Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/410 E. 2022/1708 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/410
KARAR NO: 2022/1708
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2017/1353 Esas – 2019/1003 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkil tarafından davalıya ait araçlar için sigorta poliçesi düzenlendiğini, söz konusu poliçeler için kısmi ödemeler yapılmış olup, 9.872,88-TL bakiye alacağın davalı tarafından müvekkiline ödenmediğini,davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, borçlunun poliçe bedelini ödediğine dair bir belge ibraz etmediğini belirterek, davalının takibe yönelik itirazınını iptali ile davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının davayı kendi ihdas ettiği belgelere dayandırdığını, alacağın varlığına ilişkin ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının, müvekkili ile arasında ticari ilişki bulunduğunu ve müvekkiline faturalara konu hizmetin verildiğini ispat etmesi gerektiğini, salt davacı tarafından düzenlenen belgelerin alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava konusu yapılan bakiye alacağın varlığı ve miktarını ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, bilirkişi raporunda; temlik eden dava dışı şirkete ait ticari defterlerin incelenmesinde, takip/dava tarihi itibariyle davalı şirketten sigorta poliçe bedellerine dayalı açık hesap bakiyesinden kaynaklı 9.872,88-TL kaydi asıl alacağının bulunduğu, davalı şirkete ait ticari defterlere göre ise dava dışı şirketten aktifinde kayıtlı bulunan ve dosyaya araç özet bilgileri sunulan taşıt araçlarına ait trafik sigorta poliçe hizmeti satın aldığı, ticari defterlerinde peşin alınan poliçe şeklinde kasa hesabına kaydedildiği, dolayısıyla poliçenin tarafları arasında cari hesap ilişkisi oluşturulmadığından, dava dışı temlik veren şirketle herhangi bir borç/alacak bakiyesinin bulunmadığının bildirildiği, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, davalı şirket ile davacıya temlik eden arasında 2012 yılından beri süregelen ticari ilişki bulunduğu ve davalı şirketin temlik edenden adına kayıtlı muhtelif araçlarına trafik sigorta poliçe teminatları satın aldığının sabit olduğu, temlik edenin davalı şirket adına düzenlediği trafik sigorta poliçelerinin taksit koşulu içermemesi, .. Sigorta tarafından teminatlandırılan trafik sigorta poliçesinin ise ”poliçe primi peşin ödenmiş olup, poliçe makbuz yerine geçerlidir” açıklamasını ihtiva etmesi, dava dışı sigorta şirketince dosyaya sunulan hesap ekstresinde de trafik poliçelerinin poliçe (peşin) şeklinde açıklama ihtiva etmesi ve davacı şirketten satın alınan trafik sigorta poliçeleri davalı şirketin ticari defterlerinde peşin alınan poliçe şeklinde kaydedilmiş olup, davalı şirketin defterlerinde dava dışı şirket adına borç alacak bakiyesinin bulunmaması karşısında, davacı tarafça bakiye alacak talebinin ispatlanmadığının kabul edildiği, her ne kadar temlik eden dava dışı şirket cari hesap ekstresinde, davalı şirketçe yapılmış poliçe bedellerine ilişkin kısmi ödemelerin kredi kartı ödemesi şeklinde yapıldığı görünse de, ilgili kayıtların dava dışı şirket tarafından tek taraflı tutuluyor olması, yapılan ödemelerin poliçe bedellerinden farklı olması ve davalı şirketin bu ödemelerinin dava konusu yapılan poliçe bedellerine ilişkin olduğuna dair tutulan defter ve cari hesap kayıtları dışında ispat edememesi karşısında, yapılan ödemelerin dava konusu poliçelere ilişkin olduğunun davacı tarafından ispatlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; davalıya ait araçların trafik sigortası poliçelerinin yıllardır temlik eden şirket tarafından düzenlendiği ve davalının poliçe ödemelerini kısmi ödeme şeklinde yaptığının ticari defterlerin incelenmesinden anlaşıldığını, sigorta primi kural olarak peşin ödenmekle birlikte, bu ödemenin kredi kartıyla, taksitle veya kambiyo senediyle ödenmesinin mümkün olduğunu, somut olayda poliçe bedellerinin kısmi olarak ödendiğini, davacının ödemeye ilişkin bir delil sunmadığını, poliçelerde peşin ödeme kaydı bulunsa da müvekkilinin davalıya kolaylık sağlayarak davalı adına borçlandığını, ancak davalının poliçe prim bedellerini ödemediğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının alacağı temlik aldığı acentenin davalı araçlarına ilişkin olarak düzenlediği karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe prim bedellerinin tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; işbu dava konusu alacağın 29.06.2017 tarihli alacağın