Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/389 E. 2022/1707 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/389
KARAR NO: 2022/1707
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2018
NUMARASI: 2016/1194 Esas 2018/534 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı; davalı şirketlere ait bir kısım hisseler kendisine ait iken, 11.05.2015 tarihli hisse devir sözleşmesi ile bu hisselerin tamamını davalı …’a devrettiğini, hisse devri ile birlikte … AŞ’deki YK üyeliğinden ve … AŞ’deki YK başkanlığından 22.05.2015 tarihinde istifa ettiğini, her iki istifanın davalı şirket yetkilileri tarafından bu istifaların tescil ve ilan ettirilmemesi nedeniyle, 15.09.2015 tarihinde res’en tescil edilip ticaret sicil gazetesinde yayımlandığını, hisse devrini 11.03.2016 tarihli ihtarnameler ile davalı şirketlere bildirdiğini, davalı …’ın sözleşme ile şirketlerdeki hisselerinin tamamını devralacağını kabul ve taahhüt etmesine rağmen hisseleri devralmaktan kaçındığını, davalı şirketlerin yönetim kurulunun da devir işlemini şirketlerin pay defterine işlemediklerini, TTK’nın 494. maddesi gereğince şirketlerin onay istemini en geç üç ay içinde reddetmemiş olmaları nedeniyle devir işlemine onay vermiş sayıldıklarını, davalı …’un kendisine ait payı da … isimli kişiye devrederek ortaklıktan ayrıldığını belirterek, davalı şirketlerde hiçbir hissesinin kalmadığının tespiti ile söz konusu devir işleminin pay defterine işlenmesine ve ticaret sicil gazetesinde ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …; şirket hisse devrinin geçerliliğinin yönetim kurulu kararı alınması ile gerçekleşeceğini, şirkette bulunan tüm hisselerini 01.02.2016 tarihinde şirketin diğer hissedarlarına devrettiğini ve davalı şirket ile hiçbir ilgisinin kalmadığını, sözleşmenin tüm edimlerini davacı tarafın yerine getirmesi gerektiğini, yönetim kurulu kararının davacının talebi doğrultusunda ve yönetim kurulunun belirleyeceği şekilde yapılması gerekir iken, sözleşmenin yönetim kuruluna bildirilmemesi sebebi ile kendisinin de mağdur olduğunu, şekil olarak geçerli olmayan sözleşmenin hukuken de geçerli olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirketler davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı şirketlerin ticaret sicil kayıtlarına göre; davalı … .. AŞ’nin sermayesi 300.000-TL olup bu sermayenin her biri 1.000-TL olmak üzere 300 adet hisseye ayrıldığı, sermayenin A, B ve C grubu paylardan oluştuğu, davacının A grubu 100 payasahip olduğu ,devir alan davalı ortağın C grubu hissedar olduğu, davalı şirketin sermayesinin tamamının ödendiği, ana sözleşmesinde hisse senetlerinin nama muharrer olarak ihraç edileceğinin belirtildiği, ana sözleşmenin 7. maddesinde pay devrinin yönetim kuruluna yazılı olarak bildirileceği, keyfiyetin yönetim kurulunca onaylanıp pay defterine yazılmadıkça şirkete karşı geçerli olmayacağı hükmü bulunduğu, yine ana sözleşmenin 8. maddesinde, hisselerin devrinde hissedarların öncelikli alım haklarının mevcut olduğu, ön alım hakkını A grubu hissedarların diğer hissedarlara nazaran öncelikli olarak kullanacağının yazılı olduğu, diğer davalı … AŞ’nin ise sermayesinin 3.433.500-TL olup, bu sermayenin her biri 11.445-TL kıymetinde 300 adet hisseye ayrıldığı, sermayenin A, B, C grubu paylardan oluştuğu, davacının B grubu 100 paya sahip bulunduğu, davalı ortağın C grubu hissedar olduğu, davalı şirketin sermayesinin tamamının ödendiği, şirketin ana sözleşmesinde hisse senetlerinin nama muharrer olarak ihraç edileceğinin, ana sözleşmenin 7. maddesinde pay devrinin yönetim kuruluna yazılı olarak bildirileceği, keyfiyetin yönetim kurulunca onaylanıp pay defterine yazılmadıkça şirkete karşı geçerli olmayacağının belirtildiği, ana sözleşmenin 8. maddesinde, hisselerin devrinde hissedarların öncelikle alım haklarının mevcut olduğu, söz konusu ön alım hakkını A grubu hissedarların diğer hissedarlara nazaran öncelikli olarak kullanacağının yazılı olduğu; davacı ile davalı … arasında 11.05.2015 