Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/430 E. 2020/526 K. 22.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/430
KARAR NO: 2020/526
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2019/1009 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/05/2020
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararın ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili; vekil olarak müvekkili şirket adına yetkili olan …’in vekalet görevini kötüye kullandığını ve vekillikten azline rağmen hukuka aykırı müvekkili şirketin şirket merkezine ve şirket merkezinde bulunan ticari defter ve kayıtlarına erişimi engellenmiş olduğunu, müvekkili şirket açısından telafisi güç zararların doğmasının önüne geçilmesi adına “… Mah. … Plaza No: … Kat: … Zeytinburnu/İstanbul” adresinde bulunan ve şu anda de facto/fiili olarak … Ltd. Şti. tarafından şube olarak kullanıldığını ve sonrada işbu adrese işyeri nakli gerçekleştirdiği tespit edilen şirket merkezinde bulunan tüm şirket defterlerinin ve belgelerinin müvekkili şirkete iadesi ve 2016 model … marka … plakalı aracın yakalanarak müvekkil şirkete teslimini talep ettiklerini, müvekkili şirketin ticari merkezi olan ve halihazırda … Ltd. Şti tarafından işgal edilen adrese girişinin sağlanarak müvekkil şirkete ait tüm belgeler, defterler ve kayıtlar ile her türlü bilgi, belgenin müvekkili şirkete teslimi için karşı taraf dinlenilmeksizin ve teminatsız olarak tedbiren müvekkili şirket yetkilisi …’e teslimine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ihtiyati tedbir uyuşmazlık konusu hakkında verilecek olsa da davacının ihtiyati tedbire konu talebinin söz konusu şirkete ait defterlerin kendisine teslimi noktasında olduğu, bu talebin aynı zamanda ana davadaki uyuşmazlığın esasını oluşturduğu, bu haliyle ana davada esası çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili; HMK’nın 389 ve müvekkili şirketin ticari faaliyetine devam etmesi ve TTK’nın 64 ve 82 maddeleri uyarınca tutmakla yükümlü olduğu defterleri ve kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmesinin davalılar tarafından engellendiğini,ara kararında ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin herhangi bir gerekçeye yer verilmediğini,davalı …’in eylemleri nedeniyle defter tutma ve saklama yükümlülüklerini hukuka aykırı olarak engellediğini, müvekkili şirkete ait defter ve ticari kayıtların şirket merkezi olan Zeytinburnu adresinde bulunduğundan ötürü davalı …’in vekalet görevine kötüye kullanması ve …’in de facto şekilde müvekkili şirket merkezini şube ve işyeri merkezi olarak kullanmasından ötürü müvekkili şirketin defterler ve belgeler üzerindeki mülkiyet hakkı ve teşebbüs özgürlüğünün ihlal edildiğini,ara kararının kaldırılmasına, müvekkili şirketin ticari merkezine girişinin sağlanarak müvekkili şirkete ait tüm belgeler, defterler ve kayıtlar ile her türlü bilgi, belge ve eşyanın müvekkili şirkete teslimi için teminatsız olarak ihtiyati tedbiren müvekkili şirket yetkilisine teslimine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Uyuşmazlık; davalı şirket tarafından işgal edildiği ileri sürülen şirket merkezine şirket ortağı …’in girişinin sağlanarak şirket ticari defterlerinin,belgelerinin ve şirkete ait aracın davacıya iadesine ilişkin davada, ticari defter ve kayıtlar ile aracın davalılardan alınarak tedbiren davacıya teslimi yönünde ihtiyati tebdir kararı verilmesi istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK 389/(2) Maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” Aynı yasanın 390 maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Somut uyuşmazlığa benzer bir konuda; Yargıtay 19 HD 2019/2981 esas 2019/4812 karar sayılı ve 17.10.2019 tarihli ilamı ile: Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. Ayrıca verilecek ihtiyati tedbir kararının da uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte olmaması gerekir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.Açıklanan hukuki değerlendirme çerçevesinde bir davada hükümle elde edilebilecek hususta ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Davalı şirket taraflar arasında ki uyuşmazlığa taraf olmadığını, kiraladığı işyeri olduğunu ileri sürerken ,davalı … ise şirketin faaliyetine son verildiğinden merkezin davalı şirkete devredildiği beyan edilmiştir.Şirket merkez adresinde faaliyet gösteren şirketin kullanımının bulunulan aşama itibariyle haksız olduğu belirlenememektedir.Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Davacının ihtiyati tedbire konu talebinin şirket yetkilisinin şirket merkezine girişinin sağlanarak şirkete ait defterlerin,belgelerin ,eşyaların ve aracın kendisine teslimi noktasında olduğu, bu talebin aynı zamanda ana davadaki uyuşmazlığın esasını oluşturduğunu, bu haliyle ana davada esası çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden talebin reddine karar verilmesinden isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.22/05/2020