Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/427 E. 2022/1624 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/427
KARAR NO: 2022/1624
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2017/1034 Esas – 2019/1392 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında Tunus’tan Türkiye’ye girişi yapılacak olan belli miktardaki hurmanın satışı konusunda anlaşıldığını, davalıya 30/03/2016 tarihinde satışa konu hurmaların devrinin gümrükte yapıldığını, dolayısıyla hurmaların davalıya bu şekilde teslim edildiğini, satım bedeli olarak davalının 98.020,80-Euro ödemeyi taahhüt ettiğini, bunun üzerine 30/03/2016 tarih … nolu 49.588,80-Euro bedelli, 30/03/2016 tarih … nolu 48.432-Euro bedelli iki adet fatura düzenlendiğini, ancak davalı tarafından fatura bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini, gümrük beyannameleri ve gümrük kayıtlarından teslimin kanıtlandığını, uyuşmazlığın ödemenin yapılıp yapılmadığı noktasında toplandığını, davalının itirazının haksız olduğunu belirterek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, müvekkiline %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin bahsi geçen fatura bedelini … … nolu 24/05/2016 tarihli 199.000-TL tutarlı çek ile ödediğini, bu şekilde 24/05/2016 tarihindeki kur üzerinden müvekkilinin davacıya 59.671-Euro tutarında ödeme gerçekleştirdiğini, taraflar arasında işbu dava konusu faturalar dışında başkaca ilişki bulunmaması nedeniyle çekin bu faturalara mahsuben verildiğinin tartışmasız olduğunu, yine müvekkilinin fatura borcuna mahsuben 24/05/2016 tarihinde müvekkiline ait … Bankası hesabından davacının banka hesabına 2.000-Euro karşılığı 6.600-TL’yi havale yolu ile gönderdiğini, 30.000-Euro’luk ödemenin ise davacının yurt dışındaki göndericisi olan … şirketine olan borcu için … şirketinin ticari temsilcisi …’ya yapıldığını, ticari temsilci …’nın gönderilen malların bedelinin davacı şirketten tahsil edilemediğini belirterek davacıya yapılacak ödemenin kendilerine yapılmasını istediğini, müvekkilinin de davacının dava dışı …’e olan borcuna mahsuben 30.000-Euro’yu 25/05/2016 tarihinde adı geçen şirket adına hareket eden …’ya ödediğini, bahsi geçen ödemeye ilişkin tutanak örneğini sunduklarını, müvekkili tarafından … şirketine davacının borcu için yapılan ödemenin üçüncü kişinin borcu ifası mahiyetinde olup TBK m.526 vd. uyarınca vekaletsiz iş görme kapsamında değerlendirilmesi ve yapılan ödemenin müvekkilinin davacı ile olan borç ilişkisinden mahsubu gerektiğini, borçtan geri kalan tutarın ise davacı şirkete elden ödendiğini, alacağın likit olmadığını, temerrütün gerçekleşmemesi nedeniyle işlemiş faiz talebinin haklı olmadığını belirterek davanın reddine, davacının kötüniyetli olması nedeniyle müvekkiline alacağın %20’si oranında tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında ürün satımı konusunda anlaşma yapıldığı, bu anlaşma gereğince davalıya satışa konu hurmaların 30.03.2016 tarihinde gümrükte devredildiği, satışa konu mal bedeli olarak davalının 98.020,80-Euro ödemeyi taahhüt ettiği, buna istinaden davacı tarafça 30.03.2016 tarih 49.588,80-Euro bedelli ve 30.03.2016 tarih 48.432-Euro bedelli 2 adet fatura düzenlendiği, ancak davalının bu faturaları ödemediği, taraflar arasında mal bedeli konusunda herhangi bir uyuşmazlık olmadığı, bilirkişi incelemesi neticesinde davalının davacı adına 199.000-TL tutarındaki 24.05.2016 vadeli çek düzenlediği ve ayrıca davacının banka hesabına 6.600-TL’lik ödeme yaptığının davacının defter ve kayıtlarından tespit edildiği, davalının dava dışı … firmasının Türkiye temsilcisi olduğunu iddia ettiği …’ya 30.000-Euro tutarında elden ödeme yaptığı iddiasına istinaden tutanak sunmuş ise de ödemenin doğrudan davacıya yapılmadığından davacının buna dair muvafakatı veya yazılı beyanı da olmadığından dava dışı şirkete davalının davacıya olan borcuna mahsuben ödendiği iddiasını ispatlayamadığı, davalı tarafından teklif edilen yeminin davacı tarafından eda edildiği, davacının, icra takibine konu yaptığı alacaktan kısmi olarak 36.482,34-Euro alacağı bulunduğu, alacağın faturaya dayalı ve likit nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 