Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/391 E. 2022/1669 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/391
KARAR NO: 2022/1669
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2018/1413 Esas 2019/894 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin uzun zamandır davalı ile ticari ilişki içerisinde olduğunu, bu kapsamda oluşan 9.079,04-TL cari hesap alacağının ödenmediğini, bu nedenle alacağın tahsili amacı ile İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, takip öncesi işlemiş faize yönelik itirazı kabul ettiklerini, yalnızca asıl alacak yönünden itirazın iptalini istediklerini belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; bu güne kadar müvekkili tarafından davacıdan alınmış tüm hizmetlere ilişkin ödemelerin yapıldığını, borcun varlığını ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı tarafça hiç bir delil sunulmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafın ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile davalı taraftan 6.440,69-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın cevap dilekçesi ile ticari ilişkiden doğan borcunu ödediğini iddia ettiği, ödeme iddiasında bulunması nedeniyle ispat külfetinin davalıda bulunduğu, ancak sunduğu ödeme dekontlarına göre borcun tamamının ödenmediği, davacı ticari defterlerine göre 6.440,69-TL alacağın sübut bulduğu, gerekçesiyle, davanın 6.440,69-TL üzerinden kısmen kabulü ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına, davacı aleyhine ise reddedilen kısım yönünden kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili; davacı tarafın 28.03.2014 tarihli 1.404,20-TL tutarlı faturasının aynı gün davacının hesabına müvekkilinin çalışanı … tarafından 1.405-TL olarak ödendiğini, bu ödemenin borçtan düşülmemesinin hatalı olduğunu,cari hesapta müvekkilinin davacıya borçlu olmayıp 59,80-TL alacaklı olduğunu, davacının cari hesabındaki 23.10.2015 tarihli 236-TL bedelli faturanın … unvanlı şirkete kesilmesine rağmen müvekkilinin cari hesabına işlendiğini, ancak bu husustaki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, davacının ticari defterlerine kaydettiği bir kısım mal ve hizmeti müvekkiline teslim ettiğini ispatlayamadığını, bu konudaki ispat külfetinin davacı taraf üzerinde olduğunu, bilirkişi raporunda irsaliye ile ispat edilen alacak tutarının 4.068,89-TL olduğunun tespit edildiğini, buna rağmen mahkemece davacı tarafça ispat edilemeyen fatura bedelleri üzerinden 6.440,69-TL alacağa karar verildiğini,bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle 6.296,48-TL alacak tespitine rağmen 6.440,69-TL üzerinden hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafın takip talebinde takip sonrası dönem için %10,75 oranında faiz talebinde bulunmasına rağmen, mahkemece talep aşılarak %19,50 oranında faize hükmedilmesi ve ”değişen oranlarda” ibaresinin eklenmemesinin hukuka aykırı olduğunu,alacak likit olmadığından hükmedilen icra inkar tazminatının da hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerinde davalı ile olan ilişkinin iki ayrı hesapta takip edildiği, ilk hesapta davacının 1.404,20-TL’lik faturası karşılığında davalının 59-TL kısmi ödemesi sonucu davacının 1.345,20-TL alacaklı olduğu, ikinci hesapta davacı tarafından düzenlenen 52 fatura tutarı 17.485,33-TL olup, davalının 12.534,05-TL ödemesi sonucu davacının bakiye 4.951,28-TL alacaklı gözüktüğü, davacının ticari defterlerinde tespit edilen toplam alacak tutarının 6.296,48-TL olduğu, davacının düzenlediği son 26 adet fatura bedeli toplam 6.440,69-TL olup 236-TL tutarlı 144,21-TL kısmı dışında davalının ödemesi bulunmadığı,toplam 10 irsaliyede teslim alan imzası mevcut olup teslimi kanıtlanan fatura tutarının 4.068,89-TL olduğu tespit edilmiştir. Davacının ilk hesapda bulunan 1.404,20-TL tutarlı faturasına karşılık davalı vekilince, … hesabından aynı tarihte davalıya yapılan 1.405-TL tutarlı ödemeye ilişkin banka dekontu sunulmuştur. Ödeme dekontunda “Yardgem ödemesi” açıklaması yer almaktadır. Ödeme tutarının 80 kuruş farkla fatura tutarı ile aynı olması ve ödemenin de fatura tarihi ile aynı tarihli olması karşısında, davalının bu fatura bedelini ödediği ilk hesapta bakiye alacağın bulunmadığı kabul edilmelidir. Davalı vekilince 23.10.2015 tarihli 236-TL tutarlı davacı faturasının dava dışı … Makine firmasına kesilmesine rağmen müvekkili aleyhine borç kaydedildiğini ileri sürmüştür. Davacının cari hesabında … Makine kayıtlı olsa da, bilirkişi tarafından bu faturaya karşılık davalının 144,21-TL kısmi ödemesinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin bu konuya ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalının ikinci hesabında 4.951,28-TL bakiye alacak kayıtlı olsa da, teslimi kanıtlanan toplam fatura tutarı 4.068,89-TL olarak tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkemece sonuç olarak teslimi kanıtlanan toplam 4.068,89-TL fatura bedeline hükmedilmesi gerekirken, bilirkişi tarafından taraflar arasında ihtilaflı bulunan son faturaların toplamı olarak belirlenen tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı alacaklı tarafça takip talebinde yıllık %10,75 ticari temerrüt faizi talep edilmesine rağmen, mahkemece asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,50 oranında avans faizi uygulanmasına hükmedilmesi taleple bağlılık ilkesinin ihlali niteliğindedri. İİK’nın 67. maddesi uyarınca, itirazın iptali davasında borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilir. Takip ve dava konusu alacak satış faturalarına dayalı olduğundan, alacağın likit olduğu açıktır.Davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir.Mahkemece davacının takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamamasına rağmen,red edilen kısım bakımından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi hatalı olsa da, davacı tarafın istinaf başvurusu bulunmadığından, bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir. Açıklanan nedenlerle; davanın 4.068,89-TL alacak yönünden kısmen kabulü ve davacının takipte talep ettiği faiz oranını aşmamak üzere faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmek suretiyle itirazın kısmen iptaline,fazla istemin reddine kesinleşen kısımların tekrarına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 Tarih 2018/1413 Esas 2019/894 Karar sayılı kararın HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; ” Davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 4.068,89-TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren %10,75 oranı aşılmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek devamına, fazla istemin reddine, Kabul edilen 4.068,89-TL’nin %20’si oranında 813,77-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Reddedilen kısım yönünden 2.638,35 TL’nin %20’si olan 527,67 TL’nin kötü niyet tazminatı olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 277,95-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme ve icra veznesine peşin yatırılan 155,05+49,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 73,43-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 190,95-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafından yapılan 700-TL bilirkişi ücreti ve 91,45-TL tebligat-posta masrafı olmak üzere toplam 791,45-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 356-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 4.068,89-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine taktir olunan 5.010,15-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ” Davalı tarafça yatırılan 110-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafça yapılan 22-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,kalanın üstünde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 31,50-TL istinaf yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 18-TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, kalanın üstünde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2022