Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/437 E. 2020/1061 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/437
KARAR NO: 2020/1061
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2019
NUMARASI: 2018/340 Esas 2019/887 Karar
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirket arasında 22.07.2017 tarihli … Projesi kapsamında mal/ürün satın alma sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, sözleşmenin 8. maddesi uyarınca davalı şirketin ödemeyi düzenlenen faturalara istinaden 90, 120 ve 150 günlük vadeli çekler ile yapacağını, vadesinde yapılamayan ödemeler için aylık % 3’e denk gelecek şekilde vade farkı faturası düzenleneceğinin öngörüldüğünü, davalı şirketin çekler vasıtasıyla yaptığı 310.359,10-TL tutarındaki ödemelerini 92 gün gecikme ile yaptığını, buna istinaden müvekkili davacı şirketince 897748 no.lu, 09.03.2018 tarihli 33.709,95-TL tutarındaki faturanın düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin ise 20.03.2018 tarihli ihtarname ile herhangi bir hak ve alacağı” bulunmadığından bahisle söz konusu faturayı iade ederek ödemekten imtina ettiğini, 09.03.2018 tarihli ve 33.709,95 TL tutarındaki faturanın ödenmemesi nedeniyle 09.03.2018 tarihinden itibaren en yüksek ticari faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu faturanın yasal süresinde iade edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile çek ödemesinin tamamı geç ödenmiş gibi hesaplama yaparak ödemelerin tümü üzerinden gider yansıtma faturası düzenlendiğini, talep edilen tutarın fahiş olduğunu, ödemelerin zamanında yapıldığını, dosyaya sunulan ibranamelerde sabit olduğu üzere ticari ilişkinin davacının hak ve alacağının kalmadığını belirtmesi ile sona erdiğini, davacının ibranameleri imzalayarak sözleşmedeki vade farkı talep hakkından da feragat ettiğini, imzaladığı ibranamelere rağmen bu kadar zaman sonra alacak talebinde bulunmasının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin mevcut olduğu, sözleşmeye göre, vadesinde yapılmayan ödemeler ve verilen evrakların zamanında ödenmemesi halinde aylık %3’e denk gelecek şekilde vade farkı yansıtma faturasının düzenleneceğini’ hükmünün yer aldığı, tacirlerin sözleşme şartları ile bağlı oldukları, düzenlenen faturaların davalı tarafından ödendiği ancak geciken gün sayısının bulunduğu, sözleşmeye göre mahkememece vade farkı hakkaniyet gereği ortalama alınarak 120 gün belirlenmiş ve 21/02/2019 tarihli bilirkişi raporundaki hesap uygun bulunduğundan itibar edilerek, davanın kabulüne, davalı taraf her ne kadar davacı tarafın kendisini ibra ettiğini savunmuş ise de, ibranamelerin davacıya vekaleten davacı çalışanı tarafından imzalandığı, davacının bu çalışana verdiği vekaletnamede ibra yetkisinin bulunamadığı, tarafların tacir olup, basiretli tacir olarak davranmaları gerektiği, ibraname alırken, ibranameyi imzalayacak yetkilinin, yetkilerinin kontrol edilmemesinin olağan olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulune karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; gecikme hesaplaması yapılırken TTK 1530.maddesindeki 1 aylık sürenin hesaba katılmadığını, süre hesabında ortalama 120 günlük vade kabul edilerek vade farkı hesaplanmasının doğru olmadığını, ödeme için verilen çeklerden hiçbirinin ödenmesinde gecikme yaşanmamış olmasına rağmen fatura tarihlerine göre gecikme hesaplanmasının da doğru olmadığını, faturaların müvekkili şirkete teslim tarihlerinin farklı tarihler olduğunu, kararın eksik ve hatalı değerlendirmelere göre düzenlendiğini, bilirkişi raporunun uygun ve yeterli olmadığını, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satın alma sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağından kaynaklı vade farkı istemine ilişkindir. Dava dosyasının incelenmesinden, iş bu davada verilen hükmün istinafından sonra İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2020 tarihli 2018/979 E. 2020/108 K. sayılı kararıyla davacı şirketin iflasına karar verildiği görülmüştür. Müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması (İİK.’nın m.191), müflisin iflas masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflis, nasıl iflasın açılması ile hak ehliyetini kaybetmiyorsa, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine aittir. Adi tasfiyede İİK.’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK.’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğüne (İflas Dairesine) aittir. İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflasın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir. (md. 194/1) Taraf ve dava ehliyeti İİK 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olduğundan resen gözetilmesi gerekmekte olup, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesince İİK 194.maddesi uyarınca gerekli işlemler yapılmak üzere HMK 353(1)a-4 uyarınca esası incelenmeksizin hükmün kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/11/2019 Tarih 2018/340 Esas 2019/887 Karar sayılı hükmünün HMK.’nın 353(1)-a-4 maddesi gereği KALDIRILMASINA, “Davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davalı vekilinin esasa yönelik istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 483,-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/10/2020