36.482,34-Euro asıl alacak yönünden 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte devamına, hüküm altına alınan alacağın %20’si üzerinden takip tarihindeki efektif satış üzerinden Euro kuru esas alınarak hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, şartların oluşmaması nedeniyle davalının kötüniyet tazminatı ödenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece reddedilen miktar üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, mahkemenin 61.538,46-Euro bakımından davanın reddi sebebinin müvekkili tarafından yapılan bu miktarda ödemenin davacının kayıtlarında yer alması olduğunu, davacının kendi ticari kayıtlarına göre müvekkilinden 36.482,34-Euro alacaklı olduğunu bildiği halde kötüniyetli olarak 98.020,80-Euro asıl alacak olmak üzere 102.263,89-Euro alacağın tahsili için takip başlattığını, bu nedenle 61.538,46-Euro üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, müvekkili bakımından reddedilen 65.781,55-Euro üzerinden karar tarihindeki kura göre 31.310-TL vekalet ücreti verilmesi gerektiğini, mahkemenin vekaletsiz iş görme hükümlerini göz ardı ederek dava dışı … firmasının temsilcisi olan …’ya yapılan 30.000-Euro’yu kabul etmemesinin doğru olmadığını, bahse konu ödemenin davacının dava dışı … firmasına olan borcu için yapıldığını, dolayısıyla müvekkillinin yapılan ödeme neticesinde 30.000-Euro borcundan kurtulduğunu, borca mahsuben yapılan ödemenin davacının muvafakatine bağlı olmadığını, bu kapsamda … isimli kişinin … firmasının temsilcisi olduğunun ispatı için tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, oysa bu hususun borcun ifası ile ilgili olmadığını, maddi bir vakıanın tespitine yönelik olduğunu, bu nedenle tanık dinlenmesi mümkün olduğu halde bu taleplerinin karşılanmasının doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; ticari satıma dayalı fatura alacağının tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında Tunus’tan Türkiye’ye getirilecek hurmaların davalıya satımı ile ilgili anlaşma bulunduğunu, satım bedeli olarak davalının 98.020,80-Euro ödemeyi taahhüt ettiğini, hurmaların anlaşmaya uygun olarak davalıya teslim edildiğini, ancak davalının fatura bedellerini ödemediğini belirterek 30/03/2016 tarih 49.588,80-Euro bedelli ve 30/03/2016 tarih 48.432-Euro bedelli iki adet faturadan kaynaklanan 98.020-80 Euro asıl alacak ve 4.243,09-Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 102.263,89-Euro alacağının tahsili için davalı aleyhinde icra takibine girişmiştir. Davalı, davacıya 199.300-TL bedelli çek verildiğini, 24.05.2016 tarihli kur üzerinden bu tutarın 59.671-Euro’ya tekabül ettiğini, ayrıca şirket hesabına 2.000-Euro tutarında havale gönderildiğini, bunun dışında davacının borçlu olduğu … isimli firmanın temsilcisi …’ya 30.000-Euro ödeme yapıldığını, geri kalanın ise elden ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ise 24.05.2016 tarihli 199.000-TL bedelli çek ile davacının banka hesabına gönderilen 6.600-TL’lik 24/05/2016 tarihli ödemenin 24/05/2016 tarihindeki karşılığı davalının davacıya toplam 61.538,46-Euro ödeme yaptığı, davacının başkaca ödeme yapıldığını ispatlamadığı gerekçesiyle 36.482,34-Euro asıl alacak üzerinden itirazın kısmen iptaline karar verilmiş, hüküm sadece davalı tarafından istinaf edilmiştir. Taraflar arasında hurma satımına dair akdedilen sözleşme, satım bedeli ve malların teslimi ile ilgili ihtilaf bulunmamakta olup, istinaf aşamasında çözümü gereken husus, davalı tarafından dava dışı firmaya yapıldığı iddia edilen 30.000-Euro bedelli ödeme ile vekalet ücreti ve kötüniyet tazminatı hususlarında toplanmaktadır.Davalı, dava dışı … firmasının Türkiye temsilcisi olduğunu iddia ettiği … isimli kişiye davacının dava dışı … firmasına olan borcunun ödenmesi kapsamında 30.000-Euro tutarında elden ödeme yaptığını iddia etmekte olup, buna ilişkin “tutanaktır” başlıklı belge ibraz etmiştir. Bahsi geçen belgede “… firmasından gelen ve … adına devri yapılan Hurma bedeli olarak … T.C. Kimlik numaralı …’ya 30.000-Euro (Otuzbin) elden teslim edilmiştir.” şeklinde ifadeye yer verilmiş, belge teslim eden olarak davalı, teslim alan olarak ise … isimli