doğduğunu, davalı şirketin düzenlediği teslime ilişkin tutanaklarda müvekkili adına ödemeyi teslim alan olarak gösterilen şoförlerin müvekkili şirkette hiçbir zaman çalışmadığını, müvekkilinin muhasebe kayıtlarında davalının toplamda 38.614,60-TL borçlu olduğunun anlaşıldığını, icra takibi öncesi ve sonrasında borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını,davalının yetkililerinin belirtilen hususlarda usulsüzlük yapıldığını kabul ettiğini, ancak yine de ödeme yapmadıklarını belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, müvekkili lehine icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafça müvekkili firma aleyhine başlatılan icra takibinin 25/05/2015 tarihinde, taşıma işleminin üzerinden 3 senelik süre geçtikten yapıldığını, davacı tarafın karayolu nakliyesinden kaynaklı fatura alacağının zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı firma tarafından müvekkili firmaya nakliye hizmeti verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığını, ancak müvekkili firmaya verilen nakliye hizmetleri ile ilgili tediye makbuzları karşılığında ödemeler yapıldığını, müvekkili firmanın davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, TTK 855/1 maddesinde taşıma ücretinin düzenlenmediği, buna göre taşıma ücretine ilişkin zamanaşımının genel zamanaşımı süresine tabi olduğu, alacağın zamanaşımına uğramadığı, tediye makbuzlarında tahsil eden kısmında ismi bulunan kişilerin SGK kayıtlarına göre davacı şirket çalışanı olmadığı, dosyada bulunan … San. A.Ş.’ nin … A.Ş.’ ye kestiği faturalara göre …’ın Mersin fabrikasından emtianın alıcı … A.Ş.nin Ödemiş’te bulunan adresine sevk edilerek teslim edildiği, buna ilişkin taşıma irsaliyelerinin mevcut olduğu, davacı tarafından düzenlenen taşıma irsaliyelerindeki araç şoförleri ile gönderici …’ ın tanzim ettiği sevk irsaliyelerindeki şoförlerin uyumlu olduğu, alıcı … A.Ş.’ye teslimatı davacının düzenlediği taşıma irsaliyesi ve aynı zamanda göndericinin (…) düzenlediği sevk irsaliyesinde bulunun şoförlerin yaptığı, davalı tarafından sunulan tediye makbuzlarında “tahsil eden” kısmında belirtilen kişilerin teslimatı gerçekleştiren araç sürücüsü olmadıkları, davalının tediye makbuzları karşılığında elden ödeme iddiasını ispat edemediği, bunun dışında davalının ödemelere dayanak yapılan tediye makbuzlarını düzenleyen … hakkında şirketin kendisine avans olarak gönderdiği şirket parasını yükleme yapan araçlara ödemesini yapmadığı ve aldığı avans karşılığı yükleme evraklarını ibraz edemediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulduğu ve bu şahıs hakkında kamu davası açıldığı, davalı vekilinin ceza davasında katılan sıfatıyla kendi çalışanı olan …’ın tedarikçi firmaya ödenmek üzere verilen avansları bu firmalara ödemediğini beyan ettiği, bütün bu beyanlar birlikte değerlendirildiğinde tediye makbuzlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, davalı tarafa yemin delilinin hatırlatıldığı, ancak davalı tarafın yemin deliline dayanmadığı, bu nedenle ödeme iddiasının ispatlanamadığı, davacının taşıma işine ait ücret alacağına ilişkin faturaların 1.298-TL bedelli fatura dışında davalı defterinde kayıtlı olduğu, cari hesaba göre fatura tutarı 42.448,61-TL’den davalının defterinde kayıtlı olmayan 1.298-TL’lik fatura tenzil edildiğinde davacının 41.150,61-TL alacağının bulunduğu, ancak davacının takipte 38.614,60-TL talep ettiği, takibe itirazın haksız olduğu, gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, 7.722,92-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; Mahkemece bilirkişi raporundaki tespitlerin aksi yönünde karar verildiğini, ancak mahkemece herhangi bir gerekçe belirtilmediğini, davacının defterlerinde alacaklı olduğunu iddia ettiği 41.150,61-TL ile takipte talep ettiği 38.614,60-TL arasındaki 2.500-TL farkın nereden kaynaklandığının tespit edilmediğini, davacının müvekkili tarafından yapılan ödemeleri defterlerine kendi kendine girdiğini, davacı defterlerinde ve banka kayıtları üzerinde müvekkili lehine alacak kaydı yapılan ödeme kalemlerinin kim tarafından davacının banka hesabına yatırıldığı ya da ödeme kaydı olarak cari hesaba işlenen kayıtların alt dayanaklarının ne olduğunun incelenmediğini, müvekkilinin kayıtlarında ödemelerin tamamının tediye makbuzları ile yapıldığını ve ödeme ile birlikte hesabın sıfırlandığını, davacının tediye makbuzları ile yapılan ödemeleri kendi cari hesabına almadığını, toplu ödeme olarak girilen kayıtların nasıl kayda alındığının incelenmediğini,ceza dosyasında beyanların müvekkili aleyhine değerlendirilmesinin doğru olmadığını, davacı tarafından iş bu davanın açılması üzerinde konunun açıklığa kavuşturulması için müvekkili çalışanı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, ceza dosyasında tediye makbuzları ile ilgili şikayetleri neticelenmeden iş bu davada karar verilmesinin doğru olmadığını, dosyadaki her iki bilirkişi raporunda da sevk ve taşıma irsaliyeleri ile tediye makbuzlarının uyumlu olduğunun tespit edildiğini, ayrıca bilirkişi raporunda da fiili taşımayı gerçekleştiren taşımacıların nakliyenin başında ödeme almadan yola çıkmayacağını belirttiklerini, davacı tarafından