tarihinde imzalanan 2 adet sözleşmede, davacının her iki şirketteki paylarının tamamının davalı …’a devrinin kararlaştırıldığı, davacı tarafından Beykoz … Noterliği aracılığıyla 11.03.2016 tarihindeki ihtarnamelerle şirketlerdeki hisse devrinin ihtar edildiği, ancak ihtarnamelerin keşide edildiği adreslerden davalı şirketlerin taşınmış olması nedeniyle tebliğ edilemediği, davalı şirketlerin esas sözleşmelerinde TTK’nın 492. maddesine istinaden nama yazılı payların ancak şirketin onayı ile devredilebileceğinin hüküm altına alındığı, TTK’nın 494. maddesinde; devir için gerekli olan onay verilmediği sürece, payların mülkiyeti ve paylara bağlı tüm hakların devredende kalacağının, şirketin, onaylamaya ilişkin istemi aldığı tarihten itibaren en geç 3 ay içinde reddetmemişse veya red haksızsa onayın verilmiş sayılacağının belirtildiği, somut uyuşmazlıkta, hisse devri ihtarının davalı şirketlere tebliğ edilemediği, her iki şirketin ana sözleşmelerinin 8. maddelerinde diğer ortakların önalım hakkının bulunduğunun yer aldığı, davacının ise davalının haricindeki ortağa teklif yaptığına dair delil sunulmadığı, davacı ile davalı arasında düzenlenen sözleşmelerde hükme bağlanan şartların da yerine getirildiğinin ispatlanamadığı, mevcut ticaret sicil kayıtlarına göre davacının halen davalı şirketlerin ortağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; hisseleri devralan davalının da her iki şirketin ortağı olduğunu, TTK’nın 490. maddesi uyarınca hisse devrinde engel bulunmadığını, ana sözleşmenin 7. maddesindeki sınırlamanın hissedarlar dışındaki 3. kişiler bakımından geçerli olup, şirketin diğer ortağına yapılan devirle ilgili bir sınırlama bulunmadığını, bu madde gereğince ancak ortak dışındaki üçüncü kişiye devir halinde yönetim kuruluna bildirim yapılmasının zorunlu olduğunu, davacının A grubu hisse sahibi olması nedeniyle TTK’nın 461. maddesi gereği diğer ortakların onayına ihtiyaç olmadığını, hisse devir sözleşmesindeki hükümlerin tamamını müvekkili yerine getirmiş olup, bu hususun dava konusu ile de ilgisinin bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, anonim şirket hisse devrinin şirketin pay defterine kaydedilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda; hisse devri tarihi itibariyle davacı ile hisseleri devralan davalının her iki şirketin de ortağı oldukları, davacının davalı … şirketinde A grubu 100.000-TL bedelli 100 adet, … şirketinde ise B grubu 1.144.500-TL bedelli 100 adet pay sahibi olduğu, davacı ile davalı gerçek kişi arasında akdedilen 11.05.2015 tarihli hisse devir sözleşmeleri ile davacının her iki şirkette sahibi bulunduğu tüm payların davalıya devrinin kararlaştırıldığı, davacı tarafından keşide edilen 11.03.2016 tarihli ihtarnameler ile pay devirlerinin davalı şirketlere bildirildiği, ancak her iki ihtarname de davalı şirketlerin o tarih itibariyle ticaret sicilinde kayıtlı adreslerine gönderilmiş olmasına rağmen muhatapların adresten taşındığı şerhiyle tebliğ edilemeden iade edildiği nalaşılmaktadır. Davalı şirketlerin ana sözleşmelerinin 7. maddesinde; bedeli tamamen ödenmiş olan A, B ve C grubu hisse senetlerinin nama yazılı olduğu, nama yazılı hisselerin üçüncü kişilere satışı, devri ve temliki halinde bu işlemi yapmak isteyen ortağın durumu yönetim kuruluna yazılı olarak bildireceği, keyfiyetin yönetim kurulunca onaylanıp pay defterine yazılmadıkça şirkete karşı geçerli olmadığı, onay için A grubu pay sahiplerinin onaylama kararına iştirak etmesinin zorunlu olduğu, 8. maddesinde ise; hamiline yazılı hisse senetleri çıkarılıncaya kadar hisse devrinin yönetim kurulunun muvafakatine bağlı olduğu, yönetim kurulunun sebep göstermeksizin muvafakattan kaçınabileceği, hisse devrinde hissedarların öncelikli alım hakkının bulunduğu, bu hakkı A grubu hissedarların diğer hissedarlara göre öncelikli olarak kullanacağı yazılıdır. Anonim şirketlerde payın devri için payın senede bağlanmış olması şart değildir. Sahip olunan payı temsil etmek üzere hisse senedi çıkarılmamış