Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/378 E. 2022/1668 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/378
KARAR NO: 2022/1668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2018/1157 Esas 2019/1435 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile dava dışı kredi borçlusu … AŞ arasında kredi sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşmeyi davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlu şirketin kullandığı kredi borcunu ödememesi nedeniyle hesabın kat edildiğini, bu nedenle borçlu şirket ve davalı kefiller aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalıların takibe haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, banka kayıtlarından anlaşılacağı üzere borçlu şirketin krediyi kullanıp borcunu ödemediğini belirterek, davalıların takibe yönelik itirazının iptali ile davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında ise davanın reddini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı banka ile dava dışı …AŞ arasında 07/10/2013 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, şirket ortağı olan davalıların da sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıkları, kredi sözleşmesine konu borcun ödenmemesi üzerine davacı bankaca düzenlenen hesap kat ihtarnamesinin davalılar ve asıl borçluya tebliğ edildiği, kefilin, TBK 589’a göre kefalet limitini aşmamak kaydı ile borçtan sorumlu olduğu, bilirkişi raporunda, davalı kefillerin sorumlu olacakları kefalet limitinin belirtildiği,TBK 583, 584 maddesindeki diğer şartların da mevcut olduğunu, genel kredi sözleşmesinin eki kefalet sözleşmelerinde, kefalet limitinin, kefil olduklarına ilişkin ibarenin ve kefalet tarihinin elle yazılı olduğu, bilirkişi raporunda kefil olan davalılar için temerrüt tarihi belirlenerek temerrüt tarihi itibariyle davacı bankanın genel kredi sözleşmesi kapsamında çekilen kredi alacağı yönünden hesaplama yapılıp, uygulanacak faiz oranlarının da tespit edildiği gerekçesiyle, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın toplam 14.720,37-TL alacak üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalılar vekili; kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; sözleşmenin yazılı olması, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmesi, kefalet tarihinin belli olması ve ayrıca sorumlu olacağı miktarı kendi el yazısı ile yazılmasının gerektiğini, sözleşme incelendiğinde müvekkillerinin kefalet tarihinin belli olmadığını, müvekkillerinin kefil oldukları veya kefalet miktarlarının da kendi el yazısı ile belirtilmediğini, kefalet tarihi olmayan sözleşmelerin geçersiz olacağını, el yazısı şartının, kefili risklerden korumaya yönelik olduğunu, kefil oldukları iddia edilen müvekkillerinin el yazılarını içermeyen sözleşmenin geçerli olmadığını,davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari kart sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; temlik eden davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … AŞ arasında 07.10.2013 tarihli ticari kart sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin eki kefaletnamelerin müteselsil kefil sıfatıyla davalılar tarafından imzalandığı, asıl borçlu şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek asıl borçlu ile kefiller aleyhine başlatılan icra takibine itiraz üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davalıların borç miktarına yönelik bir itirazı olmayıp,kefalet sözleşmesinin kanunda düzenlenen geçerlilik şartlarını taşımadığından geçersiz olduğu ileri sürülmüştür. Sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken TBK’nın 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olması için; yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin ve müteselsil kefalet halinde bu ibarenin kefilin kendi el yazısıyla belirtilmesi zorunludur. Bu kapsamda somut olayda davalı kefiller tarafından imzalanan kefaletnamelerin yazılı şekilde düzenlendiği, kefalet limiti, kefalet tarihi ve müteselsil kefalete ilişkin ibarelerin de kefillerin el yazısı ile yazıldığı, dolayısıyla davalıların imzaladığı kefalet sözleşmelerinin yasanın aradığı tüm şekil şartlarını taşıdığı ve geçerli olduğu sabittir. Bu nedenle müteselsil kefil olan davalılar, asıl borçlunun borcundan (asıl borçlunun temerrüdü dahil) kefalet limiti ile ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumludur. Bu kapsamda tespit edilen alacak tutarı da davalıların kefalet limitinin altında kaldığından, mahkemece davalıların müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluğuna hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedeni yerinde olmayan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.005,55-TL istinaf karar harcından davalılar tarafından peşin yatırılan 251,4‬0-TL harcın mahsubu ile bakiye 754,15‬-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 5,50-TL posta masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022