Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/445 E. 2020/491 K. 14.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/445
KARAR NO: 2020/491
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/09/2018
NUMARASI: 2018/165 Esas 2018/847 Karar
DAVA: Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/05/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalılardan …’nin birlikte davalı şirketi kurduklarını, ancak davalı …’nin müvekkilini iş yerine almadığını, şirket işleri hakkında bilgi vermediğini, elde edilen gelirden ödeme yapmadığını, bir takım gizli işlemler yaptığını, şirketi kötü yönettiğini belirterek şirket yöneticisinin yetkilerinin askıya alınmasına ve kayyım tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:1-Davalı … vekili cevap dilekçesinde; iddiaların doğru olmadığını, davacının şirkete karşı olumsuz tavırlarının bulunduğunu, taahhütlerinin yerine getirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 2-Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının şirkete alınmadığını ileri sürülmüş ise de bu iddiasının kanıtlanmadığı, davacı tarafça tanık deliline dayanılmadığı, şirketin iş işlemlerini, ticari kayıtlarını müdür sıfatını taşıyan davacının inceleme yetkisinin bulunduğu, bu yetkisini kullanarak davacının istenen bilgilere ulaşmasının mümkün olduğu, bu yetkinin kullanılmasının fiilî olarak engellenmesi halinde davacının bilgi alma ve inceleme hakkı’nı(TTK 437) kullanmasının mümkün olduğu, davacının bu yola gitmeksizin şirket müdürünün azlini istemesine yasal olanak bulunmadığı, kar payı dağıtılmamış olmasının da şirket müdürünün azlini gerektiren bir durum olmadığı, zira kar payı dağıtımının, ortaklar kurulunun alabileceği kararlardan olduğu, şirketi temsile yetkili davacının bu konuda alınan olumsuz kararın iptalini talep hakkı mevcut olduğundan haklı bir azil nedeni olarak kabul edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece eksik inceleme yapıldığını, müvekkili ile davalının boşanmalarından sonra şirketin kurulduğunu, müvekkilinin şirkete alınmadığını, gelir ve giderlerden herhangi bir şekilde bilgi verilmediğini, mahkemece işin esasına girilmediğini, bilirkişi incelemesi ile şirketin zarara uğrayıp uğramadığının tespiti gerektiğini, TTK 630/1 ve 630/2 maddesi uyarınca haklı sebeplerin varlığının kabul edilmesi gerektiğini, müdürün ortaklara kasıtlı şekilde yanlış bilgi vermesi, yetkilerini kötüye kullanması, müdürün kusurlu olması yada ortaklığın zarara uğraması, geçimsizlik doktrinde haklı sebebe verilen örneklemelerden olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; limited şirket müdürünün kusuru ile uğrattığı zararın belirlenerek yetkilerinin kaldırılarak azline ve kayyım atanmasına ilişkindir. Davacı vekili, davacının şirket iş ve işlemleri ile ilgili olarak yönetici ortak tarafından bilgilendirilmediğini, davalının yükümlülüklerini yerine getirmeyerek şirketi zarara uğrattığını, gayri resmi iş ve işlemlerde bulunduğunu, şirket idaresi için kayyım atanması gerektiğini ileri sürmektedir. Davacı ile davalı …’ün şirkette münferiden temsile yetkili müdürler oldukları anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca her ortak, haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Anılan maddenin sonraki fıkrasında ise; yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesinin veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, davacının öncelikle şirket müdürünün azlini gerektiren haklı sebeplerin varlığını ispat etmesi gerekmektedir. TTK nun 614.maddesi limited şirketlerde bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin olup ,”(1)her ortak müdürlerden ,şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.(2) Ortağın ,elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa ,müdürler bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir;bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir.(3)Genel kurul bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse ,ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir.Davacı bilgi edinme hakkını kullandığı veya davalı şirketten bilgi talep ettiği yolunda da bir delil sunmamıştır. Davacı vekili her ne kadar davalının yöneticisi olduğu şirketin ortaklara kâr payı dağıtmamasının müdürlükten azil sebebi olarak ileri sürmüş ise de kâr payı dağıtılmaması tek başına şirketten azil için bir neden olarak görülemeyecektir. Kar dağıtımı yapılabilmesi için kar dağıtımına ilişkin karar alınması gerekmektedir. Davacı şirketin kötü yönetildiğine ilişkin iddialarını ve ticari defter ve kayıtlarında hangi hususların inceleneceği ,şirketin zararına işlemlerin ne olduğu hususlarını da somutlaştırmamış olup ,açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş,davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10,- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.14/05/2020