olması halinde, sahip olunan pay senede bağlanmamış demektir. Çıplak pay, senede bağlanmış paylar gibi serbestçe devredilebilir. Ancak payın serbestçe devredilebileceğine getirilen kanuni ve iradi sınırlamalar çıplak pay için de geçerlidir. Çıplak payın devri hakkında TTK’da özel bir düzenleme mevcut değildir. Çıplak pay, genel hükümlere göre yazılı devir anlaşması ile devredilebilir. Alacağın temliki, tasarrufi bir işlem olduğundan temlik ile çıplak pay devralana geçer. Alacağın temlikinde olduğu gibi yazılı şekil şartı vardır. Bedeli ödenmiş çıplak payın devri, TBK’nın 184. maddesi gereği yazılı bir temlik beyanının devralana verilmesi ile gerçekleşir. 6102 sayılı TTK’nın 490. maddesine göre, kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. TTK’nın 492. maddesinde; esas sözleşmede, nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceğinin öngörülebileceği belirtilmiştir. TTK’nın 493. maddesinde; şirketin, esas sözleşmede öngörülmüş önemli bir sebebi ileri sürerek veya devredene, paylarını, başvurma anındaki gerçek değeriyle, kendi veya diğer pay sahipleri ya da üçüncü kişiler hesabına almayı önererek, onay istemini reddedebileceği, 494. maddesinde ise; devir için gerekli onay verilmediği sürece payların mülkiyetinin devredende kalacağı, şirketin onaylama istemini en geç üç ay içinde reddetmemiş olması halinde veya ret haksızsa onayın verilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda hisse devrinin geçerliliği, durumun yönetim kurulunca onaylanıp pay defterine yazılması koşuluna bağlanmıştır. Davacı tarafından söz konusu düzenleme ve şirketlerin ana sözleşmesi gereğince hisse devrinin pay defterine kaydedilmesi için davalı şirketlerin mevcut ticaret sicil adreslerine ihtarname keşide edilmişse de, her iki ihtarname de şirketlerin belirtilen adreslerden taşınmış olduklarından bahisle iade edilmiştir. Bu durumda davacı tarafından davalı şirketlere bildirim şartının yerine getirildiği kabul edilmelidir. Her iki şirketin ana sözleşmelerinde, hisse devri halinde öncelik A grubu hissedarlara ait olmak üzere diğer ortaklara ön alım hakkı tanınmıştır. Ancak ana sözleşmenin 7 ve 8. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, bu hükmün şirket hisselerinin hissedar olmayan üçüncü kişilere devri haline özgü olduğu, hissedarlar arasındaki pay devirlerinde uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Esasen diğer ortaklarda paylarını devir ederek ortaklıktan ayrılmış olup ,önalım haklarının kullanılması imkanı da kalmamıştır.Somut olayda ise pay devirlerinin yapıldığı tarih itibariyle payları devralan davalı da her iki şirkette pay sahibidir. Davalı şirketler tarafından davaya cevap verilmediği gibi, pay devrinin kaydından kaçınmayı haklı gösterebilecek herhangi bir neden de ileri sürülmemiştir. Hisse devir sözleşmelerinde davacıya satıcı olarak yüklenen ve yerine getirilmeyen bir yükümlülük de bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,yeniden hüküm verilmesine , davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak “davanın kabulüne” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1194 Esas – 2018/534 Karar sayılı 09/05/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne, davacı … adına kayıtlı bulunan davalı … AŞ’deki toplam 1.144.500-TL itibari değerindeki 100 adet hisse ile davalı … AŞ’deki toplam 100.000-TL itibari değerindeki 100 adet hissenin, davalı …’a devredildiğinin tespiti ile davalı şirketlerin pay defterlerine davalı … adına kayıt ve tesciline” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 29,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 51,50‬-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 58,40‬-TL peşin harçların davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 600-TL bilirkişi ücreti, 266,90-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 866,90-TL yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından sarf edilen 123,60-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.01/12/2022