Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/415 E. 2022/1581 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/415
KARAR NO: 2022/1581
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2017/427 Esas 2019/784 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirket hesabına 05/11/2012 tarihinde banka. kanalıyla 20.000-TL borç para gönderdiğini, ancak davalının işbu borcu geri ödemediğini, Beyoğlu … Noterliği’nden gönderilen 10/04/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnameyle borcun ödenmesinin talep edildiğini, ancak yine bir netice alınamadığını, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine ise davalı şirketin herhangi bir borcu olmadığından bahisle itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazında parayı müvekkilinden aldığını ikrar ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, müvekkiline alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında Beşiktaş … Noterliği’nin 02/11/2012 tarihli … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi akdedildiğini ve araç satım bedelinin bir kısmı olan 20.000-TL’nin banka havalesi ile ödendiğini,davacının çektiği kredi sonrası söz konusu bedeli müvekkiline ödediğini, ayrıca havaleden kaynaklanan borcun neye ilişkin olduğunun da davalı tarafından açıklanmadığı gibi aksine müvekkilinin alacaklı olduğunu, kendileri tarafından davacı aleyhine açılan icra takibine itiraz davasında ilgili aracın satış bedelinin ödendiğinin iddia edildiğini, ancak bu bedelin müvekkiline ödendiğini ispatlar hiçbir belge sunamadığını, davacının 2 yıl sonra alacağını öne sürmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının savunmasının vasıflı ikrar niteliğinde olduğu, iddiayı kanıtlama yükümlülüğünün davacıda bulunduğu, havalenin, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtası olduğu, havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine bulunduğu, bu yasal karinenin tersininin davacı tarafından kanıtlanması gerektiği, taraflar arasında akdedilen 02/11/2012 tarihli 56.500-TL bedelli araç satış sözleşmesinin hemen akabinde davacı tarafça 05/11/2012 tarihi itibariyle 20.000-TL tutarında ticari araç kredisi kullanıldığı, davacı tarafından kullanılan iş bu kredinin tamamının yine 05/11/2012 tarihinde EFT havalesi yoluyla davalı hesabına transfer edildiği, bu veriler ışığında yapılan ödemenin araç satış bedeline mahsuben yapıldığının kabulü gerektiği, aksi iddianın davacı tarafça ispatının gerektiği, ancak dosyaya paranın borç ödemesi nedeniyle yapıldığına yönelik kesin ve somut şekilde ispata yarar hiçbir delil ibraz edilmediği, davacı tarafça satış bedelinin noter huzurunda ödendiği ileri sürülmüş ise de 56.500-TL’nin tamamının davalıya ödendiğine dair 332 Sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ hükümlerine uygun olarak ödemeyi tevsik eden herhangi bir belgeyi dosyaya sunamadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; taraflar arasında Beşiktaş … Noterliği’nin 02/11/2012 tarihli araç satış sözleşmesinin imzalandığını, söz konusu borcun müvekkili tarafından sözleşmenin imzalandığı aşamada ödendiğini, her ne kadar mahkemece yapılan ödemenin araç satışı ile ilgili olduğu belirtilmiş ise de davalı tarafça araç satış bedelinin tahsili için başlatılan icra takibi ile ilgili İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/598 Esas sayılı dosyasında müvekkili tarafından açılan davanın kabulüne karar verildiğini, mahkemenin kararında araç satışından kaynaklanan bedelin ödendiğinin belirtildiğini, bu durumda davalıya araç satışı nedeniyle herhangi bir ödeme yapılması gerekmediğinin açıkça ortaya konulduğunu, noter satış senedinin aksini iddia eden davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, borç olarak gönderildiği ileri sürülen paranın, ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yan, 05/11/2012 tarihinde davalıya havale yoluyla 20.000-TL borç para gönderildiğini, ancak davalının borcunu ödemediğini ileri sürerek gönderilen paranın iadesi için başlatılan takibe itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise gönderilen paranın araç satış bedelinin 20.000-TL’sinin banka havalesi ile gönderilen kısmı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 02/11/2012 tarihli araç satış sözleşmesi ile davacının davalıdan 56.500-TL bedelle 2. El hafif ticari araç satın aldığı ve aracın davalı tarafından davacıya devredilerek satışın gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacı 02/11/2012 tarihinde Noterde akdedilen sözleşmede davalının araç satış bedelinin tamamını aldığını beyan etmesi nedeniyle davalıya araç bedelinden kaynaklanan bakiye borcunun bulunmadığını, 05/11/2012 tarihinde davalıya havale edilen 20.000-TL’nin davalıya borç olarak verildiğini ileri sürmektedir. Ancak taraflar arasında 56.500-TL bedel karşılığında yapılan araç satışı ihtilaf dışı olup, davacının … A.Ş.’den kullandığı 2. El taşıt kredisi sözleşmesinden gelen 20.000-TL’yi havale ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalıya havalesi yapılan 20.000-TL’nin araç satışı nedeniyle yapıldığı açıktır. Kaldı ki, davalı davaya konu paranın gönderildiğini ikrar etmiş ancak bunun davacı tarafından ileri sürülen nedenle değil, başka bir hukuki nedenle gönderildiğini savunmak suretiyle vakıanın hukuksal nedeninin ileri sürülenden farklı olduğunu savunmuştur. Buna göre davalının savunması vasıflı ikrar niteliğindedir. Vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğünün ikrar eden tarafta değil, vakıayı ileri süren tarafta olduğu gözetildiğinde somut olayda ispat yükü davacıda olup davacı davalıya havale edilen 20.000-TL ödemenin borç olarak gönderildiğini ve iadesi gerektiğini ispat etmelidir. (Yargıtay HGK’nın 09.06.2004 tarih ve 2004/4-362 E. – 2004/347 K. sayılı kararı). Davacı, davalı ile aralarındaki Noterde düzenlenen ve kesin delil niteliğindeki 02/11/2012 tarihli araç satış sözleşmesinde davalının araç satış bedelinin tamamının aldığını beyan etmesi nedeniyle davalıya ödenecek bir borçlarının kalmadığını, bu hususun ayrıca İstanbul 13. ATM’nin 2015/598 Esas sayılı davası ile kesinleştiğini, bu nedenle satış sözleşmesinden sonraki tarihte havale edilen bedelin borç olarak gönderildiğini ileri sürmekte ise de bu husus ispat yükünü davalıya geçirmediği gibi davalıya havale edilen bedelin borç olarak gönderildiği hususunu da ispata yeterli olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 24,70-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2022