Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/400 E. 2022/1712 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/400
KARAR NO: 2022/1712
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2019
NUMARASI: 2018/589 Esas 2019/1348 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili;müvekkilinden satın alınan ürünlerin davalıya teslim edildiğini, cari hesap ekstresinden ve irsaliyeli faturalardan anlaşılacağı üzere davalının ürünleri teslim aldığını ve kullandığını, ancak borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının itirazında, hesap mutabakatı gereği borcunun bulunmadığını beyan ettiğini, ancak müvekkili şirketin belirli dönemlerde tüm bayilerine hesap özetlerini gösteren mutabakat mektupları gönderdiğini, davalının borcunun ise şüpheli alacaklar kategorisinde takip edildiğini, bu nedenle sistemde otomatik olarak bakiyenin sıfır olarak faturalar ve faturaların yer aldığı cari hesap dökümlerinin alacaklarını kanıtladığını, davalının borcu olmadığını kanıtlayacak nitelikte bir itiraz sunamadığını belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı şirketin ticari ilişki nedeniyle müvekkilinden bir dizi senet aldığını, daha sonra bu senetlerin iade edildiğini, müvekkilinin ortağı …’nin iş yerini ayırması nedeniyle, müvekkili tarafından …’ye iade faturaları kesildiğini ve ürünlerin teslim edildiğini, davacının da bu durumu kabul ettiğini ve senetleri müvekkiline iade ederek cari hesabı sıfır olarak bildirdiğini, davacının …’den tahsil edemediği alacağını müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, davacının … hakkında icra takipleri başlattığını, davacının elinde bulunan borçlusunun müvekkili olduğu 16 adet 78.000-TL bedelli senedi iade etmesi ve e-posta ile cari hesap alacağını-0- bildirmesi birlikte değerlendirildiğinde, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığının sabit olduğunu, e-postanın yanlışlıkla gönderildiği kabul edilse dahi senetlerin iadesinin borç olmadığını olmadığını gösterdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının davalıdan bir alacağının bulunmadığı, esasen davacının alacağının davalı ile işyerini ayıran dava dışı …’den olduğu, bu kişi aleyhine icra takipleri yaptığı, bununla birlikte alacağını davalıdan tahsil edebilme ihtimaline karşı davalıya karşı da icra takibi yaptığı, icra takibinde davacının haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle, davanın reddi ile davacı aleyhine takip miktarının %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; mahkemece eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak karar verildiğini, davacıya gönderilen ürünlerin teslimine ilişkin tutanaklar ile davalının BA formlarının celbini talep etmelerine rağmen mahkemece taleplerinin dikkate alınmadığını, davalının borcu şüpheli alacaklar hesabına aktarılmış olup borcun silinmesinin söz konusu olmadığını, bu nedenle muhasebe programında davalının borcunun otomatik olarak sıfır gözüktüğünü, 09.02.2018 tarihinde tüm bayilere mutabakat mektubu maili gönderildiğini, bu mailin 120 kodlu hesaptan gönderilmesi nedeniyle bakiye borç bilgisinin sehven sıfır şeklinde gönderildiğini, davalı taraf borcun …’ye ait olduğunu iddia etmiş olsa da, tüm faturalar ve cari hesap kayıtlarında borçlunun …-… İşitme Merkezi olarak geçtiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulü ile müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu sabit olup, davacının cari hesabına dayanak faturalar konusu malların davalıya teslim edilmiş olduğu da tarafların kabulündedir. Bu nedenle davacı vekilinin, malların teslimine ilişkin kayıtlar ile davalının BA formlarının celbi gerektiği