müvekkilinin tediye makbuzu karşılığında yaptığı ödemeler inkar edilmiş ve bu kişilerin firma çalışanı ve şirketle bir ilgisi olmadığı belirtilmiş ise de bu kişilerden …, …, … ve …’e yapılan ihtilaf dışında başka ödemeler de bulunduğunu, davacının bu ödemelere itirazının bulunmadığını, nakliye sektöründe nakliye bedeli ödenmeksizin sürücülerin yola çıkmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı taşıyıcı tarafından davalı ile aralarındaki taşımaya dayalı cari hesaptan doğan bakiye 38.614,60-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış olup, davalı tarafça nakliye hizmeti verildiği hususu kabul edilmekle birlikte nakliye bedellerinin tediye makbuzları ile düzenli olarak ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Tarafların defterleri üzerinde yapılan incelemede davacının ticari defterlerine göre; davacının davalıdan 42.448,61-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise davalının davacıdan 230,54-TL alacaklı bulunduğu tespit edilmiştir.Farklılığın, davacı tarafından düzenlenen 1.298-TL bedelli faturanın davalıda kayıtlı olmamasından, 17/07/2012 tarihli faturanın davalının defterlerinde 60-TL eksik kaydından, davalı tarafından yapılan ödemelerin davalının defterlerinde 125.603,74-TL, davacının defterlerinde ise 84.633,59-TL olarak kayıtlı olmasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Davalı tarafça yapılan ödemeler davacının defterlerinde 40.970,15-TL eksik olup, davalı tarafından bununla ilgili olarak toplam 35.872-TL tutarında tediye makbuzu sunulmuş, bahsi geçen ödemelerin hangi taşımaya ilişkin olduğu davalı tarafından açıklanmış, bilirkişi tarafından tediye makbuzlarının ilişkili olduğu faturalar tespit edilmiştir. Öncelikle, taraflar arasında taşıma hizmetinin verildiğine dair bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davalı tarafından sunulan tediye makbuzlarının ilişkili olduğu 12 adet toplam 38.614,60-TL bedelli faturalara mahsuben ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda toplanmaktadır. Davalı, davacıya yaptırılan taşımalarla ilgili olarak araç şoför ya da taşerona peşin olarak ödeme yapıldığını ve tediye makbuzlarının düzenlendiğini, davacı ise tediye makbuzlarında ismi geçen kişilerin kendileri bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürmektedir. Bahsi geçen 12 adet fatura kapsamında yapılan taşımalarla ilgili gönderici … San. A.Ş. tarafından düzenlenen irsaliyeler ile davacı tarafından düzenlenen irsaliyelerde araç şoförü olarak belirtilen kişiler aynıdır. Ancak davalı tarafından tediye makbuzunda ödemenin yapıldığı belirtilen kişiler, davacı ve gönderici tarafından düzenlenen sevk irsaliyelerinde şoför olarak görünmemektedir. Diğer taraftan gönderici tarafından düzenlenen sevk irsaliyeleri ile davacı tarafından düzenlenen sevk irsaliyeleri uyumlu olup başkaca bir irsaliye ibraz edilemediğine göre taşımaların bizzat davacı tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, davalının ödemelere dayanak yapılan tediye makbuzlarını düzenleyen … hakkında şirketin kendisine avans olarak verdiği parayı yükleme yapan araçlara ve tedarikçi firmaya ödemediği iddiasıyla suç duyurusunda bulunması üzerine tediye makbuzlarını düzenleyen … hakkında taşıyıcılara ödenmek amacıyla gönderilen parayı uhdesinde tutması ve ödeme yapmış gibi tediye makbuzu düzenlediği iddiası ile Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/343 Esas sayılı dosyasında ceza davası açılmıştır. Davalı vekilinin yargılama sırasında katılan olarak “… dosyaya sunduğumuz yazılı beyanları tekrarla dilekçe ekindeki 12 adet tediye makbuzundaki imzalar ilgili alacaklılar tarafından imzalanarak tahsil edilmemiş, biz sanığın bu kişiler adına imza atarak parayı tahsil ettiğini düşünüyoruz, bu kısımla ilgili olarak emniyeti suistimal suçunun işlendiğini düşünüyoruz…” şeklinde beyanda bulunmuştur. Ceza yargılaması sonucunda davalının … isimli çalışanı hakkında güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. Bu durumda tediye makbuzlarının sıhhati sadece davacının inkarı ile değil ceza dava dosyasında davalı şirketi temsilen katılan sıfatı ile verilen beyanlar ile de tartışmalı hale getirilmiştir. Davalı her ne kadar tediye makbuzlarında teslim alan olarak ismi geçen kişilere yapılan diğer ödemelere davacının itiraz etmemesi ve cari hesabına aldığı, dolayısıyla uyuşmazlığa konu tediye makbuzların da ödendiğinin kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, ödemenin yapıldığı kişilerle davacının irtibatının ispatlanamadığı, tediye makbuzlarının düzenlenmesinde davacının dahli olmadığından davacı açısından bağlayıcılığı bulunmadığı, dolayısıyla başkaca tediye makbuzlarında yapılan ödemenin davacının cari hesabında kayıtlı olmasının, uyuşmazlık konusu tediye makbuzlarının da ödendiğini kabule yeterli olmadığı,bu durumda davalının tediye makbuzları karşılığında elden ödeme iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.637,76-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 660-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.977,76‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 7,75-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2022