kişi tarafından imzalanmıştır. Bunun dışında davalı iddiasının ispatı bakımından …’nın yurt dışında yerleşik dava dışı … firmasının ticari temsilcisi sıfatıyla hareket etttiğini ileri sürmüş ve bu hususta tanık dinlenmesini talep etmiştir. Ancak dosyada …’nın dava dışı şirket adına hareket ettiğini gösterir başkaca bir delil bulunmamaktadır. Bahsi geçen tutanakta davacının imzası yer almadığı gibi bu kişiye ödeme yapılmasına onay verdiğine ilişkin bir delil de ibraz edilmemiştir. Bu durumda … isimli kişinin … isimli firmanın temsilcisi sıfatıyla hareket ettiğinin tek başına tanık delili ile ispatı mümkün değildir. Davalı tarafından … isimli kişiye yapıldığı belirtilen ödemenin, davacının dava dışı … isimli firmaya borcu için yapıldığı hususu dosyadaki delillerle ispatlanamamıştır. Bu nedenle davalının aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İİK m. 67/2 ” … Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. … ” hükmünü haiz olmakla davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacının haksız olması yeterli olmayıp takibi başlatmakta kötü niyetli olması gerekir. Davacının defterlerinde 29/05/2016 tarihi itibariyle davalı lehine 205.600-TL tutarında tahsilat kaydedildiği halde icra takibini bu miktarın döviz karşılığı 61.538,46-Euro’yu mahsup etmeden başlatmıştır. Davacının bu kısım yönünden alacağının bulunmadığını bildiği ya da bilmesi gereken bir durumda olduğu anlaşıldığından kötüniyetli hareket ettiği kabul edilmelidir. Bu nedenle reddedilen 61.538,46-Euro alacak yönünden davalı yararına takip tarihindeki kur (4,3131-TL) üzerinden 53.084,30-TL kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddi doğru olmamıştır. Davalı vekili, müvekkilinin davanın reddedilen kısmı yönünden karar tarihindeki kur üzerinden 31.310-TL vekalet ücretine hak kazandığını ileri sürmekte ise de yabancı para alacağına ilişkin davalarda; dava değeri dava tarihi itibariyle Türk parası karşılığı üzerinden belirlenir. Yargılama sürecinde yabancı paranın değerinin düşmesi veya artması dava değerini değiştirmez. Aksinin kabulü dava değerinin kur değiştikçe azalıp-artması sonucuna götürür. Bu nedenle davalı vekilinin vekalet ücretin karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanması gerektiğine yönelik istinaf nedeni isabetli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 36.482,34-Euro alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talep yönünden davanın reddine, takip tarihindeki kur dikkate alınarak hesaplanan 31.470,39-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 53.084,30-TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 Tarih 2017/1034 Esas 2019/1392 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 36.482,34-Euro asıl alacak yönünden işbu alacağa takip tarihinden başlamak üzere ve davacının takipteki talebi aşılmamak üzere kamu bankalarınca 1 yıllık Euro mevduat hesabına fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talep yönünden davanın reddine, Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında 31.470,39-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Reddine karar verilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 53.084,30-TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 11.250,87-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine ve icra dosyasına yatırılan toplam 7.588,69-TL harçların mahsubu ile bakiye 3.662,18‬-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 7.620,09-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.000-TL bilirkişi ücreti ve 300-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.300-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 483-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 73,70-TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 47-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 15.832,19-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı lehine taktir olunan 22.729,85-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 2.812,71-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 65-TL posta masrafının davanın reddi oranında hesaplanan 40-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/11/2022