yönünde ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde değildir. Davalı tarafça; daha önce ortak olarak çalıştıkları …’nin iş yerini ayırdığı, bu nedenle davacıdan satın alınan ürünlerin …’ye iade faturaları ile teslim edildiği, davacının da bu durumu kabul ederek daha önce müvekkilinden almış olduğu senetleri iade ettiği, cari hesap bakiyesini de bu nedenle sıfır olarak bildirdiği ileri sürülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının usulüne uygun olarak tutulmuş olan ticari defter kayıtlarına göre, davacı tarafından düzenlenen fatura toplamının 383.991,65-TL olduğu, davacı kayıtlarında 44.320,19-TL iade faturası, 7.993-TL havale, 180.000-TL alınan senetler ve 166.748,12-TL … hesabına yapılan virman olmak üzere davalı lehine yapılan kayıt toplamının 315.061,31-TL olduğu, bu tutarın faturalar toplamından düşülmesiyle bakiye alacağın 68.930,34-TL olduğu, 31.12.2016 tarihinde 68.000-TL tutarlı 16 adet senet iade edilerek davalı tarafın cari hesabının borçlandırıldığı, 27.01.2017 tarihinde … hesabına yapılan virman sonucunda cari hesap alacağının 68.000-TL kaldığı, bu tarihten sonra düzenlenen 23.480,55-TL tutarlı dört fatura bedelinin 22.550,19-TL’sinin ödendiği, bu suretle 68.930,37-TL olan alacağın 20.11.2017 tarihinde şüpheli alacaklar hesabına aktarıldığı, davacının alacağı 31.12.2016 tarihinde davalı tarafa iade edilen 16 senedin toplam tutarına eşit olup, iade edilen senetlerin devir sürecine denk gelmesi nedeniyle borcun …’ye ait olduğuna dair davalı savunmasının gerçeğe uygun bulunduğu belirtilmiştir.Davacının ticari defter kayıtlarından tespit edildiği üzere; davacının davalı tarafa hitaben düzenlediği faturalar toplamı 383.991,65-TL olup; iade faturaları, havale yoluyla yapılan ödemeler ve davalıdan alınan senetlerin bedelleri ile … hesabına yapılan virman tutarı toplamı olan 315.061,31-TL davalı lehine alacak olarak kaydedilmiştir. Sonradan düzenlenen 4 adet fatura bedelinin kısmen ödenmesi sonucunda davacının bakiye alacağı 68.930,34-TL olarak tespit edilmiştir. Bu tutarın 68.000-TL kısmı, davacının 31.12.2016 tarihli 16 adet senet iadesi sonucunda davalının hesabına borç kaydedilmesinden kaynaklanmıştır. Ancak davalının keşidecisi olduğu 68.000-TL tutarlı senetler 31.12.2016 tarihi itibariyle davalıya iade edilmiş durumdadır. Davalının borcunun 166.748,12-TL’lik kısmının …’ye virman tarihi ise 27.01.2017’dir. Bu durumda alacağı kambiyo senedine bağlı bulunan davacının, alacaklı olduğunu iddia etmesine rağmen senetleri davalı borçluya iade etmesi ticari hayatın olağan akışına uygun değildir. Davacı tarafından davalıya gönderilen 09.02.2018 tarihli hesap mutabakatında da davalının borç bakiyesi sıfır olarak gösterilmiştir. Davacı vekilince bu durumun muhasebesel sistemden kaynaklandığı ileri sürülmüş olsa da, alacaklı olduğunu iddia eden davacının, elinde bulunan davalının keşidecisi olduğu senetleri de davalıya iade etmesi birlikte değerlendirildiğinde; davalının iş yerini … ile ayırması nedeniyle faturalar konusu bir kısım malların davalı tarafından …’ye teslim edildiği, dolayısıyla malların bedelini davacıya ödeme borcunun da … tarafından üstlenildiği, davacının da bu durumu kabul ederek davalıdan daha önce almış olduğu senetleri davalıya iade ettiği, bu suretle davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunmadığı kabul edilmelidir. Nitekim davacı tarafından dava dışı … hakkında İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı ve İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyalarında takipler başlatıldığı UYAP kayıtlarının incelenmesinden anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/12/2022