temliki sözleşmesiyle dava dışı … AŞ tarafından davacıya temlik edildiği, temlik eden şirket tarafından, davalının araçlarına ilişkin olarak düzenlenmiş olan trafik sigortası poliçelerinden kaynaklanan bakiye cari hesap alacağının tahsili istemiyle davaya dayanak takibin başlatıldığı, davalı tarafça ise ticari ilişkinin varlığının ve borcun inkar edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda alacağa dayanak poliçelerin tanzim edildiğini ve alacağın varlığını ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafa aittir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalı şirketten sigorta poliçe bedellerine dayalı açık hesap bakiyesinden kaynaklı 9.872,88-TL alacaklı olduğu, davalının ticari kayıtlarına göre ise davalının, dava dışı temlik eden şirketten aktifinde kayıtlı bulunan ve dosyaya araç özet bilgileri sunulan taşıtlara trafik sigorta poliçe hizmeti satın aldığı, davalının ticari defterlerinde poliçelerin peşin alınan poliçe şeklinde kasa hesabına kaydedildiği, dolayısıyla poliçelerin tarafları arasında cari hesap kaydı oluşturulmadığı, davalı şirketin kredi kartı vasıtasıyla poliçe tutarlarından bağımsız tutarlar halinde dava dışı temlik eden şirkete yapmış olduğu ödemelerin borcundan düşüldüğü, ödemeler sonrasında temlik eden şirketin 9.872,88-TL bakiye alacağının bulunduğu, sigorta poliçelerinin taksit koşulu içermediği, … Sigorta tarafından teminatlandırılan poliçede poliçe priminin peşin ödendiği açıklamasının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumda alacağı davacıya temlik eden dava dışı acente tarafından davalıya ait araçlara ilişkin sigorta poliçelerinin düzenlendiği hususu, sunulan trafik sigortası poliçeleri ve tarafların ticari defter kayıtlarıyla kanıtlanmıştır. Sigorta poliçelerinde herhangi bir taksit koşulu bulunmaması nedeniyle, poliçe priminin davalı tarafça ödenmiş olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu kayıt, poliçe prim bedelinin taksitli olarak ödenmeyeceği, peşin ödeneceği anlamına gelmektedir. Nitekim temlik eden şirketin ticari defter kayıtlarına göre, prim bedellerinin davalı tarafından genellikle kredi kartıyla kısım kısım ödendiği açıktır. Davalının kısmi ödemeleri sonucunda davacının 9.872,88-TL bakiye alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafça ise temlik eden şirketin ticari defterlerinde kayıtlı ödemeler dışında ödeme yapıldığına dair bir iddia ve yazılı delil ileri sürülmemiştir. Bununla birlikte temlik eden şirket tarafından düzenlenen 30.06.2014 tarihli ve 640-TL prim bedelli poliçede, primin peşin ödendiği ve poliçenin makbuz yerine geçerli olduğu yazılı olup, bu poliçedeki prim bedelinin davacı tarafça tahsil edildiği kabul edilerek, davacı alacağından mahsubu gerekmektedir. Bu durumda davacının bakiye alacağı 9.232,88-TL’dir. Davacı tarafça takipte işlemiş faiz talep edilmiş ise de, davalının takip tarihi öncesinde temerrüte düşürüldüğü yönünde bir iddia ve delil bulunmadığından, davacının işlemiş faiz talep etmesi mümkün değildir. Bu suretle 9.232,88-TL asıl alacak bakımından davanın kısmen kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. Diğer yandan alacak likit olup davalı da itirazında haksız olduğundan, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Reddedilen kısım bakımından ise davacının takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatının reddine karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesine ve “davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1353 Esas – 2019/1003 Karar sayılı 10/10/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 9.232,88-TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazla istemin reddine, Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan %20 oranında 1.846,57-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ;”Alınması gereken 630,69-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 117,56-TL harcın mahsubu ile bakiye 513,13-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yatırılan toplam 148,96‬-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 600-TL bilirkişi ücreti ve 134-TL posta masrafı olmak üzere toplam 734-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 686-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 9.200-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine taktir olunan 640-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafından yapılan 45,50-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 42-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/12/2022